Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1043 E. 2022/837 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
.

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

.
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/03/2022
NUMARASI :…..
DAVA TARİHİ : 07/02/2022
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali davası kapsamında ihtiyati hacze itiraz isteminin yargılaması sonunda ara kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden davalı- borçlular vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
Davacı-İhtiyati haciz isteyen vekili; davalı şirketin maliki, diğer davalının sürücüsü olduğu çekici ve yarı römorkun müvekkiline kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan araca 24.01.2019 tarihinde arkadan çarparak yol açtığı maddi hasarlı trafik kazası sonucunda hasarlanan sigortalı araç için müvekkili sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin, sigortalının haklarına TTK’nın 1472. Maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca davalı araç maliki ile davalı sürücüden tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali istemiyle açılan davada İİK’nın 257/1. Maddesi uyarınca talep olunan ihtiyati haciz, ilk derece mahkemesince 22.01.2022 tarihli ve 2022/140 Esas sayılı kararla dava değeri olarak bildirilen 214.801,78-TL’lik alacağın tahsili için İİK’nın 259/1 maddesi gereğince alacağın %15’i oranında (32.220,26-TL) teminat karşılığında kabul edilmiştir.
İTİRAZ:
İhtiyati hacze itiraz eden davalılar vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haczin şartlarının da oluşmadığını, zira para alacağının tutarının net olarak belli olmadığını, davacı vekilince dava dilekçesinde talep sonuç kısmında ihtiyati haciz isteminde bulunulmadığı halde taleple bağlılık kuralına aykırı bir biçimde ihtiyati haciz kararının verilmesi doğdu olmadığı gibi daha sonra verdiği 21.02.2022 tarihli ek beyan dilekçesi ile icra takip dosyasında verilmiş olan ihtiyati haczin devamına dair talebi gözetilerek mahkemece icra takip dosyasından ihtiyati haczin infazına karar verilmesinin de doğru olmadığını, davacı alacaklının müvekkiline gönderdiği ihtarında 01.05.2019 tarihinde %100 kusurumuza isabet eden 140.000,00 TL’yi ödemeleri gerektiğini, aksi takdirde müvekkili hakkında dava açılacağını bildirdiğini, bu ödemenin sebebinin davacı alacaklıdan istenmesine davacı tarafından yanıt verilmeyerek 140.001,00 TL ve 212.020,83 TL diğer alacak açıklamalı, faiz ve giderlerden oluşan, dava konusu ilamsız icra takibinin başlatıldığını, davacı alacaklının, müvekkiline ait aracın sigorta şirketinden hangi tarihte ne kadar ödeme tahsil ettiğini, mahsup edilen miktarın ne kadar olduğunu, müvekkillere gönderdiği ihtarların ne zaman tebliğ olduğunu, faiz başlangıç tarihlerinin hangi tarihler olduğunu, ne tür faiz uyguladığını, müvekkiline bildirmediğini, müvekkilinin borcun miktarını açık bir şekilde bilmediğini, bu yönü ile ihtiyati haciz istemine itiraz ettiklerini, eldeki davada davacı 214.801,78 TL harca esas bedel bildirirken, Eskişehir 7. İcra Müdürlüğü 2020-2717 Esas sayılı takibinde, istenen toplam alacak 381.500,78 TL olduğunu, davacıya eksik harç tamamlatılmadan ihtiyati haciz kararı verilmesi için usulü şartların oluşmadığını, zira davacı 214.801,78 TL üzerinden harç yatırmış iken, verilen ihtiyati haciz kararı sonucunda, davacı alacaklının 381500,78 TL alacak üzerinden takibe devam ettiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, kazanın gerçekleştiği 24.01.2019 tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, davacı tarafça önce 140.000,00 TL, daha sonra 381.500,00 TL, en son aşamada ise 214.801,78 TL talep edilmesi nedeni ile müvekkilinin ödemesi gereken rakamın ne olduğunu net bir şekilde öğrenemediğini, kaldı ki dava dilekçesi içeriğinde, sigortalı aracın pert olup olmadığı, pert olmuş ise sovtaj bedelinin ne kadar olduğu, sigorta şirketi tarafından ödemenin kaç kerede hangi tarihlerde yapıldığı, bu ödemeler sonucunda bakiye bir bedel kalıp kalmadığı, bakiye bedel için sigortalı araç üzerinde hak sahibi olanların davalı aleyhinde bir dava açıp açmadığı, sigortalı araçta oluşan hasara ilişkin bir hasar tespit davası açılıp açılmadığı, müvekkiline ait aracın sigorta şirketinden herhangi bir ödeme alınıp alınmadığının izah edilmediğini, kaldı ki müvekkilleri aleyhinde başlatılan icra takibinde talep edilen faiz bedelleri ve tarihleri hiç bir maddi ve hukuki dayanağa sahip olmadığını, müvekkillerin sahip oldukları hak ve alacaklarına ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeni ile ödeme planlarının bozulduğunu, çalışan ödemelerinin gecikmesi halinde müvekkil şirket telafisi imkansız zararlar ile karşılaşacağını, bunun yanında akaryakıt ödemeleri için ayrılmış hesaplara bloke konulması nedeni ile müvekkilinin sevkiyat işlemlerinde güçlük çektiğini, ileri sürerek ihtiyati hacze itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
