Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1141 E. 2022/1262 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 201 Esas 2021/ Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1141
KARAR NO : 2022/1262

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2022
NUMARASI : 2021/611 Esas 2022/403Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR
VEKİLİ :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/08/2021
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2022

Taraflar arasındaki tazminata ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin işleteni, diğer davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı … marka iş makinesinin karıştığı 07.03.2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde, müvekkil sigorta şirketi tarafından hasar gören kasko sigortalı … plakalı aracın zararı için tazminat ödemesi yapılmış olduğunu, yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin borçluların itirazı nedeniyle durduğunu, meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında park halindeki dava dışı kasko sigortalı araç çarpan davalı sürücü …’in asli kusurlu olduğunu iddia ederek fazlaya ve munzam zarara ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla dava dışı sigortalıya ödenen toplam 19.968,67 TL’nin (8.416,52 TL, 11.552,15 TL) ve faizin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazanın sigortalı aracın sürücüsünün hatası neticesinde meydana geldiğini, kazanın gerçekleşmiş olduğu yerin iş sahası olduğunu, müvekkili şirketin işterini devam ettirmesi için kazaya karışan makine ve benzeri yüksek makineler kullanılmakta olduğunu, iş sahasına binek araçların girmesinin güvenlik açısından sakıncalı bir durum olduğunu bu araçların iş sahasına girmemesi için uyarılar yapılmakta olduğunu, bu uyarıların yapılmasına rağmen iş sahasına girilmiş olduğunu, yakınlarda iş makinesinin çalıştığının alenen görülmesine rağmen aracın park halinde bırakılmış olduğunu, davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan … Turizm’e ait olan aracı kiralamak sureti ile kullanmakta olan …’ın dikkatsiz ve özensiz davranışının bulunduğunun açıkça ortada olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği olay yerinin çöp sahası olarak tabir edilen yükleme, boşaltma işlerinin gerçekleştirildiği hafriyat alanı olduğunu, söz konusu alanın Karayolları Trafik Kanununa kapsamında araç trafiğine açık olmadığı gibi şantiye sahası içerisindeki bu alana iş makinaları ve yüksek tonajlı kamyonlar haricinde hususi araçların girmesi veya park halinde olması iş güvenliği kuralları gereği yasak olduğunu, gerekli olması halinde ise güvenlik şeritleri ve uyarı levhaları ile güvenlik tedbirinin alınmasının gerekli olduğunu, şantiye sahası içerisinde bu yönde gerekli uyarı levhalarının mevcut mevcut olduğunu, yönetimindeki iş makinası gibi büyük çaplı iş makinalarında yükleyiciler veya diğer hareketli ekipmanlar çalışırken güvenli alan en az 25 metrelik bir alandan oluşmakta olduğunu, bu alan operatörün kör nokta diye tabir edilen ve zaman zaman görüş alanı dışında kalan/kalabilecek olan alanlar olduğunu, güvenli alana riayet edilmemesi ve uyulması gereken güvenlik kurallarının ihlali halinde maalesef elem verici kazaların meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğunu, davacı yan sigortalısı olan aracın yasak olduğu halde şantiye sahası içerisindeki gerekli tedbir ve uyarı önlemlerini almadan hafriyat çalışması yapılan bölgede ve görüş alanı bulunmayan lokasyonda destek verdiği kamyonun gereği geri gelmesi sebebi ile kazaya karışmaması için kaçması üzerine adalede park halinde olması sebebi ile meydana gelen kazadan kendisine kusur atfının mümkün olmadığını, meydana gelen kazada davacı yan sigortalısı aracı ve sürüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava konusu kazanın meydana gelmesindeki etkenin, öncelikle temel işi ve temel işlevi araç yüklemek, saha düzeltme, saha içinde kısa mesafelerde kepçe kısmı ile toprak ve benzer niteliklerdeki yükleri taşımak olan iş makinası ile ağır vasıtaların ve diğer taşıtların kullanmakta olduğu yol üzerinde yönetimindeki iş makinası ile araç itmeye çalışan iş makinası (yükleyici kepçe) operatörü …’in hatalı davranışının, bu hatalı davranışı sonrasında da yine kendi beyanı itibariyle çevresini yeterli olarak göremediği ve dolayısıyla da kontrol edemediği anda ani ve kontrolsüz geri manevra yapmasının olduğu, bu davalı … Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne ait iş makinasını kullanan