Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/963 E. 2023/1484 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/963 Esas 2023/1484 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/963
KARAR NO : 2023/1484

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2021
NUMARASI : 2006/611 Esas 2021/10 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR
DAVA : Anonim Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/05/2003
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2023
Taraflar arasındaki anonim şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Ltd. Şti.’ne müvekkili bankanın … Şubesi tarafından kullandırılan usulsüz krediler sebebi ile bankanın zarara uğradığını, bankaca düzenlenen istihbarat raporlarında şirkete kullandırılacak kredi konusunda olumsuz raporlar verilmesine rağmen banka müdürü olan davalı … ile müdür yardımcısı davalı … imzası ile şubenin olumlu görüş içeren kredi teklifi üzerine ticari krediler müdürü davalı …’nın olumlu görüşü, genel müdür yardımcısı davalı …’ın uygun görüşü ve banka genel müdürü davalı …’in oluru ile diğer davalıların üyesi bulunduğu yönetim kurulu tarafından kredi tahsisine karar verildiğini, kredi koşulu olarak şirket ortaklarının şahsi kefaleti ve taşınmazlar üzerine kredinin %200 fazlası ile ipotek tesis edilmesinin kararlaştırıldığını, şube tarafından firmanın teminat teşkil eden gayrimenkulleri değiştirme talebi ve ekspertiz heyetinin yanıltılması sonucu kredinin kapatılması talebinde bulunulduğunu ve kredinin iptal edildiğini, kısa bir süre sonra istihbarat raporu ve ekspertiz raporu düzenlenerek şube tarafından olumlu görüş bildirilerek yeniden kredi kullandırılmasının teklif edildiğini, genel müdürlükten kredi kullandırılma hususunda yetki ve talimat verilmemesine rağmen şube tarafından yeterli teminat alınmadan kredi kullandırıldığını, ek kredi talebinin şube tarafından olumlu görüş bildirilerek ticari krediler müdürlüğüne gönderildiğini, teminat değişikliği ve döviz kredisi kullandırılması konusunda olumlu görüş verildiğini, davalıların oluşturduğu yönetim kurulunun verdiği karar ile istihbarat raporunun yeni olması nedeni ile gayrimenkul teminatı ile yeniden kredi kullandırıldığını ve sonrasında kredi kullandırılmasının devam ettiğini, istihbarat raporlarında olumsuzluklara rağmen, kredi risk teminat dengesi oluşturulmadan, yeterli teminat alınmadan nakdi ve gayri nakdi kredi kullandırıldığını, bu kredilerin ödenmemesi üzerine 24/03/1997 tarihinden başlamak üzere 1.494.108.000.000 TL’nin tasfiye olunacaklar hesabına aktarıldığını ve yasal takip başlatıldığını, kredi kullandırılması sırasında bankacılık genel mevzuatı ve iç mevzuat ile bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı davranıldığını, alınan teminatların yetersiz olduğunu, bankanın zararının oluştuğunu belirterek 1.494.108.000.000 TL alacağın, 24/03/1997 tarihinden itibaren bankanın aynı tür kredilere uyguladığı değişen oranlarda temerrüt faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kredinin genel müdürlüğün onay ve oluru ile kullandırıldığını, şube çalışanlarının ve müdürlerinin kusuru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili özetle; dava konusu kredinin genel müdürlük ve yönetim kurulunun yetki ve talimatı ile kullandırılan otorize kredi olduğunu, kredi kullanan firmanın ilk başvurusunun, ipoteklerde değişiklik yapmak istemesi, istihbarat elemanlarını yanıltması ve firma hakkında gelen olumsuz duyumlar neticesinde reddedildiğini, sonrasında firma yetkililerinin genel müdürlükle yaptığı görüşmeler neticesinde yönetim kurulu kararı ile otorize kredi tahsis edildiğini, şubenin mevzuata aykırı kredi teklifinde bulunmadığını, kredi kullanımı sırasında devre faizinin ödenmemesi üzerine şubece firmaya ihtarname çekildiğini ve bakiye borcun bölge hukuk müdürlüğüne gönderildiğini ancak takibin ticari krediler müdürlüğünce geri çekildiğini, şubenin denetimleri sırasında yapılan denetimlerde bu konuya ilişkin uyarı yapılmadığını, şubenin genel müdürlük ve yönetim kurulunun emir ve oluru dışında işlem yapmasının ve yetkisiz icrada bulunmasının söz konusu olmadığını, kredinin kullandırılmasının şubenin inisiyatifi dışında olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalılar …, …, … ve … vekili özetle; açılan davanın zaman aşımına uğradığını, davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkillerinin ibra edildiğini, bu sebeple sorumluluklarının kalmadığını, dava konusu kredinin usulüne uygun olarak kullandırıldığını, bankacılıkta risk faktörünün her zaman olduğunu, kredi kullandırırken mevzuata yönelik tüm kurallara uyulduğunu, istihbarat raporlarının kredi kullandırıldığı tarihteki mevzuata göre yapılması ve uyulması zorunlu bir rapor olmadığını, idari bir rapor olduğunu, istihbarat yapılmadan ve gerekli teminat alınmadan kullandırılan kredi olmadığını, gerekli teminatların alındığını, istihbarat raporlarının bütünüyle olumlu olduğunu, bankanın zararının doğmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili özetle; açılan davada zaman aşımı süresinin dolduğunu, alacağın tasfiye olunacak alacaklar hesabına aktarıldığını, bankanın zararının oluşmadığını, meydana gelen ekonomik krizler sebebi ile hazinenin bu riskleri zaman zaman üstlendiğini, müvekkilinin kredi verilmesi konusunda yetkili olmadığını, istişari nitelikte ve bağlayıcı olmayan görüşlerinden dolayı sorumluluğunun doğmayacağını, açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili özetle; açılan davada zaman aşımı süresinin dolduğunu, kullandırılan kredilerde usulsüzlük bulunmadığını, o tarihte genel müdür yardımcısı olan müvekkilinin görüş bildirmeden sadece havale işlemi yaptığını, yetkili kişinin genel müdür olduğunu, kredilerin oy birliği ile alınan kararla tahsis edildiğini, ekspertiz raporuna göre gerekli teminatların alındığını, bankacılık mevzuatına uygun olarak kredi kullandırıldığını, kredi borçluları hakkında alınmış haciz vesikası bulunmadığını, bankanın zararının doğmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kredi talebi üzerine düzenlenen istihbarat raporunda sonuç olarak firmanın kredi talebinin olumlu karşılanması gerektiğinin belirtildiği, istihbarat verilerinde olumsuzluk olmadığı, şubenin, yönetim kurulu kararına uygun kredi kullandırdığı, bankanın 16/05/1996 tarihinde 76.951,00 TL tahsis ettiği krediye karşılık ekspertiz değeri 147.000,00 TL olan gayrimenkul üzerine 240.000,00 TL ipotek tesis edildiği, şirket ortaklarının kefaletlerinin alındığı, 390.805,00 TL’lik ikinci dilim kredi için ise ekspertiz değeri 839.460,00 TL olan gayrimenkul üzerine 2.200.000,00 TL’lik ipotek tesis edildiği, teminatların risk teminat dengesine uygun alındığı, davalılarca yapılan işlemlerde bankacılık mevzuatına ve teamüllerine uygun hareket edildiği, aykırı davranıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kredi kullandırımının bankacılık genel mevzuatı, banka iç mevzuatı, bankacılık ilke ve teammüllerine aykırı olduğunu, şubeye genel müdürlükçe kredi kullandırım hususunda herhangi bir yetki ve talimat verilmediğini, İstanbul ve Trakya Bölge İstihbarat ve Proje Değerlendirme Müdürlüğü tarafından firma hakkında düzenlenen istihbarat raporundaki olumsuzluklara rağmen şube tarafından olumlu görüş ile kredilerin kullandırılmasının talep edildiğini, bilirkişi raporundaki tespitlerin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, istihbarat raporlarının olumlu olmadığını, kararda yer alan gerekçenin gerçekleri yansıtmadığını, davalının eylemlerinin kanun ve esas mukavele hükümlerine, bankacılık ilke ve teammüllerine aykırı olduğunu, kredi kullandırılacak firmanın istihbarat raporunun olumlu olması gerektiğini, kullandırılan kredilerin teminatlarının yetersiz olduğunu, bu durumun bankanın zararına yol açtığını, kredilerin geri dönüşünün sağlanamadığını, ağır ceza mahkemesinde görülen yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitlerin mahkemece dikkate alınmadığını, davalıların usulsüz kredi veridklerini, anılan bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, davanın reddi ile birlikte müvekkili aleyhine nispi vekalet ücretine hükmedildiğini, AAÜT’nin 13/4. maddesi uyarınca maddi tazminat davasının reddi durumunda maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; dava dışı … Ltd. Şti.’ne usulsüz kredi kullandırılarak banka zararına sebebiyet verildiğinden bahisle oluşan zararın bankanın yöneticisi, personeli ve yönetim kurulu üyeleri olan davalılardan tahsili istemine ilişkindir.

