Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/984 E. 2021/1072 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
…..
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/05/2018
NUMARASI :……
DAVA TARİHİ : 05/06/2009
KARAR TARİHİ :27/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :12/10/2021

Taraflar arasındaki şirket ortağı olunmadığının tespiti ile istirdat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … Holding AŞ vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak konusu kalmayan davada karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26.04.2021 tarihli ve….. Karar sayılı ilamıyla bozularak gönderilen dava dosyasında duruşma açılarak yapılan yargılama sonunda, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin de içinde bulunduğu … Grubu tarafından Almanya başta olmak üzere birçok ülkede müvekkilinin dini ve milli duyguları kullanılarak “yatırılan paraların istendiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verileceği” garantisi ile para toplanıldığını, müvekkiline de yatırmış olduğu para karşılığında ortaklık durum belgesi verildiğini, nitekim bu sürecin …… raporlarında detaylı bir şekilde anlatıldığını, davalı tarafın bu eylemleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık, izinsiz halka arz, kanuna aykırı aracılık faaliyeti gibi suçlamalarla ceza davaları açıldığını, yatırılan paranın iadesinin istenmesine rağmen müvekkili tarafından davalı tarafa yatırılan paranın iade edilmediğini, müvekkiline bugüne kadar kar payı dağıtılmadığını ve taahhüt edildiği halde müvekkilinin parasını geri alamadığını, davalı tarafça yapılan para toplama işleminin hukuka aykırı olduğunu, davalının basiretli iş adamı gibi davranmadığını, davalıların eyleminin … mevzuatına aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olmadığını, taraflar arasında kanuna uygun surette kurulmuş bir ortaklık ilişkisi bulunmadığını, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan davalı … …’ın davalı şirketle birlikte doğan zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu iddia ederek, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirkete verilen şimdilik 5.000,00 TL’nin en yüksek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı şirketler vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirketler arasında ortaklık ilişkisi bulunduğunu, bu nedenle TTK’nın 329 ve 405 maddeleri gereğince hisse senetlerinin geri alınması ve bedellerinin davacıya iadesinin mümkün olmadığını, davacının hile, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeye dayalı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, keza şirket ile ortaklar arasındaki davaların beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu sürenin de geçtiğini, davacının dayandığı ortaklık durum belgesi altındaki imzaların müvekkillerine ait olmadığından müvekkillerini bağlamayacağını, davacının müvekkili şirketlere ödediği bir bedel bulunmadığını, davacının müvekkili şirketin hisse senetlerini edinmek suretiyle müvekkili şirkette pay sahibi olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … vasisine dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davalı yanıt vermemiş, duruşmalara katılarak beyanda bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı tarafın hak düşürücü süre ve zaman aşımı def’inin yerinde olmadığı, davalı şirketin …… kendisinin sunduğu CD’ler gereğince alınan bilirkişi raporuna göre davalı tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra davacının 55.179,00 Avro karşılığı 119.539,78 TL alacağının bulunduğu, bu nedenlerle davanın kabulüne, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, 5.000.00-TL nin temerrüt tarihi olarak kabul edilen 11/06/2009 dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki Avans faiziyle davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının davacının hile ve/veya ödeme iddiasını ispat etmesine yönelik kabulünün dosya içeriğine ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığına ilişkin mahkemenin değerlendirmesinin TTK’nın 329 ve 405. maddelerine aykırılık teşkil ettiğinin, geçersiz hükümsüz bir ilişkide zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin uygulanamayacağı ile zaman aşımı def’isinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğuna ilişkin gerekçenin de yerinde olmadığı, hak dürüşücü süre ve zamanaşımı süresinin geçtiği, hatta kanunda öngörülen 10 yıllık süreninde dolduğunu, mahkemece geçersiz saydığı hisse senetlerinin davalı tarafa iadesine karar verilmemesinin yerinde olmadığını, davalı tarafından SPK’ye sunulan CD ve üst yazı içeriğinin yanlış değerlendirildiğini, gerekli delillerin toplanmadığını, eksik araştırma ve incelemeyle karar verildiğini, yemin delilini kullanma hakkının engellendiğini, isticvap istemlerinin yasaya aykırı şekilde reddedildiğini, davacının yedinde bulunduğu iddia edilen hisse senetlerinin şirkete iadesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava dilekçesinde talep kısmında müştereken müteselsilen tahsil talebi bulunmaması rağmen mahkemece hükmedilen alacağın müteselsilen tahsiline karar verildiğini, kararın bu yönüyle hatalı olduğunu, ayrıca yasal faiz yerine avans faizine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle ve re’sen göz önünde tutulacak sebeplerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığı iddiasıyla davalı şirkete verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
Dairemizce ilk derece mahkemesi kararının istinafı üzerine, davalı … Holding A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile konusu kalmayan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, söz konusu kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26.04.2021 tarihli ve……Karar sayılı bozma ilamında özetle; İlk Derece Mahkemesi kararı taraflara tebliğ edilmiş olup davalılardan … … vasisi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığı, davada davalı şirket ile davalı gerçek kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığı da bulunmadığı, bu itibarla İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı … … tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmaması nedeniyle … … hakkında verilen İlk Derece Mahkemesi kararının kesinleştiği, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi, kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, somut olayda kamu düzenine aykırılık da söz konusu olmadığından bölge adliye mahkemesince istinaf kanun yoluna başvuran davalı şirket hakkında inceleme yapılması ve bir karar verilmesi gerekirken, davalı … … hakkında verilen hükmün kesinleşmiş olduğu gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru görülmediği gerekçesiyle Dairemizce verilen kararın bozulmasına karar verilmiş, Dairemizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
… Kanunu’nun “Halka Açık Ortaklık Statüsünün Kazanılması” başlıklı 16/1.maddesinde (Değişik birinci cümle: 28/11/2017-7061/109 md.); “Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılacağı, bu ortaklıkların halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olacağı,
2.fıkrasında ise; payları borsada işlem görmeyen anonim ortaklıkların, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan sonra en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorunda olacağı, aksi durumda, Kurulun, bu payların borsada işlem görmesi veya ortaklığın halka açık ortaklık statüsünden çıkarılması için, ortaklığın talebini aramaksızın gerekli kararları alacağı” düzenlemeleri yer almaktadır.
