Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1455 E. 2023/1837 K. 25.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1455 Esas 2023/1837 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1455
KARAR NO : 2023/1837

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :13/06/2022
NUMARASI : 2022/276 Esas (Ara Karar)
İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN
DAVACI
VEKİLLERİ :
DAVALI :
TALEP : İhtiyati tedbir
TALEP TARİHİ : 10/06/2022
KARAR TARİHİ : 20/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :22/12/2023

Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir davasında mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mahkememizin yukarıda yazılı esas sayılı dosyasında davalı aleyhlerinde açtıkları menfi tespit davasında, takibin durdurulması yönünde tedbir talebinde bulunulduğu, ancak mahkemece ara kararı ile ; İİK 72/3 maddesinin 1. Cümlesi nazara alınarak takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması yönünden karar verilemeyeceğinden buna ilişkin talebin reddine, aynı İİK 72/3 maddesinin 2. Cümlesi kapsamında icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde teminat karşılığında tedbir kararı verildiğini, ancak davalının cevap dilekçesinde senedin düzenlenmesini gerektiren borcun kaynağını açıklayamadığı buna ilişkin dekont yada belge sunamadığından, senedin şekil eksikliğinin mutlak butlan olması nedeniyle haklı olduklarının bir kez daha ortaya çıktığını belirterek; HMK’nun 209. maddesi kapsamında icra takibinin tamamen durdurulmasına tedbiren kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının HMK’nın 209. Maddesi kapsamında takibin teminatsız olarak durdurulması talebinin, söz konusu HMK ‘nun 209. Maddesinin genel hüküm niteliğinde olduğu ve iş bu kambiyo senetlerine mahsus takip nedeniyle açılan menfi tespit davasında uygulama yeri bulunmadığı, yine söz konusu iddiaların anılan madde kapsamına girmeyeceği de nazara alınarak, bu maddeye dayalı teminatsız olarak takibin durdurulmasına yönelik isteminin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin tedbir talebi şirketin mahvına engel olmaktan çok uzakta olup verilen tedbir kararı ile şirketin devamını sağlamanın mümkün olmadığını, müdürün kefil olarak kendisi ile işlem yapma yasağına aykırı olarak şirketi borçlandırması da hukuki olarak şekil eksikliğine girdiğini, …’ın kendi borcuna karşılık vermiş olduğu kefaletin kendisi ile işlem yasağına aykırı olduğunu, ortaklar kurulu kararı olmadan yapıldığından da şekil eksikliği içinde olduğu ve yoklukla malul olup mutlak butlan içinde olduğunun da bir hukuki gerçekliği olduğunu, o gün ki kur 4.63 Euro hesabı ile 6.000.000 ÷4.6300= 1.295.896 Euro yaptığını ki bugün ki kurla 1.295.896 Euro ×18.550= 24.038. 870 TL gibi akla hayale sığmayacak bir rakam ortaya çıktığını, İİK 72 kapsamındaki tedbir kararının etkili olabilmesi için icra dosya hesabının icra dosyasına yatırılmasının gerektiğini, bu rakamın ise bugün itibarı ile 7.000.000TL civarı olduğunu, teminat ile beraber 8.500.000TL gibi bir rakamı müvekkilinin bulabilmesinin mümkün olmadığından şirketlerin araçları tezgahlar halen satış riski ile karşı karşıya olduğunu, karşı taraf şirketin çalıştığı tüm firmalara haciz yazısı gönderdiğini, şirket çalışanlarının maaşını nasıl alacağının muamma olduğunu, bütün bunların ışığı altında davalıların cevap dilekçeleri ortaya borcun kaynağı ile ilgili dekont belge sunamadığını, sadece şekil defisine sarılmalarının, senedin ortaklar kurulu kararı olmadan, şirket müdürünün kendisi ile işlem yapma yasağının çiğnenmesi nedenleri ile şekli eksikliğinin, mutlak butlan olması ve yoklukla malul olması nedeni ile HMK 209 KAPSAMINDA yerel mahkemeden talep ettikleri İcra takibinin tamamen durdurulmasını ihtiyati tedbir taleplerinin, yerel mahkemece ret edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, HMK 209 md.si kapsamındaki ihtiyati tedbir talebinin ret ara kararının kaldırılması ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/1. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden, dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilecektir.
HMK’nın 209. Maddesi hükmüne göre, “(1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (3) Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler
talep edebilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi için yaklaşık ispat yeterlidir yani çekişmeli vakıanın gerçeğe yakın bir derecede kanıtlanması esastır. Mahkeme mevcut delillere göre tedbir isteyenin hakkını muhtemel görmeli ve tedbir verilmesini icap ettiren sebeplerinde varit görülmesi gerekir.
İİK ‘nın 72/3. maddesi hükmüne göre “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir”,
İİK ‘nın 72/5. maddesi hükmüne göre ” Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.”düzenlemeleri yer almaktadır.
Somut olayda, ilk derece mahkemesinin 13/06/2023 tarihli ara kararı ile icra takiplerinden sonra İİK’nın 72. maddesine dayalı olarak açılan işbu menfi tespit davasında aynı maddenin 72/3 fıkrası gereğince ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, İlk Derece Mahkemesi’nin HMK 209 maddesinin uygulanmayacağına dair gerekçesi Dairemizin uygulamasına aykırı olmakla birlikte ancak tedbir talebinin reddine dair ara kararın istinaf incelemesi sırasında ilk derece mahkemesinin 18.07.2023 tarihli kararı ile davanın KABULÜ ile; Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün 2022/4305 Esas sayılı dosyasında takip konusu edilen” 6.000.000,00 TL bedelli, 20/01/2018 keşide tarihli ve 20/01/2020 vade tarihli, lehtarı …, keşidecesi … ve kefilleri … Ltd. Şti. Ve… San. Tic. Ltd. Şti. Olan” bonodan dolayı davacı … Ltd. Şti. Ve… San. Tic. Ltd. Şti.’ nin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, takip dosyasında… San. Tic. Ltd. Şti.’ den tahsil edilen 3.893.503,13‬ TL nin Davalı …’ Den Tahsili İle… San. Tic. Ltd. Şti.’ Ne Ödenmesine karar verildiği böylece İİK 72/5 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Tüm bu nedenlerle ihtiyati tedbir talep eden davacının istinaf başvurusunun kamu düzeni gözetilerek kabulü ile talep konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/06/2022 tarih 2022/276 Esas (Ara Karar) sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-İİK 72/5 maddesi uyarınca talep konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacı alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin kararın kaldırma gerekçesi de gözetilerek üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20/12/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.