Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1143 E. 2022/1280 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1143 Esas 2022/1280 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1143
KARAR NO : 2022/1280

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2022
NUMARASI : 2022/108 Esas 2022/271 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Sigorta (Kasko Sigortasından Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/01/2022
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/11/2021 tarihinde dava dışı sürücü… yönetimindeki otobüsün, müvekkilinin maliki olduğu ve müvekkilinin oğlu … sevk ve idaresindeki araca sol ön kısmından çarpması sonucunda meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda Osmangazi Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Laboratuvarında kazadan 47 dakika sonra yapılan alkol muayenesinde müvekkilin oğlu …’da 38,7 mg/dl etonol tespit edilmiş olsa da …’ın alkol aldığını kabul etmediğini, otobüs şoföründe ise alkole rastlanılmadığını, kaza sonrası müvekkilin aracında meydana gelen hasarın karşılanması için kasko sigortacısı olan davalıya yapılan başvuruda yapılan inceleme sonucunda sigortalı araçta toplam 48.234,95 TL’lik hasarın oluştuğunun tespit edildiğini, ancak kazalı araç sürücüsünden alkol muayenesi için numune alım saati ve kaza saati arasındaki zaman farkı ve sürücünün alkol oranı geriye doğru hesaplandığında 0,50 promil üzerine çıkması sebebiyle başvurunun reddedildiğini ve herhangi bir ödeme yapılmadığını, ancak sigorta sözleşmesinde alkollü araç kullanımının sigorta kapsamı dışında yer aldığına ilişkin bir hususun bulunmadığını, arabuluculuğa müracaat edildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin olayın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek reeskont faiziyle birlikte davalı … tarafından tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede açıldığını, müvekkilin adresinin İstanbul’da olması sebebiyle dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, ayrıca arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, esasa ilişkin olarak ise meydana gelen hasarın kasko sigortası genel şartları gereği teminat dışında kaldığını, sigortalının alkollü olması sebebiyle başvurunun reddedildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla iddia edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu ve ancak dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faize hükmedilebileceğini savunarak davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, toplanan tüm delillere göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 22/11/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı aracında oluşan hasarın kasko poliçesi gereği talebi, davacı araç sürücüsünün yasal sınır olan 0,50 promilin üzerinde alkol kullanıp kullanmadığı ve bu nedenle zararın teminat dışı olup olmadığı noktalarında toplandığı, davacının 22/11/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle aracında oluştuğu iddia edilen hasarı kasko şirketinden talep ettiği, davacının kaza günü 0,504 promil alkollü olduğu ve alkol oranının yasal sınırlar üzerinde kaldığı ve bu nedenle davacı talebinin teminat dışında kalan zararlardan olduğunun bildirildiği, öncelikle davacıya ait aracın sürücüsünün yasal sınırlar üzerinde alkollü olup olmadığının tespitinin gerektiği ve bu hususta Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesinde kaza günü saat 22:58’de araç sürücüsü …’in alkol testinin yapıldığı ve 22:58 saati itibariyle alkol oranının 0,387 olduğunun bildirildiği, KTK’nun 48. maddesi gereğince 0,50 promil oranının üzerinde alkollü araç kullanılması halinde yasal sınırlar üzerinde araç kullanıldığının kabul edileceği ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinin 3. maddesi hükmü gereğince trafik kazasının kaza tespit tutanağına göre saat 22:11’de meydana geldiği, alkol testinin ise saat 22:58’de yapıldığı, kaza ile test sonucu arasında 47 dakikalık bir sürenin bulunduğu ve yukarıdaki yönetmelik gereğince 0,117 promil oranında alkolün testin yapıldığı alkol oranına eklenmesi sonucu araç sürücüsünün kaza tarihi ve saati itibariyle 0,504 promil alkollü olduğunun mahkemece tespit edildiği, araç sürücüsünün alkol oranı tespit edildikten sonra kasko sigortası poliçesi gereği teminat dışı kalıp kalmadığının değerlendirilmesinin gerektiği, … poliçe numaralı ve 10/01/2021 başlangıç tarihli 10/01/2022 bitiş tarihli kasko sigorta poliçesinin yazılmayan diğer riskler bölümünde genel şartlara atıf yapıldığı ve kasko genel şartlarının A.5.5 maddesi gereğince “aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirlenen kişilerle alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar.” ve araç sürücüsünün yukarıda belirtilen yönetmelik gereğince yasal sınırlar üzerine alkollü araç kullanması nedeniyle davacının talebinin teminat dışı kaldığının davalı tarafça ispat edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki kasko sigorta poliçesinde, alkollü araç kullanımının sigorta kapsamı dışında yer aldığına ilişkin bir husus bulunmadığını, sigorta poliçesinin yazılmayan diğer riskler bölümünde Kasko Genel Şartlarına ve A.5.5. Maddesine atıf bulunmadığını, mahkemenin olmayan bir atfa dayanarak karar verdiğini, sigorta poliçesindeki kasko teminatı başlığı altında alkollü araç kullanımının kapsam dışında kaldığına dair bir hususun yer almadığını, her ne kadar kaza tespit tutanağında her iki aracın da kırmızı ışıkta geçtiği belirtilmişse de, kaza dosyasında yer alan kamera görüntülerinde müvekkilinin kırmızı ışıkta durduğu ve beklediği, otobüsün ise kırmızı ışıkta bekleyen araçların sağından hızla geçip sola dönüş yaptığının açıkça görüldüğünü, kaza sonrası alkol muayenesi için sigortalı araç sürücüsü …’ın Osmangazi Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Laboratuvarına götürüldüğünü, kazadan 47 dakika sonra saat 22:58’de …’dan kan numunesi