Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1272 E. 2022/1329 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1272 Esas 2022/1329 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1272
KARAR NO : 2022/1329

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2022
NUMARASI : 2018/491 Esas 2022/269 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/07/2018
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmaması üzerine istinaf başvurusunun reddine dair ilk derece mahkemesince verilen ek karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile …. A.Ş. arasında akdedilen sözleşmeler gereğince krediler kullandırıldığını, diğer davalılar …ve …’nın da kefil olarak sözleşmede imzalarının bulunduğunu, kredinin keşide olunan ihtarnameye rağmen süresinde ödenmediğini, bunun üzerine başlatılan ilamsız icra takibine davalılar tarafından haksız itiraz edildiğini, davalı …’in imzası ve bilgisi bulunmadığını belirttiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kredi sözleşmesini ve sözleşmeye bağlı imzaları kabul etmediklerini, dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, …’nın borçlu firmanın çalışanı olduğunu, 27.3.2015 tarihinde Yönetim Kurulu Başkanlığına atandığını, 14.11.2016 tarih … Yevmiye nolu Bakırköy 33. Noterliğinin ihtarnamesi ile yönetim kurulu başkanlığından istifa ettiğini, takip konusu kredilerin istifa tarihinden sonra kullandırıldığını ve bu kredilerden sorumlu tutulamayacağını, firma kredi teminatı olarak banka tarafından temlik alınan Karayolları Genel Müdürlüğü’nden olan alacakların, diğer alacaklılara dağıtılması nedeniyle kredi borcunun ödenemediğini, banka ile firma arasında imzalanan temlik sözleşmeleri ve bu sözleşmeye göre ödenmesi gereken temlik alacaklarının ne şekilde ödendiğinin ilgili kurumlardan sorulması gerektiğini savunarak %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … A.Ş. ve …vekili; davanın yetkili mahkemesinin İstanbul mahkemeleri olduğunu, davacının dayanak olarak gösterdiği belgelerin kendilerine tebliğ edilmediğini, dava dilekçesinde belirtilen muaccel bir borç bulunmadığını, kat ihtarı ekinde hesap özetinin gönderilmemesi nedeniyle alacağın muaccel hale gelmediğini, bankanın tek yanlı olarak hesabı kat etmesinin, iddia ve itirazının kabulünün mümkün olmadığını, Yargıtay 3. HD 2013/23653 E 2014/4394 K sayılı kararında” usulüne uygun çekilmeyen ihtar ile temerrüde düşüldüğünden bahsedilemeyeceği çekilen ihtarın hüküm doğurmayacağı vadesi gelmeyen taksitlerin muaccel olduğunun kabul edilemeyeceğinin” belirtildiğini, davalı …’in sözleşmede imzası bulunmadığını, iddia edilen imzanın …’e ait olmadığını, şirket adına sözleşme imzalamaya da yetkili olmadığını savunarak davanın reddini ve kötü niyetli davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; davacı bankanın şubesi ile davalı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden davalı şirkete krediler kullandırıldığı, iş bu sözleşmeleri davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları kefaletin geçerli olduğu, bilirkişi tarafından usulüne uygun olarak belirlenen borca temerrüt tarihine kadar akdi faiz, temerrüt tarihinden sonra ise temerrüt faizi uygulanarak borcun belirlendiği, uygulanan akdi ve temerrüt faizinin mevzuata uygun olduğu, bilirkişi raporlarında belirtilen tutarda takip tarihi itibariyle davalıların borcunun bulunduğu kanaatine varılmakla açılan davanın kısmen kabulüne, alacak likit olduğundan davalıların icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmelerine karar verilmiştir.
