Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/948 E. 2023/461 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/948 Esas 2023/461 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/948
KARAR NO : 2023/461

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2021
NUMARASI : 2020/427 Esas 2021/195 Karar
DAVACILAR
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVA : İpoteğin Fekki
DAVA TARİHİ : 22/09/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2023

Taraflar arasındaki ipoteğin fekki istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nun diğer müvekkili şirketin sahibi olduğunu, dava dışı … Şirketinin davalı bankadan kredi kullandığını, kredinin teminatı olarak taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, dava dışı şirket ile müvekkilleri arasında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki nedeniyle dava dışı şirketten müvekkillerinin alacaklı olduğunu, müvekkili …’nun dava dışı şirketin kredi borçlarının teminatı olan ipotekli taşınmazı satın almak istediğini, davalı banka görevlileriyle görüştüğünde ev üzerinde başka herhangi bir ipotek bulunmadığı, kalan borcun ödenmesi durumunda ev üzerindeki ipoteğin fek edileceğinin öğrenildiğini, müvekkili şirket yetkilisinin ipotekli taşınmazı kendi üzerine aldığını, dava dışı şirketin bakiye ipotek borcunun müvekkilleri tarafından ödendiğini, ipotek borcunun tamamı ödendikten sonra müvekkili …’nun şirket yetkilisinin üzerine kayıtlı evi kendi üzerine almak istediğinde ev üzerindeki ipoteğin kaldırılmadığını öğrendiklerini, davalı banka ile görüşüldüğünde ipotek borcunun bulunmadığını, tapuya fek yazısı gönderip ipoteği kaldıracaklarını söylediklerini, bu görüşme sonrasında müvekkili …’nun ipotekli taşınmazı devraldığını, müvekkilinin evi devraldıktan sonra davalı banka yetkililerinin müvekkilini arayarak ipotekli taşınmazın ilk maliki olan dava dışı …’in kefaletinden kaynaklı banka alacağı bulunduğunu, ipoteği fek edemeyeceklerini söylediklerini belirterek ipoteğin fekkine, ipotek fek edilmediği takdirde müvekkilleri tarafından yapılan ödemenin reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ipotek veren …’ın müvekkiline olan borcunun devam ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava dışı …’ın dava dışı …. Şti.’ne olan kefaletinden kaynaklanan borcun dava konusu ipoteğin tesis edildiği 19/01/2016 tarihinden önce, davalı banka ile dava dışı …. Şti. arasında akdedilen kredi sözleşmelerine istinaden kullandırılmış olan kredilerden kaynaklandığı, dava dışı …’ın dava dışı … Şti’ne olan kefaletinden kaynaklanan borcunun bulunduğu, söz konusu borcun ipotek veren …’ın kefaletinden kaynaklanmış olduğundan ipotek ile teminat altına alınan borç kapsamında olduğu, nitekim ipotek resmi senedinde …’ın kefalet borcunun ipotek teminatı kapsamında bulunduğunun açıkça belirtildiği, dava dışı …’ın kefil olduğu dava dışı … … Ltd. Şti.’nin borcu ödenmeden ipoteğin fek edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; fekkini talep ettikleri ipoteğin üst sınır ipoteği olup, ipotek miktarının tamamen ödendiğini, …’in davaya konu evin üzerindeki üst sınır ipoteği borcundan bağımsız başka bir borcunun bulunmasının tamamı ödenen üst sınır ipoteği borcunun fekkini engellemeyeceğini, mahkemece yanlış değerlendirme yapılarak 310.000,00 TL’lik borcun tamamı ödenmesine rağmen, dava dışı kefilin kefaletinden kaynaklanan borcu bulunduğu belirtilerek ipoteğin fek edilemeyeceği yönünde hatalı hüküm kurulduğunu, ipotek veren 3. kişinin kefaleti veya şahsi sorumluluklarının söz konusu olmayıp, ipotekli taşınmaz borç altına girdiğinden ipotekli taşınmaza ait akit tablosunda belirtilen tutar ödenmek veya depo edilmek suretiyle ipoteğin fekkinin istenebileceğini, TMK’nun 851 maddesindeki amacın ipoteğin doğmuş veya doğması muhtemel bir alacağın teminatı için tesis edildiğinden bu belirsizlikten taşınmaz sahibini korumak olduğunu, dekontlar incelendiğinde ipotekli taşınmaza ait akit tablosunda belirtilen miktarın müvekkilleri tarafından ödendiğini, kredi borçlusu …şirketinin yaptığı 73.430,00 TL’lik ödeme haricinde ev üzerinde kalan 236.570 TL’lik ipotek borcunun anılan şirketin kredi hesabına yatırılmak sureti ile ödendiğini, ipotek borcunu ödeyen müvekkilinin malik olduğu ev üzerindeki ipoteğin fekkini istemesine rağmen bankanın ipoteği fek etmemesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, borcun teminatı olan taşınmazın sorumluluğunun ipotek limiti ile sınırlı olduğunu, taşınmaz üzerindeki ipoteğin tamamı ödenmesine