Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1200 E. 2022/1557 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1200 Esas 2022/1557 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1200
KARAR NO : 2022/1557
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2022
NUMARASI : 2021/628 Esas 2022/132 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 22/10/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2023
Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından rücuen alacak talebiyle açılan davada… Şirketi’nin terkin edildiğinin anlaşıldığını, mahkemece ihya davası açmak üzere taraflarına yetki ve süre verildiğini belirterek… Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; terkin usulüne uygun olarak yapıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, TTK’nun geçici 7/1. maddesinde terkin sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığı, 5174 sayılı yasanın 10. ve 32. maddeleri kapsamında odaca kaydın silinmesinin bu madde kapsamında olmadığı, bu haliyle dava konusu şirket hakkında uygulanmaması gereken TTK’nun geçici 7. maddesinin uygulandığı, bu nedenle kanunun geçici 7/15. maddesindeki süre sınırlamasının dikkate alınamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı …. Şti’nin ihyasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, anılan şirketin açılan başka bir davada ihyasına karar verildiğini, verilen kararın kesinleşmesi üzerine şirketin sicile tescil edilerek ilan edildiğini, şirketin tüzel kişilik kazandığını, müvekkilinin yasadan doğan zorunlu hasım olduğunu, aleyhine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirketin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/324 Esas sayılı dosyasının Uyap üzerinden gelen sureti, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevap, ihyası talep edilen şirkete ilişkin yapılan tebligat, ilan ve ihtar sureti, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/21 Esas 2018/689 Karar sayılı karar sureti, Dairemizin 2020/194 Esas 2020/692 Karar sayılı karar sureti, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28/02/2022 tarih 2020/7099 Esas 2022/1350 Karar sayılı ilam sureti, anılan kararlar gereğince ihyası talep edilen şirketin 05/05/2022 tarihinde ticaret siciline re’sen tescil edildiğine ilişkin tescil ve ilan belgeleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/324 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının …, davalısının …. Şti. ve diğer şirketler olduğu, davanın 28/05/2019 tarihinde rücuen alacak istemi ile açıldığı görülmüştür.
İhyası talep olunan …. Şti’nin ticaret sicil özetinden şirketin TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edildiği, bu durumun 28/01/2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacı … tarafından şirketin ihyası için Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü ve …. Şti. aleyhine açılan davada yapılan yargılama sonucu Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2018 tarih ve 2017/21 Esas 2018/689 Karar sayılı ilamı ile şirket hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yönünden davanın kabulüne, şirketin Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/224 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verildiği, karara karşı davacı vekili ve davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 09/07/2020 tarih 2020/194 Esas ve 2020/692 Karar sayılı ilamı ile davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalı …. Şti. hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı sicil yönünden davanın kabulüne, …. Şti.’nin ihyasına karar verildiği, kararın davalı sicil müdürlüğü tarafından temyiz edilmesi üzerine de Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28/02/2022 tarih 2020/7099 Esas 2022/1350 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, 05/05/2022 tarihli ticaret sicil gazetesinde ihya kararının tescil ve ilan edildiği anlaşılmıştır.
HMK’nun 114/1.h maddesi uyarınca hukuki yararın bulunması dava şartı olup, HMK’nun 115. maddesi uyarınca hukuki yararın bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılmalıdır.
Hukuki yarar; davacının sübjektif hakkına hukuki koruma sağlanması hususunda mahkemeye başvuru esnasında hukuken korunacak bir yararın bulunmasıdır.
Davacının mahkemeden tescil istemi ile bir dava açılabilmesi için, bu davayı açmakta veya hukuki korunma istemekte “hukuki ve meşru”, “doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” haklı bir yararının bulunması gerekir. Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olması, bu yararın dava açan hak sahibi ile ilgili olması ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmasıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın varlığından sözedilebilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/12/2013 tarih ve 2013/10-436 Esas 2013/1748 Karar sayılı ilamı). Bu durumda dava tarihinde var olan hukuki yararın kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir.
Buna göre hakim dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını tespit ettiğinde davayı dava şartı yokluğundan usulden reddetmekle yükümlüdür.
İhyası istenen şirketin TTK’nun Geçici 7. maddesi uyarınca 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edildiği ve dava tarihi olan 22/10/2021 tarihinde faal olmadığı anlaşılmakta ise de, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2018 tarih ve 2017/21 Esas 2018/689 Karar sayılı kararıyla …. Şti.’nin dava dosyası ile sınırlı ihya kararının Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak anılan şirketin herhangi bir sınırlama içermeden ihyasına karar verildiği, verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek, işbu dosyanın karar tarihi olan 02/03/2022 tarihinden önce, 28/02/2022 tarihinde kesinleştiği ve karar tarihinden sonra 05/05/2022 tarihinde ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan edildiği dosya içeriğiyle sabittir. Anılan ihya davasında da işbu dosya davacısı olan … davacı olarak yer almaktadır.
Bu durumda mahkemece, karar tarihi olan 02/03/2022 tarihinden önce, …. Şti.’nin ihyasına ilişkin kesinleşen karar bulunduğu, her iki dosyanın davacısının da … olduğu, hukuki yarar dava şartının yargılamanın devamı boyunca bulunması gerektiği, karar tarihinden önce davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının ortadan kalktığı gözetilerek davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şeklide hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/04/2019 tarih ve 2019/925 esas 2019/2734 karar sayılı emsal içtihatı).
Öte yandan, işbu dava tarihinde şirket hakkında verilen ihya kararı henüz kesinleşmemiş ise de, davacının her iki ihya dava dosyasında da davacı olarak yer aldığı, şirketin tam ihyasına ilişkin Dairemiz karar tarihinin 09/07/2020 olduğu, işbu davanın ise Dairemiz karar tarihinden sonra 22/10/2021 tarihinde açıldığı, davacının tam ihya kararı bulunduğunu bildiği halde yeniden aynı şirketin ihyasına yönelik dava açmakta kusurlu bulunduğu gözetilerek davacı yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur.
Tüm bu nedenlerle davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2022 tarih 2021/628 Esas 2022/132 Karar sayılı kararının kamu düzenine aykırılık gözetilerek HMK’nın 353/(1)-b.2., 355. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın HMK’nun 114/1-h ve 115-/2 maddeleri gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
C)1-Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 55,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 276,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/12/2022
Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katib

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.