Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1459 E. 2022/1521 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1459 Esas 2022/1521 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1459
KARAR NO : 2022/1521

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2022
NUMARASI : 2022/111 Esas 2022/464 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/02/2022
KARAR TARİHİ : 02/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/12/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin iki ortaklı olarak kurulduğunu, şirketin %50 hissesinin davalıların murisi …’e, %50 hissesinin ise dava dışı …’a ait olduğunu, muris …’in şirket genel kurulunun 09/07/2012 tarihli kararıyla 10 yıl süre ile müvekkili şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili şirket müdürü olarak seçildiğini, murisin 20/09/2019 tarihine kadar müdürlük görevi yaptığını, murisin görev süresince şirket bünyesinde gerçekleştirmiş olduğu kusurlu ve usulsüz işlemler ile şirket üzerinden kişisel menfaatler elde ettiğini, bu şekilde müvekkilini zarara uğrattığını, murisin görevinin sona ermesinin ardından mahkeme kararıyla şirkete atanan kayyımın düzenlemiş olduğu rapora göre yapılan fiili stok sayımı sonucu gerçekte fiilen 386.116,33 TL stoğu bulunduğu halde muhasebe kayıtlarında stok rakamının kayden 1.564.094,70 TL olarak gözüktüğünün tespit edildiğini, muris tarafından şirket stoklarında bulunan malların kayıt dışı olarak satıldığını, satış gelirlerinin şirket kayıtlarına yansıtılmadığını, murisin müdürlük döneminde oluşan stok eksiği nedeniyle müvekkilinin 1.177.978,37 TL zarara uğradığını belirterek şimdilik 10.000,00 TL şirket zararının, stok açığı tespit tarihi olan 31/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; şirket yetkilisi kayyımın şirketin diğer ortağı ve müvekkiline husumet besleyen yakınlarıyla işbirliği yaparak müvekkillerinin murisi nedeniyle dava açmasına usulen imkan bulunmadığını, şirketin diğer ortağı tarafından şirketin fesih ve tasfiyesi talebiyle dava açıldığını, açılan bu davada alınan bilirkişi raporunda müvekkillerinin murisinin özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiği yönünde hiçbir görüş bildirilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, şirket yöneticisi veya mirasçılarına karşı TTK’nun 553 vd. maddeleri kapsamında sorumluluk davası açılabilmesi için limited şirket ortaklar kurulu tarafından verilen kararın bulunması gerektiği, sorumluluk davası için ortaklar kurulu kararının özel dava şartı olduğu, HMK’nun 114/2. maddesi gereğince diğer kanunlardaki özel dava şartlarının da dava şartı olduğu, aynı Kanunun 115/1. maddesi gereğince dava şartı mevcut olup olmadığının yargılamanın her aşamasında resen araştırılması gerektiği, dava açılırken dava şartının eksik olması nedeniyle davacı tarafa dava şartı eksikliğini tamamlaması için kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde davacı tarafça yönetici kayyım kararının sunulduğu, yönetici kayyım kararının ortaklar kurulu kararı olmadığı, kesin süre içerisinde dava şartı eksikliğinin tamamlanmadığı gerekçesiyle HMK’nun 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sunulan kararın yönetim kayyımı kararı olmadığını, söz konusu kararın bir ortağı hakkında vesayet kararı verilmiş, iki ortaklı bir limited şirketin ortaklar kurulu kararı olduğunu, müvekkilinin ortaklık yapısı, ortak sayısı ve ortaklardan birisinin vesayet durumu göz önüne alındığında ortaklar kurulu kararının yönetim kayyımı tarafından alınmasının yasaya aykırı olmadığını, davanın ortak aleyhine açılan tazminat davası olmayıp, şirket müdürü aleyhine açılan tazminat davası olduğunu, bu davada ortaklar kurulu kararının varlığının dava şartı olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacı şirkette müdür olarak görev yapan davalılar murisinin şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla TTK’nun 644/1.a maddesi yollamasıyla 553. maddeleri uyarınca sorumluluk davası kapsamında maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı şirket tarafından tutulan 31/03/2020 tarihli tutanak, davacı şirket kullanım ömrü dolmuş emtia stokları listesi, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı, davacı şirket emtia stokları listesi, 10/01/2020 tarihli davacı şirket yönetim kayyım kararı, 15/11/2021 tarihli davacı şirket yönetim kayyımı kararı dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacı yan davalılar murisinin şirketin münferit temsile yetkili müdürü olduğunu, şirket stoklarının fiili durumu ile kaydi durumu arasında fark oluştuğunu, şirket müdürünün görev yaptığı süre içerisinde şirket mallarını kayıt dışı sattığını, satış gelirini şirket kayıtlarına yansıtmadığını, şirketi zarara uğrattığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda şirket yöneticisi/mirasçıları hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için limited şirket ortaklar kurulu tarafından verilen karar bulunması gerektiği, davacı tarafından verilen kesin süre içerisinde dava şartı eksikliğinin tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Yargılama aşamasında 27/04/2022 tarihli celsede davacı vekiline sorumluluk davası açılmasına ilişkin ortaklar kurulu kararını sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde ortaklar kurulu kararının sunulmaması halinde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verileceği davacı vekiline ihtar edilmiştir.
