Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1365 E. 2022/1622 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1365 Esas 2022/1622 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1365
KARAR NO : 2022/1622

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2022
NUMARASI : 2021/660 Esas 2022/149 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/10/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında kredi çerçeve sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların icra takibine itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davacı arasında kredi sözleşmesi imzaladığını, diğer müvekkilinin sözleşmede kefil olarak yer aldığını, müvekkili … ile davacı arasında yapılandırma işlemi yapıldığını, diğer davalının yapılandırma sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, yenileme şeklinde olan yapılandırma sözleşmesine imza atmayan müvekkili …’un borçtan sorumlu olmadığını, müvekkili … hakkında icraya konulmuş olan sözleşmenin yapılandırma öncesinde imzalanan sözleşme olması ve yapılandırmadan sonra geçersiz sayılması nedeniyle icra takibine yapılmış itirazın yerinde olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı tarafından davalı …’a kullandırılan ve diğer davalı …’un kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredinin “… Kredisi” ismini taşıdığı, kullandırılan kredi miktarının 25.000,00 TL olduğu, davalılardan …’un ev hanımı, diğer davalı …’un ise esnaf olduğu, tacir olmadığının savunulduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin isim ve niteliği, kullandırılan kredi miktarı ve tarafların sunmuş oldukları beyan dilekçeleri ile diğer delillere göre davalıların tacir sayılmalarının mümkün olmadığı, kullandırılan kredinin esnaf kredisi mahiyetinde olduğu, böylelikle davanın ticari dava niteliğinin olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında imzalanan kredi çerçeve sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredinin taksitlerinin vadelerinde ödenmemesi nedeniyle davalılar hakkında icra takibi başlatıldığı, davanın ticari dava olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin bireysel kredi sözleşmesi olmadığını, asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kredi çerçeve sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2021/12629 sayılı icra takip dosyası sureti, kredi çerçeve sözleşmesi sureti, ödeme planı, taahhütname, hesap kat ihtarnamesi dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacı yan, kredi çerçeve sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalıların tacir olmadığı, kullandırılan kredinin … kredisi olduğu, kullandırılan kredinin 25.000,00 TL olup, kredinin esnaf kredisi mahiyetinde bulunduğu, davanın ticari dava niteliğinde olmadığı, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı ile davalı … arasında bila tarihli 60.000,00 TL limitli kredi çerçeve sözleşmesi akdedilmiş olup, davalı … sözleşmede aynı limit ile bila tarihli müteselsil kefil olarak yer almaktadır.
Anılan sözleşmenin kredi türleri başlıklı 2.2. maddesi ” … Banka müşteri lehine açtığı yukarıda belirtilen limiti Türk Lirası veya herhangi bir para cinsinden teminatsız, kefalet karşılığı veya herhangi bir teminat karşılığı, nakdi veya gayri nakdi, vadesiz, kısa vadeli, orta veya uzun vadeli, cari hesap, taksitli, spot, avans ya da iskonto-iştira, ayni ve bankaca müşterilere ilan edilecek diğer kredileri kullandırabilecektir. Banka anılan kredilerin yeniden finansmanı amacıyla da kredi kullandırabilir, kredili ticari mevduat hesabı açabilir …” hükmünü içermektedir.
Davalı …’un imzasının yer aldığı 30/06/2021 tarihli, ana para, BSMV, faiz olmak üzere toplam 30.548,40 TL miktarlı taahhütnamenin muacceliyet ve temerrüt halinin hukuki sonuçları başlıklı IV/2. maddesinde taahhüdün alacaklı bankayla imzalanan genel kredi sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olduğu açıkça hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, davacı yan kredi çerçeve sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediden kaynaklanan alacağının tahsili için icra takibi başlattığını iddia etmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere kredi çerçeve sözleşmesi hükümlerinin içeriğinden de sözleşmenin ticari nitelikte kredi sözleşmesi olduğu açıkça anlaşıldığı gibi, bu sözleşme kapsamında kullandırılan kredilere ilişkin asıl borçlu davalı ile davacı arasında imzalanan taahhütname içeriğinde de taahhütnamenin ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olduğu düzenlendiği gibi, taahhütname kapsamında yer alan borç ayrıntısında ticari kredilere mahsus “BSMV” miktarı da belirtilmiştir. Açıklanan bu hususlar karşısında taraflar arasında akdedilen sözleşme esnaf kredi sözleşmesi olmadığı gibi, bireysel sözleşme niteliğinde de değildir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 4/1-f maddesi uyarınca genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan davalar ise mutlak ticari davalardır. Anılan Kanunun 5/2 maddesi uyarınca da tüm ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Kanun’un 5/3 bendinde ise asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı şeklinde düzenleme yapılmıştır. Mahkemenin görevli olması da, HMK’nun 114/1.c maddesi uyarınca dava şartlarından olup, anılan kanunun 115. maddesi uyarınca davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır.
Hal böyle olunca mahkemece, yukarıda belirtilen 6102 Sayılı Kanun hükümleri ve dava konusu ticari kredinin tahsili amacıyla icra takibine konu edildiği dikkate alındığında asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddi yönündeki kararında isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.3 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2022 tarih ve 2021/660 Esas 2022/149 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.3 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/12/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.