Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/913 E. 2023/1003 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/913
KARAR NO : 2023/1003

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :15/09/2020
NUMARASI :….
DAVA TARİHİ : 09/12/2016
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2023

Taraflar arasındaki alacağa ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … …. imzalanan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak borçlu cari hesapları ve taşıt kredisi hesabından krediler kullandırıldığını, diğer davalıların da taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını , davalı … ….. borçlarını ödememesi sonucunda hesabın kat edildiğini ve davalılara ihtar gönderildiğini , ihtardan sonra müvekkili banka ile davalılar arasında ” borç tasfiye sözleşmesi ” imzalandığını ve toplam 40.040,00TL üzerinden borcun 24 ay taksitli ve aylık taksit miktarı 2.402,62TL olarak geri ödenmesinin kararlaştırıldığını, ödeme yapılmaması üzerine … İcra Müdürlüğünün 2010/216 ve 2010/270 sayılı dosyaları ile takip yapıldığını , davalıların ilamsız takibe ilişkin 2020/270 sayılı dosyada taşıt kredisinden kaynaklanan borcun 28.000,00TL sini kabul ettiklerini , kalan kısma ve faize itiraz ettiklerini , 2010/216 sayılı icra dosyasında bankaya rehinli olana taşıtın icra yolu ile satıldığını ve net 20.467,26TL tahsilat sağlandığını iddia ederek tahsil edilen bu kısım düşüldükten sonra fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … .. nolu borçlu cari hesaplan ile . notu taşıt kredisinden kaynaklanan şimdilik 19.000,00TL alacağının dava tarihinden itibaren 2.048,25-TL’sine yıllık 3.746,28-TL’sine yıllık %23,76 oranında temerrüt faizi ile birlikle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 24.04.2018 tarihli celsede talebini açıklayarak dava dilekçesinde belirtilen 19.000,00TL alacağın 2.048,25-TL ve 3.746,28-TL’ lik kısımlarının asıl alacak kalan kısmının faiz , BSMV ve ferilerine ilişkin olduğunu bildirmiştir.
CEVAP
Davalı … … cevap dilekçesinde özetle ; … …… bulunduğunu bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğu , … mahkemelerinin yetkili olduğunu, BK’nun 598. maddesi gereğince bir gerçek kişi tarafından verilen her türlü kefaletin buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından itibaren 10 yıl geçmesi ile kendiliğinden ortadan kalkacağını , davacı banka ile ……. arasında 05.04.2007 tarihinde sözleşme akdedildiği ve kefaletin 10 yılının dolduğu, 05.07.2017 tarihinde kendiliğinden ortadan kalktığını bu nedenle davanın reddi gerektiğini , … İcra Müdüriüğü’nün 2010/270 E. sayılı ilamsız takip talebine yapılan 28.800,00 TL taşıl kredisinden kaynaklanan borç dışındaki 74.000,00 TL tutara itirazı olduğunu, 1 yıllık sürenin geçtiğini , 26.11.2008 tarihinde borç tasfiye sözleşmesi yapıldığını bu sözleşme ile borcun yenilendiğini ve asıl borç ile birlikte kefalet borcunun sona erdiğini, borç tasfiye sözleşmesinde borç 40.040,00TL olarak belirlendiği halde icra takibinin 60.787,64TL üzerinden yapıldığını, yapılan ödemelerin asıl borçtan düşürülmediğini, faiz talebinin fahiş olduğu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … cevap dilekçesinde özetle ; … ……. bulunduğunu bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğu , … mahkemelerinin yetkili olduğunu, … İcra Müdüriüğü’nün 2010/270 E. sayılı dosyasında yaptığı kısmi itiraza rağmen 1 yıl içinde dava açılmadığından davanın reddi gerektiğini, …. hesabında para bulunmasına rağmen bu hesaptan kredi taksitleri ödenmeyerek şirketin teferrüde düşürüldüğünü, bankanın kötü niyetli davrandığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … ….. adına usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; hazırlanan denetime elverişli bilirkişi raporu ve ek raporunda borç tasfiye sözleşmesi , bu sözleşmeden sonra yapılan ödemeler, icra dosyalarına yapılan ödemeler ve genel kredi sözleşmesinin 5. maddesinde belirlenen temerrüt faiz oranları ile akdi faiz oranları dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda davalı şirketin 7801406 hesap numarası ile kullandırılan … kredisi nedeniyle bankaya 914,16TL asıl alacak , 1.018,34 TL işlemiş akdi faiz , 50.92TL BSMV , 4.910,78TL işlemiş temerrüt faizi ve 245,54TL BSMV olmak üzere toplam 7.139,74TL – … hesap numarası ile kullandırılan … kredisi nedeniyle bankaya 0 TL asıl alacak , 593,53TL işlemiş akdi faiz , 29,68TL BSMV , 139,25TL işlemiş temerrüt faizi ve 6.69TL BSMV olmak üzere toplam 796,42TL … hesap numarası ile kullandırılan araç kredisinde davacı bankanın icra dosyasında kalan bakiye alacağını 8.332,74TL olarak belirlediği, icra takip tarihi itibarıyla bankanın taşıt kredisi nedeni ile 23.384,64TL asıl alacak, 388,78TL işlemiş akdi faiz , 19,44TL BSMV , 6.928,41TL işlemiş temerrüt faizi ve 346,43TL BSMV olmak üzere toplam 31.067,70TL alacaklı olduğu, davalıların icra dosyasında taşıt kredisi nedeni ile olan 28.800,00TL borcu kabul ettikleri, taşıt kredisine ilişkin olarak yapılan … İcra Müdürlüğünün 2010/216 sayılı dosyasında taşıt kredi borcu için 20.467,26TL tahsilat yapıldığı , 28.800,00- 20.467,26=8.332,74TL nin icra dosyasında dosya borcu olduğu, tüm bu ödemeler ve tahsilatlar dikkate alındığında dava tarihi itibarıyla davalı şirketin 2.917,38TL asıl alacak , 9.867,44TL işlemiş faiz ve 493,38TL BSMV olmak üzere toplam 13.278,20TL borçlu olduğu , icra takip dosyasında kabul edilen alacak üzerinden kalan 8.332,74TL mahsup edildiğinde bankanın taşıt kredisi yönünden 4.945,46TL alacağının olduğu, bilirkişi tarafından icra dosyasındaki bakiye alacak tüm borçtan düşülerek kalan miktar hesaplanmış olup yapılan ödemelerin öncelikle faizden mahsup edilmesi kuralı dikkate alınarak 8.332,74TL 9.867,44TL olarak hesaplanan faiz alacağından düşürülerek taşıt kredisi nedeni ile bankanın 2.917,38 asıl alacak , 1.534,70TL işlemiş faiz ve 493,38TL BSMV olmak üzere toplam 4.945,46TL alacaklı olduğu, taraflar arasında genel kredi sözleşmesinin 05.04.20007 tarihinde imzalandığı ve kredi limitinin 25.000,00TL olduğu , daha sonra imzalanan limit arttırım sözleşmesi ile kredi limitinin 100.000,00TL ye çıkarıldığı ancak bu sözleşmede tarihin tam okunamadığı 22.06.200.. olarak görüldüğü ancak limit artırım sözleşmesinin 30.000,00TL bedelli taşıt kredisi kullandırıldığı 14.12.2007 tarihinden önce imzalandığı, davalıların genel kredi sözleşmesi limit arttırılması başlığı taşıyan sözleşmedeki imzalara itirazlarının bulunmadığı ve davalı … ‘in 05.02.2019 tarihli celsede alınan beyanında limit arttırım sözleşmesinin 22.06.2007 tarihinde imzalandığını ve sözleşmedeki imzaların kendisine ve diğer kefiller ile şirket müdürüne ait olduğunu beyan ettiği ancak, yazıların kendilerine ait olmadığını ve sözleşmede şirket kaşesinin bulunmaması nedeni ile bu sözleşmenin geçersiz olduğun ileri sürdüğü görülmüş olup bunun hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gibi limit arttırım sözleşmesinin düzenlendiği tarihi olan 22.06.2007 yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 484. maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu, ayrıca genel kredi sözleşmesinin ve limit arttırım sözleşmesinin imzalandığı 05.04.20007 ve 22.06.2007 tarihlerinde 818 sayılı B.K hükümlerinin yürürlükte olduğu, 6101 sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 1.maddesine göre TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanacağı, kefalet sözleşmesi 818 sayılı BK yürürlükte iken kurulduğundan 6098 sayılı TBK’nın 583.maddesindeki düzenlemeden dolayı geçersiz kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile, 7801406 hesap numarası ile