Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1326 E. 2022/1158 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1326 Esas 2022/1158 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1326
KARAR NO : 2022/1158

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2018
NUMARASI : 2016/957 Esas 2018/704Karar
DAVACI :
DAVALI :

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2016
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/10/2022

Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce verilen karara karşı davaLı vekili tarafından başvurulan temyiz kanun yolu incelemesi sonunda verilen Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosya Dairemize gönderilmiş olmakla duruşma açılmak suretiyle gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 02/04/2004 tarihli 2004/22 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alınmasından sonra…’a ait dağıtım sisteminin 20 farklı dağıtım bölgesine ayrıldığını, her bir dağıtım bölgesi için ayrı bir anonim şirketi kurulduğunu, davacı şirketin ayrı bir tüzel kişiliği ve sermayesi olduğu, özelleştirme sürecinin davacı şirketin faaliyet bölgesine ait bütün hisseleri satın alması ile sonuçlandığını, davalı şirket ile 24/07/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme hükümlerine göre İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncesi döneme ilişkin tüm sorumluluğun davalı…’a ait olduğunu, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde meydana gelen olay nedeniyle İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/396 esas sayılı dosyasıyla karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2008/3444 esas 2008/6005 karar sayılı kararıyla onandığını, mahkemece hükmedilen bedelin davacı şirket tarafından İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1260 esas sayılı dosyasına ödendiğini, İşletme Hakkı Devir Sözleşme tarihi öncesinde…’ın sorumlu olduğu dönemde gerçekleştiğini, davacı şirketin ödediği bedelin sorumluluğunun da davalı…’a ait olduğunu, davanın kabulüne, davacı şirket tarafından ödenen şimdilik 129.285,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Borçlar Kanunu’nun 73.maddesi gereğince rücu davalarında zamanaşımı 2 yıllık süreye tabi olup ödemenin yapıldığı yıl göz önünde bulundurulduğunda dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesi ekinde ödemelerin miktarına ne zaman yapıldığına dair bilgi bulunmamakla ödemenin davacı tarafından yapıldığına dair bilgi ve belge de yer almadığını,…Genel Müdürlüğünün dağıtım ve perakende satış lisansı olmadığından bu davaların muhatabı olmasının mümkün olmadığını, davaya ilişkin şirketten talepte bulunulmasının sözleşmeye aykırı olduğunu, İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/396 esas sayılı dosyasıyla verilen kararın davanın kabulü anlamına gelmediğini, davanın usulden reddini, usulden reddedilmediği halde esasdan reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/396 esas sayılı ilamı birlikte değerlendirildiğinde sözleşmeden kaynaklanan alacak talebinin 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davacı tarafından 17/02/2009 tarihinde dava dışı 3. kişiye 129.285,00 TL ödeme yapılmış ise de; rücuen alacak talebine konu olan dava işletme hakkı devir sözleşmesinin imza tarihi olan 24/07/2006 tarihinden önce açılmış olduğundan ve davaya konu kaçak elektrik tüketim ihbarnameleri de 24/07/2006 tarihinden önce düzenlenmiş olduğundan davacının yaptığı ödeme için işletme hakkın devir sözleşmesi kapsamında davalıya rücu hakkı olduğu, hesap bilirkişinden icra takibinde yapılan ödemenin yerindeliğini denetler rapor alındığı ve bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre yapılan ödemenin 129.278,08 TL’sini rücu edebileceği, bu nedenlerle davanın kısmen kabulüne 129.278,08 TL’nin ödeme tarihi olan 17/02/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; rücu davalarında zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde işletme hakkı devir sözleşmesinin hisse satış sözleşmesi, ihale şartnamesi vs. birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, özelleştirmenin ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak amacıyla yapıldığını, sözleşme hükümleri yorumlanırken özelleştirme amacının göz önünde bulundurulması gerektiğini, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden geçmiş yıllara ilişkin olarak…’tan her hangi bir talepte bulunulamayacağının bildirildiğini, dava konusu ödemenin özelleşen şirketin şu anki hissedarları tarafından değil, hisselerin tamamının…’a ait olduğu dönemde gerçekleştirildiğini, devre esas bilanço kayıtlarında yer aldığını, dağıtım şirketinin bilançosundaki tüm unsurların özelleştirme bedeli içerisinde değerlendirilmekte olduğunu, davalı tarafından tekrar ödenmesinin mükerrer ödeme oluşturacağını ve özelleşen davacı şirkete haksız menfaat sağlayacağını, davacının açılan dava ve başlatılan icra takibini müvekkiline bildirmediğini, bu nedenle davaya ilişkin faiz ve icra dosya giderlerinin müvekkilinden talep edilemeyeceğini, ayrıca ödeme tarihinden avans faizine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gibi davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen müvekkili lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın zamanaşımından, kabul edilmediği takdirde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusuna karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ümraniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/396 esas 2007/541 karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının … A.Ş., davalısının … olup, davacı firmaya gönderilen kaçak tüketim ceza ihbarnamesindeki toplam kaçak tüketim bedelinin şimdilik bir kısmı için borçlu olmadığının tespiti istemli 09/05/2002 tarihinde açılan menfi tespit istemli davada yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davalının temyiz itirazı üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2008/3444 Esas 2008/6005 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği,
İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1260 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … A.Ş., borçlusunun … olup, Ümraniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/396 esas 2007/541 karar sayılı ilamı gereğince 40.095,82 asıl alacak 6.753,25 TL yargılama gideri, 69.956,60 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 116.805,67 TL’nin tahsili için ilamlı icra takibi yapıldığı, 129.285,00 TL’nin icra dosyasından tahsil edildiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine; Dairemizin 03/11/2020 tarih ve 2019/430 Esas 2020/1125 Karar sayılı kararı ile davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair Dairemizce verilen karara karşı davalı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairemiz kararı temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2022 tarih ve 2021/357 Esas 2022/4801 Karar sayılı bozma ilamında; “Dava, dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’den kaçak elektrik bedeli adı altında haksız yere tahsil edildiği iddia olunan paranın istirdadına ilişkin dava sonucunda mahkemece istirdadına karar verilen paranın davacı tarafından adı geçen şirkete ödenmesi üzerine, ödenen bu paranın davalı…’tan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta, …A.Ş. tarafından … Ltd. Şti.’den kaçak elektrik bedeli olarak tahsil edilen paranın mahkemece istirdadına karar verilmiş olup, hükmolunan para hisse devir sözleşmesinden önce 17.02.2009 tarihinde davacı tarafından adı geçen şirkete ödenmiştir. Kaçak elektrik bedelini tahsil eden …A.Ş. daha sonra unvan değişikliği ile … olmuş, mahkemece hükmolunan bedel, tahsilatı yapan … (…A.Ş) tarafından mahkeme kararına istinaden ilgilisine iade edilmiştir. Davacı …’ın, daha önce haksız tahsil ettiği parayı mahkeme kararına istinaden iade etmiş olmasına göre davacının malvarlığında bir eksilmeden ve davalının sorumluluğundan söz edilemez. Uyuşmazlığın 29.05.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklandığının kabulü de mümkün değildir. Bu halde davacının, davalıya rücu koşulları gerçekleşmediğinden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle Dairemiz kararı bozulmuştur.
Dairemizce bozma ilamı üzerine duruşma açılarak Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma ilamında da belirtildiği ve uygulanmasına karar verilmekle bozma ilamındaki davanın reddi gerektiğine dair kesin bozma gerekçesi davalı yararına usulü kazanılmış hak haline geldiğinden, dava dışı …A.Ş. tarafından dava dışı … Ltd. Şti.’nden kaçak elektrik bedeli olarak tahsil edilen paranın Ümraniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/396 esas 2007/541 karar sayılı ilamı ile istirdadına karar verildiği, hükmolunan bedelin hisse devir sözleşmesinin imzalandığı 29/05/2013 tarihinden önce 17/02/2009 tarihinde davacı tarafından dava dışı … Limited Şirketine ödendiği, kaçak elektrik bedelini tahsil eden davacı …A.Ş.’nin daha sonra unvan değişikliği ile … olduğu, davaya konu bedelin tahsilatı yapan … (…A.Ş) tarafından Ümraniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/396 esas 2007/541 karar sayılı kararına istinaden dava dışı … Limited Şirketine iade edilmiş olup, davacı …’ın, daha önce haksız tahsil ettiği bedeli Ümraniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/396 esas 2007/541 karar sayılı kararına istinaden iade etmiş olmasına göre davacının malvarlığında bir eksilmeden ve davalının sorumluluğundan söz edilemeyeceğinden ve uyuşmazlığın da 29/05/2013 tarihli hisse devir sözleşmesinden kaynaklandığının kabulü de mümkün olmadığından somut uyuşmazlıkta davacının davalıya rücu koşulları da gerçekleşmediğinden açılan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/11/2018 gün 2016/957 Esas 2018/704 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 2.207,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.127,17‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı şirket tarafından yatırılan 6.623,11 TL bakiye karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 20.383,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödemesine,
6-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-Davalı tarafından yatırılan 2.208,00 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-Davalı tarafından yapılan 24,38 TL posta gideri ve yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı toplam 145,68 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında açılan duruşma bozma ilamı gereği olduğundan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/03/2021 tarih ve 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı emsal içtihadı da gözetilerek taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/10/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.