Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/911 E. 2023/723 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/911 Esas 2023/723 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/911
KARAR NO : 2023/723

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2021
NUMARASI : 2020/371 Esas 2021/134 Karar
DAVACI
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/06/2023
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket hakkında açılan konkordato davası nedeniyle konkordato projesinin tasdiki ile tasdik projesi kapsamında kalan borçların 48 ay eşit taksit halinde ödenmesine karar verildiğini, alacak bildirim dilekçesi ile borçlu firmadan 17/05/2019 tarihi itibarıyla faiz ve fer’ileri hariç 741.390,81 TL nakit alacak (dosya kapama harç tutarları hariç) ile çek yapraklarından kaynaklanan 20.180,00 TL gayri nakit alacak bildirildiğini, banka lehine 200.000,00 TL limitli ipotek bulunduğunu, mahkeme tarafından nisap için kabul edilen alacak miktarının üzerinde davalıdan alacaklı olduklarını belirterek çekişmeye konu olan nakit 176.067,93 TL alacağın, bu tutara hesap kat tarihi olan 27/03/2019 tarihinden başlamak üzere eth ve bus alacak kısmı için yıllık %33, diğer alacak kısmı için %46,80 temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, çekişmeye konu olan güncel gayrinakdi 20.765,00 TL alacağın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; konkordato projesinin tasdiki kararında yasaya aykırılık bulunmadığını, açılan davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin konkordato projesinde kabul edilenden daha fazla borcu bulunmadığını, davacının yasal hükümlere ve sözleşmeye aykırı olarak daha fazla alacağı varmış gibi gösterdiğini, 27/03/2019 tarihine kadar işletilen faizin konkondato hükümlerine aykırı bulunduğunu, faiz, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin konkordato hükümlerine göre müvekkilinden talep edilemeyeceğini, işletilen faizlerin hangi faize ilişkin olduğunun belirtilmediğini, faiz işletilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ipotek miktarı borç miktarının altında olduğundan ipotek bedelini aşan kısım için faizin durduğunu, bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, konkondato sürecinde asıl olanın kesin mühlet olup, geçici mühletin sadece konkordato ön projesinin uygulanabilir olup olmadığının tespitiyle sınırlı, kesin mühlet öncesi bir tedbir dönemi olduğu, İİK’nun 288/1. maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı düzenlenmiş ise de, niteliği ve kapsamıyla örtüştüğü ölçüde geçici mühletin kesin mühlet sonuçlarını doğurduğu, İİK’nun 294/3. maddesinde yer alan konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühletten itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesinin duracağına ilişkin düzenlemenin geçici mühlet süresi için uygulanmasının mümkün olmadığı, geçici mühlet süresi içerisinde rehinle temin edilmemiş alacak için dahi faiz işleyeceği, yargılama aşamasında alınan denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre kesin mühlet karar tarihi olan 27/03/2019 itibariyla davacı bankanın davalı kredi müşterisinden tamamı asıl alacaktan oluşmak üzere 648.809,67 TL nakdi, 17.565,00 TL gayrinakdi (çek taahhüt) olmak üzere toplam 666.374,67 TL alacaklı olduğu belirtilmiş ise de, davacı bankanın ibraz edilmeyen çekler nedeniyle gayri nakdi alacak talep edilemeyeceği dikkate alındığında, davacı bankanın 648.809,67 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, kabul edilen alacak miktarının 565.322,88 TL olduğu gözetildiğinde, kabul edilen alacak miktarı olan 565.322,88 TL dışında davacı bankanın ayrıca talep edebileceği alacak miktarının kesin mühlet karar tarihi olan 27/03/2019 itibarıyla 83.486,79 TL olduğu, konkordato sürecinde çekişmeli hale gelen ve dava konusu yapılan 196.247,93 TL tutarındaki alacağın 83.486,79 TL’lik kısmının kesin mühlet karar tarihi olan 27/03/2019 itibariyle mevcut olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/03/2020 tarih ve 2018/940 Esas 2020/196 Karar sayılı dosyasında kabul edilen 565.322,88 TL dışında 83.486,79 TL banka alacağının olduğunun tespiti ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/03/2020 tarih ve 2018/940 Esas 2020/196 Karar sayılı dosyasında tasdik edilen proje kapsamında ilk taksit 27/09/2020 tarihinden başlamak üzere 48 ayda eşit taksitler halinde davalı tarafından davacı bankaya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin konkordato projesinde kabul edilenden