Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1374 E. 2022/1735 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1374 Esas 2022/1735 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1374
KARAR NO : 2022/1735

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ :Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :23/06/2022
NUMARASI :2022/295 Esas 2022/448 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 27/04/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … adlı dava dışı işçiye alt işverenler bünyesinde çalıştığı dönemlere karşılık alacaklarına ilişkin kurum tarafından yapılan ödemelerin tazmini amacıyla söz konusu şirketlere Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/837 Esas sayılı dosyası ile Rücuen tazminat davası açıldığını, yerel mahkemenin 26/04/2022 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararında, taraflarına sicilden terkin edildiği bildirilen davalı …. Şti’nin ihyasının sağlanması amacıyla şirketin ihyası davası açarak buna dair belgeleri mahkemelerine sunmak üzere süre verildiğini belirterek anılan şirketin ihyasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; dava konusu şirketin müdürlüklerinde 22/05/2014 tarihinde kurulduğunu, şirketin 26/04/2018 tarihli genel kurulunda tasfiyeye girme kararı aldığını ve şirketin tasfiye memurluğuna …’nın seçildiğini, bu kararın 04/05/2018 tarih ve … sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde tescil ve ilan edildiğini, son olan 3. ilanın 18/05/2018’ten itibaren 6 ayı aşkın süre geçtikten sonra, 20/12/2018 tarihli şirketin tasfiyesinin sonlandığına dair aldığı genel kurul kararının tescilinin 26/12/2018 tarihinde yapıldığını, terkin işleminin 31/12/2018 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret sicili gazetesihde ilan edildiğini, şirketin hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını, şirketin terkin tarihinde derdest davalarının ve borçlarının müdürlükleri tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle iş bu davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, yasal olarak zorunlu hasım olduklarını belirterek davanın reddini, mahkemece aksi kanaatte olunup şirketin ek tasfiyesine karar verilmesi durumunda şirkete tasfiye memuru atanmasını istemiştir.
Davalı Tasfiye Memuru …’ya usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı tarafından ihyası istenen şirketinde içinde bulunduğu bir kısım davalılar hakkında açılan Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/837 Esas sayılı dosyasının derdest olduğu, 26.04.2022 tarihli Duruşma Zaptı’nda davacı vekiline, dava konusu şirketin ihyası için dava açılması yönünden süre verildiği, tasfiye işlemlerinin gerektiği gibi tamamlanmadığı ve tasfiyesi gereken hususların eksik bırakıldığı anlaşıldığından taraf teşkilinin ve davanın sonuçlandırılarak infazının sağlanması amacıyla ek tasfiye halinde ihyasının gerektiği, dolayısıyla davacının iş bu davanın açılmasında hukuki yararının bulunduğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve davalı … Tasfiye Memuru olarak atanmıştır. Davanın kabulü ile, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde … Şirketi’nin tüzel kişiliğinin Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/837 Esas sayılı dosyasının sonuçlandırılıp infazı ile sınırlı olmak üzere TTK’nın 547/2. maddesi uyarınca EK TASFİYESİ için yeniden ticaret siciline tesciline, Davalı … (TC: …)’nın tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin tescil ve ilanına, karar kesinleştiğinde bir örneğinin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Rücuen tazminat davasında … şirketinin ihyası için taraflarına süre verilmiş ve taraflarınca iş bu ihya davası açıldığını yerel mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini fakat tasfiye memuru …’ya yükletilmesi gereken yargılama giderleri ve vekalet ücreti açısından hüküm kurulmadığın ve yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakıldığını, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılarak lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, tasfiye halinde limited şirketin TTK’nın 547. Maddesi gereği ek tasfiye hükmü uyarınca ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı vekili, müvekkili tarafından dava dışı … isimli işçiye alt işverenler bünyesinde çalıştığı dönemlere karşılık alacaklarına ilişkin kurum tarafından yapılan ödemelerin tazmini amacıyla söz konusu şirketlere karşı açılan ve Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/837 Esas , sayılı dosyasında görülen rücuan tazminat davasında anılan mahkemece tesis edilen ara kararla Tasfiye Halinde … …. Şti’nin ihyası davası açılması için süre ve yetki verildiğini ileri sürmüştür.
Dosya kapsamında yer alan ihyası istenen şirketin ticaret sicil kayıtlarından; ihyası istenen Tasfiye Halinde … …. Şti”nin 26.04.2018 tarihinde alınan genel kurul kararı ile tasfiyesine karar verildiği, tasfiye kararının ilanının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 04.05.2018, 11.05.2018 ve 18.05.2018 tarihli sayılarında ilan edildiği, şirket tasfiye memurunun 20.12.2018 tarihinde tasfiye kapanışına ve ticaret sicilinden silinmesine karar verildiği, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce 26.12.2018 tarihinde ticaret sicilinden silindiği ve 31.12.2018 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandığı anlaşılmıştır.
HMK’nun 114/1.h maddesi uyarınca hukuki yararın bulunması dava şartı olup, HMK’nun 115. maddesi uyarınca hukuki yararın bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılmalıdır.
Hukuki yarar; davacının sübjektif hakkına hukuki koruma sağlanması hususunda mahkemeye başvuru esnasında hukuken korunacak bir yararın bulunmasıdır.
Davacının mahkemeden ihya istemi ile bir dava açılabilmesi için, bu davayı açmakta veya hukuki korunma istemekte “hukuki ve meşru”, “doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” haklı bir yararının bulunması gerekir. Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olması, bu yararın dava açan hak sahibi ile ilgili olması ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmasıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın varlığından sözedilebilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/12/2013 tarih ve 2013/10-436 Esas 2013/1748 Karar sayılı ilamı). Bu durumda dava tarihinde var olan hukuki yararın kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir.
Buna göre hakim dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını tespit ettiğinde davayı dava şartı yokluğundan usulden reddetmekle yükümlüdür.
Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bir örneği dosyada yer alan 12.01.2022 tarihli ve 2021/308 Esas-2022/20 Karar sayılı kararında; davacı … tarafından Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 2020/448 Esas sayılı rücuan tazminat davasında ihya davası açmak üzere süre verildiği belirtilerek davalılar Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü ve … aleyhine … …. Şti’nin ihyası istemiyle açılan davanın TTK’nın 547. Maddesindeki ek tasfiye hükmü gereğince kabulü ile anılan şirketin ek tasfiye amacıyla ihyasına ve son tasfiye memuru …’nın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, ihya istemine dayanak Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen rücuan tazminat davasının infazı ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilmemiş, bu karar istinaf edilmeksizin 09.03.2022 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda 27.04.2022 dava tarihi itibarıyla ihya istemine konu şirket faal, eş deyişle ticaret sicilinden terkin edilmemiş olduğuna göre davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 11. HD’nin 04.11.2019 tarih ve 2018/5801 Esas-2019/6748 Esas sayılı emsal nitelikteki kararı da bu yöndedir. O halde ilk derece mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Dava şartı (hukuki yarar) kamu düzenine ilişkin olduğundan istinafa davacının gelmesi dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine engel olamayacağından istinaf istemi kamu düzeni gözetilerek kabul edilmiş ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni yönünden KABULÜNE,
2-Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2022 tarih ve 2022/295 Esas 2022/448 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın HMK 114 ve 115-/2 maddeleri gereğince hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL harç peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 220,70 TL istinaf başvurma harcı olarak yatırılan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.