Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1028 E. 2022/959 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2022
NUMARASI :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflarca dava dışı ….kurularak ticaret siciline tescil edildiğini, davalı tarafından şirkete herhangi bir sermaye konulmadığını, borçlu ve kefil sıfatı ile imzaladığı sözleşmelere hiçbir şekilde ödeme yapmadığını, şirketin tüm ödemelerinin müvekkili tarafından yapıldığını, müvekkili tarafından yapılan giderlerden davalının hissesine isabet eden kısım ile müvekkili tarafından davalıya kişisel giderleri için verilen borcun ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının toplam 167.994,89 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının sermaye, müvekkilinin ise emeğini koyacağını, taraflar arasındaki anlaşmanın gereği olarak dava konusu ödemelerin davacı tarafından yapıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari davalarda arabuluculuk başvurusunun dava şartı olduğu ve başvuru sonucunda düzenlenen son tutanağın dava dilekçesine eklenmenin zorunlu olduğu, davacı tarafından mahkemeye sunulan dava dilekçesi ve eklerinde dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğa başvurduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığı, dava açılmadan önce arabuluculuk sürecinin sonuçlandığının anlaşılmadığı, dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle HMK’nun 114. ve 115. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın asliye hukuk mahkemesinde açıldığını, anılan mahkemece görevsizlik kararı verildiğini, talepleri doğrultusunda dosyanın görevli asliye ticaret mahkemesine gönderildiğini, dosya gönderilmeden önce arabuluculuk zorunlu dava şartı koşulunun gerçekleştirilmesi gerektiğinden 06/04/2022 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşamamaya ilişkin son tutanağın 25/04/2022 tarihinde tutulduğunu, arabuluculuk süreci devam ederken dosya tevzi edildikten iki gün sonra davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, asliye hukuk mahkemesinde açılan davada dava şartı olarak arabulucuya gidilmesinin zorunlu olmadığını, taraflarınca arabuluculuk başvurusunun görevsizlik kararı üzerine derhal yapıldığını, açılan ilk dava esas alınarak ret kararı verilmesinin usul ekonomisine aykırı bulunduğunu, arabuluculuk tutanaklarının mahkemeye sunulması için taraflarına süre verilmesi gerektiğini, davalı yararına 5.100,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, davalı vekilinin vekalet ücreti hakkı dolmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirket ortağının şirketle ilgili yaptığı harcamalardan diğer şirket ortağının hissesi oranına düşen miktar ile diğer şirket ortağına verilen borç paradan kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/318 Esas 2016/766 Karar sayılı ilam sureti, Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2020/9976 sayılı takip dosyası ile istinaf aşamasında davacı vekilince sunulan 25/04/2022 tarihli arabuluculuk son tutanağı dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, anılan mahkemece yapılan yargılama sonunda asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle 11/03/2022 tarih 2021/113 Esas 2022/94 Karar sayılı karar ile göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Anılan karar davacı vekilinin yüzüne karşı verildiği gibi 27/03/2022 tarihinde de davacı vekiline tebliğ edilmiştir. Kararın 12/04/2022 tarihinde kesinleşmesi üzerine davacı vekilince 14/04/2022 tarihinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmiş, aynı tarihte dosya Ankara Hukuk Mahkemeleri … Bürosuna gönderilmiş ve dosya Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir.
Davacı tarafından ortağı olunan şirketin vergi ödemeleri dahil şirkete ilişkin tüm ödemelerin kendisi tarafından yapıldığı ileri sürülerek diğer şirket ortağının hissesine düşen oranda alacak ile diğer ortağa verilen ödünç paranın tahsili talebiyle icra takibi başlatılmış, davalı tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali davası açılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf mutlak ticari dava niteliğindedir.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun ile TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesiyle, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiş olup, aynı yasal düzenlemenin 23. maddesinde 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A maddesiyle, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edildiğinden, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Davacı yan dava dilekçesi ekinde arabuluculuk faaliyet sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini ibraz etmemiş, mahkemece davacı yana herhangi bir ihtar gönderilmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda arabuluculuk dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
6325 sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmemiş olması dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini gerektirmemektedir. Mahkemece yapılması gereken iş davacıya, son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilerek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibaret ise de, arabuluculuk son tutanağının mahkeme karar tarihinden sonraki tarihli olduğu, görevli mahkemeye dosya tevzi edilmeden önce dahi bu eksikliğin giderilmediği gözetilerek bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Somut olayda davacı vekili tarafından 16/02/2021 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde dava açılmış olup, asliye hukuk mahkemesince asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle 11/03/2022 tarihinde davanın usulden reddine karar verilmesinden, anılan kararın 27/03/2022 tarihinde davacı vekiline tebliğinden sonra, kararın kesinleştiği 12/04/2022 tarihinden önce, davacı vekilince 06/04/2022 tarihinde arabulucuya başvurulmuş ise de, görevsizlik kararının kesinleşerek dosyanın Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilip, davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle reddine ilişkin 20/04/2022 karar tarihinden sonra tarafların uzlaşamadığına dair 25/04/2022 tarihinde son tutanak düzenlenmiştir.
Bu durumda, somut olayda görevsiz mahkeme aşamasında bu eksikliğin giderilmediği, görevli mahkeme olan asliye ticaret mahkemesine dosya tevzi edilmeden arabuluculuk işleminin tamamlanmadığı, dava şartının karar tarihinden sonra gerçekleştirildiği anlaşıldığından kanunun uygulanmasındaki amaçta gözetilerek mahkemece arabuluculuğa ilişkin dava şartının gerçekleşmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, davalı vekili asliye hukuk mahkemesinde açılan davada dava dilekçesinin tebliğ edilmesi üzerine dosyaya cevap dilekçesi ibraz etmiş, asliye hukuk mahkemesinde yapılan duruşmalarda hazır bulunmuştur. Bu durumda mahkemece davalının yargılama aşamasında vekille temsil edildiği gözetilerek davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli olup, görevli asliye ticaret mahkemesinde davalı vekilinin herhangi bir iş ve işlem yapmamış olması bu durumu değiştirmeyecektir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/07/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.