Davacı vekilince anılan ihtar üzerine dosyaya davacı şirketin 15/11/2021 karar tarihli 40 karar sayılı davacı şirket yönetim kayyımı …imzalı “Şirket ortaklarından …’in şirketi yönetmekte olduğu dönem zarfında oluşan ve kayyım yönetimi başladıktan sonra tespit edilen stok noksanlığı nedeniyle şirkette oluşan mali zararın tazmini için … aleyhine tazminat davası açılmasına, …” ibarelerini içeren kararı ibraz etmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, 6102 sayılı TTK’nun 644/1.a maddesi uyarınca yollama yapılan 553/1. maddesinde; kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacakları, 6102 sayılı TTK’nun 555/1. maddesinde; şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibinin isteyebileceği, pay sahiplerinin tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilecekleri, 6102 sayılı TTK’nun 557/1. maddesinde; birden çok kişinin aynı zararı tazminle yükümlü olmaları hâlinde, bunlardan her birinin, kusuruna ve durumun gereklerine göre, zararın şahsen kendisine yükletilebildiği ölçüde, bu zarardan diğerleriyle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, 6102 sayılı TTK’nun 558/2. maddesinde; şirket genel kurulunun, sorumluluktan ibraya ilişkin kararının, ibranın kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak, şirketin, ibraya olumlu oy veren ve ibra kararını bilerek payı iktisap etmiş olan pay sahiplerinin dava hakkını kaldıracağı, diğer pay sahiplerinin dava haklarının ibra tarihinden itibaren altı ay geçmesiyle düşeceği, düzenlemeleri yer almaktadır.
Yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen şirket yöneticileri bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur. Yönetici aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı ortaklığa aittir. Ancak, zarar gören ortakların da yöneticiler aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Yöneticinin, ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların da dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar payları oranında ortakları etkiler. Bir başka deyişle, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğuracaktır. Şirket yöneticisi hakkında ortakların ve şirket alacaklılarının tazminat davası açma hakkını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 555. maddesi gereğince; şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibinin isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilecektir.
Öte yandan, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin uygulamasına göre limited şirket müdürleri yönünden 6102 Sayılı TTK’nun 553 vd. maddeleri gereğince sorumluluk davası açılabilmesi için 6102 sayılı TTK’nın 618/3.c maddesi uyarınca yasada öngörülen nisapla alınmış bir genel kurul kararının bulunması gerekmektedir. Anılan husus dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Davacı tarafından ortaklar kurulunca bu yönde alınmış bir karar sunulmadığı takdirde bu husus yargılama aşamasında da tamamlanabilecektir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/10/2020 tarih ve 2019/881 Esas 2020/3917 Karar, 29/06/2020 tarih ve 2019/5335 Esas 2020/3250 Karar sayılı ilamları).
Somut olayda davacı tarafından dava dilekçesi ekinde davacı şirket yöneticisinin mirasçısı olan davalılar aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde ortaklar kurulunca alınmış bir karar sunulmamıştır. Mahkemece dava dilekçesi ekinde anılan kararın bulunmaması üzerine tamamlanabilecek dava şartı niteliğindeki bu hususun giderilmesi için davacı vekiline usulüne uygun olarak kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde davacı vekilince 15/11/2021 tarihli yönetim kayyımı kararı ibraz edilmiştir. Anılan karar yasada dava şartı olarak düzenlenen yönetici hakkında sorumluluk davası açılması yönünde alınmış bir ortaklar kurulu niteliğinde değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece limited şirket yönetici/mirasçıları hakkında sorumluluk davası açılmasına yönelik alınmış bir ortaklar kurulu kararı bulunmadığı, bu hususun tamamlanabilir özel dava şartı niteliğinde olduğu, verilen kesin süre içerisinde özel dava şartı eksikliğinin giderilmediği gözetilerek dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/12/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.