Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1301 E. 2022/1005 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1301 Esas 2022/1005 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1301
KARAR NO : 2022/1005

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2022
NUMARASI : 2022/100 D.İş 2022/101 Karar
İHTİYATİ HACZE İTİRAZ
EDEN BORÇLULAR :
VEKİLİ :
KARŞI TARAFLAR
İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN :
VEKİLİ :
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
TALEP TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 08/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/09/2022

Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı itiraz edenler … vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP:
İhtiyati haciz talep eden vekili tarafından 28.10.2020 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden asıl borçlu … lehine açılan ve kullandırılan 11.05.2022 kat tarihi itibarıyla ödenmeyen 6.372.503,50 TL nakdi kredi alacağının tahsili için asıl borçlu şirket ile müşterek borçlu ve müteselsil kefillerden Ankara 54. Noterliği’nin 13.05.2022 tarihli kat ihtarnamesine ve genel kredi sözleşmelerine ve asıl borçlu şirket için müvekkili banka lehine tesis edilen 3.720.000,00 TL ipotek akit tablosuna dayanarak talep edilen ihtiyati haciz ilk derece mahkemesinin 06/06/2022 tarihli kararı ile kabul edilerek toplam 6.125.841,77 TL alacağın tahsili için (asıl borçlu şirket yönünden 2.405.841,77 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) %15 oranında 918.876,266 TL teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İTİRAZ
İhtiyati hacze itiraz eden … vekili, ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin ve icra takibinin yapıldığı icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunu, müvekkilleri borçlulardan …’ın yerleşim yerinin bağlı bulunduğu İstanbul Merkez, diğer borçluların yerleşim yerlerinin bağlı bulunduğu Büyükçekmece icra müdürlükleri ve mahkemelerinin yetkili olduklarını, ayrıca müvekkillerine tebliğ edilen ödeme emri ekinde ve UYAP ortamında dayanak kredi sözlemesine ve kefaletlerine ilişkin belgelere rastlanılmadığını, müvekkillerinin muaccel böyle bir borcu bulunmadığını, kendilerine usul ve yasaya uygun hukuki sonuç doğurur hesap kat ihtarının tebliğ edilmediğini, müvekkillerinin asıl kredi borçlusu şirket ile herhangi bir ilişkilerinin bulunmadığını, müvekkilleri açısından ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
CEVAP:
İhtiyati haciz isteyen vekili cevap dilekçesinde özetle; itiraz eden borçluların mahkemenin yetkisine ilişkin itirazlarının İİK’nın 7.,10. Ve 14. Maddeleri gözetildiğinde yerinde olmadığını, zira takip konusu kredi alacağının müvekkili banka ile asıl borçlu şirket arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmelerine istinaden … Şubesi tarafından açılan kredilerden kaynaklandığını, ayrıca bir kısım borçluların yerleşim yerinin de Ankara’da bulunduğunu, ihtiyati haciz talebinde, talebe dayanak tüm belgelerin UYAP üzerinden icra ve dava dosyasına eklendiğini, kat ihtarının borçlulara usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, ihtiyati haciz konusu kredi alacaklarının borçluların kefil oldukları 28.10.2020 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden kullandırılan kredilerden kaynaklandığını, borçluların kefaletinin geçerli olduğunu savunarak itirazların reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; ihtiyati hacze itirazın İİK’nın 265. Maddesine göre yapılan değerlendirildiğinde, ihtiyati hacze itiraz edenin ilk itirazının mahkemenin yetkisinde olduğu, taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinin mahkenin yetki alanındaki Ankara Sincan Şubesi tarafından sağlanan kredilere ilişkin olduğu, dolayısıyla şubelerin işlemlerinden doğan davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu anlaşıldığından; (HMK madde 14) bu itirazın mahkemece yerinde görülmediği, itiraz eden tarafın diğer itirazı ise borcun sebebine ilişkin olduğu, borçlular vekili alacağın borçlular açısından yargılamayı gerektirdiğini, zira asıl kredi borçlusunun bahsedildiği kadar borcunun olmadığını belirterek borca itiraz ettiklerini, itiraz bu hali ile incelendiğinde bahsedilen borca itiraz sebepleri genel mahkemelerde açılacak menfi tespit davasının konusu olduğundan mahkemece yerinde görülmediği gerekçesiyle ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati hacze itiraz eden … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin ve icra takibinin yapıldığı icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunu, müvekkilleri