Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1417 E. 2022/1179 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1417 Esas 2022/1179 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1417
KARAR NO : 2022/1179

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2022 (Ek Karar)
NUMARASI : 2022/89 D.İş Esas 2022/89 D.İş Karar
İHTİYATİ HACZE İTİRAZ
EDEN KARŞI TARAF :
VEKİLİ :
İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN :
VEKİLİ :

TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ : 05/10//2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10//2022

İhtiyati haczin kaldırılması isteminin reddine yönelik olarak verilen ek karara karşı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz isteyen vekili dilekçesinde özetle; davacı ve davalının 25/06/2020 tarihine kadar dava dışı … Limited Şirketinin ortakları olduğunu, davalının bu tarihe kadar şirket müdürü olarak görev yaptığını, 14/06/2020 tarihinde yapılan sözleşme ile davalının şirketteki hisselerini müvekkiline devrettiğini, devir nedeniyle şirketin borçlarından ötürü müvekkili emrine her biri 5.000,00 TL’den 20 adet bono keşide etmesinin kararlaştırıldığını, davalının söz konusu bonoları keşide ettiğini, arkasına alacaklı ve borçlu arasında şirket devrinin yapılması şartıyla geçerlidir kaydının konduğunu, şirket hisse devrinin 25/06/2020 tarihinde yapıldığını ve 10115 Sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını, şirketin borçlarının müvekkil tarafından ödenerek tasfiyeye girdiğini ve 16/02/2021 tarihinde de tasfiyenin sona ererek sicilden terkin edildiğini, davalının keşide ettiği bonoların tahsil aşamasına geldiğini, ancak vadesinde ödenmediğini, borçluya yapılan görüşmelerin de sonuçsuz kaldığını, alacağın rehinle de temin edilmediğini, bu nedenle 25/11/2021, 25/12/2021, 25/01/2022, 25/02/2022 vadeli 20.000,00 TL bedelli 4 adet senet yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 14/06/2022 tarihli karar ile; dava konusu bonoların şarta bağlı olarak düzenlendiği görülerek kambiyo vasfını taşımasalar da, alacaklının sunduğu hisse devir sözleşmesi ve ticaret sicil gazetesi örneğinden alacağın yaklaşık olarak ispat edildiği, rehinle temin olunmadığı anlaşıldığından, talebin kabulü ile, 20.000,00 TL tutarındaki alacağın temini için adı geçen borçlunun menkul, gayrimenkul mal varlığı ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından haczi kabil ve borca yeter miktardaki kesiminin İİK’nun 257/1 v.d. maddeleri uyarınca ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2022/10375 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine konulduğunu, ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için kanundan doğan şartların oluşmadığını, ihtiyati haciz kararının müvekkil dinlenilmeden verildiğini, ihtiyati haciz kararının gerekçesinde, alacaklı vekilinin talep dilekçesi ekinde sunduğu bonolar kapsamına göre değerlendirme yapılarak işbu itirazımıza konu ihtiyati haciz kararın verildiğini, bono suretlerinden anlaşılacağı üzere, bonoların arka yüzlerinde “Alacaklı ve borçlu arasında yapılacak şirket devrinin yapılması şartıyla geçerlidir.” kaydı konulduğunu, bu kayıt TTK’nun 776-777. maddesinde belirtilen ve bononun kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi içermesi gerektiğine ilişkin hükmüne aykırı olduğunu, bononun kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermesi TTK hükümleri gereği zorunlu unsuru olduğunu, bu nedenle ihtiyati haciz kararının verilmesine gerekçe bonoların kambiyo vasfinı yitirdiklerini, böyle bir belgeye istinaden de ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, alacağın varlığına, taraflar arasında 14/06/2020 tarihli akdedilen, ilamsız icra takibine dayanak sözleşme ile de kanaat getirilemeyeceğini, takibe konu olan sözleşme şartları karşı taraf tarafından yerine getirilmediğini, ayrıca müvekkile ait hisselerin tüm hak ve borçlarıyla devredilmesi gerektiği, müvekkile halen devrettiği hisse ve şirket borçlarının yansıması nedeniyle de sağlanamadığını, sözleşmeden kaynaklanan muaccel bir borcun söz konusu olmadığını muaccel olmayan