rağmen ipoteğin fek edilmediğini, müvekkilinin ipotekli taşınmazı almadan önce banka çalışanıyla görüştüğünü, alacağına karşılık ipotekli taşınmazı almak istediğini belirttiğini, banka çalışanının da ev üzerinde 310.000,00 TL tutarında teminat ipoteği olduğunu, kredi borcunun 73.430,00 TL’sinin kredi borçlusu tarafından ödendiğini, ev üzerinde başka herhangi bir ipotek bulunmadığını, kalan borcun ödenmesi durumunda ev üzerindeki ipoteğin fek edileceğini belirttiğini, bunun üzerine bankaya güvenen iyi niyetli müvekkilinin ipotek bedelinin tamamını davalı bankaya ödediğini, müvekkils evi devraldıktan sonra davalı banka yetkilileriısı müvekkilini arayarak dava dışı … isimli şahsın kefaletinden dolayı borcu olduğunu, ipoteği fek etmeyeceklerini söylediğini, müvekkilinin davalı bankaya gönderdiği ihtarnameye rağmen ipoteğin fekkinin gerçekleştirilmediğini, davalı bankanın dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, ipoteğin fekkine ilişkin görüşmelere banka çalışanı ile müvekkili … dışında müvekkili şirket yetkilisi ve …’ın da tanık olduğunu, mahkemece tanıklarının dinlenmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinin teminatı olan ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;

İpotek resmi senedi, ödeme dekontları, davacılar tarafından davalı bankaya gönderilen ihtarname, ipotekli taşınmazın tapu kayıt sureti, genel kredi sözleşmeleri, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 14/02/2021 tarihli bilirkişi raporu, dava dışı … … Ltd. Şti’nin banka hesap ekstreleri, davalı tarafından davacı …’ya gönderilen ihtarname sureti, Ankara Gayri Menkul Satış İcra Dairesinin 2020/1366 sayılı icra takip dosya sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
Davalı banka ile dava dışı … … Ltd. Şti. arasında 01/12/2015 tarihli 500.000,00 TL limitli, 04/08/2015 tarihli 200.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalanmış olup, dava dışı … anılan sözleşmelerde müteselsil kefil olarak yer almaktadır.
İpotek resmi senedi incelendiğinde, dava dışı …’ın taşınmazı üzerinde 19/01/2016 tarihinde davalı banka lehine dava dışı … … Ltd. Şti’nin borçları ile ipotek veren …’ın tüm kefalet borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 310.000,00 TL limitle üst sınır ipoteği tesis edildiği görülmüştür.
İpotekli taşınmaza ilişkin tapu kaydı incelendiğinde, taşınmazın 18/01/2016 tarihinde … tarafından, 16/06/2016 tarihinde …(davacı şirket yetkilisi), 09/07/2019 tarihinde … tarafından satın alındığı anlaşılmıştır.
Yargılama aşamasında alınan ve banka kayıtları üzerinde yapılan incelemeyi içeren bilirkişi raporunda, davalı ile dava dışı … … Ltd. Şti. arasında akdedilen kredi sözleşmelerinde dava dışı …’ın müteselsil kefil olduğu, 27/08/2018 tarihi itibarıyla dava dışı … … Ltd. Şti.’nin faiz ve fer’ileri hariç 82.993,49 TL ana para borcu bulunduğu, …’ın borcun kefili olması nedeniyle ipoteğin …’ın kefalet borcunun da teminatı olduğu, borç ödenmeden ipoteğin fekkedilemeyeceği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Ankara Gayri Menkul Satış İcra Dairesinin 2020/1366 sayılı icra takip dosyasında, alacaklı davalı banka tarafından rehin sahibi davacı … …, borçlular dava dışı …, … … Ltd. Şti. aleyhine toplam 361.397,38 TL alacağın 310.000,00 TL ipotek limiti ile sınırlı olmak üzere tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Davacılar tarafından ipotek borcunun ödendiği iddiasıyla dosyaya ibraz edilen banka dekontlarından davacı şirket tarafından dava dışı … … Ltd. Şti.’nin davalı banka hesabına Ankara, ev, Ankara ev açıklamalarıyla 03/08/2016 tarihinden 31/05/2018 tarihine kadar toplam 117.800,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
Davacı yan davalının ödendiği takdirde ipoteğin fekkedileceğini beyan ettiği bedelin ödenmesine rağmen ipoteğin fekkedilmediğini iddia etmiş, davalı yan ise ipotek ile, ipoteğin tesis tarihinde taşınmaz malikinin kefalet borcunun da teminat altına alındığı, anılan malikin kefaletinden kaynaklanan borcu bulunduğunu savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında ipotekli taşınmazın ipotek yükü ile birlikte davacı … tarafından alındığı, davacının ipoteğin fek talebine rağmen dava tarihinden önce davalı tarafından davacının taşınmazı üzerindeki ipoteğin fekkedilmediği, davacı şirket tarafından davalı bankaya bir kısım ödeme yapıldığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının taşınmazı üzerinde davalı lehine tesis olunan ipoteğin fek koşullarının oluşup oluşmadığı hususundan kaynaklanmaktadır.