borçlulardan …’ın yerleşim yerinin bağlı bulunduğu İstanbul Merkez, diğer borçluların yerleşim yerlerinin bağlı bulunduğu Büyükçekmece icra müdürlükleri ve mahkemelerinin yetkili olduklarını, ayrıca asıl borçlu şirketin merkezinin ve alacaklı bankanın genel merkezinin de İstanbul’da bulunduğu gözetildiğinde HMK’nın 7/2. Maddesi uyarınca yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğini, kaldı ki kredi alacağının teminat altına alındığını, nitekim alacaklı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu durumda alacağın da muaccel hale gelmediğini, müvekkillerine tebliğ edilen ödeme emri ekinde ve UYAP ortamında dayanak kredi sözlemesine ve kefaletlerine ilişkin belgelere rastlanılmadığını, müvekkillerinin asıl kredi borçlusu şirket ile herhangi bir ilişkilerinin bulunmadığını, müvekkilleri açısından ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İhtiyati haciz talep eden vekili, itiraz edenler vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep ihtiyati hacze itiraza ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere ihtiyati haciz, İİK’nın 257. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bir para alacağının zamanında ödenmesini temin etmek içi, mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına geçici olarak el konulması halidir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, talepte bulunanın alacaklı olması, bu alacağın muaccel bulunması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinde ise; ihtiyati haciz isteyenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispat kuralına göre ispat edebilmiş olması düzenlenmiştir. O halde İİK’nın 258/1. maddesinde getirilen yaklaşık ispat ölçütüne göre ihtiyati haciz istemine konu alacağın varlığının ispatında Mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli görülmüştür. İhtiyati hacze itiraz koşullarının düzenlendiği aynı Kanun’un 265. maddesindeki hükme göre; kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu, ihtiyati haciz kararının dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebilir. Bu itiraz sebepleri sınırlı ve şekli niteliktedir.
İhtiyati haciz isteyen vekili, 28.10.2020 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesine, Ankara 54. Noterliğince keşide olunan ve asıl borçlu şirkete 19.05.2022 tarihinde, itiraz eden borçlu kefiller …, …’a tebliğ olunan 13/05/2022 tarihli kat ihtarına dayalı olarak toplam 6.125.841,77 TL alacağın tahsili için (asıl borçlu şirket yönünden 2.405.841,77 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) İİK’nın 257. maddesi gereği ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
Dosya kapsamında yer alan 28.10.2020 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesi örneğine göre; …’nin asıl borçlu, itiraz edenler … ve …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla 28/10/2020 tarihli ve 16..000.000,00 TL kredi limitli genel kredi ve teminat sözleşmesini imzalamış olup itiraz eden kefillerin kendi el yazıları ile kefalet türünü “müteselsil”, “28.10.2020” olan kefalet tarihini ve kefil olunan “16.000,000,00 TL” yi rakamla yazmış oldukları görülmüş olmakla adı geçen itiraz eden kefillerin TBK’nın 583. maddesi gereği kefaletleri şeklen geçerlidir. Ayrıca, ihtiyati haciz isteyen banka tarafından keşide olunan Ankara 54. Noterliği’nin 13/05/2022 tarihli kat ihtarı asıl borçlu şirkete 18/05/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olduğuna ve ihtiyati haciz talep tarihi itibarıyla talep olunan kredi borcu ödenmediğine göre TBK’nın 586/2. maddesi gereği itiraz eden borçlu müteselsil kefillere başvuru koşulu da gerçekleşmiştir.
Diğer taraftan itiraz edenler vekili, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin yetkisiz olduğunu da ileri sürmüştür. İhtiyati haciz istemine konu kredi alacağının dayanağı olarak gösterilen 28.10.2020 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesinin 13.4. “Taraflar” başlıklı kısmın d bendinin 2. Fıkrasında; “Bu sözleşmenin (tacir olmayan gerçek kişi olanlar hariç olmak üzere) tüm tarafları bu sözleşmeden doğacak her türlü uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, Türk Hukukunun uygulanacağını ve Ankara Mahkemeleri ve icra daireleri ile Banka’nın Genel Müdürlüğü’nün bulunduğu yerdeki mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olacağını, kanunen yetkili mahkeme ve icra dairelerinin yetkilerinin saklı olduğunu kabul ederler” şeklinde düzenlenen yetki şartı ile ihtiyati hacze itiraz eden gerçek şahıslar işbu sözleşmede yer verilen söz konusu yetki şartından muaf tutulmuşlardır.