yine davalı şirketin iş makinası (yükleyici kepçe) operatörü …’in, kaza mahallinde bulunan ve saha içine girişe izin verilmiş olan davalı şirketin elemanı yönetimindeki araca, sahaya kontrollü olarak giren araçların kullanımına açılmış olan taşıt yolu dışında diğer yolun bağlantı kesiminde ön ilerisindeki yükleyici kepçenin araç itme aşamasında kazaya sebebiyet vermesi için duraklamış olan araca araç itme eylemi sonrasında yapmış olduğu görüşünün açık olmadığı alana doğru ani ve kontrolsüz manevra ile çarparak sebebiyet verdiği, böylelikle iş makinası (yükleyici kepçe) operatörü (sürücüsü) …’in yönetimindeki iş makinasının temel işlevi olan görevi dışında olan araç itme eylemini yapması, bu eylem aşamasında diğer araçlarında kullanımına açık sahada ani kontrolsüz ve yine kendi beyanı itibariyle görüşün açık olmadığı anda manevra yapması nedeniyle meydana gelen kaza aşamasında asli ve tamamen kusurlu olduğu, … plakalı aracı kullanmakta sürücü …’ın meydana gelen kaza aşamasında tamamen kusursuz olduğu, her ne kadar bilirkişi raporunda … Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin meydana gelen kaza aşamasında herhangi bir kusurunun olmadığı kanaatine varılmışsa da dava konusu iş makinesinin işleteni konumunda bulunması ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükümlerine yer verilmiş olup, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” hükümleri uyarınca işleten sıfatına haiz davalı şirketin de davalı sürücünün kusurundan etkilendiği ve oluşan zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu, … plakalı araçta oluşan hasarın giderilmesi için tespit edilmiş olan gerekli yedek parçaların, sarf malzemelerinin listesinin hasar ile uyumlu, bu parçaların temin bedeli ile yapılması gereken işçilik bedellerinin de kaza tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarına uygun olduğu, davacı tarafından kaza nedeniyle toplam ödeme 19.968,67 TL ödeme yapıldığı, sigorta şirketinin ödeme yaparak kasko sigortalısının yasal halefi olduğu, rücu hakkının bulunduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeniyle müvekkiline atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da bu hususun tespit edildiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın iş kazası niteliğinde olup, ticaret mahkemelerinin değil iş mahkemelerinin görevli olduğunu, görülen davada zorunlu arabuluculuk şartının gerçekleşmediğini, müvekkilinin yargılama aşamasında yapılan keşfe usulüne uygun bir şekilde davet edilmediğini, beyanlarının alınmadığını, hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, müvekkiline atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını, rücu şartlarının oluşmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; trafik kazası nedeniyle ödenen maddi tazminatın rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Süresinde ayrı ayrı istinafa başvuran davalılar vekillerinin, istinaf incelemesi için dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra davalı şirket vekili Av. …’in 08/08/2022 tarihli dilekçe ile, davalı … vekili Av. …’in ise 14/10/20225 UYAP tarihli dilekçe ile istinaf istemlerinden feragat ettiklerini bildirmişlerdir. Feragat, 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesi ve genel hükümler uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir. Dosyada mevcut vekaletnamede davalılar vekillerinin istinaftan feragat yetkilerinin olduğu anlaşılmıştır.
Başvuru hakkından feragati düzenleyen HMK’nın 349/2. maddesinde; “Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, dava dosyası istinaf incelemesi yapılmak üzere Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf başvurusundan feragat edilmiş olmakla davalılar vekillerinin istinaf istemlerinin feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 349/2. maddesi gereği feragat nedeniyle ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı … vekili ile davalı şirket vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 349/2. maddesi gereği FERAGAT NEDENİYLE AYRI AYRI REDDİNE,
2-Davalı … tarafından yatırılan istinaf yoluna başvuru harcı 220,70 TL ve 341,00 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde istinafa başvuran tarafa iadesine,
3-Davalı şirket tarafından yatırılan istinaf yoluna başvuru harcı 220,70 TL ve 133,00 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde istinafa başvuran tarafa iadesine,
4-İstinaf giderlerinin başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 19/09/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.