Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1048 E. 2022/970 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1048 Esas 2022/970 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1048
KARAR NO : 2022/970

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2019
NUMARASI : 2015/114 Esas 2019/23 Karar
ASIL DAVADA
TEMLİK EDEN :
VEKİLİ :
TEMLİK ALAN-DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2015
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :14/07/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemlerine ilişkin asıl ve birleşen davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükme karşı asıl ve birleşen davada davacı vekilince birleşen davada davalı şirket vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Asıl ve birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … İnş. Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. -… San. Ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı’nın asıl borçlu, davalı …’nun müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmelerine istinaden anılan iş ortaklığına müvekkili bankanın Yıldız Şubesi tarafından trio kart hesabı, çek karnesi hesap kredileri ile muhtelif başka hesap kredilerinin açılıp kullandırıldığını, nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının ödenmemesi üzerine kredilerin kat edilerek davalı borçlulara Ankara 18. Noterliği’nin 03.12.2013 tarihli hesap kat ve borcu ödeme ihtarnamesinin borçluların bankaya bildirmiş oldukları en son adreslerine gönderilen ihtarnamelerin tebliğ olunamayıp 14.02.2014 tarihinde iade edildiğini ileri sürerek nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, itiraz olunan nakit alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini, birleşen dava dosyasında dava dosyasının daha önce açılan Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/114 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ olunduğu halde davalılar cevap dilekçesi sunmamışlar, duruşmalara katılarak beyanda da bulunmamışlardır.
BİRLEŞEN DAVA
CEVAP
Birleşen dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu icra takip dosyasında gönderilen ödeme emrinin hatalı olduğunu, zira eki ihtarname konusu kişilerin farklı kişiler olduğunu ve bu dava ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkiline herhangi bir hesap kat ihtarının tebliğ edilmediğini, nakdi alacağın asıl davanın davalısı olan …’na verilen kredi kartı borcundan kaynaklandığını, müvekkili şirketin imzası bulunan takip dosyasına sunulan genel kredi sözleşmesinin iş ortaklığının kullanacağı krediler için olduğunu, kredi kartını kapsamadığını, borçlu …’nun kullandığı kredi kartına müvekkilinin kefaletinin bulunmadığını, müvekkilinin bu sebeple takip konusu nakdi kredi alacağından dolayı sorumlu olmadığını, davacının takip konusu gayri nakdi kredi alacağı için hiçbir delil sunmadığını, verilen çeklerin tamamına yakınının bankaya iade edildiğinin tespit edildiğini, ekli çek statüleri listeleme raporuna, Isparta 2. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3367 Esas sayılı dosya çeki ile ilgili belgeye ve ödenen çeklerin dekontlarına göre; çeklerin büyük çoğunluğunun bankaya iade edildiği ya da banka kanalıyla ödendiğinin anlaşıldığını, davanın ya da icra takibinin müddeabihini oluşturmayan gayri nakdi depo talebinin nakit toplamı olarak gösterilmesinin hatalı olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, temerrüt faizi talebinin fahiş olduğunu, savunarak davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davada iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre; davacı Banka ile davalı asıl borçlu … İnş. Turz. ve Tic. Ltd. Şti.-… Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti. ortaklığı arasında 24.06.2009 tarihli ve 250.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı, asıl ve birleşen dosya davalılarının söz konusu sözleşmede 250.000,00-TL limit dahilinde müteselsil kefaletlerinin bulunduğu, davacı banka tarafından davalılara gönderilen 03.12.2013 tarihli ihtarnamede 7.869,78-TL nakit alacağın 24 saat içerisinde ödenmesi, ayrıca 73 adet çek karşılığı toplam 76.285,00-TL’nin 24 saat içerisinde depo edilmesinin talep edildiği, ihtarnamenin … Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne 10.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı … yönünden 05.12.2013 tarihinde temerrüdün oluştuğu, ihtarnamede davalı … Turz. İnş. Ltd. Şti’ye yer verilmediğinden takip tarihi itibarıyla temerrüdün gerçekleştiği, davacı banka tarafından dosyaya sunulan 70.000,00-TL limitli … Business Kart hesap ekstresi bilgilerine göre, kredi kartının adres bölümünde … İnş. Turz. ve Tic. Ltd. Şti.-… Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti., … ibarelerinin bulunduğu, kredi kartının 16.07/16.08/16.09/16.10/16.11.2013 dönemli hesap ekstresin borçlarının ödenmediği, en son gönderilen 16.12.2013 tarihli hesap kesimi, 26.12.2013 son ödeme tarihli kredi kartının borcunun 7.535.62-TL olduğu, söz konusu kredi kartının adi ortaklık adına açıldığı, söz konusu kredi kartından kaynaklı yapılan harcamalardan adi ortaklığa dahil davalı şirketlerin ve sözleşme kefillerinin sorumlu olduğu, asıl dava davalıları … Ltd.