Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1104 E. 2022/1793 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1104 Esas 2022/1793 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1104
KARAR NO : 2022/1793

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ :21/04/2022
NUMARASI :2022/41 Esas 2022/338 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu ….Şti. hakkında 2006 yılı Eylül, Ekim, Kasım ayı kira, yakıt, işletme bedellerinin ödenmemesi nedeni ile Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2019/11574 esas (2010/7690 Eski Esas) sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 30.04.2021 tarih 15598 sayılı yazısı ile borçlu şirketin 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilnden kaydının resen silindiği ve bunun 28/01/2014 tarihinde ilan edildiğinin bildirildiğini, borçlu şirketten tahsilat işlemi yapılamadığını, müvekkili kurumun alacağına ulaşabilmesi için iş bu davanın açılmasının zorunlu olduğunu iddia ederek ….Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ….Şti.nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun geçici 7.maddesi kapsamında 23/01/2014 tarihinde resen terkin edildiğini, terkin tarihinde; şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının müdürlükleri tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, dava konusu şirketin TTK Geçici 7.maddedeki prosedüre uygun olarak hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını, şirketin 23/01/2014 tarihinde re’sen terkin edildiğini, dava tarihi olan 17/01/2022 tarihinde beş yıllık dava açma hak düşürücü süresinin dolduğunu, Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğünün işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediğini bildirerek davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini, ek tasfiyeye karar verilmesi halinde TTK.nun 547/2.maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasını, müdürlükleri davada yasal hasım olduğundan aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; ticaret sicil kayıtlarına göre yapılan işlemlerin Geçici 7. maddenin 4/a fıkrasındaki usule göre yerine getirilmediği, silinme işlemi nedeniyle şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ihtar gönderilmediği gibi, davalı … ihyası istenilen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilme sebebiyle silinmesinin kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işleminin usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca terkin işleminden önce Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2019/11574 esas (2010/7690 Eski Esas) sayılı dosyasında davacı tarafından şirkete karşı şirkete karşı başlatılan icra takibi bulunduğundan terkin işleminin bu yönüylede TTK’nın Geçici 7. maddesi hükmüne aykırı olduğu, davacı tarafın ihya davası açmakta hukuki yarararının bulunduğu, yapılan terkin işleminin usul ve yasaya aykırı olduğundan dava açmak için aranan 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda aranmayacağı, ihya sebebine göre tasfiye memuru atanmasına yer olmadığı, ihyası istenen şirketin terkininde davalı sicil kusurlu olup işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden davalı sicil aleyhine yargılama giderlerinden sorumlu olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile Ankara … TTK Geçici 7.maddesi uyarınca ticaret sicilinden terkin edilen … sicil numaralı ….Şti.nin Ankara 18.İcra Müdürlüğünün 2019/11574 sayılı (2010/7690 eski esas sayılı) dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olmak üzere ihyasına, Ticaret Siciline yeniden tescil ve ilan edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; yasal 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra eldeki davanın açıldığını, telkinin usulüne uygun olarak gerçekleştirildiğini, tasfiye memuru atanması gerektiğini, davacı kurumun 6183 sayılı yasa kapsamında alacağının tahsil edebilecekken eldeki davada açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davalı sicil müdürlüğü aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; TTK’nın geçici 7. maddesi gereği ticaret sicilinden re’sen terkin olunan şirket tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7.maddesi gereğince; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacak olup, anonim ve limited şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurala tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle re’sen terkin edilebilecektir. Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dahilideki şirketlere bir ihtar gönderilecek olup bu şirketler tasfiye memuru bildirmeleri halinde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirilmediği taktirde şirketlerin unvanı ise ticaret sicilden re’sen silineceği, ancak şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir.