alındığını, 38,7 mg/dl etanol tespit edildiğini, her ne kadar tespit edilen alkol miktarı çok düşük olsa da, … alkol aldığını kesinlikle kabul etmediğini, kazanın oluş şekliyle …’ın alkollü olması arasında illiyet bağı bulunmadığını, otobüs şoförünün alkolsüz olmasına rağmen kırmızı ışık ihlali yapması dikkate alındığında -kabul etmemekle birlikte- müvekkilinin de kırmızı ışık yanmadan hareket ettiği halde dahi bu davranışının alkol etkisinden kaynaklandığını söylemenin mümkün olmadığını, …’da tespit edilen alkol miktarı, sürüş becerilerini, dikkat ve özenini, hakimiyetini olumsuz etkileyecek düzeyde olmadığını, Müvekkilin kaza anı ve devamında, güvenli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek durumda olduğuna dair bir bilgi ya da belgenin de bulunmadığını ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, kasko sigorta poliçesine istinaden sigortalı araçta oluşan hasar bedelinin davalı … şirketinden tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 2918 Sayılı KTK’nın madde 48 – (Değişik : 24/5/2013 – 6487/19 md.)’de; uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasak olduğu belirtilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1 maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullanığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0,50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
6847 Sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK.’nun 48/6.maddesinde; ”Yapılan tespit sonucunda 1.00 promil ve üstü alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179’uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” düzenlemesi ve TCK.nın 179/3 maddesinde ise “Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki madde hükmüne göre cezalandırılır.” düzenlemesi ve Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinde yer alan; Taşıtın uyuşturucu maddeler veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar” düzenlemesi karşısında %100 kusurlu olup 1.00 promil ve üstü alkollü sürücülerin emniyetli araç sevk ve idare edemeyecek durumda olmaları nedeniyle meydana gelen zarar münhasırlık raporu aranmadan sigorta teminatı kapsamı dışında sayılacaktır. Kasko sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması ya da tam kusurlu olmaması durumunda, trafik kazasının oluşumuna sadece sürücünün alkollü olması değil başka sebeplerinde etken olması nedeniyle meydana gelen zarar kasko sigortası teminat kapsamı içinde sayılacaktır.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için sürücünün sadece alkollü olması yetmeyip kazanın münhasıran alkolün etkisinde oluşması gerekmektedir. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK.’nun 1281.maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Davacı … ile davalı … arasında 10/01/2021 başlangıç-10/01/2022 bitiş tarihli ” … Kasko Poliçesi” bulunduğu, dava konusu kazanın meydana geldiği 22/11/2021 tarihi itibarıyla sigorta poliçesinin yürürlükte olduğu sabittir.
Uyuşmazlık, trafik kazasının salt alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği, dolayısıyla hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Kaza tespit tutanağında; karşı araç sürücüsü… idaresindeki otobüs ile Eskişehir istikametinden gelip Kütahya yolunu takiben sola Karacaşehir yolu sokağa dönmek istediği sırada aracının sağ ön çamurluk far kısımlarıyla, Kütahya istikametinden gelip Eskişehir Şehir Merkezi istikametine seyreden … idaresindeki sigortalı kamyonetin sol ön far kısımlarına çarpması netices meydana gelen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında karşı araç sürücüsünün ve sigortalı araç sürücüsünün mobese görüntülerine istinaden 2918 sayılı KTK’da yer alan “kırmızı renkli trafik işaretinden geçme” kuralını ihlal ettiği, belirtilmiş, kaza tespit tutanağı ekindeki alkol ölçüm belgesinde 22.11.2021 tarihinde saat 22:58”de yapılan alkol ölçümünde sigortalı araç sürücüsü …’in 38,794 promil alkollü olduğu, saptanmıştır.
Somut olayda; ilk derece mahkemesince dosyaya sunulan belgelerden araç sürücüsünün kazadan yaklaşık 47 dakika sonra saat 22:58’de alınan kan örneğine göre 38,794 promil alkollü olduğunun anlaşıldığı, araç sürücüsünün kaza anında yaklaşık 0,504 promil alkollü olduğunun sonucuna varıldığı, bu durumda Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97/1. Maddesindeki belirtilen yasal sınırlar üzerinde alkollü araç kullandığı belirlenen sigortalı araç sürücüsünün karıştığı kaza sebebiyle sigortalı araçta oluşan hasarın kasko genel şartlarının A.5.5. Maddesi gereği kasko sigortası poliçesi kapsamı dışında kaldığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince kaskolu araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğu da gözetilerek, kazanın oluş şekli, karşı araç sürücüsünün davranış biçimi, kazaya karışan tarafların kazanın oluşumundaki kusur durumları, yol veya hava şartları gibi dış etkenlerin kazadaki etkisi değerlendirilerek, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin (sürücünün alkollü olmaması halinde de kazanın gerçekleşmesinin mümkün olup olmadığının) tespiti için, nörolog, sigorta hukukçusu ve makine mühendisinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi HMK 353/1-a-6 anlamında esasa etkili delillerin toplanmaması ve değerlendirmemesi niteliğindedir.
Yukarıda açıklanan gerekçe ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, dosyanın HMK’nın 353/1-a-6. maddesine göre yeniden esası hakkında bir karar verilmek üzere mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İstinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2022 tarihli ve 2022/108 Esas-2022/271 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- İstinafa başvuran davacıdan başlangıçta alınan 170,78 TL nispi istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarınca tarafların yokluğunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/10/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.