Şti ile …’nun davacı banka tarafından asıl borçlu adına kullandırılan kredilerden 250.000,00-TL limit dahilinde kefaleten sorumlu oldukları, taraflar arasında akdedilen sözleşmede kredi limitinin bir kısmının veya tamamının kredi kartı kredisi olarak kullandırılabileceği yönünde düzenleme yapıldığı, davalıların ihtirazı kayıt koymaksızın sözleşmeye imza attıkları, dolayısıyla sözleşme kapsamında kullandırılan kredi kartı borçlarından davalıların sorumlu oldukları, davalılardan … Ltd. Şti.’nin temerrüdünün 10.12.2013 tarihinde, …’nun ise 05.12.2013 tarihinde oluştuğu gerekçesiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibinde belirtilen şartlar geçerli olmak üzere davalı … Mühendislik San. Ltd. Şti.’nin sorumluluğunun 7.869,78-TL asıl alacak, 410,57 TL faiz, 20,52-TL BSMV ve 486,06-TL noter masrafı olmak üzere toplam 8.786,95 TL, davalı …’un sorumluluğunun ise 7.869,78-TL asıl alacak, 415,43 TL faiz, 20,77-TL BSMV ve 486,06-TL noter masrafı olmak üzere toplam 8.792,05 TL olduğu, sözleşmede davalı kefillerin iade edilmeyen çeklerden kaynaklı garanti tutarlarından dolayı sorumlu olduklarına dair bir hüküm bulunmadığından davalı kefil … yönünden depo talebinin reddine, diğer davalı … Ltd. Şti. asıl borçlu şirketin adi ortağı konumunda olduğundan asıl borçlu … Ltd. Şti ile birlikte depo talebine konu edilen çek tutarlarından sorumlu olduğu, davacının takip tarihi itbarıyla depo talebine konu edebileceği 85 adet çekin bir kısmının bankaya iade edilmesi, ödeme yapılması ve iptal edilmesi sebebiyle 2018 yılı için geçerli tutar dikkate alınarak depo talebine konu 5 çek yönünden 8.000,00 TL çek riskinin bankaca açılacak vadesiz bir hesaba depo edilmesine, depo kararı yönünden borçlulardan davalılar … Müh. San. Tic. Ltd. Şti. ve … İnş. Turz. Tic. Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğuna, iade ve iptal sebebiyle kalan çek bedelinin depo edilmesine ilişkin talep konusuz kaldığı anlaşılmakla bu konuda karar vermeye yer olmadığına, birleşen dava davalısı … İnş. Turz. Tic. Ltd. Şti’nin asıl borçluya kullandırılan kredilerden 250.000,00-TL limit dahilinde kefaleten sorumlu olduğu, davalının temerrüdünün takip tarihi itibarıyla oluştuğu, tahsilde tekerrür edilmemek kaydıyla davalı … İnş. Turz. Tic. Ltd. Şti.’nin sorumluluğunun 7.869,78-TL asıl alacak, 339,14 TL faiz, 16,96-TL BSMV ve 486,06-TL noter masrafı olmak üzere toplam 8.711,08 TL olduğu, bu davalı yönünden takip tarihinden itibaren akdi faiz olan % 24,24 oranı uygulanmak suretiyle takibin devamına, bilirkişi raporuyla tespit edilen alacak kalemleri gereğince davacının davalılara icra takibi yapmakta haklı olduğu anlaşıldığından asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, asıl alacak miktarı itibarıyla davalıların icra inkar tazmatından sorumlu olduğuna, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; genel kredi sözleşmesinde belirtildiği üzere hesap katı ile temerrüdün oluştuğunu, temerrüt tarihinin farklı dikkate alınması nedeniyle hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi ile faizin gider vergisinin eksik ve yanlış hesaplandığını, hüküm altına alınan alacak kalemleri eksik hesaplandığından icra inkar tazminatının, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin eksik hesaplandığını, temerrüt faizi oranının genel kredi sözleşmesinin 11/b maddesinde belirlendiğini, asıl dava dosyasında talepleri gibi temerrüt faizi oranı %30,24 olarak hesaplandığı halde birleşen dava dosyasında temerrüt faizine %24,24 olarak hükmedilmesinin hatalı olduğunu, asıl davada davalı kefilin depo talebinden sorumlu olmayacağına dair hükmün doğru olmadığını, sözleşmenin 13.2.c maddelerinin kefilin kefaletinin çek yapraklarını da kapsadığının görüleceğini, gayri nakit alacak tutarının da rapor tarihi itibarıyla değil takip tarihi itibarıyla hesaplanması gerektiğini, takip tarihi itibarıyla da alacağın varlığının kanıtlandığını ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle asıl ve birleşen davada davaların kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; depo talebine konu çeklerin basım tarihleri üzerinden 5 yılın geçtiğini, çeklerin büyük bir kısmının teslim tarihinin 2011 olduğunu, Çek Kanunu’nun 3. Maddesinin 9. Maddesi gereği davacı bankanın çeklere yönelik olarak riskinin kalmadığını, kredi kartı borcunun asıl davanın davalısı olan …’nun kişisel kullanımından kaynaklandığını, müvekkiline gönderilen hesap katı hatalı olduğu gibi müvekkilinin temerrüde de düşürülmediğini, müvekkili aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatının haksız olduğunu, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davada kısmen kabule göre müvekkili şirket lehine 2725,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece 82,07 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, oysa birleşen davada da depo talebi bulunduğunu, ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle birleşen davada verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Asıl ve birleşen dava, genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının tahsili için asıl ve birleşen davada asıl borçlu olan adi ortaklığı oluşturan şirketler ile asıl davada davalı müteselsil kefile karşı başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2014/2741 Esas sayılı icra takip dosyasında;alacaklı banka tarafından 03.02.2014 tarihinde kredi taahhütnamesi/sözleşmesine, ihtarnameye, hesap özetine dayanarak borçlular … İnş. Ltd. Şti. -… Müh. Ltd. Şti. İş ortaklığı açısından … Mühendislik San. Ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı açısından; … Mühendislik San. Ve Tic. Ltd. Şti., …, … İnşaat..Ltd. Şti. Aleyhine 7.869,78 TL asıl alacak, 416,47 TL temerrüt faizi alacağı %30,24, 20,82 TL BSMV %5, 486,08 TL noter masrafı olmak üzere toplam 8.793,15 TL nakit alacakla birlikte 90 adet çekin garanti tutarı olan 100.800,00 TL gayri nakit toplamı (depo talep edilen) ile birlikte toplam 109.593,13 TL borcun, 8.793,15 TL lik nakit kısmının 7.869,78 TL olan asıl alacağa 03.02.2014 tarihinden ödeninceye kadar %30,24 temerrüt faiziyle birlikte ödenmesi talep edilmiş, borçlular vekilleri tarafından ödeme emrine itiraz dilekçelerinde asıl borca ve ferilerine itiraz edilmekle ilamsız icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı bankanın Yıldız Şubesi ile asıl davanın davalısı …Ltd. Şti. İle birleşen davanın davalısı …Ltd. Şti’den oluşan iş ortaklığı arasında imzalanan 24.06.2009 tarihli ve 250.000,00 TL kredi limitli genel kredi sözleşmesini iş ortaklığını oluşturan asıl ve birleşen davada davalı şirketlerin ve asıl davanın davalısı …’nun 250.000,00 TL kefalet limitiyle sorumlu olmak üzere müteselsil kefil sıfatıyla imzalamışlardır. Davacı bankaca kredi hesabı kat edilerek düzenlenen Ankara 18. Noterliği’nin 03.12.2013 tarihli kat ihtarında …Ltd. Şti. Ve … ..Ltd. Şti. İş Ortaklığı, …Ltd. Şti ve …’nun muhatap olarak gösterilmiş, kat ihtarı ile 02.12.203 tarihinde kat edilen tiro kredi kartı hesabından doğan 7.869,78 TL’nin 24 saat içinde ödenmesi, 73 adet çek yaprağı bedeli 76.285,00 TL nin 24 saat içinde depo edilmesi ihtar edilmiş olup kat ihtarı muhatap iş ortaklığının, …’nun bildirilen adreslerine 05.12.2013 tarihinde tebliğ edilemeyip iade edilmiş, muhatap …Ltd. Şti.’ye 06.12.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi … tarafından düzenlenen 07.10.2016 tarihli ek rapora göre; asıl davada, davalı … Müh. San. Tic. Ve Ltd. Şti. İle …’nun dava dışı asıl borçlu firmaya kullandırılan kredilerden 250.000,00 TL limit dahilinde kefaleten sorumlu bulundukları, davalı kefil … Müh. San. Tic. Ve Ltd. Şti. Takip tarihine göre borçtan kaynaklanan sorumluluğun toplam 8.786,95 TL, davalı kefil …’nun takip tarihine göre borçtan kaynaklanan sorumluluğunun 8.792,06 TL olduğu, sözleşmede davalı kefillerin iade edilmeyen çeklerden kaynaklı garanti tutarlarından sorumlu olacaklarına dair bir hüküm bulunmadığı için davalı kefil …’nun depo talebinden sorumlu tutulamayacağı, diğer kefil … Müh. San. Tic. Ve Ltd. Şti. ise asıl borçlu dava dışı adi ortaklığın iki ortağından birisi olduğu, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmadığı dikkate alınarak, depo talebine konu edilen çek garanti tutarlarından sorumlu olduğu, davacı bankanın takip tarihine göre depo edilmesini talep edebileceği çek adetinin 85, tutarının ise 95.200,00 TL olduğu, dolayısıyla davalı kefil … Müh. San. Tic. Ve Ltd. Şti. Sorumlu olduğu tutara 95.200,00 TL’nin ilave edilmesi gerektiği, bununla birlikte, takip tarihi itibari ile deposu talep edilen 85 adet çekin 13 adedinin takip sürecinde davacı bankaya iade edilmiş olduğu,
Birleşen dosyada; davalı … Tur. İnş. Tic. Ldtç Şti. Dava dışı asıl borçlu firmaya kullandırılan kredilerden 250.000,00 TL limit dahilinde kefaleten sorumlu olduğu, davalı kefil … Tur. İnş. Tic. Ltd. Şti takip tarihine göre borçtan kaynaklanan sorumluluğunun 8.711,96-TL olarak dikkate alınması gerektiğini, davalı kefil … Tur. İnş. Tic. Ltd. Şti asıl borçlu dava dışı adi ortaklığın iki ortağından birisi olduğu, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmadığı dikkate alınarak, depo talebine konu edilen çek garanti tutarlarından sorumlu olduğu, davacı bankanın takip tarihine göre depo edilmesini talep edebileceği çek adedinin 85, tutarının ise 95.200,00 TL olduğunun, dolayısıyla davalı kefil … Tur. İnş. Tic. Ltd. Şti. Olduğu tutara 95.200,00 TL’nin ilave edilmesi gerektiği, bununla birlikte takip tarihi itibari ile deposu talep edilen 85 adet çekin 13 adedinin takip sürecinde davacı bankaya iade edilmiş olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, belirtilmiştir.
Uyuşmazlık, dava ve takip konusu trio kredi kartından doğan nakdi kredi alacağı ile iade edilmediği iddia olunan 90 adet çek yaprağından doğan garanti bedelinin depo edilmesine ilişkin gayri nakdi kredi alacağı sebebiyle takip tarihi ve dava tarihi itibarıyla davacının alacaklı olup olmadığı söz konusu nakdi ve gayri nakdi kredi alacağından davalı asıl borçlu iş ortaklığı ile davalı müteselsil kefilin sorumlu tutulup tutulamayacakları noktalarında toplanmaktadır.
Davacı vekilinin asıl dava yönünden istinaf sebepleri incelendiğinde; davacı vekili nakdi alacak yönünden temerrüt tarihinin yanlış hesaplanması sebebiyle temerrüt faizi alacağı ile dolayısıyla yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin ve icra inkar tazminatının da eksik hesaplandığını iddia etmiştir.
