Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1160 E. 2022/1762 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1160 Esas 2022/1762 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1160
KARAR NO : 2022/1762

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :17/03/2022
NUMARASI :2021/686 Esas 2022/203 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 24/11/2021
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 24/11/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurum tarafından, …. Şti. aleyhine, Ankara 2.İş Mahkemesinde 2006/885 sayılı dosyasında açılan rücuan alacak davası sonunda verilen ilamın icrası için Ankara 15. İcra Müdürlüğünün E:2018/15164 sayılı dosyasında ilamlı icra takibi başlatıldığını, tebligat işlemleri sırasında davalı kurumun müzekkereye verdiği 19.10.2021 tarihli cevabında, borçlu şirketinn TTK’nın Geçici 7 maddesi uyarınca 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden re’sen silindiğinin bildirildiğini, müvekkilinin alacağını teminen şirketin tüzel kişiliğinin ihyası gerektiğini, tüzel kişiliğin sona ermesi için resen terkin/tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerektiğini, resen terkin işlemi TTK ‘nun ilgili hükümlerine göre yapılmadığından bu hususlara riayet etmeden terkini gerçekleştiren Ticaret Sicil Müdürlüğü davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, kaldı ki sicilden resen terkin edilen borçlu şirket aleyhine kurumlarınca açılan icra takibi derdest olduğundan hakkında TTK’nın Geçici 7.maddesinin uygulanmayacağını, Ankara 2.İş Mahkemesinde EF:2006/885 sayılı kararı ve derdest olan Ankara 15.İcra Müdürlüğünün E: 2018/15164 sayılı dosyası göz önüne alındığında, ihtara ve Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan ilana rağmen süresi içinde bildirimde bulunmayan ve gerekli tescil işlemlerini yaptırmayan resen terkin işlemine sebebiyet veren şirketin kusurlu ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı …. Şti.’nin, tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; … Şirketinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Karıununun Geçici 7.maddesi kapsamında 23/01/2014 tarihinde re’sen terkin edildiğini, terkinin usulüne uygun olduğunu, şirketin terkin tarihinde şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının kendileri tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, şirketin 23/01/2014 tarihinde re’sen terkin edildiği, 23/01/2019 tarihinde 5 yıllık dava açma süresinin dolduğunu, bildirerek davanın karar verilmesini, ek tasfiyeye karar verilmesi halinde TTK’nin 547/2.maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı şirketin ticaret sicil kayıtlarına göre yapılan işlemlerin geçici 7. maddenin 4/a fıkrasındaki usule göre yerine getirilmediği, silinme işlemi nedeniyle şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ihtar gönderilmediği gibi, davalı ticaret sicil müdürlüğünce ihyası istenilen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilme sebebiyle silinmesinin kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işleminin usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca terkin işleminden önce Ankara 2.İş Mahkemesinde 2006/885 sayılı dosyasında davacı tarafından şirkete karşı 2006 yılında açılan ve terkin sırasında yargılama süreci devam eden rücuen alacak davası bulunduğundan terkin işleminin bu yönüylede TTK’nın geçici 7. maddesi hükmüne aykırı olduğu, ihyası talep edilen şirket aleyhine davacı tarafça Ankara 15.İcra Müdürlüğünün 2018/15164 sayılı takip dosyasında alacağın tahsili için başlatılmış icra takibi bulunduğu, davacı tarafın ihya davası açmakta hukuki yarararının bulunduğu, yapılan terkin işleminin usul ve yasaya aykırı olduğundan dava açmak için aranan 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda aranmayacağı, ihya sebebine göre tasfiye memuru atanmasına yer olmadığı, ihyası istenen şirketin terkininde davalı sicil kusurlu olup işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden davalı sicil aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı olup ticaret sicil müdürlüğünden terkin edilen … Şirketinin tüzel kişiliğinin Ankara 15.İcra Müdürlüğünün 2018/15164 sayılı takip dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olmak üzere ihyasına, Ticaret Siciline yeniden tescil ve ilan edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; yasal 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra eldeki davanın açıldığını, telkinin usulüne uygun olarak gerçekleştirildiğini, tasfiye memuru atanması gerektiğini, davacı kurumun 6183 sayılı yasa kapsamında alacağının tahsil edebilecekken eldeki davada açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davalı sicil müdürlüğü aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; TTK’nın geçici 7. maddesi gereği ticaret sicilinden re’sen terkin olunan şirket tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7.maddesi gereğince; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacak olup, anonim ve limited şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurala tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle re’sen terkin edilebilecektir. Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dahilideki şirketlere bir ihtar gönderilecek olup bu şirketler tasfiye memuru bildirmeleri halinde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirilmediği taktirde şirketlerin unvanı ise ticaret sicilden re’sen silineceği, ancak şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir.