İhtiyati haciz kararı vermeye yetkili genel mahkeme İİK’nun 50.maddesindeki gönderme uyarınca HMK’nun 5 ve devamı maddelerine göre belirlenir. İhtiyati haciz talep tarihinde ihtiyati haciz istemine dayanak genel kredi ve teminat sözleşmesini imzalayan alacaklı banka şubesi…Şubesi olduğuna göre İİK’nın 50. Maddesinde yapılan atıfla HMK’nın 10. 14. Maddesi ve TBK’nın 89. Maddesi gereği alacaklı şubenin ödeme anında yerleşim yerinin bulunduğu Sincan Mahkemeleri ihtiyati haciz kararı vermeye yetkilidir. O halde itiraz eden borçlular vekilinin yetki itirazları yerinde değildir.
Ayrıca, itiraz edenler vekili talep konusu borcun ipotekle teminat altına alındığını da ileri sürmüşlerdir. İİK’nun 45.maddesinde bir borç için borçlu lehine ipotek tesisinin ancak asıl borçlulara ipotek miktarınca başvurulmasına engel olacağı düzenlenmiş olup, bu husus kefillere başvurmaya engel oluşturmaz. Somut olayda dosya kapsamında bulunan 22.03.2021 tarihli ve 1.500.000,00 TL, 22.03.2021 tarihli 1.160.000,00 TL ve 23.03.2021 tarihli ve 1.060.000,00 TL ipotek meblağlı 3 adet ipotek akit tablosunda ipotek borçlusu kefil … Gıda İnşaat Ticaret San. AŞ olduğuna, esasen itiraz eden borçlu kefillerce ipotek tesis edilmediğine ve tesis edilen ipoteğin sadece asıl borçlu şirketin kredi ve kefalet borcunu teminat altına aldığı anlaşılmış olduğuna göre borçlu kefillerin bu yöndeki istinaf sebeplerine de itibar edilmemiştir.
Öte yandan, ihtiyati haciz isteyen banka tarafından sunulan kat ihtarında asıl borçlu şirkete kullandırılan işletme sabit kredisinin ödenmemesi üzerine kredi hesabı kat edilmiş, ihtiyati haciz isteyen banka tarafından keşide olunan Ankara 54. Noterliği’nin 13.05.2022 tarihli kat ihtarı asıl borçlu olan… ye 18.05.2022 tarihinde tebliğ edilmiş olmakla, TBK’nın 586/1. Maddesinde aranan müteselsil kefil olan borçlulara da başvurma koşulu gerçekleşmiştir. Yine, taraflar arasındaki genel kredi ve teminat sözleşmesinin temerrüt başlıklı 11. Maddesinin 3. Fıkrası gereği, “bankanın cari hesabın veya hesapların kesilmesi sonucunda yapacağı ihbarın, hangi hesap veya hesaplar ve krediler için yapılmış ise o hesap veya hesapları muaccel kılacağını ve kesilen cari hesap borç bakiyelerini faiz, komisyon vergi, resim, harç, fon vesair masraflar dahil derhal ve nakden ödeyeceğini müşteri kabul eder” yine sözleşmenin 10.13. Maddesinin 9. Fıkrasında ise “bu sözleşmenin Temerrüt maddesinde sayılan hallerden herhangi birinin gerçekleşmesi halinde Bankanın tüm kredi alacaklarının derhal muaccel hale geleceğini..kabul beyan ve taahhüt ederler” düzenlemelerine yer verilmiştir. Ayrıca TBK’nın 590/3.maddesinde ise; “Asıl borcun muaccel olması, alacaklı veya borçlunun önceden süre içeren bildirimde bulunmasına bağlıysa, kefalet borcu için bu süre, bildirimin kefile yapıldığı tarihte işlemeye başlar” düzenlenmesini içermektedir.