Asıl davada bankacı bilirkişi 10.10.2016 tarihli raporunda; 4. Sayfada, davalı adi ortaklığı oluşturan …Ltd. Ştii’ye kat ihtarının tebliğ edildiği 06.12.2013 tarihinden itibaren 24 saat atıfet süresinin 07ve 08.12.2013 tarihlerinin cumartesi ve pazara gelmesi sebebiyle davalı şirketin 10.12.2013 tarihinde temerrüde düştüğü belirtilmiş, davalı asıl borçlu adi ortaklığın ve davalı kefil …’nun genel kredi sözleşmesinin 52. Maddesine göre bildirilen adreslerine yapılan tebligatın iade edilip adres değişikliğinin bildirilmemiş olması sebebiyle tebligatın Noterliğe iade edildiği 03.12.2013 tarihinden itibaren 24 saatlik atıfet süresinin sona erdiği 05.12.2013 tarihi itibarıyla temerrüdün oluştuğu kabul edilmiştir. Asıl davada davalı asıl borçlu adi ortaklığı oluşturan … Ltd. Şti’ye kat ihtarının 07.12.2013 tarihinden itibaren 24 saatlik atıfet süresinin sona erdiği 07.12.2013 tarihinden sonra 08/12/2013 tarihinde asıl borçlu adi ortaklığı oluşturan davalı şirketin temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Bu durumda kat tarihi 03.12.2013 tarihinden davalı asıl borçlu … Ltd. Şti’nin temerrüde düştüğü tarihi kadar 07.12.2013 tarihine kadar 5 gün %24,24 akdi faiz oranı üzerinden davacı bankanın 26,49 TL akdi faiz, 1,32 TL BSMV alacağı ile davacı bankanın asıl alacak miktarı olarak işbu raporda belirlenen 7.869,78 TL asıl alacakla kapitalize edildiğinde davacı bankanın 7897,59 TL asıl alacağının bulunduğu, kat tarihi 08.12.2013 tarihinden takip tarihi 03.02.2014 tarihine kadar 58 gün %30,24 temerrüt faizi oranı üzerinden davacı bankanın 384,77 TL işlemiş faiz alacağı, 19,24 TL %5 BSMV alacağı bulunduğu hesaplanmıştır. Ne var ki davacı vekili dava konusu ilamsız icra takip dosyasındaki takip talebinde davalı asıl borçlu adi şirketi oluşturan davalı asıl borçlu şirket ile davalı kefilden 7.869,78 TL asıl alacak ile muacceliyetten takip tarihine kadar %30,24 temmerrüd faiz alacağı karşılığı 416,47 TL temerrüt faizi alacağı ve %5 BSMV karşılığı 20,82 TL talep etmiş olmakla, davacı banka davalı asıl borçlu şirkete kat ihtarının tebliğ edildiği 08.07.2013 tarihine kadar %24,24 akdi faiz oranı üzerinden hesaplanan akdi faiz alacağını asıl alacakla kapitalize etmeksizin sadece asıl alacak ile davalı asıl borçlu şirketin temerrüde düştüğü tarihten takip tarihine kadar %30,24 temerrüt faizi oranı üzerinden işlemiş faiz alacağı talep ettiğine göre, HMK’nın 26. Maddesindeki taleple bağlılık kuralı gereği davacı bankanın talebi doğrultusunda hüküm kurulması halinde asıl davada istinafa gelenin sadece davacı banka olması ve bu durumda kamu düzeninden olan aleyhe hüküm kurma yasağı gözetilerek davacı bankanın nakdi alacak yönünden ileri sürdüğü istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Öte yandan davacı vekili asıl davada davalı kefilin de çek depo talebinden dolayı sorumluluğunun bulunduğunu iddia etmiş ve bu hususta genel kredi sözleşmesinin 13.2.c maddesinin bulunduğunu belirtmiştir.
Dava konusu Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2014/2741 E. sy. icra takip dosyasında; davacı banka davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil aleyhine başlattığı ilamsız icra takibinde nakdi kredi alacağının yanı sıra 90 adet çek yaprağının garanti bedeli olan 100.800,00 TL’nin depo edilmesini talep etmiş, yargılamada alınan bilirkişi raporuyla belirlenen 5 adet çek yaprağı sebebiyle ilk derece mahkemesince asıl ve birleşen davada asıl borçlu iş ortaklığını oluşturan davalı şirketlerin 5 adet çek sebebiyle depo taleplerinin kabulüne, asıl davanın davalısı-kefil yönünden kredi sözleşmesinde bu yönde açık hüküm bulunmadığından talebin reddine karar verilmiştir. Davalının müteselsil kefil sıfatıyla ve 250.000,00 TL kefalet limitiyle imzasının bulunduğu dava ve takip konusu 24.06.2009 tarihli genel kredi sözleşmesinde davalı kefilin çek depo bedelinden sorumlu olacağına dair açık bir hüküm bulunmamaktadır. Davacı vekili her ne kadar işbu sözleşmenin 13.2.c maddesi ile sorumlu tutulması gerektiğini iddia etmişse de bu sözleşmede “bankanın gayrinakdi kredilerle ilgili nakit depo ve/veya teminat talep hakkı” başlığı altında müşteri lehine düzenlenen teminat mektubu, garanti, kontrgaranti veya ithalat akreditifleri, ithalat kabul veya aval kredileri ile banka veya muhabirlerince kabul edilen veya aval verilen poliçeler nedeniyle bankanın sorumlu olduğu tutarın müşteri tarafından depo edilmesi talebini düzenlediği anlaşılmakla, işbu madde çek yaprağından doğan garanti bedelinin depo edilmesine dair bir hüküm içermediği gibi düzenleme kapsamının de esasen müşteriye yani asıl borçlu olan iş ortaklığına ilişkin olup davalı kefilin sorumlu olacağına dair açık bir hükme yer verilmemiştir. Gayrinakdi kredilerin nakde dönüşme riski nedeniyle bedelinin bankaya nakit olarak depo edilmesi talebi ilave teminat borcuna dayanmakta olup bu sorumluluk sadece kredi müşterisine aittir. Nitekim Yargıtay 19. HD’nin emsal niteliğindeki 28.11.2019 tarih ve 2018/94 Esas-2019/5344 Karar sayılı, 07.10.2019 tarih ve 2019/2161 Esas-2019/4644 Karar sayılı ve 04.04.2018 tarih ve 2017/4575 Esas ve 2018/1823 Karar sayılı kararları da bu yöndedir. Bu bakımdan sözleşmede davalı kefilin ilave teminat borcu niteliğindeki çek yapraklarının bedelinin depo edilmesine yönelik açık bir hükme yer verilmediğinden hüküm altına alınan dava ve takip konusu 5 adet çek yaprağının depo istemi yönünden sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu durumda ilk derece mahkemesince gayri nakdi kredi alacağı yönünden davalı kefil yönünden verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş, davacının istinaf sebebine itibar edilmemiştir.
