Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1348 E. 2022/1137 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1348 Esas 2022/1137 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1348
KARAR NO : 2022/1137

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/07/2022
NUMARASI : 2022/105 D.İş Esas 2022/105 Karar
İHTİYATİ HACİZ TALEP
EDEN :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF :

TALEP : İhtiyati Haciz
TALEP TARİHİ : 19/07/2022
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2022

Taraflar arasındaki ihtiyati hacze ilişkin talebin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati haciz talep eden vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; çeşitli bölgelerde rüzgar enerji santrali kurulumu ve enerji üretimi faaliyetleri gerçekleştirmek amacıyla kurulan 11 yatırım şirketinde müvekkilinin %65, davalının %35 oranında hissesi bulunduğunu, 11 yatırım şirketine ilişkin ortaklar sözleşmelerinde aynı hükümlerin yer aldığını, ortaklar sözleşmesinin 16. maddesinde 11 yatırım şirketi için 2021 yılı olağan genel kurul toplantısının 31/03/2021 tarihine kadar yapılması gerekirken davalının kusur ve ihmalinden dolayı yapılamadığını, ortaklar sözleşmelerinin müşterek 15. maddesinde hissedar gruplarından birinin ortaklar sözleşmelerindeki herhangi bir yükümlülüğünü ihlal etmesi durumunda temerrüt halinin gerçekleşeceği ve temerrüte düşen hissedar grubu olarak adlandırılacağının kabul edildiğini, düzeltme süresi içinde temerrüt halinin ortadan kaldırılamaması halinde diğer hissedar grubunun ortaklar sözleşmelerindeki tüm hakları saklı kalmak koşuluyla, temerrüte düşen hissedarlar grubunun her bir gün başına 5.000,00 Usd tutarındaki meblağı ifaya eklenen cezai şart olarak ödeyeceğini kabul ettiğini, temerrüt halinin doğması halinde ise ortaklar sözleşmesinin 15.2. maddesinde, 10 iş günü içerisinde temerrüte düşen hissedarlar grubuna düzeltme bildirimi yapılacağı ve düzeltme bildiriminden itibaren 10 gün içerisinde temerrüte düşen hissedar grubuna temerrüt halini ortadan kaldırması yükümlülüğünün getirildiğini, müvekkili tarafından temerrüt halinin öğrenilmesinden sonra davalının düzeltme bildirimi gönderdiğini, ancak 10 günlük düzeltme süresi içerisinde davalının temerrüt halini gidermediğini, düzeltme süresinin geçmesiyle müvekkilinin ifaya ekli cezai şart talep hakkının doğduğunu, davalının bu cezayı ödeme borcunun muaccel hale geldiğini, her bir ortaklık şirketi için toplam 55.000,00 Usd cezai şart bedelini e-fatura ile muhasebeleştirmek suretiyle davalıya tebliğ ettiğini, cezai şart alacaklarının tahsili için icra takipleri başlatıldığını, Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2022/8730 sayılı icra takip dosyasında harca esas değer olan 878.735,00 TL, Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2022/11030 sayılı icra takip dosyasında harca esas değer olan 22.974.732,00 TL alacak bulunduğunu, ihtiyati haczin koşullarının varlığını ispat ettiğini belirterek Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2022/8730 sayılı icra takip dosyasında harca esas değer olan 878.735,00 TL, Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2022/11030 sayılı icra takip dosyasında harca esas değer olan 22.974.732,00 TL alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, genel kurul toplantısının yapılabilmesi için ticaret kanununun düzenlediği mahkemeye müracaat dahil yasal yollar tüketilmediğinden ve cezai şart alacağının bu nedenle doğduğu, muaccel olduğu yaklaşık olarak ispat edilmediğinden ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; talep dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek ifaya eklenen cezai şart alacağı bulunduğunu, cezai şart alacağına ilişkin düzenlenen e-faturalara karşı tarafın haksız şekilde itiraz ettiğini, fatura bedellerini ödemekten kaçındığını, cezai şartın ifadan ayrı olarak tek başına talep edilebileceğini, cezai şartın talep edilebilmesi için zararın bulunması ve bunun bildirilmesinin zorunlu olmadığını, mahkeme karar gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, cezai şart alacağının doğmuş ve muaccel hale geldiğini, cezai şarta ilişkin tüm koşulların gerçekleştiğini, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, her türlü para alacağı için ihtiyati haciz talep edilebileceğini, tarafların serbest iradeleriyle cezai şartın miktarını belirlediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; İİK’nun 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İİK’nun 257/1. maddesi “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir. Anılan hükme göre, rehinle temin edilmemiş bir para alacağının muaccel hale gelmesi durumunda alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. Diğer bir ifadeyle ihtiyati haciz talep edilebilmesi için borçlunun temerrüde düşmesi şeklinde bir koşul kanunda öngörülmemiştir.
İİK’nun 258/1. hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşul da kanunda öngörülmemiştir. Aksine ihtiyati hacze konu her alacağın kural olarak İİK’nun 264. maddesi kapsamında itirazın kaldırılmasına veya itirazın iptali davasına ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davasına konu olması kanunda öngörülen bir olasılıktır.
İhtiyati haciz talep eden davacı yan, muaccel ve rehinle temin edilmemiş cezai şart alacağının varlığının yaklaşık ispatı yönünde dosyaya yatırım şirketleri ana sözleşmeleri, ortaklar sözleşmeleri, fatura suretleri, 11 ayrı yatırım şirketinin yönetim kurulu toplantı tutanaklarını sunmuştur.
Bu durumda ilk derece mahkemesince, davacı alacaklı tarafından sunulan belgeler dikkate alındığında, davacının rehinle temin edilmemiş muaccel cezai şart alacağının varlığını yaklaşık olarak ispatlayamadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddi yönündeki kararında bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati haciz talep edenden alınması gerekli olan 80,70 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi. 30/09/2022

Başkan – Üye Üye Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.