Somut olaya gelince, ilk derece mahkemesince, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak ihyası istenen ….Şti.nin 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7.maddesi uyarınca hangi sebeple münfesih olduğu veya sayılması gerektiğine ilişkin şirkete yada temsilcilerine yapılan ihtar ve tebliğe ilişkin belgelerin çıkartılarak gönderilmesinin istendiği, … gönderilen cevabi yazı ve ekindeki belgelerde ise sadece ihyası istenen şirkete tebligat yapıldığı yapılan tebligatın bila ikmal edildiği, ayrıca sicil özetinin gönderildiği, şirket temsilcisine herhangi bir tebligat yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davalı … ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı ve hakkında icra takibi olması nedeniyle Geçici 7/2.maddesine göre Geçici 7.maddeye tabi olmadığından sicilden ihyası istenen şirketin terkin edilmesi TTK’nun Geçici 7.maddesine aykırı olup, normlar hiyerarşisine göre tebliğ ile eklenen bu husus geçerli bir hukuki dayanağı bulunmamaktadır (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2022 tarih ve 2022/5850 esas 2022/6837 karar sayılı emsal içtihatı). Öte yandan geçici 7/2 maddesine göre hakkında icra takibi olan şirketler hakkında bu madde uygulanmaz. Terkin tarihi itibari ile Ankara 18.İcra Müdürlüğünün 2019/11574 sayılı (2010/7690 eski esas sayılı) icra dosyası bulunduğundan terkin işlemi yasaya aykırıdır.
Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7/4.a maddesi gereğince terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da yetkilerine tebliğ edilmesi gerekmekte olup, davalı sicil müdürlüğünce 27/11/2013 tarihinde şirket adresine davetiye gönderildiği, taşınmış olduğundan bahisle tebligatın iade edildiğinin şerh düşüldüğü, şirket temsilcisine çıkartılmış herhangi bir tebligatın söz konusu yazıda yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla ….Şti.’ne veya şirket yetkililerine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan suretiyle yapılan ihtarın usulüne aykırı olup, dava konusu ….Şti.’nin terkin işlemi hukuka uygun değildir. Açıklanan gerekçelerle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin bu yönüyle de hukuka uygun olmadığı açıktır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince, ihyası istenen şirketin TTK’nın Geçici 7.maddesi uyarınca usulüne uygun terkin edilmediğinden tasfiye memuru atanmaksızın ihyası yerine yazılı şekilde, ihyası istenen şirketin Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2019/115774 (2010/7690 eski esas sayılı) sayılı takip dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2017 tarih ve 2016/8629 esas 2017/6341 karar sayılı emsal içtihatı).
Diğer yandan, ihyası istenen şirketin kanunda yer almayan 5174 Sayılı Kanuna göre Oda kaydının sicilden re’sen silindiği anlaşılmakla usule aykırı sicilden terkinden ötürü hak düşürücü sürenin işlemesi söz konusu olamayacağından ve davacı yanca açılmış derdest dosya da bulunduğu gözetilerek davalı yanın bu yöne ilişkin istinaf başvurusuna da itibar edilmemiştir.
Öte yandan istinaf dilekçesine ekli yazıya göre, davalı … ihyası istenen şirketin oda kaydından ötürü re’sen sicilden terkin edilmesi sebebi ise, kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı gibi (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24/09/2018 tarih ve 2018/2834 esas 2018/5605 karar sayılı emsal içtihatı) davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin etmekle iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davalının yargılama giderleri ve harçtan sorumlu tutulması yönündeki kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle davalı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı …’nün istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/04/2022 tarih ve 2022/41 Esas 2022/338 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜNE,
3-…’nde … sicil numarasına kayıtlı ….Şti’nin İHYASINA,
4-Karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına,
5-Alınması gerekli 80,70 TL başvuru harcı, 80,70 TL karar harcı olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 35,60 TL posta ve tebligat giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesi
8-Karar kesinleşince kullanılmayan gider avansı olması halinde ilgilisine iadesine,

B)1-Davalı …’nce istinaf başvurusu sırasında peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın talep ve istek halinde davalı …’ne iadesine,
2-Davalı …’nün istinaf aşamasında yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/12/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.