Davacı vekili ayrıca gayri nakdi kredi alacağında sorumluluğun yargılamada alınan rapor tarihi itibarıyla değil ve fakat takip tarihi itibarıyla belirlenmesi gerektiğini istinaf etmiştir. İtirazın iptali davasının niteliği gereği takibe sıkı sıkıya bağlı olduğundan takip tarihi itibarıyla takip konusu alacağın varlığının belirlenmesi asıldır. Gerçekten de takip konusu yapılan 90 adet çekten takip tarihinden önce ödendiği anlaşılan 8 adet çek yönünden davacının takip yapmakta ve eldeki itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Ne var ki asıl borçlu adi ortaklığı oluşturan …Ltd. Şti’ye karşı eldeki asıl dava açıldıktan sonra asıl borçlu adi ortaklık şirketi tarafından 27.02.2015 tarihli dilekçe ekinde Avro ve ABD Doları cinsinden düzenlenen 63 adet çek yaprağı da iade edilmiştir. O halde asıl borçlu adi ortaklık tarafından iade edilen 63 adet çek yönünden dava konusuz kalmıştır. Kalan dava ve takip konusu kalan 19 adet çekin 14 adedi davadan sonra iade edilmiş olmakla dava konusuz kalmış, 5 adet çek yönünden de kanunda öngörülen 5 yıllık ibraz süresinin dolmuş olduğu halde ilk derece mahkemesince bu çekler yönünden davanın konusuz kaldığı gözetilmeksizin depo hükmü kurulmuş ise de davalılar hükmü istinaf etmediğinden asıl davada istinafa başvuran tarafın davacı banka olduğu gözetilerek kamu düzeniden olan aleyhe hüküm kurma yasağı gereği hüküm düzeltilmemiştir. Bu durumda davacı banka vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili birleşen davada davalı şirket aleyhine nakdi kredi alacağında temerrüt faizi olarak %24,24 oranına hükmedilmesinin hatalı olduğunu da istinaf etmiştir. Bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi … tarafından düzenlenen 10.10.2016 tarihli ek raporda; hesap kat tarihi itibarıyla kredi kartından kaynaklanan alacak tutarı 7.869,78 TL yönünden temerrüt faizi aylık oranının %2,52 yıllık ise %30,24 olduğu belirlenmiştir. Davacı banka tarafından keşide olunan Ankara 18. Noterliği’nin 03.12.2013 tarihli kat ihtarında …Ltd. Şti. Ve … ..Ltd. Şti. İş Ortaklığı, …Ltd. Şti ve …’nun muhatap olarak gösterilmiş, ancak birleşen davada davalı …..Ltd. Şti. Muhatap olarak gösterilmediğinden kat ihtarı tebliğ edilmediğinden, birleşen davada davalı şirket takip tarihi olan 03.02.2014 tarihi itibarıyla temerrüde düştüğü ilk derece mahkemesince kabul edildiği halde birleşen davada hükümde kabule göre takip tarihi 03.02.2014 tarihinden itibaren işbu bilirkişi raporuyla belirlenen ve takip talebinde istenen %30,24 temerrüt faizi oranına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde belirlenen kredi kartı alacağına %24,24 akdi faiz oranına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple birleşen dosyada davacı vekilinin istinaf sebebinin kabulü gerekmiştir.
Birleşen davada davacı ve davalı vekilinin istinaf sebeplerine gelince; Bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi … tarafından düzenlenen 10.10.2016 tarihli ek ve davalı şirket vekilinin itirazı üzerine alınan 22.10.2016 tarihli raporda; dava ve takip konusu ticari nitelikteki kredi kartının adi ortaklık adına açılmış olduğu, kredi kartı hesabından yapılan tahsilatların ortaklık adına açılmış olan mevduat hesabından yapıldığı, hesap ekstrelerinde adres bölümünde adi ortaklığın unvanının yazılı olduğu, dolayısıyla adi ortaklığı oluşturan şirketlerin kredi kartı borçlarından sorumlu oldukları, hesap ekstrelerine göre kredi kartının davalı …’na verilmiş bireysel kredi kartı niteliğinde olmadığı, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 32. Maddesinde “… Kredi Kartı Kredisi” açılması başlığı ile düzenlenen maddede “Müşteri, Banka’nın bu sözleşme ile tahsis edeceği kredi limitinin tamamını veya bir bölümünü … Kredi Kartı Kredisi olarak kullandırılabileceğini kabul ve beyan eder.” hükmüne yer verilmiş olup sözleşmenin 30.,31., 32. Ve 33. Sayfalarında yer alan “… kullanımı” ile ilgili bu düzenlemelerin herhangi bir ihtirazi kayıt konulmaksızın davalı tarafından imzalanmak suretiyle kabul edildiği belirlenmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan bu raporlar dosya kapsamına uygun, objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmakla davalı vekilinin aksi yöndeki beyanlarına itibar edilmemiş, davalının takipte belirlenen ve bilirkişi tarafından hesaplanan 7.869,78 TL ticari kredi kartı alacağından sorumlu tutulmasında bir yanlışlık görülmemiştir.