kullandırılan … kredisi nedeniyle 914,16TL asıl alacak , 1.018,34 TL işlemiş akdi faiz , 50.92TL BSMV , 4.910,78TL işlemiş temerrüt faizi ve 245,54TL BSMV olmak üzere toplam 7.139,74TL’nin 7803008 hesap numarası ile kullandırılan … kredisi nedeniyle bankaya 593,53TL işlemiş akdi faiz , 29,68TL BSMV , 139,25TL işlemiş temerrüt faizi ve 6.69TL BSMV olmak üzere toplam 796,42TL’nin 7801974 hesap numarası ile kullandırılan taşıt kredisi nedeniyle 2.917,38 asıl alacak , 1.534,70TL işlemiş faiz ve 493,38TL BSMV olmak üzere toplam 4.945,46TL ‘nin asıl alacak olan 914,16TL’nin dava tarihinden itibaren %37,50 , asıl alacak olan 2.917,38TL ‘nin dava tarihinden itibaren %23,76 oranında işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine , fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … vekili istinaf dilekçesinde özetle; 05.02.2019 tarihli celsede müvekkilinin ” Bilirkişi raporuna karşı itirazımı aynen tekrar ediyorum, ben şirket ortağı değilim , sadece 05.04.2007 tarihinde şirkete kefil oldum ve kefalet limitim 25.000-TL idi daha sonra kefalet limiti artırıldı ve bu limit 100.000-TL ye çıkarıldı,22.07.2007 tarihinde limit artırım sözleşmesindeki imza bana aittir, …..’’ şeklinde beyanda bulunduğunu, bu ifadesinden açıkça anlaşılacağı üzere müvekkilinin ‘’…Sadece 05.04 .2007 tarihinde şirkete kefil oldum ve kefalet limitinin 25.000-TL İdi….’’ dediğinden, yerel mahkemenin karar gerekçesinin aksine müvekkilinin hiçbir zaman ‘’..limit artırım sözleşmesinin 22.06.2007 tarihinde imzaladığını…’’ söylemediğini, sadece 05.04.2007 tarihinde şirkete kefil olduğunu, kefalet limitinin de 25.000,00TL oldugunu ifade ettiğini, kefalet limiti artırımını ihtiva ettiği iddia edilen ve mahkemeye davacı tarafından yalnızca fotokopisi sunulan ve tarihi okunmayan 22.06.200…. limit artırımını ihtiva eden kefalet sözleşmesinin, davacının iddialarına istinaden 22.06.2007 tarihli olduğu iddia edilen fotokopideki imzanın müvekkiline ait olduğunu beyan edildiğini, kaldı ki 05.02.2019 tarihli celsede bilirkişi raporuna itiraz dilekçesini aynen tekrar ettiklerini bildirdiklerini, 08.11.2018 tarihli itiraz dilekçesinde ise özetle 05.04.2007 tarih ve 25.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinde, asıl borçlunun kaşesi ve imzaları ile müteselsil kefillerin imza, ad ve soyadlarının kendi yazı karakterleri ile yazılıp imzalanmış iken, limit artırımını içeren 22.06.200…(tarihi okunmayan ) limit artırım belgesindeki asıl borçlunun ve müteselsil kefillerin imzalarının kendilerinin olduğunu, ancak asıl borçlunun kaşesinin olmadığı gibi, yazı karakterinin de borçluya ait olmadığını, ayrıca müteselsil kefillerin imzalarının kendilerinin olduğu halde adlarının ve limit artırımı içeren yazı ve rakamların borçluların hiçbirine ait olmadığının yapılacak olan imza, yazı ve rakam karakterlerinin incelemesinde ortaya çıkacağını, ikinci kefalet sözleşmesinin sonradan doldurulduğu ve taraf iradelerini yansıtmadığını, bu nedenle kefalet sözleşmelerinin asıllarının Mahkemenizce davacıdan celp edilerek tekrar bilirkişi incelemesinin yapılmasını isteme zaruretinin hasıl olduğunu, bu gerekçelerinden dolayı yerel mahkeme 3 nolu celsede davacı bankaya müzekkere yazılarak 05.04.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinin ve 22.06.2007 tarihli limit artırım sözleşmesinin asıllarının istenmesine karar verildiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme maddi olayların ve beyanların takdirinde yanıldığını, cevap dilekçelerinde ve duruşma tutanaklarında hiç bir şekilde yer almayan kefalet limiti artırım sözleşmesinin müvekkil tarafından 22.06.2007 tarihinde imzalandığını beyan ettigini kabul ederek, temel karar gerekçesini oluşturulduğundan bu kararın bozulması gerektiğini, ayrıca, katılamadıkları 26.04.2019 tarihli 4 nolu celsede davacı vekili ‘’Davalı … … bu iddialarını cevap dilekçesinde bildirmemiş, daha sonraki aşamalarda kefaletin yazılar kendisine ait olmadığı sadece imzasının kendisine ait olduğunu bildirerek itiraz etmiştir ve savunmasını genişletmiştir, bu husus savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kalmaktadır,’’ iddiasında bulunduğundan , mahkeme , davacının savunmanın genişletilmesi iddiasını kabul ederek ”Geçen celse 2 nolu ara kararından vazgeçilmesine,” şeklinde karar verdiğini, ”Davacı bankaya müzekkere yazılarak; 05.04.