Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/135 E. 2022/160 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2017
NUMARASI …..
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/10/2006
KARAR TARİHİ :16/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :16/02/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar tarafından binlerce Türk Vatandaşından Almanya başta olmak üzere “yatırılan paraların istendiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verileceği” garantisi ile para toplanıldığını, toplanılan paralara ilişkin tahsilat makbuzu verildiğini, yatırımcıların geri ödeme taleplerinin birikmesiyle ödemelerin yapılamaması sebebiyle … varlıklarının yağmalandığı iddiası üzerine SPK’nun şirket faaliyetlerini izlemeye başladığını, şirketin yasa dışı faaliyetleri sebebiyle şirketin yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, ceza davaları açıldığını, şirketin yöneticilerinin cezalandırıldığını, davalı şirkete kârlı bir yatırım yapıldığına inandırılan davacının da 14/03/2000 yılında 29.700 DM Endüstri …’e yatırım yaptığını, tahsilat makbuzu adlı belge teslim edildiğini, daha sonra şirket unvanı … … A.Ş. olduğunu, davacının parasını istemesi üzerine geri ödemenin mümkün olmadığının belirtildiğini, davalı tarafça yapılan para toplama işleminin hukuka aykırı olduğunu, davalının basiretli iş adamı gibi davranmadığını, davalıların eyleminin SPK mevzuatına aykırı olduğunu, paranın tahsil edildiği tarihte yönetim kurulu başkanı olan davalı …’in de zarardan birinci derecede sorumlu olduğunu, taraflar arasında kanuna uygun surette kurulmuş bir ortaklık ilişkisi bulunmadığını, hisse senedi devri yapılamayacağının ve geçerli bir hisse senedi devrinin mevcut olmasının tespit edilerek, müvekkilinden tahsil edilen 29.700 DM karşılığı 27.450,00 TL’nin en yüksek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … … A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davanın alacak davası olarak açıldığını bu sebeple asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, iş bölümü itirazlarının bulunduğunu, davalı şirketin faiz karşılığı para toplayan bir kuruluş olmadığını, ancak kâr payı verebileceğini davacının davalı şirketten alacağının bulunmadığını, ayrıca geçmiş dönem yöneticilerinin kötü eylem ve davranışlarından dolayı bu kişilere karşı yeni yönetimin yargı mücadelesi verdiğini, müvekkili şirkete yatırılan paraların geri ödenme vaadiyle alınması durumunun müvekkili şirketin bağlamadığını, davacının davalı şirkete ortak olduğunu ispatlaması gerektiğini, o zaman ortakların haklarından faydalanabileceğini, davacıya hukuken ödeme yapmalarının mümkün olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir zaman … Holdig A.Ş.’nden yönetim kurulu başkanlığı yaptığını, en büyük hissedarlarından biri olduğunu, daha sonra yönetimin değiştiğini, müvekkilini şahsi olarak şirketin hak ve borçlarından sorumlu tutmalarının mümkün olmadığını, davalı şirketin T.T.K. Hükümlerine göre kurulan bir A.Ş. Olduğunu, hisse senedi çıkarttığını ve ihraç ettiğini, şirketin ortak sayısının artması üzerine SPK kaydına alınması için talepte bulunulduğunu, bu sürecin uzaması üzerine müvekkilinin Ankara İdare Mahkemesine dava açtığını, davacının davalı şirket hissedarı olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, davacının hissesi var ise para ödenmesinin mümkün olamayacağını ancak davacının hissesini başkasına satabileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı tarafın davalı şirkete 29.700,00 DM ödemiş olup SPK listesindeki parasal miktar, makbuz tarih ve numarası ile davacının sunduğu makbuzun parasal miktarı, tarih ve numarası ile uyumlu olduğundan taraflar arasında şirket ortaklığı ilişkisinin hukuken mevcut olmadığından davacı tarafın verdiği parayı geri almaya hakkı olduğu, temerrüt tarihi olan dava tarihinde … Bankası efektif satış kuruna göre 1 Euro= 1.8516-TL olduğu, bu durum karşısında taleple bağlılık gereği davalı lehine olan davacının dava açarken baz aldığı 1 EURO=1.8000-TL nin esas alındığı, davalı tarafından SPK sunulan CD’ nin incelenmesi neticesinde söz konusu CD’lerde davalı şirketin davacıdan 29.700,00 DM tahsil ettiği bilgilerinin yer aldığı, bu nun EURO’ya çevrilmesiyle 29.700-DM:195583 Parite=15.185-EURO yapmakta olup davacının dava açarken baz aldığı 1 EURO=1.8000-TL’ nin hesaplamada nazara alınarak 15.185-EURO X 1.8000-TL =27.333.00-TL olduğu, bu nedenlerle davanın KISMEN kabulü ile, davacının davalı … … A.Ş. nin şirket ortağı olmadığının tespitine, 27.333,00-TL nin temerrüt tarihi olarak kabul edilen 13/10/2006 dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki Avans faiziyle davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararında faiz başlangıç tarihinin tahsil tarihi olması gerekirken dava tarihi olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, on yıla yakın süredir devam eden bu dosya ile ilgili avukatlık ücretinin alt sınırdan belirlenmesinin hatalı olduğunu, Avukatlık resmi tarifesi uyarınca vekalet ücretinin en alt sınırının 3 katına kadar belirlenmesinin mümkün olduğunu, avukatlık ücretinin davanın süresine avukatın emeğine ve türüne göre belirlenmesi gerektiğini, bu nedenle en alt sınırın 3 katına kadar olmasa bile en azından 2 katı olarak belirlenmesi gerektiğini bildirerek talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve davalı şirkete ödenen paranın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece taraflar arasında şirket ortaklığı ilişkisinin hukuken mevcut olmadığı gerekçesiyle davacı yanca ödenen 29.700,00 DM’nin TL karşılığı olan 27.333,00 TL’nin dava tarihinden itibaren davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazı faiz başlangıç tarihine ve vekalet ücretine yöneliktir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, 29.700,00 DM (15.250,00 Euro) karşılığı 27.450,00 TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca en yüksek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş olup, dava dilekçesinde faiz başlangıç tarihine ilişkin herhangi bir talepte bulunmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan ilk derece mahkemesince AAÜT gözetilerek davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/02/2022

……….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.