alacak için verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, teminat bedeline de itiraz ettiklerini, belirlenen teminatın, müvekkilin ve ailesinin ve menfaati ihlal edilen üçüncü kişilerin haksız ihtiyati haciz nedeniyle uğrayacakları zararları telafi etmeye hizmet etmediğini, haksız ihtiyati haczin icrası sebebiyle müvekkilin araçları, taşınır, taşınmaz malları, hak ve alacakları haczedilmiş, müvekkil zarara uğradığını belirterek, açacakları tazminat davasına teminat olması nedeniyle mahkemeniz nezdindeki teminatı üzerine tedbir konularak teminatın alacaklıya iade edilmemesine karar verilmesi gerektiğini, haksız yere konulan ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 2004 sayılı İİK’nun 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz koşulları kanun maddesinde belirtilenlerle yani ihtiyati haczin dayandığı sebepler, yetki itirazı, görev itirazı, teminat itirazı ve ihtiyati haciz sebebine itirazla sınırlı olup, itiraz eden ihtiyati haczin dayandığı sebeplere itiraz ettiği, ihtiyati haciz kararının dayandığı senet arkasında “Alacaklı ve borçlu arasında yapılacak şirket devrinin yapılması şartıyla geçerlidir.” kaydı bulunmakla senedin kambiyo vasfında olmadığı, bir senedin kambiyo senedi vasfında olup olmamasının ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmediği, ihtiyati haciz talep dilekçesi ekinde sunulan hisse devir sözleşmesi ve ticaret sicil gazetesi örneğinden alacağın muaccel olduğu ve yaklaşık olarak ispat edildiği görülerek ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İhtiyati haczin şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin hedef gösterildiğini, karşı tarafın haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, ihtiyati hacze konu alacağın yargılamayı gerektirdiğini, alacağın varlığına taraflar arasında 14/06/2020 tarihinde akdedilen ilamsız icra takibine dayanak sözleşme ile de kanaat getirilemeyeceğini, takibe konu sözleşme şartlarının ayrıca karşı tarafın da yerinde getirilmediğini, müvekkiline yönelik mal kaçırma iddiasının tutarsız olduğunu, teminat bedeline itiraz ettiklerini, haksız haciz nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi ek kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, ihtiyati hacze itiraz eden tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati haciz kararına karşı itirazın reddine yönelik ilk derece mahkemesi ek kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İhtiyati haczin koşullarını düzenleyen İİK’nın 257. maddesi, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 258. maddesi gereğince alacaklının, alacağının varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemeden olumlu şekilde kanaat uyandırması gerekli ve yeterlidir. Bir başka deyişle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacaktır.
İİK’nın 265. maddesinde; ihtiyati haciz kararına karşı itiraz usulü düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı 7 gün içinde mahkemeye itiraz edebilecektir.
Somut olaya gelince, dava dışı şirketin ortağı olan ihtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından 14/06/2020 tarihli şirket hisse devir sözleşmesi kapsamında borçlu yanca verilen 4 adet 5.000,00 TL bedelli senet yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir.
Dosya kapsamı, 14/06/2020 tarihli şirket hisse devir sözleşmesi ile 25/06/2020 tarihli 10115 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi kapsamı ile İİK’nun 257 ve devamı maddeleri ile …’nin ihtiyati haciz kararının dayandığı senet arkasında “Alacaklı ve borçlu arasında yapılacak şirket devrinin yapılması şartıyla geçerlidir.” kaydı bulunmakla senedin kambiyo vasfında olmadığı, bir senedin kambiyo senedi vasfında olup olmamasının ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği ve yaklaşık ispatın mevcut olduğu yönündeki gerekçesi de gözetilerek ihtiyati haciz talebinin reddi kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ek kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10//2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
.

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.