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinin ve 22.06.2007 tarihli limit artırım sözleşmesinin asıllarının istenmesi ” kararından döndüğünü, ancak 08.09.2017 tarihli 2. cevap dilekçesinin 1. maddesinde ”Davacının mahkemenize sunduğu toplam 125.000,00TL tutarlı iki adet genel kredi sözleşmesi zahiren incelendiğinde dahi 05.04.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinde asil borçlunun kaşesinin kullanıldığı, müşterek ve müteselsil kefillerinde isim ve imzalarının kendi yazı karakteri olduğu, tarihi fotokopide okunmayan ikinci genel kredi sözleşmesinde ise asıl borçlunun kaşesinin yer almadığını , müşterek ve müteselsil kefillerin ise imzalarının kendilerine ait olduğunun, ancak kendi adlarının ve kefalet miktarlarının başka bir yazı karakteri ile yazıldığının (ya da sonradan doldurulduğu) açıkça görüleceğini, bundan dolayı kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, müteselsil kefillerin iradesini yansıtmadığını, ikinci kefalet sözleşmesinin sonradan doldurulduğu yazı karakterinin incelenmesinin sonunda ortaya çıkacağını, davacının savunmanın genişletilmesi iddiasının asılsız olduğu gibi, yerel mahkemenin de davacının bu asılsız iddialarına istinaden kararından dönmesinin usul hukuku hükümlerine aykırı olduğunu, 20.11.2019 tarihli beyan dilekçelerinde bu hususları belirtmelerine rağmen yerel mahkemenin bu konuda bir karar vermediği gibi, karar gerekçesinde bu hususlara hiç değinmediğini, yine karar gerekçesinde yerel mahkeme ” Taraflar arasında genel kredi sözleşmesinin 05.04.2007 tarihinde imzalandığı ve kredi limitinin 25.000,00 TL olduğu , daha sonra imzalanan limit artırım sözleşmesi ile kredi limitinin 100.000,00 TL ye çıkarıldığı ancak bu sözleşmede tarihin tam okunmadığı 22.06.200… Olarak görüldüğü ancak limit artırım sözleşmesinin 30.000,00TL bedelli taşıt kredisinin kullandırıldığı 14.12.2007 tarihinden önce imzaladığı. …” şeklinde hüküm kurmuş ise de, davanın esasının kullandırılan taşıt kredisinin kefalet hükümleri göre tahsili olduğundan, müvekkilin 05.04.2007 tarih ve 25.0000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesindeki kefaleti, bilirkişi raporundan da görüleceği üzere toplam ödeme dava tarihinden önce 25.000.00 TL’ nin üzerinde olduğundan davanın reddi gerektiğini, yerel mahkemece ıslak imzalı olmayan, fotokopi olan ve tarihi okunmayan limit artırımlı ikinci kefalet sözleşmesini hiç bir bilgi, belge ve uzman incelemesine dayanmayan bir şekilde, ve taleplerimize rağmen kefalet sözleşmelerinin aslının mahkemeye celp edilmeden ”tarihi okunmayan 22.06.200. tarihli ikinci kefalet sözleşmesinin 14.12.2007 tarihinden önce imzalandığı” varsayılarak, hüküm kurulduğundan dolayı da bu hükmün bozulması gerektiğini, yerel mahkemenin şekil aykırılığını ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, kefalet sözleşmeleri tarihi itibari ile 818 sayılı BK’ nun 484 maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerliliği, yazılı olmasına ve kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede belirlenmiş olması koşuluna bağlı olduğu, bu nedenle limit artırımı sözleşmesinin geçerli olup tarafları bağlayacağına karar vermiş ise de, bu gerekçeye de katılmanın mümkün olmadığını, zira kefil sonradan şekle