Davacılar vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde; yargılama aşamasında banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda ipoteğin teminat altına aldığı borcun sona ermediği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu ipotek resmi senedi incelendiğinde, 09/07/2019 tarihinde davacının ipotek yüküyle satın aldığı taşınmaz üzerinde, dava dışı … … Ltd. Şti.’nin bankaya doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmesinin yanı sıra, ipoteğin tesis tarihi olan 19/01/2016 tarihinde taşınmaz maliki olan dava dışı ipotek veren …’ın kefaleten doğmuş ve doğacak borçlarını teminat altına almak üzere 310.000,00 TL limit ile üst sınır ipoteği tesis edildiği görülmüştür.
Davacı yan, dava dilekçesinde ve aşamalarda ipotek verenden ipotekli taşınmaz satın alındığı tarihten önce davalı banka görevlisinin dava dışı …şirketinden ipotek ile teminat altına alınan alacak olarak bildirdiği bakiye 236.500,00 TL’nin davalı bankaya ödendiğini, banka görevlisinin anılan borç ödendikten sonra ipoteğin fekkedileceğini beyan ettiğini, …şirketinin bakiye borcu ödendiği halde ipoteğin fekkedilmediğini ileri sürmüştür.
Davalı yan ise, ipotekli taşınmaz ile borçları teminat altına alınan dava dışı … … Ltd. Şti.’nin bankaya herhangi bir alacağı kaldığını savunmamıştır. Davalının savunmalarında dile getirdiği husus dava konusu ipoteğin dava dışı ipotek veren …’ın kefalet borcunu teminat altına aldığı, anılan kefilin dava dışı … … Ltd. Şti’ne kefaletinden kaynaklanan alacağı bulunduğuna yöneliktir. Nitekim yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuyla …’ın kefaletinden kaynaklanan, faiz ve fer’ileri hariç 82.993,49 TL ana para borcu bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacının açılanan iddiasına ilişkin olarak davacılar vekili tarafından davalı bankanın iddiada yer aldığı şekilde ipotekle teminat altına alınan miktarı sınırlayan herhangi bir yazılı belge ibraz edilmediği gibi, böyle bir yazılı belgenin varlığı da ileri sürülmemiştir. Davacılar vekili bankayla yapılan görüşmelere ilişkin olarak tanık sıfatıyla davacı şirketin yetkilisi ve ismini bildirdiği üçüncü kişiyi bildirmiş ve tanıklarının dinlenmesini talep etmiştir. Açılan işbu davanın, dava değeri gözetildiğinde tanık ile ispatı ise mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, davacı tanıklarının dinlenmemesi usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, dava konusu ipotek 310.000,00 TL limitlidir. Davacıların ipotek nedeniyle ödediklerini iddia ettikleri miktar bu limitin altında ve zamana yayılmış şekilde 236.570,00 TL’dir. Dosyaya sunulan dekontlarda yer alan miktar ise ödendiği ileri sürülen miktarın da altında ise de, davalı yanın ödenen miktara yönelik açık bir savunması bulunmamaktadır. Açıklanan bu durum karşısında davacıların ipotek limitinin tamamını karşılayacak şekilde ödeme yapmadıkları ortadadır. Bilirkişi raporu ile de halen bankanın dava dışı …’ın müteselsil kefil olduğu dava dışı … … Ltd. Şti.’nden faiz ve fer’ileri hariç 82.993,49 TL ana para alacağı bulunduğu da saptanmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, davacıların ipotek limitini tamamen ödemedikleri, ipoteğin dava dışı …’ın kefalet borcunun da teminatı olduğu, anılan kefilin davalı bankaya kefaletinden kaynaklanan borcu bulunduğu, dava tarihi itibarıyla ipoteğin teminat vasfının devam ettiği gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacının dayandığı hukuki sebebe de istemi olmaması da gözetilerek bilirkişi raporu ile tespit edilen tutarın deposu için davacı yana istinaf aşamasında süre verilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL harcın davacılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/03/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.