Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1450 E. 2022/1554 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1450 Esas 2022/1554 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1450
KARAR NO : 2022/1554

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARAASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2022
NUMARASI : 2021/617 Esas 2022/359 Karar
ASIL DOSYADA
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 20/10/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2022

Taraflar arasındaki limited şirketin ihyası istemine ilişkin asıl ve birleşen davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı birleşen davada davalı … vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili asıl ve birleşen davada dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile ihyası istenen … firması arasında imzalanab 16.03.2020 tarihli satış sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak müvekkili kuruma teslim edilmeyen 7.185,36 kg bağlantı malzemesini beeli 38.408,50 TL’nin anılan şirketten tahsili istemiyle açılan İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin derdest 2021/405 E. sayılı dava dosyasında anılan şirketin ticari sicilden terkin edildiği öğrenildiğini, adı geçen mahkemece 07.10.2021 tarihli duruşmada, kendilerine davalı … şirketinin ihyası için dava açmak üzere yetki ve 4 hafta süre verildiğini ileri sürerek Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü hasım gösterilerek açılan asıl dava ile Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 29.09.2020 tarihli ilanında şirketin tasfiyeye girdiği, tasfiye memurluğuna Kemal Vurgun’un getirildiği, unvanının “Tasfiye Halinde …. Şti. Olarak değiştirildiğini, 09.06.2021 tarihli TTSG’de şirketin terkin edildiği belirterek tasfiye memuru … hasım gösterilmek suretiyle açılan birleşen davada “… Şirketi” unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ek tasfiyesi için ihyasına ve şirketin tasfiyesi için yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memur atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Asıl davada davalı Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü temsilcileri cevap dilekçesinde özetle; ihyası istenen şirketin 14.09.2020 tarihli genel kurulda tasfiye kararı alındığını, tasfiye memurluğuna …’un seçildiğini, bu kararın gazetede ilan edildiğini, tasfiyeye girdiğine dair alacaklara çağrıların usulünce gazetede ilan edildiğini, 31.05.2021 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyenin sonlandırıldığı ve bu kararın 09.06.2021 tarihinde tescil edildiğini, şirketin terkininin 09.06.2021 tarihli Ticaret Sicil gazetesinde ilan edildiğini, şirketin usulüne uygun kapatıldığını, terkin tarihinde şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının müdürlüklerince bilinmesinin mümkün olmadığını, dava açılmasına sebebiyet vermediklerini savunarak aleyhlerinde yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, yine ihyası halinde TTK’nın 547. Maddesi uyarınca ek tasfiye kararı verilip tasfiye memuru atanmasının gerektiğini bildirmiştir.
Birleşen dosyada davalı tasfiye memuru …’a dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edildiği halde süresinde adı geçen tarafından cevap dilekçesi sunulmamış, 11.05.2022 tarihli celsede anılan tasfiye memuru vekili beyanında; şirketin usulüne uygun olarak tasfiye işlemlerini yerine getirip sicilden terkin edildiğini, müvekkilinin tasfiye memuru olarak görev aldığını ancak İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açıldığını öğrendiklerini, bu dava ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına ve müvekkilinin ek tasfiye için memur olarak atanmasına bir diyeceklerinin bulunmadığını bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davada iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; sicilden kaydı silinen … Şirketinin ek tasfiye için ihyası istemiyle açılan davada, … Şirketinin tasfiye kapanışı yapıp sicilden kaydının silindiğinin 09/06/2021 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, ancak aleyhinde tasfiyeden önce imzalanmış sözleşmeden kaynaklı ihtilafın ve bilaharede açılmış davanın bulunduğu anlaşılmakla, … Şirketi’nin ” İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/405 esas sayılı dosyası ve bu dosya sonrasında verilecek ilamın infazı aşamalarını içerecek şekilde” ek tasfiye için ihyasına ve tasfiye memuru olarak silinmeden önceki tasfiye memuru … ‘un, yeniden tasfiye memurluğuna atanmasına karar verilmiş, davalı Ticaret Sicil Memurluğu davanın niteliği gereği davada yasal hasım olup, davacı yargılama gideri ve davacı vekalet ücretinden sorumlu tutulmadığı, ancak davalı tasfiye memuru …’un tasfiye işlemini eksik yaptığından, iş bu davanın açılmasına neden olduğu anlaşılmakla, yargı gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutularak karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Birleşen davada davalı tasfiye memuru … istinaf dilekçesinde özetle; birleşen dosyada Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım gösterilmeden sadece müvekkiline karşı açılan ihya davasında davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, birleşen dosya yönünden davanın reddine, yargılama gideri ile harcın davacı üzerinde bırakılmasına, müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ihya davasının açılmasına davacı kurumun sebebiyet verdiğini, davanın açılmasına müvekkilinin sebep olduğu varsayılsa dahi ilk celsede ihyayı kabul ettikleri halde mahkemece vekalet ücretinin yarısına değil tamamına hükmedilmesinin de doğru olmadığını, ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Asıl davada davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü temsilcileri, birleşen davada davalı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Birleşen dava, limited şirketin TTK’nın 547. Maddesi gereği ek tasfiyesi ile şirkete tasfiye memuru atanması istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle birleşen davanın kabulüne, karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki ticaret sicil kayıtlarına göre; ihyası istenen … Şirketinin … sicil numarası ile ticaret siciline kayıtlı olduğu, … Şirketinin 14/09/2020 tarihli genel kurulunda tasfiyeye girme kararı alındığı, … Şirketinin tasfiye memuru olarak …’un seçildiği, tasfiyeye girdiğine ilişkin alacaklılara çağrı yapıldığı, ilanların yaptırıldığı, tasfiye kapanışı yapıp sicilden silindiğinin 09/06/2021 tarihli ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmıştır.
