Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/944 E. 2021/850 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR


İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ… 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2020
NUMARASI : …
DAVA : Re’sen Tescil
DAVA TARİHİ : 13/03/2020
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/05/2021

Taraflar arasındaki re’sen tescil istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı … temsilcileri tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı sicil müdürlüğü temsilcileri dava dilekçesinde özetle; Müdürlüğün …. sicil numarasında kayıtlı ……. arasında görülen limited şirket ortaklığından çıkmaya izin davasında Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2014 tarihli ve …. Karar sayılı kararı ile davacı …’ün haklı neden ile şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine hükmedildiğini, bu kararın 20/05/2019 tarihinde kesinleşmesi üzerine adı geçen davacının tescil işleminin yapılması için Müdürlüğe başvurduğunu, müdürlükçe 30/05/2019 tarihli ve …. Esas sayılı yazı ile şirket ve yetkilisinin hisse devrinin tescili için TTK’nın 33. Maddesi hükmü uyarınca tescile davet edildiğini, bu yazının şirket yetkilisinin ikamet adresine iadeli taahhütlü mektupla postalanarak 11/06/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak davalı şirket ve yetkililerinin kanunda tanımlanmış 30 günlük yasal süre içinde tescil talebinde bulunmadığı gibi tescilden kaçınma sebeplerini de sunmadığını, söz konusu mahkeme ilamı hükmünün yerine getirilebilmesi için ortaklık çıkma sonrası payların akıbetinin belirlenmesi ve hisse devrinin gerçekleştirilmesi için TTK’nın 33. Maddesi gereği bu davanın açılma zorunluluğunun doğduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemes…… Sayılı 30/06/2014 tarihli kararının gereği yerine getirilebilmesi için ortaklıktan çıkma sonrası payların akıbetinin belirlenmesi ve gerekli hisse devrinin ticaret sicilinde tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı şirkete ve davalıya dava dilekçesi tebliğ edildiği halde davalılarca cevap dilekçesi sunulmamış, duruşmalara katılarak beyanda da bulunmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia ve toplanan tüm delillere göre; şirket ortaklığından ayrılan ortağın paylarının ne olacağı belli olmadığı gerekçesi ile davacı … Müdürlüğünce tescil yapılmamış ise de, şirketin ayrılan ortağının paylarını devretme veya esas sermayenin azaltılması yoluna gitmesinin mümkün olduğu, çıkan ortağın paylarının şirketçe iktisap edilip edilmeyeceği, üçüncü şahıslar veya diğer şirket ortaklarınca devralınıp alınmayacağı hususlarının şirket ortaklar kurulunun yetkisinde olduğu, davacı ortağın ortaklıktan ayrılma davası sırasında talep etmediği ayrılma payı için sonradan dava açarak talepte bulunmasının da mümkün olduğu dikkate alındığında TTK’nın 33 maddesi uyarınca şirket ortaklığından çıkan ortağın davalı şirketteki hissesinin akıbeti hakkında resen tescil kararı verilmesine ilişkin talep yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı sicil müdürlüğü temsilcileri istinaf dilekçesinde özetle; Müdürlüğün … sicil numarasında kayıtlı ……arasında görülen limited şirket ortaklığından çıkmaya izin davasında Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2014 tarihli ve … Karar sayılı kararı ile davacı …’ün haklı neden ile şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine hükmedildiğini, bu kararın 20/05/2019 tarihinde kesinleşmesi üzerine adı geçen davacının tescil işleminin yapılması için Müdürlüğe başvurduğunu, müdürlükçe 30/05/2019 tarihli ve ….. Esas sayılı yazı ile şirket ve yetkilisinin hisse devrinin tescili için TTK’nın 33. Maddesi hükmü uyarınca tescile davet edildiğini, bu yazının şirket yetkilisinin ikamet adresine iadeli taahhütlü mektupla postalanarak 11/06/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak davalı şirket ve yetkililerinin kanunda tanımlanmış 30 günlük yasal süre içinde tescil talebinde bulunmadığı gibi tescilden kaçınma sebeplerini de sunmadığını, söz konusu mahkeme ilamı hükmünün yerine getirilebilmesi için ortaklık çıkma sonrası payların akıbetinin belirlenmesi ve hisse devrinin gerçekleştirilmesi için TTK’nın 33. Maddesi gereği bu davanın açılma zorunluluğunun doğduğunu, ancak mahkemece bu talebin yerine getirilmesinin ortaklar kurulu yetkisinde olduğunun kabulü ile davanın reddedildiğini, şirket yetkilisine ve şirkete ortaklar kurulu işlemini gerçekleştirmeleri için zaten tescile davet yazısının yazıldığını, bu davetin gereğinin yerine getirilmemesi üzerine işbu davanın açıldığını, ticaret sicil müdürlüğünün tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda olduğundan aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine de hükmedilemeyeceğini ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, TTK’nın 33/3. Maddesi hükmü uyarınca limited şirket ortaklığından kesinleşen mahkeme ilamı ile çıkan ortağın paylarının devir ve tescili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2014 tarihli ve … Karar sayılı kararla davalı …. ortağı olan davacı …’ün haklı sebeple ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine dair karar verilmiş olup karar taraflarca temyiz edilmeksizin 20/05/2019 tarihinde kesinleşmiş, mahkeme ilamında ortaklıktan çıkma kararının tesciline ilişkin istem idari işlem niteliğindeki olduğundan bu konuda karar verilmeyeceği gerekçesiyle tescil isteminin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki sicil kayıtlarına göre, ortaklıktan çıkmasına mahkeme ilamıyla izin verilen … davalı şirkette 5000,00 TL karşılığı 5 paya sahiptir.
