Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1443 E. 2022/1728 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1443 Esas 2022/1728 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1443
KARAR NO : 2022/1728

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ :26/05/2022

NUMARASI : 2022/182 Esas 2022/392 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 14/03/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı… süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurum tarafından Ankara 4. İş Mahkemesinin 2021/494 Esas sayılı dosyasında ihyası istenilen şirket aleyhine dava açıldığını, davada verilen kararın temyizi sırasında ihyası istenilen …. Şti’nin 01/08/2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edilmesi nedeniyle davada taraf teşkilinin mümkün olmadığının bildirildiğini, Mahkemece dava dışı şirketin ihya edilmesi için taraflarına süre verildiğini belirterek, taraf teşkilinin sağlanması amacıyla dava dışı …. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü savunmasında özetle; İhyası istenilen …. Şti.’nin 31/01/2013 tarihli genel kurulunda tasfiyeye girme kararı alındığını, şirket tasfiye memurluğuna diğer davalı…’ın seçildiğini, bu kararın 11/02/2013 tarih ve … sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiğini, tasfiyeye girdiğine dair alacaklılara çağrı yapılan üç ilan gazetesinin yayınlandığını, 3. İlanın 25/02/2013 tarihinden itibaren 1 yılı aşkın süre geçtikten sonra 23/07/2014 tarihinde şirketin tasfiyesinin sonlandığına dair genel kurul kararının tescilinin 01/08/2014 tarihinde yapıldığını, şirketin terkinin 05/08/2014 tarih ve … sayılı ticaret sicili gazetesinde ilan edildiğini, ihyaya hükmolunması halinde 6102 sayılı TTK 547/2 maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasını, yasal hasım olduklarından aleyhe vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmemesini istemiştir.
Davalı… savunmasında özetle; İhyası istenen şirketin dışarıdan atanan tasfiye memuru olduğunu, şirketin ortağı, pay sahibi, müdürü olmadığından öncelikle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini, davanın münfesih şirketin ortaklarına yöneltilmesi gerektiğini, Ankara 4. İş Mahkemesin de dosyanın 29/03/2010 tarihinde açıldığını, bu dava devam ederken şirketin tasfiye sürecine girdiğini, davada şirketin sorumluluğuna ilişkin herhangi bir hüküm kurulmadığını, davanın öncelikle taraf ehliyeti yokluğundan, olmazsa esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine dava açıldığı, yargılama sırasında şirketin sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığı, dava dışı şirketin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, 01/08/2014 tarihinde ticaret sicilinden tasfiye kapanışı ile kaydının silindiği görülmüştür. Eksik işlemler ile tasfiyenin sonuçlandırılması halinde usulüne uygun yapılmış bir tasfiyeden söz etmek mümkün olamayacağından şirketin yeniden ihyası gerekmektedir. Şirket hakkında açılmış dava olduğu tartışmasız olduğundan, TTK 547. maddesi gereğince devam eden dava ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına, tasfiye memuru olarak şirketin son tasfiye memuru olan…’ın atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; davanın ihyası istenilen şirketin ortaklarına karşı yöneltilmesi gerektiğini, tasfiye memuru olarak tarafına tevdi edilen evraklar dahilinde yapmış olduğu tasfiye işleminin ortaklar tarafından kabul edilip tarafına ibra edilerek görevinin sona erdiğini, dolayısıyla tarafına dava yöneltilmesinin de mümkün olmadığından öncelikle davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesini İş Mahkemesinde görülen davada,davacının haklı çıkma olasılığının bulunmadığı nazara alındığında ortada kesin hükümle tespit edilmiş bir alacağın mevcudiyetinin bulunmadığını, sorumluluğun kesin olarak tespit edilmediği bir ortamda tasfiye işlemlerinin eksik yapıldığından da bahsedilebilmesinin olanaklı olmadığını, mahkemece yeterli inceleme yapılmadığını, sorumluluk esaslarının tespit edilmediğini, verilen kararda usul ve yasalara uygunluk bulunmadığını beyan ederek Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/05/2022 günlü, E:2022/182, K:2022/392 sayılı kararının istinaf kanun yolu uyarınca incelenerek kaldırılmasını, işin esasına girilerek davanın reddini ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirketi’nin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İlk derece mahkemesi karar başlığında davalı olarak “Ankara Ticaret Odası Başkanlığı” yer almakta ise de, dava dilekçesinde Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün hasım olarak gösterildiği, yargılama aşamasında sicil müdürlüğünün davaya cevap verdiği anlaşıldığından bu hususun maddi hata niteliğinde olduğu gözetilerek Dairemiz karar başlığında doğru hasım olan Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü davalı olarak gösterilmiştir.