Tebligat Kanunu’nun 21/1 maddesinde “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta/amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın, komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” denilmektedir. Somut olayda borçlular …’a kat ihtarının tebliği Tebligat Kanunu 21/1.maddesine göre yapılmış ancak gerek…’a çıkarılan tebligata ait tebliğ mazbatasında gerekse …’a çıkarılan tebligata ait tebliğ mazbatasında “muhatabın dışarı gittiğini beyan eden komşu tarafından beyan edilmesi üzerine tebliğ evrakının Esenkent Mahalle Muhtarı’na 18.05.2022 tarihinde tebliğ edildiği” yazılmıştır. Tebligat Kanunu ve Yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca beyanda bulunan ilgilinin imzadan imtina hakkı bulunmakta ise de isimden imtina hakkı bulunmamaktadır.Anılan kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca, yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise; adreste bulunmama sebebi, tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği araştırılarak komşu (kapıcı-yönetici) beyanının alınması, beyanda bulunan komşunun adı ve soyadının tebligat parçasına yazılması gerekir. Şu halde kat ihtarının adı geçen borçlulara tebliğine ilişkin tebligat mazbatasına beyanda bulunan komşunun ad ve soyadın mazbatada yer almadığından bu haliyle itiraz eden borçlulara yapılan kat ihtarının tebliği geçersizdir. Bu durumda TBK’nın 590/3. Maddesi ve genel kredi sözleşmesinin yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen kat ihtarında talep olunan ihtiyati haciz istemine konu alacak anılan borçlular yönünden muaccel hale gelmediğinden İİK’nın 257/1. Maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz kararı verilme koşulunun oluşmadığı ilk derece mahkemesince gözetilmeksizin yazışı şekilde bu borçlular aleyhine de ihtiyati hacze karar verilmesi doğru görülmemiş, itiraz eden … ile… vekilinin bu yöndeki istinaf başvuru sebebinin kabulü gerekmiştir. İtiraz eden …’a, Tebligat Kanunu ve Yönetmeliği’nin ilgili hükümlerine uygun olarak kat ihtarı usulüne uygun tebliğ edildiği, dolayısıyla alacağın muaccel hale geldiği anlaşıldığından adı geçen borçlu vekilinin bu yöndeki istinaf sebebine itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; ihtiyati hacze itiraz eden … vekilinin tüm, diğer itiraz edenler … vekilinin öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, … ile… vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati hacze itirazın reddine dair karar adı geçen itiraz eden borçlular yönünden HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılarak ihtiyati hacze itiraz eden borçlular … ile… vekilinin ihtiyati hacze itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince adı geçen borçlular hakkında verilen 06.06.2022 tarihli …Karar sayılı ihtiyati haciz ara kararının kaldırılmasına dair talebin esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-İstinafa başvuran ihtiyati hacze itiraz eden … vekilinin tüm, … vekilinin öteki istinaf başvuru sebeplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
B) 1-İstinafa başvuran ihtiyati hacze itiraz eden borçlular … vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2022 tarih ve 2022/100 D.İŞ 2022-101 D.İş karar sayılı itirazın reddine dair kararın borçlular … ile… yönünden KALDIRILMASINA,
C)1-İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular … vekilinin itirazlarının KABULÜNE,
2-İhtiyati hacze itiraz eden borçlular … hakkında ilk derece mahkemesince verilen 06.06.2022 tarihli ve 2022/100 D.İŞ 2022-101 D.İş karar sayılı ihtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 2. Kısmının 1. Bölümünün 1-b bendi gereği ihtiyati haciz kararına karşı itiraz eden borçlular yararına takdir olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin ihtiyati haciz isteyen taraftan alınarak itiraz eden adı geçen borçlulara verilmesine,
D)1-İstinafa başvuran ihtiyati hacze itiraz eden borçlular tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran ihtiyati hacze itiraz eden borçlular tarafından yapılan istinaf giderleri olarak 220,70 TL istinaf başvuru gideri, 78,60 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 299,30 TL istinaf giderinin itiraz ihtiyati haciz isteyen davacı taraftan alınarak istinafa başvuran itiraz eden taraflara verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ihtiyati hacze itiraz eden borçlular yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/09/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.