Dava Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olup mahkemece 2003/478 Esas 2003/961 Karar sayılı kararla iş bölümü itirazı kabul edilerek dosyanın Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Anılan karar üzerine dosyanın tevzi edildiği Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2004/261 Esas 2004/544 Karar sayılı kararıyla bankacılık işleminden kaynaklanan ihtilafta 4389 sayılı Bankalar Kanunun 14/d maddesi gereğince bankalar tarafından açılan davada davaya asliye ticaret mahkemeleri tarafından bakılacağı, o yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde bu davaların bir veya iki numaralı asliye ticaret mahkemelerince görüleceğinin hükme bağlandığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli Ankara 1 ve 2 no’lu asliye ticaret mahkemesine gönderilmek üzere tevzi bürosuna tevdine karar verilmiştir.
Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2004/261 Esas 2004/544 Karar sayılı kararı üzerine dosyanın tevzi edildiği Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince 2005/98 Esas 2005/97 Karar sayılı kararıyla uyuşmazlığın yapılan işlem sonucu banka yöneticisinin bankaya verdiği zarardan kaynaklandığı, TTK’nun 341. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, mahkemenin bankalar yasası uyarınca görevli olmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Anılan karara karşı davacı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2005/8591 Esas 2006/9856 Karar sayılı ilamı ile mahkemenin ikinci görevsizlik kararını verdiği sırada kararın temyiz edilip edilemeyeceği bilinemeyeceğinden dosyanın karar kesinleştiğinde Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmesi şeklinde karar alınmasının doğru olmadığı, son görevsizlik kararının temyiz edilmesiyle Yargıtay’ca verilecek onama kararının gönderilen mahkemeyi bağlayacağı, hükümdeki bu ibarenin uygulanma imkanının ortadan kalkacağı gerekçesiyle karar düzeltilerek onanmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesince düzeltilerek onanmasına karar verilen görevsizlik kararı üzerine, dosya kendisine gelen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 13/01/2021 tarih ve 2006/611 Esas 2021/10 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemiz, önceki görevsizlik kararı Yargıtayca onanmak sureti ile kesinleştiğinden HMK’nun geçici 3. maddesi gereğince HUMK hükümlerinin uygulanamayacağı, HMK hükümlerine göre de 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararın istinaf incelemesine tabi olduğu görüşünde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14/01/2020 gün ve 2019/20-229 Esas 2020/5 Karar sayılı kararı da bu yönde ise de;
İstinaf mahkemesi ile Yargıtay arasında olumlu/olumsuz görev uyuşmazlığı çıkması hukuken mümkün değildir. Yargıtay temyiz incelemesi sırasında başvuruyu temyiz başvurusu sayarak istinaf mahkemesi kararını kaldırarak temyiz incelemesi yapma yetkisine haizdir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 16/09/2015 tarih 2015/6839 E. 2015/9358 K. sayılı ilamı, Hukuk Genel Kurulunun kararından sonra Dairenin görüş değiştirip değiştirmediğine ilişkin nitelendirme de Yargıtay Dairesi tarafından yapılacaktır).
Açıklanan gerekçe ile temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE
2-HMK’nın 352. maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 26/10/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.