Davacı banka vekili Av. … 08.06.2022 tarihli e-imzalı dilekçe ile gerekçeli kararın tebliğ edildiği Av. …’e tebliğ edilmiş olup, yetki belgesi ile duruşmalara katılmış bulunduğundan dolayı vekil kaydının silinmesi talebini Mahkemeye 11.05.2022 tarihinde ilettiğini, Av. …’in vekaletnamede isminin dahi bulunmadığını, bu durumda gerekçeli kararın tebliğinin usulsüz olduğunu, Yargıtay kararlarına göre vekaletnamede ismi dahi olsa dosyayı takip etmeyen avukata tebligat yapılmasının usulsüz olduğuna karar verildiğini, Av. …’e yapılan tebligat usulsüz olup gerekçeli kararın Av. …’e yeniden yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan değerlendirme sonucunda 10.06.2022 tarihli ek kararla; Mahkemece 21/04/2022 tarihli talep üzerine gerekçeli kararın dosyaya sunulan 05/02/2020 tarihli yetki belgesi üzerine uyap kaydı yapılan ve duruşmalara da katılım sağlayan Av. …’e 01/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 11/05/2022 tarihli dilekçe ile uyap kaydının silinmesini isteyen Av. …’in bundan sonra yapılacak tebligatların Av. …’e yapılmasını talep ettiği, davacı vekili Av. …, yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de; gerekçeli kararın dosyaya ibraz edilen yetki belgesi ile duruşmaları da takip eden Av. …’e yapılmış olduğu, sunulan yetki belgesinin de 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 56.maddesindeki “Avukatlar veya avukatlık ortaklığı başkasını tevkil etme yetkisini haiz oldukları bütün vekâletnamelerini kapsayacak şekilde bir başka avukata veya avukatlık ortaklığına vekâletname yerine geçen yetki belgesi verebilir. Bu yetki belgesi vekâletname hükmündedir.” düzenlemesi nedeniyle vekalet yerine geçmek üzere düzenlenen yetki belgesine dayanılarak yapılan tebliğ işleminde bu haliyle bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin gerekçeli kararın yeniden tebliği yönündeki talebin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; 15.06.2022 tarihli ek karar ile; gerekçeli kararın davacı vekillerinden Av. …’e 01.05.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili Av. …’in yapılan tebligatın usulsüz olduğu iddiasıyla yeniden tebliğ talebinin mahkemece yerinde bulunmayarak reddedildiği, davacı vekili Av. …’in istinaf başvuru süresi geçtikten sonra yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 344. Ve 346/1. Maddesi uyarınca reddi gerektiği gerekçesiyle davacı vekili tarafından istinaf başvuru süresi geçtikten sonra yapılan istinaf başvurusunun reddine, HMK’nın 346/2. Maddesi gereği ret kararının tebliğinde itibaren 1 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili 14.06.2022 e-imza tarihli istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararın davayı takip etmeyen Av. …’e tebliğ edilmiş olması sebebiyle tebligatın usulsüz olduğunu, dosyanın Av. … tarafından takip edildiğini, Av. … için yetki belgesi harçlandırılmadığı gibi adı geçen vekilinin dosyayı hiçbir zaman takip etmediğini, Av. …’ın dava ve duruşmalara kabulüne dair ara karar kurulmadığını, yerel mahkemenin adı geçeni sehven vekil olarak UYAP üzerinden dosyaya eklediğini, dosyadaki tüm tebligatların gerekçeli karar hariç Av. …’e tebliğ edildiğini, dosya kapsamında yapılan bazı duruşmalara yetki belgesi ile başka avukatlar da katıldığı halde sadece Av. …’ın kaydının yapıldığını, gerekçeli kararın tebliği Av. … tarafından talep edildiği halde kararın tebliğinin dosyayı takip etmeyen Av. …’a yapıldığını, dosya içerisinde Av. … yetki belgesi ile duruşmaya girmiş ise de UYAP sisteminde Av. …’ın vekil kaydının yapılmasına dair bir talebinin bulunmadığını, vekil avukatın tek celsede duruşmaya girmeye yetkili olduğunu bunun dışında dava dosyası içerisinde herhangi bir işlem yapmaya yetkisinin bulunmadığını, gerekçeli kararın dosyayı takip eden Av. …’e tebliğ edilmediğinden dolayı istinaf kanun yoluna başvuru için yasal sürenin başlamadığını, gerekçeli kararın tebliğ edildiği Av. … tarafından gerekçeli kararın kendisine tebliğ edildiğine dair herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, Av. …’ın vekillikten çekilme işleminin dahi usulsüz olduğunu, davacı asile vekillikten çekilme dilekçesi dahi tebliğ edilmeden adı geçen vekilinin vekil kaydının silindiğini, gerekçeli kararın tebliği 08.06.2022 tarihinde öğrenilmiş olup eski hale getirme taleplerinin bulunduğunu, HMK’nın 95. Maddesi gereği elde olmayan sebeplerle istinaf kanun yoluna başvuruda bulunulamadığını, gerekçeli kararın 10.06.2022 tarihli dilekçe ile Av. …’e tekrar tebliği talep edildiği halde mahkemece bu taleplerinin reddedildiğini, temerrüt tarihinin hatalı olarak ele alınıp hesaplama yapılmasından kaynaklı olarak hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen faizin eksik olarak tespit edildiğini, ödeme günü belirli olan kesin vadeye bağlı borçlarda taraflarca kararlaştırılmış taksitler için ödeme gününde ödeme yapılmaması halinde borçlunun temerrüde düştüğünün kabul edileceğinin ve borcun muaccel hale geleceğinin taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 33.2. Maddesi ile belirlendiğini, mahkemeniz aksi kanaatte ise de hesap kat tarihi itibarı ile