Diğer taraftan davacı banka tarafından keşide olunan Ankara 18. Noterliği’nin 03.12.2013 tarihli kat ihtarında …Ltd. Şti. Ve … ..Ltd. Şti. İş Ortaklığı, …Ltd. Şti ve …’nun muhatap olarak gösterilmiş, ancak birleşen davada davalı …..Ltd. Şti. Muhatap olarak gösterilmediğinden kat ihtarının tebliğ edilmediği gözetilerek, birleşen davada davalı şirket takip tarihi olan 03.02.2014 tarihi itibarıyla temerrüde düştüğü ilk derece mahkemesince kabul edilmiş olup davalı vekilinin temerrüde düşmediği yönündeki itirazı yerinde görülmemiştir. Bununla birlikte birleşen dava dosyasına konu takip dosyasında davalı şirket yönünden de 416,47 TL temerrüt faizi alacağı talebinde bulunulmuştur. 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 43. Maddesi gereği ticari kredi kartlarında, aynı Yasa’nın 26. Maddesinde düzenlenen bileşik faiz yasağı kuralı uygulanmayacaktır. Eş deyişle, kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz oranı üzerinden hesaplanarak bulunan işlemiş faiz alacağı asıl alacakla kapitalize edilerek takipte talep edilebilecektir. Bu durumda kat tarihi 03.12.2013 tarihinden takip tarihi 03.02.2014 tarihine kadar bilirkişi raporunda tacirlere verilen kurumsal nitelikteki ticari kredi kartı olduğu belirlenen dava ve takip konusu kredi kartından doğan asıl alacak tutarı için hesaplanan 339,14 TL ve 16,96 TL %5 BSMV alacağı, takipte talep olunan ve bilirkişi tarafından belirlenen 7.869,78 TL asıl alacak miktarı ile kapitalize edilerek talep edilmeksizin takip talebinde talep olunan temerrüt faizi (işlemiş faiz alacağı olarak) kapsamında kabul edilemez. Zira davalı şirket takipten önce temerrüde düşürülmemiştir. Bu sebeple birleşen davada davalı vekilinin işlemiş akdi faiz alacağı 339,14 TL ve 16,96 TL BSMV’den sorumlu tutulması doğru görülmemiş, davalı şirket vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin kabulü, aynı gerekçelerle davacı vekilinin birleşen dosyada davalının istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Dava konusu alacak genel kredi sözleşmesine istinaden davalı adi ortaklık adına düzenlenen ticari nitelikteki kredi kartından doğan alacaktan kaynaklanmakta olup İİK’nın 67. Maddesi anlamında likit (bilinebilir, belirlenebilir) olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına, reddolunan miktar yönünden davacının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olduğu dosya kapsamı itibarıyla ispatlanmadığından davada reddolunan 356,1 TL üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Yargılama sırasında alınan, objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 10.10.2016 tarihli ve 27.04.2018 tarihli bilirkişi ek raporlarında; takip konusu yapılan 5 adet çekin takipten önce ödenmiş olması sebebiyle bankanın herhangi bir riskinin kalmadığı, takip tarihi itibarıyla iade olunmayan 85 adet çek yaprağı sebebiyle davacı bankanın 95.200 TL sorumluluğunun bulunduğu, ancak bu çeklerden 13 adedinin davadan sonra 15.05.2015 tarihinde iade edildiği saptanmış, bu durumda depo talep edilebilecek çek yaprağının 72 adet olduğu, bu çeklerden yabancı para cinsinden olan 63 adetinin davalı iş ortaklığı tarafından 27.02.2015 tarihinde birleşen dava tarihinden önce iade edildiği, kalan 9 adet çekten üçünün takipten önce ödendiği, bir tanesinin 23.02.2017 tarihli çek iptal talimatıyla davacı iade edildiği, kalan 5 adet çek sebebiyle toplam 5.600 TL üzerinden davacı bankanın depo talebinin geçerli olduğu tespit edilmiştir. Şu halde takip konusu yapılan 90 adet çek yaprağından 14 adedinin davadan sonra iade edildiği (…, …, …, …, …, …, …, …., …, …, …, … seri nolu çekler 15.05.2015 tarihinde … seri nolu çek ise 23.10.2017 tarihinde davacı bankaya iade edildiği-), kalan 76 adet çek yaprağından döviz cinsinden olan 63 adet çekin birleşen davada dava tarihinden önce takipten sonra (hukuki yarar yok)iade edildiği, kalan 13 adet çekten 8 adedinin takipten önce ödendiği ( … seri nolu çek 17.05.2013, … seri nolu çek 16.05.2013, … nolu çek 17.06.2013, … seri nolu çek 15.05.2013 tarihinde, … seri nolu çekin 06.06.2013 tarihinde, … seri nolu çekin 04.07.2013, … seri nolu çekin 03.07.2013 tarihinde ödendiği ve … nolu çek 30.07.2013 tarihinde icra takip dosyasına ödendiği), bu durumda bankanın 5 adet çek (…, …, …, … ve … seri nolu çekler) sebebiyle depo talebinde bulunabileceği anlaşılmıştır. Bu çekler yönünden de karar tarihi 17.01.2019 tarihi itibarıyla 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3/9. Maddesindeki 5 yıllık ibraz süresi dolmuş olmakla bankanın sorumluluğu sona erdiğinden bu çekler yönünden de dava konusuz kalmıştır. Şu halde takipte talep olunan 90 adet çek yaprağından davadan sonra iade edilen 14 adet çek ve dava konusu olup 5 yıllık süre dolan 5 adet çek sebebiyle dava konusuz kalmıştır. Mahkemece 5 adet çek dışında kalan 85 adet çekin hepsinin konusuz kaldığı kabul edilerek davacı lehine sadece nakdi ve gayri nakdi kredi alacağı için tek bir maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde açıkça gayri nakdi kredi alacağı yönünden ayrı bir vekalet ücreti verilmesi gerektiğini açıkça istinaf sebebi olarak ileri sürmediğinden ayrı vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Bilindiği üzere 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesinin 9. fıkrasında; “Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi hâlinde, muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erer.” hükmüne yer verilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 22.04.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda asıl ve birleşen davanın davalısı olan şirketlerin oluşturduğu asıl borçlu iş ortaklığına verilen çeklerin 2011 ve 2012 yıllarında basıldığı tespit edilmiş olduğuna göre yukarıda yer verilen Çek Kanunu’nun 3. maddesi gereği davacı bankanın çek garanti bedelini ödeme yükümlülüğü karar tarihi itibarıyla artık ortadan kalkmıştır. Şu halde bilirkişi raporuyla belirlenen ve hükme esas alınan 5 adet çek yönünden dava konusuz kalmıştır. Birleşen davada davalı vekilinin istinafının kabulü ile bu çekler yönünden konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir. Dava konusu takip dosyasında takip tarihi 03.02.2014 tarihi ve dava tarihi itibarıyla anılan maddede belirtilen 5 yıllık ibraz süresinin dolmadığı, dolayısıyla bankanın söz konusu çek yaprakları sebebiyle sorumluluğunun devam ettiği, depo talebinde haklı olduğu anlaşılmakla davacı banka lehine yargılama giderlerine hükmetmek gerekmiştir.
