Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/125 E. 2022/1597 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/125 Esas 2022/1597 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/125
KARAR NO : 2022/1597

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELEME RAPORU
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2021
NUMARASI :2021/384 Esas 2021/909 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 29/06/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/12/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … adına kayıtlı … plakalı araç müvekkil şirket nezdinde kasko poliçesi ile 02.01.2020 tarihinde bir yıl süreyle sigortalandığını, 16.03.2020 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın inşaat alanında bulunan bir ağaca çarpması sebebiyle kırılan ağaç dalı düştüğünü bu sırada … sevk ve idaresindeki … plakalı araçta diğer araca sol ön kısmından çarptığını, kaza sonrasında tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağında kazaya karışan … ve … plakalı araç sürücülerinin kural ihlalinin bulunmadığını, kazada gerekli emniyet tedbirlerini almayan davalı şirketin asli kusurlu olduğunu, hasar bedeli olan 15.618,52 TL’nin yetkili servise ödendiğini, ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili amacıyla Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2021/3686 sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsilen karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı sigorta şirketinin, sigortalısına kasko sigorta poliçesi kapsamında ödemiş olduğu trafik kazasından kaynaklı hasar bedelini davalıdan rücuen tahsilini talep ettiği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.03.1944 tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur” denildiği, eldeki davanın mutlak ya da nisbi ticari dava olmadığı, davacının sigortalısı olan dava dışı … gerçek kişi olup davalı ile aralarındaki hukuki ilişkinin de ticari nitelikte olmadığı, eldeki davada asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçeleriyle davanın mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketi tacir olduğu gibi davalı şirketin de tacir olup sigorta hukukundan kaynaklanan davaların mutlak ticari dava olması nedeniyle asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın rücuen tahsili amacıyla zarardan sorumlu olduğu iddiası ile davalıya karşı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle görev şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesine; TTK’nın 16/1. maddesinde “ticari şirketlerin tacir kabul edildiği” hükmüne, yer verilmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olayda; davacı …Sigorta A.Ş’nin sigortalısı gerçek kişi ve sigortalı araç hususi nitelikte araçtır. Bu durum karşısında, davacının iddia ettiği olayın haksız fiil niteliğinde olduğu, davalının ise ticari şirket olmakla birlikte dava dışı sigortalı araç malikinin gerçek kişi, aracın da hususi nitelikte otomobil olduğu anlaşılmakla davacının halefiyete dayalı olarak açtığı haksız fiil hükümlerine göre tacir olmayan davalıya karşı açmış olduğu işbu davada HMK’nın 2. Maddesi gereği genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle ilk derece mahkemesince yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022

Başkan- Üye -Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.