İstanbul 11. Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/405 esas sayılı dosyası UYAP üzerinden incelendiğinde; davacı tarafından … Şirketi aleyhinde 16.03.2020 tarihli satış sözleşmesi kapsamında, eksik malzeme teslim edildiğinden bahisle 29/06/2021 tarihinde dava açıldığı, 07/10/2021 tarihli duruşmada davalı şirketin ihyası için davacı vekiline yetki ve süre verdiği görülmüştür.
Uyuşmazlık, birleşen davada davalı tasfiye memuruna TTK’nın 547. Maddesi uyarınca şirketin ihyası istemiyle açılan davada tasfiye memuruna husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği ve birleşen davada hüküm altına alınan yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulup tutulamayacağı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından davanın kabulü halinde sorumlu tutulması gereken vekalet ücretinin miktarı noktalarında toplanmaktadır.
TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. Bu nedenle, birleşen davada en son tasfiye memuruna dava yöneltilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün dosya içerisindeki cevabi yazısının incelenmesinde; şirketin kuruluş tescilinin 22.05.2017 tarihinde yaptırdığı, şirketin tasfiyesine 14.09.2020 tarihinde karar verilerek alacaklıların, alacaklarını bildirmesi için ilanla çağrıldıkları, şirketin yerleşim yerinin Mamak/Ankara olması nedeniyle mahkemenin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Birleşen davada davacı tarafından, tasfiye sonucu sicilden terkin olmuş şirket aleyhine satış sözleşmesi uyarınca teslimi gerekirken teslim edilmeyen mal bedelinin tahsili istemiyle İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde derdest 2021/405 Esas sayılı alacak davasında taraf teşkilinin sağlanarak davanın görülebilmesi için tasfiye halindeki şirketin ihyasının talep edilmesinde hukuki yarar bulunmaktadır. TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde, ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecek, mahkemenin talebi yerinde görmesi halinde tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirecektir.
Tasfiyenin kapatılması için tüm tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. TTK’nın 547/2. maddesine göre, ek tasfiye işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç kişi tasfiye memuru olarak mahkemece atanarak tescil ve ilan edilir. Bu davada tasfiye memurunun hasım gösterilmesi gerektiğinden, birleşen dosyada dava dilekçesinde açıkça davalı olarak tasfiye memurunun gösterilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Nitekim bu konudaki Yargıtay 11. HD’nin emsal nitelikteki 04.10.2022 tarihli ve 2022/5423 Esas, 2022/6617 Karar sayılı 14.09.2022 tarihli ve 2022/4408 Esas 2022/5855 Karar ve 06.09.2022 tarihli 2022/4108 Esas ve 2022/5553 Karar sayılı kararları da bu yöndedir. İlk derece mahkemesi tarafından, daha önce şirketi tasfiye eden tasfiye memuru atanmasında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinde ilan edildiği tarihte, alacak davasına esas teşkil eden 16.03.2020 tarihli satış sözleşmesi kapsamında ticari ilişki bulunduğundan bu durumu bilebilecek durumda olan tasfiye memurunun tasfiyeyi kapatması ve HMK’nın 326. maddesi dikkate alındığında yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması da isabetli olmuştur. Ayrıca, birleşen davada davalı tasfiye memuru vekili tarafından her ne kadar yargılamanın ilk duruşması olan 11.05.2022 tarihli celsede anılan şirketin ihyasına ve şirkete müvekkilinin tasfiye memuru olarak atanmasını kabul ettiklerini ileri sürerek müvekkili aleyhine AAÜT’nin 6. Maddesi gereği belirlenen vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de birleşen davada davalı tasfiye memurunun iddia ettiği gibi açılan davayı kabul ettiklerine dair HMK’nın 308. Maddesi anlamında açık bir kabulü bulunmadığından bu yöndeki istinaf sebebinin de reddi gerekmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; birleşen davada davalı tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Birleşen davada davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken olan 80,70 TL istinaf maktu karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinafa başvuran birleşen davada davalı … tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/12/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.