Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1239 E. 2022/1602 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 201 Esas 2021/ Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1239
KARAR NO : 2022/1602

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/12/2022

Taraflar arasındaki menfi tespite ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2021/15609 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe ilişkin ödeme emrinin tebliğ edildiğini, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, takip kesinleştikten sonra 27/12/2022 tarihinde müvekkilinin evine hacze geldiklerini, bunun üzerine müvekkilinin icra dairesinden borcun tam olarak neden kaynaklandığını araştırdığında bankadan çekmiş olduğu kredi sonrasında ödenmeyen borçtan kaynaklı icra takibi başlatıldığının bildirildiğini, icra dosyasına konu borca konu sözleşmede bulunan imzaların müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin kardeşi …’un izni ve bilgisi dışında ehliyetini ele geçirdiğini ve müvekkilinin ehliyeti ile müvekkili adına kredi çektiğini, davalı bankanın müvekkilinin kimliğini istememiş olmaması nedeniyle gerekli özen ve yükümlülüğe aykırı davrandığını, icra takibindeki miktardan müvekkilinin sorumluğunun bulunmadığını, haksız takip nedeniyle müvekkilinin maaşından 708,33 TL kesinti yapıldığını iddia ederek Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2021/15609 sayılı takip dosyası ve söz konusu kredi sözleşmesi nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, icra dairesince maaş haciz suretiyle tahsilatı yapılan maaş haczi kesintisi 708,33 TL’nin davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı bankaca süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasındaki uyuşmazlığın bireysel bankacılık hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, her ne kadar davacı tarafından sözleşme altındaki imza inkar edilmiş ise de, sözleşme altındaki imzasının davacıya ait olup olmadığı, sözleşmenin geçerli kabul edilip edilmeyeceği hususlarının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k-j, 4/3, 73/1, 83/2 ve geçici 1. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, bu halde uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçeleriyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin eldeki davada üçüncü kişi konumunda olup davalı banka ile arasında herhangi bir tüketici ilişkisinin bulunmadığını, sözleşme imzalanmadığını, bu nedenle asliye ticaret mahkemelerinin bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; taraflar arasında imzalanan bireysel bankacılık sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasıyla sözleşme ve bu sözleşmeye dayanılarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığını tespiti istemine ilişkindir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l. bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5. maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı,
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu,
6102 Sayılı TTK’nın Ticari Davaların Görüleceği Mahkemeler başlıklı 5/1 maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere somut uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir ( Yarg. 11. HD’nin 01/05/2016 tarih 2015/10238 E. 2016/4889 K.sayılı ve yine aynı dairenin 15/06/2016 tarih 2016/6247 E. 2016/6612 K.sayılı kararları emsal niteliktedir).
Bu açıklamalar sonucunda, taraflar arasındaki ilişki bankacılık işlemi, davacı ise ticari ve meslek amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumunda olup dava tarihi itibariyle bu tür davalarda tüketici mahkemesi görevli olduğundan ilk derce mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nın 353/(1)-a.3, 362/(1)-c ve 20. maddelerindeki hükümler birlikte amaçsal olarak yorumlandığında ilk derece mahkemesinin görevsizlik ve yetkisizlik kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilecek kararların kesin olması amaçlandığından Dairemizin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin hükmünün kesin olduğu kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022

Başkan- Üye Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.