Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1418 E. 2022/1474 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1418 Esas 2022/1474 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1418
KARAR NO : 2022/1474

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ… 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2022
NUMARASI : 2022/168 Esas 2022/358 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 14/03/2022
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/12/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından dava dışı … isimli işçiye alt işverenler bünyesinde çalıştığı dönemlere karşılık alacaklarına ilişkin kurum tarafından yapılan ödemelerin tazmini amacıyla söz konusu şirketlere karşı açılan ve Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/762 E, sayılı dosyasında görülen rücuan tazminat davasında anılan mahkemece tesis edilen ara kararla Tasfiye Halinde … Ltd. Şti’nin ihyası davası açılması için süre ve yetki verildiğini ileri sürerek …. Ltd. Şti unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihyası istenen şirketin şirketin 26/04/2018 tarihli genel kurulunda tasfiyeye girme kararı aldığını ve şirket tasfiye memurluğuna …’nın seçildiğini, tasfiyeye girdiğine dair alacaklılara çağrı yapılan son 3. İlan olan 18/05/2018 tarihinden itibaren 7 ayı aşkın süre geçtikten sonra, 20/12/2018 tarihli şirketin tasfiyesinin sonlandığına dair aldığı genel kurul kararının tescilinin 16/12/2018 tarihinde yapıldığını, anılan şirketin terkininin 31/12/2018 tarih ve … sayılı T.T.S.G’de ilan edildiğini, şirketin terkin tarihinde derdest davalarının alacak ve borçlarının Müdürlükleri tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, ihyası istenen şirket hakkında davacının açtığı ve devam eden ihya davalarının bulunduğunu, bu nedenle taraflarının davanın açılmasına sebebiyet vermediğini ileri sürerek ihya davaları devam ettiğinden mahkemece gerekli görülmesi halinde davaların birleştirilmesini, ek tasfiyeye karar verilmesi halinde tasfiye memuru atanmasını, taraflarına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesini istemiştir.
İhyası istenen şirkete tasfiye memuru olarak atanmış olan davalı …’ya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde davalı cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılarak beyanda bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; tasfiye halinde limited şirketin ihyası istemiyle açılan davada, mahkemenin 2021/308 sayılı dosyasında, … tarafından Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü ve … aleyhine 25/05/2021 tarihinde … Şirketi’nin ihyası istemiyle açılılan davada 12/01/2022 tarihinde davanın kabulü ile … Şirketi’nin ek tasfiye amacıyla ihyasına, son tasfiye memuru …’nın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiği ve kararın 09/03/2022 tarihinde kesinleştiği, bu durumda davacının işbu davayı açmasında herhangi bir hukuki yararı bulunmadığı, kesinleşen ihya kararı incelendiğinde şirketin herhangi bir dava dosyası ile sınırlı olmaksızın ek tasfiye amacıyla ihyasına karar verildiği anlaşılmakla, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dayanak Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/308 Esas-2022/20 Karar sayılı kararın, dava dilekçesindeki talebe aykırı olarak sınırsız bir şekilde ek tasfiyesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, işbu kararın istinaf edilmemesi sebebiyle kesinleşmesi üzerine, aynı mahkemenin başka bir dosyada işbu kararı dayanak göstererek taleple bağlılık ilkesine aykırı bir şekilde hüküm tesis etmesinin kararı hukuka aykırı hale getirdiğini, nitekim bu karara ait dava dilekçesinde Adana 1. Ticaret Mahkemesi’nin 2020/448 Esas sayılı dava dosyasında müvekkiline dava açılması yönünde süre verildiği için ihya davası açıldığının belirtilmesine rağmen hatalı olarak işbu dosyada verilen şirketin sınırsız bir şekilde ek tasfiye kararı verilmesinin işbu kararın dayanağı olamayacağını ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … temsilcileri, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, tasfiye halinde limited şirketin TTK’nın 547. Maddesi gereği ek tasfiye hükmü uyarınca ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı vekili, müvekkili tarafından dava dışı … isimli işçiye alt işverenler bünyesinde çalıştığı dönemlere karşılık alacaklarına ilişkin kurum tarafından yapılan ödemelerin tazmini amacıyla söz konusu şirketlere karşı açılan ve Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/762 E, sayılı dosyasında görülen rücuan tazminat davasında anılan mahkemece tesis edilen ara kararla Tasfiye Halinde …. Ltd. Şti’nin ihyası davası açılması için süre ve yetki verildiğini ileri sürmüştür.
Dosya kapsamında yer alan ihyası istenen şirketin ticaret sicil kayıtlarından; ihyası istenen Tasfiye Halinde …. Ltd. Şti”nin 26.04.2018 tarihinde alınan genel kurul kararı ile tasfiyesine karar verildiği, tasfiye kararının ilanının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 04.05.2018, 11.05.2018 ve 18.05.2018 tarihli sayılarında ilan edildiği, şirket tasfiye memurunun 20.12.2018 tarihinde tasfiye kapanışına ve ticaret sicilinden silinmesine karar verildiği, davalı … Sicil Müdürlüğünce 26.12.2018 tarihinde ticaret sicilinden silindiği ve 31.12.2018 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandığı anlaşılmıştır.
Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bir örneği dosyada yer alan 12.01.2022 tarihli ve 2021/308 Esas-2022/20 Karar sayılı kararında; davacı … tarafından Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 2020/448 Esas sayılı rücuan tazminat davasında ihya davası açmak üzere süre verildiği belirtilerek davalılar … ve … aleyhine …. Ltd. Şti’nin ihyası istemiyle açılan davanın TTK’nın 547. Maddesindeki ek tasfiye hükmü gereğince kabulü ile anılan şirketin ek tasfiye amacıyla ihyasına ve son tasfiye memuru …’nın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, ihya istemine dayanak Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen rücuan tazminat davasının infazı ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilmemiş, bu karar istinaf edilmeksizin 09.03.2022 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda dava tarihi itibarıyla ihya istemine konu şirket faal, eş deyişle ticaret sicilinden terkin edilmemiş olduğuna göre davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 11. HD’nin 04.11.2019 tarih ve 2018/5801 Esas-2019/6748 Esas sayılı emsal nitelikteki kararı da bu yöndedir. O halde ilk derece mahkemesince verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/11/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.