Ticaret sicil müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre; ihyası istenen …. Şti.’nin 31/01/2013 tarihli genel kurulunda tasfiyeye girme kararı alındığı, şirket tasfiye memurluğuna davalı…’ın seçildiği bu kararın 11/02/2013 tarih ve … sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği, tasfiyeye girdiğine dair alacaklılara çağrı yapılan üç ilan gazetesinin yayınlandığı, 3. İlanın 25/02/2013 tarihinden itibaren 1 yılı aşkın süre geçtikten sonra 23/07/2014 tarihinde şirketin tasfiyesinin sonlandığına dair genel kurul kararının tescilinin 01/08/2014 tarihinde yapıldığı, şirketin terkinin 05/08/2014 tarih ve … sayılı ticaret sicili gazetesinde ilan edildiği, anlaşılmıştır.
Ankara 4.İşMahkemesinin 2010/348 Esas 2015/71 karar sayılı dosyasında davacı SGK tarafından davalı …. Şti. aleyhine açılan rücuen alacak davasında mahkemece 20.01.2015 tarihinde davanın reddine karar verildiği kararın temyizi üzerine Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 2020/10765 esas 2021/9865 karar sayılı ilamı ile şirketin terkin edildiği anlaşıldığından ihya kararı alınarak taraf teşkilinin sağlanması yönünden kararın bozulması üzerine şirketin ihyası için işbu davanın açıldığı görülmüştür.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Nitekim 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 547.maddesinde “(1)Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya bir kaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” hükmü düzenlenmiştir.Şirket tüzel kişiliğinin ihyası davasında, husumet tasfiyeyi sağlayan memur ile ticaret sicil müdürlüğüne düşer (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08/10/2019 tarih ve 2019/3602 Esas 2019/6319 Karar sayılı ilamı).
Somut davada, dava dışı şirketin 31/01/2013 tarihli genel kurulunda tasfiyeye girme kararı alındığı, şirket tasfiye memurluğuna davalı…’ın seçildiği bu kararın 11/02/2013 tarih ve … sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği, tasfiyeye girdiğine dair alacaklılara çağrı yapılan üç ilan gazetesinin yayınlandığı, 3. İlanın 25/02/2013 tarihinden itibaren 1 yılı aşkın süre geçtikten sonra 23/07/2014 tarihinde şirketin tasfiyesinin sonlandığına dair genel kurul kararının tescilinin 01/08/2014 tarihinde yapıldığı, şirketin terkinin 05/08/2014 tarih ve … sayılı ticaret sicili gazetesinde ilan edildiği davacı tarafından …. Şti olan alacağının tahsili istemiyle Ankara 4.İş Mahkemesine 29.03.2010 tarihinde rücuen tazminat davası açıldığı mahkemece yapılan yargılama sonunda 20.01.2015 tarihinde davanın reddine karar verildiği kararın temyizi üzerine Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 2020/10765 esas 2021/9865 karar sayılı ilamı ile şirketin terkin edildiği anlaşıldığından ihya kararı alınarak taraf teşkilinin sağlanması yönünden kararın bozulduğu,bu nedenle davacı tarafın şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunduğu ve şirketin ihyasının gerektiği,husumetin tasfiyeyi sağlayan memur ile yasal hısım konumunda ticaret sicil müdürlüğüne yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmaktadır. İlk Derece Mahkemesi’nin ihyaya ve hakkında dava devam ederken tasfiye kapanışı yapan tasfiye memurunun davaya neden olduğu gözetildiğinde masraftan tasfiye memurunun sorumlu tutulmasına ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı tasfiye memuru istinaf istemi esastan red edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı…’nın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı…’nın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 80,70 TL harç peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.