Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1080 E. 2022/953 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1080 Esas 2022/953 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1080
KARAR NO : 2022/953

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/249
İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF DAVALI :
VEKİLİ :
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 05/03/2022
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2022

Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir istemine ilişkin talebin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunu, şirketin 18/10/2021 tarihinde olağan genel kurul toplantısı yaptığını, bu toplantıdan 3 ay sonra olağanüstü genel kurul toplantısı yaparak şirketin sermayesinin 5.000.000,00 TL’den 40.000.000,00 TL’ye çıkarıldığını, müvekkiline usulüne uygun çağrı yapılmadığını, toplantıların haricen öğrenildiğini, olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasını gerektiren bir husus bulunmadığını, toplantıya çağrının usulüne uygun yapılmadığını, olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı bulunduğunu, sermaye artırım kararının ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, şirketin kuruluş yılı olan 2012 tarihinden 2021 yılına kadar hiç genel kurul toplantısı yapmadığı halde 3 ay içerisinde kötü niyetli yaklaşımla iki genel kurul toplantısı yaptığını, 18/10/2021 tarihli genel kurul toplantısının iptali amacıyla açılan dava sırasında 24/01/2022 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılarak sermaye artırım kararı verildiğini, genel kurul davetinin ve yönetim kurulunun yeni pay alma hakkı konusunda aldığı kararın şirketin internet sitesinde yayınlaması gerektiği halde sitede bu konuda bir bilgiye yer verilmediğini, yöneticilerin kötü niyetle hareket ettiklerini belirterek davalı şirketin 24/01/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava dilekçesinde ayrıca dava konusu genel kurul kararının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının tedbir istemi değerlendirilmeden önce TTK’nun 449. Maddesi uyarınca davalı şirket yönetim kurulunun görüşünün alındığı, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, tedbiren talep edilen sermaye artırımının durdurulmasının doğrudan dava sonucunu sağlamaya yönelik olacağı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra tedbir talebi hakkında karar verilebileceğini, yönetim kurulu dinlenilmeden tedbir talebinin değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, usule aykırı çağrı işlemleri ile müvekkilinin olağanüstü genel kurula katılmasının engellendiğini, müvekkilinin bilgi alma ve oy kullanma hakkının gasp edildiğini, orantısız ve aynı zamanda devam eden davayı sonuçsuz bırakmayı amaçlayan sermaye artırımı yapılarak dürüstlük kuralına, kanuna ve ana sözleşmeye aykırı davranıldığını, müvekkilinin rüçhan hakkı kullanımı ve sermaye artışına katılım talebinin fiili olarak engellendiğini, asıl hedefin müvekkilinin davalı şirketteki paylarını yok etmeye yönelik olduğunu, müvekkilinin rüçhan hakkını kullanmak istediğine ilişkin noter kanalıyla bildirdiği talebinin görmezden gelindiğini, olağanüstü genel kurul toplantı şartlarının oluşmadığını, yasal zorunluluk olduğu halde davalı şirketin kendi internet sitesinde genel kurulla ilgili herhangi bir ilanın yayınlanmadığını, henüz alınmayan bir iş nedeniyle sermaye ihtiyacı bulunduğundan söz edilemeyeceğini, iş yapılabilmesi için yeni kaynağa ihtiyaç bulunması nedeniyle sermaye artırıldığında sermayenin vadelendirilmeden ve kesinti yapılmadan doğrudan şirkete aktarılması gerektiğini, davalının ise artırılan sermayenin bir kısmını ortağın şirketten alacağı ile karşıladığını, artırılan miktarın kötü niyetli olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde artırılan sermaye oranına göre yeni toplantılar yapılacağını, payların hatalı temsiline bağlı olarak olası yapılacak diğer genel kurul kararlarının da iptali için dava açılması gerekeceğini, bu durumun usul ekonomisine aykırı olduğunu, ayrılma akçesi hesabı yapılacak dava derdestken sermaye artış kararı alınmasının telafisi imkansız zararlara neden olacağını belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden, dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilecektir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
6102 sayılı TTK’nun Kararın Yürütülmesinin Geri Bırakılması başlıklı 449. maddesinde; genel kurul kararları aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceği, bu hükme göre yapılacak değerlendirmede HMK’nun 389/1. maddesindeki; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği kıstası göze alınacaktır.
Anılan hükümler karşısında somut uyuşmazlığa gelindiğinde, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu olağanüstü genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep etmiş, dava dilekçesinde ayrıca dava konusu sermaye artırımına ilişkin olağanüstü genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava olağanüstü genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olduğundan mahkemece usul ve yasaya uygun olarak, TTK’nun 449. maddesi uyarınca yönetim kurulunun görüşü alındıktan sonra davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmiştir.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler gözetildiğinde bu aşamada ihtiyati tedbirin koşullarının oluşmadığı gözetilerek ilk derece mahkemesince davacı vekilinin olağanüstü genel kurulda alınan ve ticaret sicilinde tescil ve ilan edilen sermaye artırım kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan davacı yan 24/01/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına çağrının usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de, dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler anılan iddianın yaklaşık ispatı koşulunun gerçekleşmesi için yeterli değildir. Bir başka anlatımla 24/01/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına çağrının usulsüz olduğu iddiasına yönelik yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi. 04/07/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.