Davalı vekili birleşen dosyada gayrinakdi kredi alacağı niteliğindeki çek depo talebi bulunduğu gözetilmeksizin sadece nakdi kredi alacağında reddolunan miktar üzerinden eksik vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürmüştür. Gerçekten de takip konusu yapılan 90 adet çekten takip tarihinden önce ödendiği anlaşılan 8 adet çek ile birleşen dava tarihinden önce takipten sonra iade edildiği belirlenen 63 adet çek olmak üzere toplam 71 adet çek depo talebi yönünden birleşen davanın açılmasına sebebiyet vermeyen davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmiştir. Kalan dava ve takip konusu kalan 19 adet çekin 14 adedi davadan sonra iade edilmiş, 5 adet çek yönünden de kanunda öngörülen 5 yıllık ibraz süresinin dolmuş olduğu anlaşıldığından bu çekler yönünden dava konusuz kalmakla takip ve dava tarihi itibarıyla bu çekler yönünden depo talebinde haklı olan davacı lehine asıl ve birleşen davada tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince bu husus gözetilmemiş, asıl ve birleşen davada davacı vekilince bu husus açıkça istinaf edilmediğinden davacı yararına ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Yine mahkemece alınan 22.10.2018 tarihli 4. Ek raporda; dosya kapsamında mevcut çek izleme cetveli bilgilerinin tetkikinden; depo talebine konu edilen çeklerin 2011 ve 2012 yıllarında baskısının yapıldığı, takip tarihi 03.02.2014’e göre Çek Kanunu’nun 3/9. Maddesinde öngörülen 5 yıllık sürenin geçmemiş olduğu belirtilmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle asıl davada; temlik alan davacı vekilinin nakdi ve gayri nakdi kredi alacağı yönünden tüm istinaf sebeplerinin esastan reddine, ayrıca asıl ve birleşen davada dava ve takip konusu nakdi ve gayri nakdi kredi alacağı üzerinden hüküm altına alınan ve kamu düzeninden olup aleyhe bozma yasağının istisnalarından olan nispi karar harcı yönünden HMK’nın 355. Maddesi gereği kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan incelemede; asıl davada temlik alan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile takipten sonra işleyecek temerrüt faizi oranı yönünden asıl davada ilk derece mahkemesince verilen kararın davalılar yönünden kaldırılarak takipte belirlenen 7.869,78 TL nakdi kredi alacağına takip tarihinden itibaren 5464 sayılı Yasa’nın 26. Maddesi uyarınca TCMB tarafından belirlenecek faiz oranını aşmamak kaydıyla takibin %30,24 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si işletilerek ilamsız icra takibinin devamına karar verilmesi gerektiği kabul edilmiş, birleşen davada; davacı temlik alan vekilinin ve davalı şirket vekilinin öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, birleşen davada temlik alan davacı vekilinin hüküm altına alınan nakdi asıl alacağa işleyecek temerrüt faizi oranına ilişkin istinaf sebebinin, davalı şirket vekilinin depo talebi kabul olunan gayri nakdi kredi alacağı ile davada reddolunan gayri nakdi kredi alacağı üzerinden lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin istinaf sebebinin kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği ilk derece mahkemesince asıl ve birleşen davada verilen karar kaldırılarak aşağıdaki şekilde davanın esası hakkında yeniden hüküm kurmak gerekmiştir. Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde asıl ve birleşen davada hüküm altına alınan takip konusu gayri nakdi kredi alacağı yönünden ayrı bir vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini açıkça ileri sürmediğinden davacı yararına asıl ve birleşen davada gayri nakdi kredi alacağı yönünden davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Asıl davada davacı temlik alan vekilinin öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, HMK’nın 355. Maddesi gereği kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme sonucunda davacı temlik alan vekilinin takipten sonra işleyecek temerrüt faizi oranı yönünden istinaf başvurusunun ayrıca asıl ve birleşen davada hüküm altına alınan nispi karar harcı yönünden; birleşen davada ise; davacı temlik alan vekilinin ve davalı şirket vekilinin öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, davacı temlik alan vekilinin hüküm altına alınan nakdi asıl alacağa işleyecek temerrüt faizi oranı ve davalı şirket vekilinin reddolunan gayri nakdi kredi alacağı yönünden hüküm altına alınan vekalet ücreti yönünden istinaf başvurularının KISMEN KABULÜNE,
2-Asıl ve birleşen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/01/2019 tarihli ve 2015/114 Esas-2019/23 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Asıl Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalıların Ankara 28.İcra Müdürlüğü’nün 2014/2741 sayılı dosyasına yaptıkları itirazın kısmen iptali ile;
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalı … Mühendislik San. Ltd. Şti. yönünden 7.869,78-TL asıl alacak, 410,57 TL faiz, 20,52-TL BSMV ve 486,06-TL noter masrafı olmak üzere toplam 8.786,95 TL üzerinden, 7.869,78 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren 5464 sayılı Yasa’nın 26. Maddesi uyarınca TCMB tarafından belirlenecek faiz oranını aşmamak kaydıyla takibin %30,24 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si işletilerek ilamsız icra takibinin devamına,
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalı … yönünden 7.869,78-TL asıl alacak, 415,43 TL faiz, 20,77-TL BSMV ve 486,06-TL noter masrafı olmak üzere toplam 8.792,05 TL üzerinden, 7.869,78 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren 5464 sayılı Yasa’nın 26. Maddesi uyarınca TCMB tarafından belirlenecek faiz oranını aşmamak kaydıyla takibin %30,24 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si işletilerek ilamsız icra takibinin devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İİK.67/2 maddesi gereği alacak likit olduğundan 1.573,95-TL icra inkar tazminatının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Depo talebine konu 5 çek yönünden 8.000,00 TL çek riskinin temlik eden bankaca açılacak vadesiz bir hesaba depo edilmesine, depo kararı yönünden tahsilde tekerrür edilmemek kaydıyla borçlulardan … Müh. San. Tic. Ltd. Şti. Yönünden icra takibinin devamına, kalan çek bedelinin depo edilmesine ilişkin talebin konusuz kaldığı anlaşılmakla bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
