Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/120 E. 2022/68 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2021
NUMARASI …..
DAVA TARİHİ : 27/10/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/02/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı yargı yolu dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan aracın sağ lastik ve alt kısımlarının, seyir halinde iken … Genel Müdürlüğü sorumluluğunda bulunan yaya kaldırımına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, araçta oluşan hasar karşılığı 3.837,71 TL’nin sigortalıya ödendiğini, TTK’nın 1472. Maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olan müvekkilinin, sigortalısına ödediği hasar bedelinin tazmini için başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, sigortalı araçta oluşan zarardan davalı idarenin sorumlu olduğunu ileri sürerek zarar miktarının sigortalılarına ödendiğini, zarardan davalının sorumlu olması nedeniyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı idareye dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben; davacı sigorta tarafından sigortalısına ödenen bedelin halefiyet ilkesi gereği davalı taraftan tahsili istemine ilişkin davada, … Genel Müdürlüğü’nün hizmet kusurunun bulunduğunun iddia edildiği, bu nedenle, bu davalı aleyhine maddi tazminat davası açıldığı, hizmet kusurundan kaynaklanan tazminat davalarına bakmakla görevli mahkemelerin idare mahkemeleri olduğu, davacının sigortalısına ödediği tutarın rücuen tahsili istemli dava açtığı, davalı olarak yer alan … Genel Müdürlüğü hakkında tazminat istemli dava açılmış ise de, davalının ancak hizmet kusuru çerçevesinde sorumluluğunun söz konusu olabileceği, bu sorumluluğa da ancak idari yargı yerinde gidilebileceği, mahkemede açılan dava yönünden öncelikle dava şartları yönünden değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; rücuen tazminat istemiyle açılan işbu davada idari yargı yerinin değil adli yarı yerinin görevli olduğunu, nitekim … Trafik Kanunu’nun 110. Maddesinde … Trafik Kanunu’ndan ve devlet/kamu kuruluşlarından kaynaklanan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğinin düzenlendiğini Uyuşmazlık Yüksek Mahkemesi’nin ve Yargıtay 4. HD’nin emsal nitelikteki kararlarının da bu yönde olduğunu, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesine istinaden sigortalısına ödenen tazminatın TTK’nın 1472. maddesi gereği davalı idareden rücuan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle yargı yolu dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2. fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı üç bin Türk Lirasıdır. 01/01/2021 tarihinden itibaren ise bu sınır 5.880,00 TL’dir. İlk derece mahkemesince yargı yolu dava şartı yokluğu sebebiyle karar verilen itirazın iptali davasında, davada talep olunan miktar 3.837,71 TL olması nedeniyle 03/11/2021 tarihli karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararlara karşı HMK’nun 346/1. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nun 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai bir karardır. (Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinaf sayfa 176)
Tüm bu nedenlerle HMK’nın m.352’deki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden red kararına karşı miktar gözetildiğinden temyiz yolu açık değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih ve 2017/3597 Esas 2018/5 Karar sayılı ilamı).

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İlk derece mahkemesi hükmünün, HMK’nun 341/2. maddesi gereğince, miktar itibarıyla kesin olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,

2-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı ile 59,30 TL istinaf maktu karar harcının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nun 362(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 02/02/2022
…..
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.