İstinaf aşamasında yürürlüğe giren 07.12.2019 tarih, 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 41. maddesinde, 25.03.1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna geçici madde eklenmiş olup, geçici 4. Maddesinde ise; 31.12.2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü aracın, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı … Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29.06.1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunacağı, bu ortaklıklara yapılan ödemelerin pay karşılığı yapılmış kabul edileceği ve ortaklık ilişkisinin kurulmuş sayılacağı, bu payların kaydileştirilmemiş olmasının ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığının da iddia edilemeyeceği, birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verileceği ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılacağı hükmü düzenlenmiştir.
Davacı vekili, 7194 sayılı yasanın 41. maddesinin Anayasanın birçok maddesine aykırı olduğunu iddia edilerek somut norm denetimi yolu ile Anayasaya aykırı yasa maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını talep etmiş ise de, Dairemizce Anayasaya aykırılık iddiası uygun görülmemiştir.
07/12/2019 tarihinde …… Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yasa kapsamında Dairemizce … Kurulu’na yazılan yazıya verilen cevaba göre; davalı şirketin … Kurulu’nun 21/11/1996 tarih ve …. sayılı kararı ile şirket payları sahibi sayısı nedeniyle halka arz edilmiş sayıldığı, 23/11/2012 tarihinde ise şirketin paylarının borsada işlem görmeye başladığı şirketin 31/12/2014 tarihine kadar pay sahibi sayısı nedeniyle halka arz edilmiş sayılan ancak borsada işlem gören şirketler kapsamına girdiği belirtilmiştir. Bu hale göre davalı şirketin … Kanunu’nun 16. maddesi ve anılan yasal düzenleme kapsamında kaldığı ve davacının da artık davalı şirketin ortağı olarak kabul edildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının Yasa nedeniyle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve açılan davada 3332 Sayılı Yasaya eklenen Geçici 4.maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan, davalı … … Vasisi tarafından herhangi bir istinaf başvurusu yapılmadığından davalı … … hakkında ilk derece mahkemesince verilen hüküm kesinleşmiş olmakla onun hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurmak gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1- Davalı … Holding AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 356/2. Maddesinde yapılan atıfla 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-Konya 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/05/2018 tarih ve …… Karar sayılı kararının davalı … Holding AŞ yönünden KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın konusu kalmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı … … hakkında verilen Konya 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/05/2018 tarih ve……. Karar sayılı kararının davalı … … vasisi … … istinaf kanun yoluna başvurmadığından kesinleşmiş olduğu gözetilerek bu davalı hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstanbul 22.İcra Müdürlüğü’nün….. Esas sayılı takip dosyasına davalı şirket tarafından sunulan teminatların İİK’nın 36. maddesi uyarınca davalı şirkete iadesine,

4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte olan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 59,30 TL karar harcından başlangıçta peşin alınan 15,60 TL’nin mahsubu ile bakiye 43,7 TL karar harcının davalı şirketten alınarak hazineye gelir kaydına, (davalı … … yönünden ilk derece mahkemesince kurulan hüküm yönünden tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla ve müteselsilen)
5-Davacı tarafından yapılan 15,60 TL başvuru harcı, 15,60 TL karar harcı, 3.350,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 213,00 TL keşif gideri, 114,80 TL davetiye ve posta gideri olmak üzere toplam 3.594,20 TL ile 63,30 TL Yargıtay posta gideri Toplamı 3.657,50 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacı tarafa verilmesine, (davalı … … yönünden ilk derece mahkemesince kurulan hüküm yönünden tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla ve müteselsilen)
6-Yargılamada vekili le temsil olunan davacı taraf yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan 7194 sayılı Yasa’nın 41. Maddesi ile eklenen geçici 4. Maddesinin 2. Fıkrası ile AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacı tarafa verilmesine, (davalı … … yönünden ilk derece mahkemesince kurulan hüküm yönünden tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla ve müteselsilen)
7-HMK’nın 333. Maddesi gereği artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı şirket tarafından yatırılan 85,39 TL istinaf nispi karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı şirkete iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında bozma ilamına uyularak duruşma açıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/09/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.