Uyuşmazlık, kesinleşen mahkeme ilamı ile davalı limited şirket ortaklığından çıkmasına izin verilen ortağın paylarının TTK’nın 33/3. Maddesi hükmü uyarınca re’sen tesciline mahkemece karar verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davacı sicil müdürlüğü kesinleşen mahkeme ilamına dayanarak ortaklıktan çıkmasına izin verilen dava dışı şirket ortağı …’ün söz konusu mahkeme kararının sicile tescili için başvuruda bulunması üzerine davalı şirkete ve yetkilisine ortaklıktan çıkan ortağın hisselerinin devri ile TTK’nın 33. Maddesi uyarınca sicile tescili için davalı şirketin yetkilisinin adresine gönderilen yazı ile tescile davet edildiği halde davalı şirket yetkilisi tarafından yazı ile bildirilen sürede davalı şirket tarafından tescil talebinde bulunulmadığı gibi tescilden kaçınma sebeplerinin de bildirilmediğini, TTK’nın 33. Maddesi hükmü gereği re’sen tescil için işbu davanın açıldığını ileri sürmüştür. Davalı şirketten çıkmasına karar verilen ortağın paylarının ne olacağı çıkma kararında belirtilmediğinden ayrılan ortağın tescil istemi kabul edilmemiş ise de esasen şirket ayrılan ortağın paylarını devretme yetkisini haiz olduğu gibi şirketin esas sermayenin azaltılması yoluna da gidebilecektir. Bu çerçevede çıkan ortağın paylarının şirketçe iktisap edilip edilmeyeceği veya şirket tarafından üçüncü şahıslara devredilip devredilmeyeceği ya da diğer şirket ortaklarınca devralınıp alınmayacağı hususlarında şirket ortaklar kurulu karar almaya yetkilidir. O halde kesinleşen ortaklıktan çıkma kararının tescili istemine ilişkin olmayıp şirketten ayrılan ortağın hisselerinin devri ile tescili istemine yönelik olan işbu re’sen tescil davasının da gerek TTK’nın 33. Maddesi hükmü kapsamında gerekse diğer mevzuata göre yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu bağlamda, şirketin kendi paylarını iktisap etmesi halini düzenleyen TTK’nın 612 maddenin ise, davacı sicil müdürlüğü tarafından ayrılan şirket ortağının hisselerinin devri için re’sen tescil istemiyle açılan bu davanın, davalı şirketin kendi talebi gibi kabulü ile olaya uygulanarak ayrılan şirket ortağının paylarının şirketçe iktisabına karar verilmesi de olanaklı değildir. Nitekim Yargıtay 11. HD’nin emsal nitelikteki 08/06/2020 tarihli ve…. Karar sayılı da bu yöndedir.
Diğer taraftan davacı sicil müdürlüğünün, ihya davasından farklı olarak re’sen tescil istemiyle açmış olduğu bu davada, yasal hasım konumunda bulunduğu kabul edilemeyeceğinden, kanunda aksine yazılı başka bir hüküm de bulunmadığından, HMK’nın 326/1. Maddesi gereği davası reddolunan davacı … sicil müdürlüğü aleyhine ilk derece mahkemesine yargılama giderlerine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinafa başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/06/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.