vadesi geçen taksitler yönünden TBK’nın 117. Maddesine göre taksit tarihlerinden itibaren, hesap kat tarihi itibarı ile kalan anapara yönünden ise kat tarihi itibarıyla verilen sürenin dolamasından itibaren yapılması gerektiğini, bilirkişi tarafından BCH hesapları için belirlenmiş olan temerrüt faizi oranının hatalı hesaplandığını, bilirkişi tarafından davacı bankadan temerrüt tarihi itibarıyla en yüksek kredi faiz oranlarının sorulması gerekirken sözleşmenin 33.2. Maddesine aykırı şekilde aynı tür kredilere uygulanan cari faizi dikkate alarak hesaplama yaptığını, ticari işlerde TTK’nın 8. Maddesi gereği faiz serbestçe belirlenebileceğinden genel kredi sözleşmesinin 33.2. Maddesi gereği belirlenecek temerrüt faizi oranının esas alınması gerektiğini, ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını, eski hale getirme taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili Av. … ek karara karşı 29.06.2022 e-imzalı istinaf başvuru dilekçesinde ise; daha önce vermiş olduğu 14.06.2022 e-imzalı istinaf başvuru dilekçesindeki istinaf sebeplerini ileri sürerek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, eski hale getirme taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesini asıl borçlu sıfatıyla imzalayan davalı şirkete kullandırılan kredi alacağının tahsili için davalı asıl borçlu şirkete ve davalı müteselsil kefillere karşı başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere HMK’nın 346/(1).maddesinde; “İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar vereceği ve 344. maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ edeceği, aynı maddenin 2.fıkrasında; bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderileceği, bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapacağı” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacı vekili Av. …’in 21.04.2022 tarihli dilekçesi ile gerekçeli kararın taraflara tebliği talep edilmiş olmakla, ilk derece mahkemesince gerekçeli karar davacı banka adına “1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nu değiştiren 4667 sayılı Kanunun 36. Maddesi ile 56. Maddesine eklenen hüküm uyarınca, vekaletname yerine geçmek üzere davacı banka vekili Av. … tarafından düzenlendiği belirtilen 05.02.2020 tarihli yetki belgesi ile 05.02.2020 tarihli duruşmaya katılan Av. …’e 01.05.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, adı geçen vekil tarafından verilen 11.05.2022 tarihli e-imzalı dilekçe ile davacı … AŞ adına vekil kaydının UYAP üzerinden silinmesi ve bundan sonra yapılacak tüm tebligatların dosyadaki vekil Av. …’e yapılmasına karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 08.06.2022 tarihli e-imzalı dilekçe ile davacı vekili Av. … tarafından verilen dilekçe ile gerekçeli kararın tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülerek taraflarına yeniden tebliğinin talep edilmesine ilişkin istem ilk derece mahkemesince 10.06.2022 tarihli ek karar ile reddedilmiş, davacı vekili Av. … tarafından sunulan 14.06.2022 tarihli e-imzalı dilekçe ile eski hale getirme talebinde bulunarak istinaf kanun yoluna başvurmuş, ilk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme ile 15.06.2022 tarihli ek karar ile süresinden sonra yapılan istinaf başvurusunun reddine, söz konusu karara karşı HMK’nın 346/2. Maddesi uyarınca ret kararının tebliğinden itibaren 1 hafta süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen ek karar davacı vekili Av. …’e 19.06.2022 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ilk derece mahkemesince davacı vekilinin istinafa başvurusunun süreden reddine dair HMK’nın 344. Maddesi gereğince verilen ek karara karşı HMK’nın 346/2. Maddesinde istinaf kanun yoluna başvuru için öngörülen 1 haftalık sürenin dolduğu 27.06.2022 tarihinden sonra adı geçen davacı vekili tarafından 29.06.2022 tarihli e-imzalı dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Şu halde HMK’nın 346/2.maddesi ve yerleşik yargıtay içtihatları (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 13/03/2013 tarih ve 19-779/355 sayılı; Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 11/06/2013 tarih ve 7316/8804 sayılı; Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 24/11/2016 tarih ve 13667/11098 sayılı kararları) gözetildiğinde davacı vekilinin ek karara karşı süresinde yapılmayan istinaf başvurusunun reddi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığından reddine dair 15.06.2022 tarihli ek kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu süresinde yapılmadığından, istinaf isteminin HMK’nın 346/2. Maddesi uyarınca HMK’nın 352. Maddesi gereği usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davacı vekilinin ilk derece mahkemesince verilen ek karara karşı istinaf isteminin HMK’nın 346/2. Maddesi yollamasıyla HMK’nın 352. maddesine göre süreden REDDİNE,
2-İstinafa başvuran tarafa istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
3-İstinaf giderlerinin başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan istinaf gider avansının iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/10/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.