4-Davalı … yönünden depo talebinin reddine,
5-Nakdi alacak yönünden alınması gereken 600,58 TL. Nispi karar harcından ve gayri nakdi kredi alacağı yönünden alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcı toplamı 681,28 TL’den başlangıçta peşin alınan 106,27 TL harcın ve takip dosyasında alınan 43,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 531,11 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davada kabul olunan nakdi kredi alacağı yönünden davacı-temlik alan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı-temlik alan tarafından yatırılan 106,27 TL nispi karar ve 27,70 TL başvurma harcı ile icra takip dosyasına yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ile 43,90 TL nispi karar harcı toplamı 203,07 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı-temlik alan tarafından yapılan yargılama gideri olarak, 4,10 TL.vekalet harcı, yirmiüç tebligat gideri 278,00 TL., altı müzekkere gideri 74,30 TL., iki bilirkişi ücreti 700,00 TL.olmak üzere toplam 1.056,4 TL.’den kabul/ red oranına göre 1.056,18 TL’nin davalılardan alınarak davacı-temlik alana ödenmesine, geri kalan miktarın davacı-temlik alan üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Birleşen Davanın (Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/72 esas sayılı dosyası yönünden) KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalının Ankara 28.İcra Müdürlüğü’nün 2014/2741 sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile;
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalı … İnş. Turz. Tic. Ltd. Şti. yönünden 7.869,78-TL asıl alacak, 339,14 TL faiz, 16,96-TL BSMV ve 486,06-TL noter masrafı olmak üzere toplam 8.711,08 TL üzerinden takip tarihinden itibaren 7.869,78 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren 5464 sayılı Yasa’nın 26. Maddesi uyarınca TCMB tarafından belirlenecek faiz oranını aşmamak kaydıyla takibin %30,24 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si işletilerek ilamsız icra takibinin devamına,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-İİK.67/2 maddesi gereği alacak likit olduğundan 1.573,95-TL icra inkar tazminatının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Depo talebine konu 5 adet çek (…, …, …, … ve … seri nolu çekler) yönünden de karar tarihi 17.01.2019 tarihi itibarıyla 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3/9. Maddesindeki 5 yıllık ibraz süresi dolmuş olmakla bankanın sorumluluğu sona erdiğinden bu çekler yönünden de konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına,
Takip konusu yapılan kalan 85 adet çek bedelinin depo edilmesine ilişkin talebin konusuz kaldığı anlaşılmakla bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
4-Nakdi kredi alacağı yönünden alınması gereken 595,05 TL nispi karar harcı ile gayri nakdi kredi alacağı yönünden alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcı toplamı 675,75 TL’den başlangıçta peşin alınan 150,17 TL harcın ve takip dosyasında alınan 43,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 481,68 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı-temlik alan tarafından yatırılan 150,17 TL nispi karar ve 27,70 TL başvurma harcı ile icra takip dosyasına yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ile 43,90 TL nispi karar harcı toplamı 246,97 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davada kabul olunan nakdi kredi alacağı yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı temlik alana ödenmesine,
7-Davada reddolunan nakdi kredi alacağı yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 82,07 TL.vekalet ücretinin davacı-temlik alandan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davada reddolunan gayri nakdi kredi alacağı yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı-temlik alandan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı-temlik alan tarafından yapılan 4,10 TL.vekalet ücreti, 0,60 TL.dosya masrafı olmak üzere toplam 4,07 TL yargılama giderinin; kabul/red oranına göre 4,03 TL’sinin davalıdan alınarak davacı-temlik alana ödenmesine, geri kalan miktarın davacı-temlik alan üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-Davacı-temlik alan tarafından asıl davada yatırılan 44,40 TL istinaf maktu karar harcı ile birleşen davada davacı-temlik alan tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcı toplamı 125,1 TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde asıl ve birleşen davada davacı tarafa iadesine,
2-Birleşen davada davalı tarafından yatırılan 149,00 TL istinaf nispi karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
3-Asıl davada kaldırma kararının niteliği gözetilerek istinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Birleşen davada davacı-temlik alan tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı, 156,83‬ TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 377,53‬ TL istinaf giderinin birleşen davada davalıdan alınarak davacı-temlik alan tarafa verilmesine,
5-Birleşen davada davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ile 104,73‬ TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 226,03‬ TL istinaf giderinin birleşen davada davacı-temlik alandan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından asıl ve birleşen davada taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/07/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.