CEVAP:
İhtiyati haciz isteyen vekili itiraza cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava dışı üçüncü kişiye son ödeme yaptığı 15.05.2020 tarihinden itibaren iki yıl içerisinde bu ödemeyi davalıya rücu edebileceği ve dava tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğramadığını, dava değeri olarak bildirilen değer üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, zira sigorta şirketlerince yapılan ödemeler ile sovtaj bedeli mahsup edildikten sonra dava dilekçesinde talep olunan değer üzerinden dava açılarak bu miktar üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini savunarak itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz nedenlerinin sınırlı olarak sayıldığı, ihtiyati haciz talep edenin ibraz ettiği kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, onarım faturaları, ödemeyi gösterir belge içeriğine göre, talep edenin alacaklı olduğunu ve para borcunun vadesinin geldiğini yaklaşık ispat kuralı ile ortaya koyduğu, karşı tarafın itirazlarının yargılamayı gerektirdiği, itirazın İİK 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan nedenlere dayanmadığı gibi ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirecek bir gerekçe ve bu kapsamda belgede sunulmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati hacze itiraz eden davalı-borçlular vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze itiraz dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İhtiyati haciz isteyen davacı vekili, aleyhlerine ihtiyati haciz kararı verilen davalıların istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, hasar bedelinin rücuan tazmini için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası kapsamında verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere ihtiyati haciz, İİK’nın 257. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bir para alacağının zamanında ödenmesini temin etmek içi, mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına geçici olarak el konulması halidir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, talepte bulunanın alacaklı olması, bu alacağın muaccel bulunması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinde ise; ihtiyati haciz isteyenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispat kuralına göre ispat edebilmiş olması düzenlenmiştir. O halde İİK’nın 258/1. maddesinde getirilen yaklaşık ispat ölçütüne göre ihtiyati haciz istemine konu alacağın varlığının ispatında Mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli görülmüştür. İhtiyati hacze itiraz koşullarının düzenlendiği aynı Kanun’un 265. maddesindeki hükme göre; kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu, ihtiyati haciz kararının dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebilir. Bu itiraz sebepleri sınırlı ve şekli niteliktedir. Borçlu, alacağın esasına ilişkin bir itirazda bulunamaz.
Somut olayda, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacı sigorta şirketince kasko poliçesiyle teminat altına alınan araca çarpmasıyla,sigortalı araçta meydana gelen 375.000,00 TL hasar bedelini 14.03.2019 tarihinde sigortalıya ödendiği, 24.01.2019 tarihinde düzenlenen kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsünün kural ihlalinin bulunmadığı, davalı araç sürücüsünün arkadan çarpma kuralını ihlal ederek asli kusurlu olduğu ileri sürülerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 214.801,78 TL’nin rücuen tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibinde davalıların itirazlarının iptali ile icra takibinin devamına istenmektedir. Aleyhlerine ihtiyati haciz kararı verilen davalıların ileri sürdükleri itiraz sebepleri İİK’nın 265. maddesinde sayılan sebeplerden olmadığından istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına ve özellikle ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin İİK’nın 265. Maddesinde sayılan sebeplerden olmamasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sy. Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri uyarınca istinafa başvuran taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/06/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.