aykırılığa dayanmak amacı ile şekil eksikliğine bizzat yol açmış ise , şekle aykırılığın kefil tarafından ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması sayılabileceğini, dava konusu olayda şekle ve iradeye aykırılığı bizzat davacının oluşturduğunu, bu konuda müvekkilinin herhangi bir iradesi ve işlemi olmadığının dava dosyasının incelenmesinde açıkça ortaya çıkacağını, mahkemeye sunulan fotokopilerden görüleceği üzere her iki kefalet sözleşmesinin yukarıda izah ettikleri üzere farklı şekil ve karekterlerde olduğu, kefalet miktarının ve diğer unsurların başka bir yazı karakteri ile yazıldığı yada sonradan doldurulduğu ,müteselsil kefillerin iradesini yansıtmadığını ifade ettiklerinden bu hususların 818 sayılı BK’ nun 484 maddesi ve genel hükümleri birlikte değerlendirilmesi gerekirken karar gerekçesinde bu hususlara değilinmediği gibi açıklığa da kavuşturulmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmesi, hesap ekstreleri, hesap kat ihtarnamesi, tapu kayıtları , … İcra Müdürlüğünün 2015/784 Esas sayılı dosyası, … İcra Müdürlüğünün 2010/216 sayılı vs deliller dosya arasında mevcuttur.
… İcra Müdürlüğü’nün 2010/270 ( yenileme sonrası 2015/784 )esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; … Bankası A.Ş. tarafından … …… 60.778,46 TL asıl alacak , 40.227,11 TL işlemiş faiz , 2.011,36TL BSMV olmak üzere toplam 103.025,93TL kredilerden ve 7 adet iade edilmeyen çek yaprağı sorumluluğundan kaynaklı banka alacağının tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlulara örnek 7 ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı borçluların borcun 28.800,00TL lik kısmını kabul ettikleri ve geriye kalan tüm borca , faize ve ferilerine itiraz etmesi nedeniyle bakiye kısım yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
… İcra Müdürlüğünün 2010/216 sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından taşıt kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı , rehinli aracın icra yolu ile satıldığı ve bu satıştan kredi borcu için 20.467,26TL tahsilat yapıldığı görülmüştür.
Davacı banka …. 15.09.2008 tarihinde, davalı … …’e 15.09.2008 tarihinde ve davalı … …’e15.09.2008 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Taraflar arasında 26.11.2008 tarihinde imzalanan borç tasfiye sözleşmesinin incelenmesinde; davalı şirketin borcu yapılandırılarak toplam 40.040,00 YTL üzerinden 24 ay eşit taksitlere bölündüğü, aylık ödeme tutarının 2.402,62 YTL olarak belirlendiği, sözleşmenin 2 maddesine göre 26.11.2008 tarihi itibarıyla 7801406 hesap numarası ile kullandırılan … kredisinden kaynaklı borç tutarı 12.535YTL, 7803008 hesap numarası ile kullandırılan … kredisinden kaynaklı borç tutarı 1.285YTL ve 7801974 hesap numarası ile kullandırılan araç kredisinden kaynaklı borç tutarı 26.220YTL olarak kabul edildiği, 3. maddede bunun bir borç yapılandırılması olduğu ve sözleşmenin 5. maddesinde sözleşmenin koşullarına uyulmaması durumunda sözleşmenin 2 numaralı maddesinde belirlenen borç tutarı baz alınarak alacaklı bankanın yasal yollara müracaat edeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
31/07/2018 tarihli kök ve 09/01/2020 tarihli ek bilirkişi raporlarında özetle, borç tasfiye sözleşmesi , bu sözleşmeden sonra yapılan ödemeler, icra dosyalarına yapılan ödemeler ve genel kredi sözleşmesinin 5. maddesinde belirlenen temerrüt faiz oranları ile akdi faiz oranları dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda davalı şirketin … hesap numarası ile kullandırılan … kredisi nedeniyle bankaya 914,16TL asıl alacak , 1.018,34 TL işlemiş akdi faiz , 50.92TL BSMV , 4.910,78TL işlemiş temerrüt faizi ve 245,54TL BSMV olmak üzere toplam 7.139,74TL; … hesap numarası ile kullandırılan … kredisi nedeniyle bankaya 0 TL asıl alacak , 593,53TL işlemiş akdi faiz , 