Somut olaya gelince, ilk derece mahkemesince, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak ihyası istenen …. Şti.’nin 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7.maddesi uyarınca hangi sebeple münfesih olduğu veya sayılması gerektiğine ilişkin şirkete yada temsilcilerine yapılan ihtar ve tebliğe ilişkin belgelerin çıkartılarak gönderilmesinin istendiği Ticaret Sicil Müdürlüğünce gönderilen cevabi yazı ve ekindeki belgelerde ise sadece ihyası istenen şirkete tebligat yapıldığı yapılan tebligatın bila ikmal edildiği ayrıca sicil özetinin gönderildiği, şirket temsilcisine herhangi bir tebligat yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı halde sicilden ihyası istenen şirketin terkin edilmesi TTK’nun Geçici 7.maddesine aykırı olup, normlar hiyerarşisine göre tebliğ ile eklenen bu husus geçerli bir hukuki dayanağı bulunmamaktadır (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2022 tarih ve 2022/5850 esas 2022/6837 karar sayılı emsal içtihatı).
Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7/4.a maddesi gereğince terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da yetkilerine tebliğ edilmesi gerekmekte olup, davalı sicil müdürlüğünce 27/11/2013 tarihinde şirket adresine davetiye gönderildiği, taşınmış olduğundan bahisle tebligatın iade edildiğinin şerh düşüldüğü, şirket temsilcisine çıkartılmış herhangi bir tebligatın söz konusu yazıda yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla …. Şti.’ne veya şirket yetkililerine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan suretiyle yapılan ihtarın usulüne aykırı olup, dava konusu …. Şti.’nin terkin işlemi hukuka uygun değildir. Bu haliyle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince, ihyası istenen şirketin TTK’nın Geçici 7.maddesi uyarınca usulüne uygun terkin edilmediğinden tasfiye memuru atanmaksızın ihyası yerine yazılı şekilde, ihyası istenen şirketin Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2018/15164 sayılı takip dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2017 tarih ve 2016/8629 esas 2017/6341 karar sayılı emsal içtihatı).
Diğer yandan, ihyası istenen şirketin kanunda yer almayan 5174 Sayılı Kanuna göre Oda kaydının sicilden re’sen silindiği anlaşılmakla usule aykırı sicilden terkinden ötürü hak düşürücü sürenin işlemesi söz konusu olamayacağından ve davacı yanca açılmış derdest dosya da bulunduğu gözetilerek davalı yanın bu yöne ilişkin istinaf başvurusuna da itibar edilmemiştir.
Öte yandan istinaf dilekçesine ekli yazıya göre, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından ötürü re’sen sicilden terkin edilmesi sebebi ise, kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı gibi (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24/09/2018 tarih ve 2018/2834 esas 2018/5605 karar sayılı emsal içtihatı) davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin etmekle iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davalının yargılama giderleri ve harçtan sorumlu tutulması yönündeki kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle davalı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/03/2022 tarih ve 2021/686 Esas 2022/203 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜNE,
3-Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı … Şirketi’nin İHYASINA,
4-Karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına,
5-Alınması gereken 80,70 TL başvuru harcı ve 80,70 TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 31,50TL davetiye ve posta giderinden ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından hükmedilmesine yer olmadığına,
8-AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
B)1-Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce istinaf başvurusu sırasında peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın talep ve istek halinde davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne iadesine,
2-Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün istinaf aşamasında yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.