Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1129 E. 2022/1577 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1129 Esas 2022/1577 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1129
KARAR NO : 2022/1577

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ… 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2022
NUMARASI : 2022/78 Esas 2022/219 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 07/02/2022
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/12/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ihyası istenen …. Şti’nin kurucu ortağı, müdürü ve imzaya yetkili temsilcisi olduğunu, TTK’nda yapılan değişiklik sonucunda limited şirketlerde asgari sermaye tutarının 10.000,00 TL olarak belirlendiğini, ancak ihyası istenen şirketin sermayesini yükseltmemesi sonucunda şirketin resen tasfiye olduğunu, müvekkilinin ihyası istenen şirket adına kayıtlı araçların satışının yapılması amacıyla notere gittiğini, ancak noterin … Şti’nin tüzel kişiliğinin bulunmadığı gerekçesiyle kamyon satışını yapmayacağını beyan etmesi üzerine müvekkilinin şirketin terkin edildiğini 20.01.2022 tarihinde öğrendiğini, müvekkilinin bu tarihten önce şirket adına vergi ödediği ve şirket adına fatura düzenlediğinden dolayı şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiğini düşünmekte olduğunu, şirketin adına taşınır mallar bulunması nedeniyle tasfiye işleminin usulüne uygun olmadığını iddia ederek …. Şti’nin ticaret siciline yeniden kaydedilmesini, mahkeme aksi kanaate ise ihyasına karar verilerek tasfiye memuru atanmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihyası istenen şirketin 13.03.2003 tarihinde Müdürlüklerinde kurulduğunu, şirketin sermayesini 10.000,00 TL’ye çıkarmadığı için resen terkin edildiğini, şirketin kayıtlı son sermayesinin 5.000,00 TL olduğunu, şirketin taraflarınca bildirilen son adresinin “……” olduğunu, şirket adresine kapatılma nedenine ilişkin 03.07.2014 tarihinde çıkarılan tebligatın iade döndüğünü, ihtarın ayrıca T.T.S.G’de ilan edildiğini, süresi içinde başvuruda bulunulmadığı için 06.02.2015 tarih ve … sayılı T.T.S.G’de yapılan ilan ile sicilden resen terkin edildiğini, şirketin davalarının alacak ve borçlarının taraflarınca bilinmesinin mümkün olmadığını, işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, hak düşürücü sürenin dolduğunu bildirerek davanın süre yönünden reddini, ek tasfiyeye karar verilmesi halinde tasfiye memuru atanmasını, tarafları yasal hasım olduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; ihyası istenen şirketin sermayesini kanunda belirtilen tutara yükseltmediği, bu nedenle şirketin mühfesih duruma düştüğü, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesi kapsamında davalı sicil müdürlüğünce ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin şirketin kayıtlı adresine gönderildiği, ancak “böyle bir sokak yok, bu sokak Kutlu Mahallesi’nde” notu ile iade edildiği, şirketi temsile yetkili kişilere yönelik herhangi bir tebliğ işlemi yapılmadığı, oysa ki TTK Geçici 7/4-a maddesi uyarınca ihtarın şirketi temsile yetkili kişi ya da kişilere de gönderilmesinin zorunlu olduğu, bu gereğe uyulmadan şirketin sicilden resen terkin edilmesinin yasa hükmüne aykırı olduğu, tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirketin alacaklıları haklı sebebe dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilecekleri, 5 yıllık süre dolduktan sonra dava açıldığı, ancak terkin işlemi usulüne uygun yapılmadığından ilgililerin her zaman dava açmasının mümkün olduğu, şirketin tasfiye amacıyla ihya edilmesi gerektiği, davalı … sicil müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde ve 559 sayılı KHK’da öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin ettiği, sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği gerekçeleriyle Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü … sicil noda kayıtlı … …. Şti’nin tasfiyesinin yapılabilmesi amacıyla ihyasına, davacı …’nun tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın Ticaret Sicilinde tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; eldeki davanın 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, yapılan telkinin usulüne uygun olduğunu, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; …. Şti’nin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davalı temsilcisi süresinde vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesinden ve istinaf incelemesi için dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra 07/12/2022 tarihinde UYAP üzerinden sunduğu dilekçe ile istinaf isteminden vazgeçtiğini bildirmiştir. Feragat, 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesi ve genel hükümler uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir.
Davacı vekili 09/12/2022 tarihli dilekçesinde yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirmişlerdir.
Başvuru hakkından feragati düzenleyen HMK’nın 349/2. maddesinde; “Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, dava dosyası istinaf incelemesi yapılmak üzere Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra davalı istinaf başvurusundan feragat edilmiş olmakla davalının istinaf isteminin feragat sebebiyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı yanın istinaf isteminin HMK’nın 349/2. maddesi gereği FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf yoluna başvuru harcı 220,70 TL ve 80,70 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.