29,68TL BSMV , 139,25TL işlemiş temerrüt faizi ve 6.69TL BSMV olmak üzere toplam 796,42TL; 7801974 hesap numarası ile kullandırılan araç kredisinde davacı bankanın icra dosyasında kalan bakiye alacağını 8.332,74TL olarak belirlediği, icra takip tarihi itibarıyla bankanın taşıt kredisi nedeni ile 23.384,64TL asıl alacak, 388,78TL işlemiş akdi faiz , 19,44TL BSMV , 6.928,41TL işlemiş temerrüt faizi ve 346,43TL BSMV olmak üzere toplam 31.067,70TL alacaklı olduğu, davalıların icra dosyasında taşıt kredisi nedeni ile olan 28.800,00TL borcu kabul ettikleri, taşıt kredisine ilişkin olarak … İcra Müdürlüğünün 2010/216 sayılı dosyasında taşıt kredisi yönünden kredi borcu için 20.467,26TL tahsilat yapıldığı , 28.800,00- 20.467,26=8.332,74TL nin icra dosyasında dosya borcu olduğu, tüm bu ödemeler ve tahsilatlar dikkate alındığında dava tarihi itibarıyla davalı şirketin 2.917,38TL asıl alacak , 9.867,44TL işlemiş faiz ve 493,38TL BSMV olmak üzere toplam 13.278,20TL borçlu olduğu , icra takip dosyasında kabul edilen alacak üzerinden kalan bakiye 8.332,74TL mahsup edildiğinde bankanın taşıt kredisi yönünden 4.945,46TL alacağının olduğu bildirilmiştir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında genel kredi sözleşmesinin 05.04.20007 tarihinde imzalandığı ve kredi limitinin 25.000,00TL olduğu , daha sonra imzalanan limit arttırım sözleşmesi ile kredi limitinin 100.000,00TL ye çıkarıldığı, davalıların genel kredi sözleşmesi limit arttırılması başlığı taşıyan sözleşmedeki imzalara itirazlarının bulunmadığı ve davalı … ‘in 05.02.2019 tarihli celsede alınan beyanında limit arttırım sözleşmesinin 22.06.2007 tarihinde imzalandığını ve sözleşmedeki imzaların kendisine ve diğer kefiller ile şirket müdürüne ait olduğunu beyan ettiği, ancak yazıların kendilerine ait olmadığını ve sözleşmede şirket kaşesinin bulunmaması nedeni ile bu sözleşmenin geçersiz olduğun ileri sürdüğü, kefalet ve limit arttırım sözleşmesinin düzenlendiği tarihi olan 22.06.2007 yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 484. maddesi uyarınca geçerli olduğu, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalılara gönderilen ihtarnamenin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davalı şirketin davacı bankaya 26/11/2008 tarihli borç tasfiye protokolünden önceki durum dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda .. hesap numarası ile kullandırılan … kredisi nedeniyle bankaya 914,16TL asıl alacak , 1.018,34 TL işlemiş akdi faiz , 50.92TL BSMV , 4.910,78TL işlemiş temerrüt faizi ve 245,54TL BSMV olmak üzere toplam 7.139,74TL , … hesap numarası ile kullandırılan … kredisi nedeniyle bankaya 0 TL asıl alacak , 593,53TL işlemiş akdi faiz , 29,68TL BSMV , 139,25TL işlemiş temerrüt faizi ve 6.69TL BSMV olmak üzere toplam 796,42TL ve …. hesap numarası ile kullandırılan araç kredisi nedeniyle 2.917,38 asıl alacak , 1.534,70TL işlemiş faiz ve 493,38TL BSMV olmak üzere toplam 4.945,46TL borçlu olduğu, borç miktarının 26/11/2008 tarihli protokolden önceki durum dikkate alınarak hesaplanmış olması ve söz konusu protokolde davalıların isim ve imzalarının bulunması, imza inkarının olmaması, bilirkişi raporu tarafından hesaplanan borç miktarının davalı … …… inkar etmediği 05/04/2007 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefalet limiti olan 25.000 TL’nin altında olması karşısında ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı … … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı … … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 219,90TL harcın mahsubu ile fazla alınan 40,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalı … …’a iadesine,
3-Yargılama giderlerinin yatıran taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 22/06/2023

…..
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.