daha fazla borcu bulunmadığını, 27/03/2019 tarihine kadar işletilen faizin konkordato hükümlerine aykırı olduğunu, faiz, masraflar ve vekalet ücreti taleplerinin konkordato hükümlerine göre müvekkilinden talep edilmemesi gerektiğini, davacının ipotek ile borcunun güvence altına alındığını, işletilen faizlerin hangi faize ilişkin olduğunun belirtilmediğini, genel ifadeyle faiz ibaresi kullanıldığı gibi faizin işletilmesinin yasalara aykırılık teşkil ettiğini, her ne kadar ipotekten bahsedilse de ipotek meblağının borç miktarının altında olduğundan ipotek bedelini aşan kısım için faizin durduğunu, ipoteğin üst sınır ipoteği olduğundan başkaca faiz, masraf, vekalet ücreti gibi alacak kalemlerinin ipotekle temin edileceği gibi bir durumun söz konusu olmayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklarının eksik hesaplandığını, çekişmeli hale gelen alacağın şimdilik nakit 176.067,93 TL ve gayrinakit 20.765,00 TL olduğunu, mahkemece gayrinakit alacaklarının kabul edilmediğini, müvekkiline ibraz edilmeyen 11 adet çek için toplam 20.180,00 TL depo bedeli talep edildiğini, bu çeklerden hesap kat tarihinden sonra herhangi bir çekin ibraz edilmesi ve asgari tutarın ödenmesi halinde hesap kat tarihinde gayrinakit alacak olarak talep edilen miktarın alacak bildiriminde nakdi alacağa çevirme hakları bulunduğundan ibraz edilen çekler için ödenen asgari tutarın nakdi alacaklar içerisinde değerlendirilmesi ve bu alacak kalemleri içerisinde hesaplanması gerektiğini, İflas Hukukunda dahi şarta bağlı alacakların iflas masasına kaydedilebildiğini, müvekkilinin alacağının reddedilmesinin hukuki gerekçeden yoksun olduğunu, müvekkilinin her zaman gayrinakit kredilerin nakde dönme/tazmin olma riski ile karşı karşıya olup alacağın reddedilmesinin hukuka aykırı bulunduğunu, güncel gayrinakit alacağın 20.765,00 TL olduğunu, mahkeme tarafından bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, esnek ticari kredi alacakları için bilirkişi raporunda yapılan hesaplama ile talep arasındaki farkın anapara borç bakiyesinin eksik hesaplanmasından ve faiz oranının %21,60 uygulanmasından kaynaklandığını, kredi kartları için yapılan hesaplamada kesin mühlet tarihinin hesap kesim tarihi ile son ödeme tarihi arasında olması halinde faiz işletilmediğini, cari kredi için 584,61 TL anapara borç bakiyesinin risk miktarına dahil edilmediğini, diğer bir cari kredi için 435,88 TL anapara borç bakiyesinin risk miktarına dahil edilmediğini, dolayısıyla cari krediler için anapara borç bakiyesinin hesaplamaya dahil edilmemesiyle toplam borç miktarının eksik hesaplandığını, müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınan çek garanti bedelleri toplamının 4.271,75 TL olduğunu, ancak raporda 4.206,12 TL olarak hesaplandığını, davalı firmaya gönderilen hesap kat ihtarnamesine ait masrafların alacağa dahil edilmediğini, eksik inceleme sonucunda hazırlanan bilirkişi raporuna dayanak yapılarak verilen kararın müvekkilini zarara uğratacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; alacağın eksik kaydedilmesi ile tasdik edilen konkordato nedeniyle eksik kaydedilen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, ipotek resmi senet sureti, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/940 Esas 2020/196 Karar sayılı karar ile 19/02/2020 tarihli ara karar sureti, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 12/02/2021 tarihli rapor, davacı tarafından davalı şirketin konkordato komiserler kuruluna yaptığı 20/05/2019 tarihli alacak bildirimi, noterlik makbuzu, davalı şirket alacaklılarına dair değerlendirme formu, ödeme planı, davalı şirket hesap ekstreleri, kredi kartı hesap özetleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/940 Esas sayılı dosyasında 19/02/2020 tarihli ara karar ile alacaklı (davacı) bankanın konkordato komiserler kuruluna 761.570,81 TL üzerinden alacak bildiriminde bulunduğu, alacağın 196.247,93 TL’lik kısmının reddedildiği, 565.322,88 TL’lik kısmının kabul edildiği, alacağın varlığı ve muacceliyetinin yargılamayı gerektirdiği, İİK’nun 302/b maddesi gereğince maddi hukuk anlamında kesin hüküm sonuçlarını doğurmaması şartıyla alacaklı (davacı) banka talebinin reddine karar verilmiştir.
Anılan mahkemece davalı şirket hakkında 28/12/2018 tarihinde geçici mühlet, 27/03/2019 tarihinde ise kesin mühlet kararı verilmiştir.
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/03/2020 tarih 2018/940 Esas 2020/196 Karar sayılı dosyasında, davacı … … Ltd. Şti. (tür değişikliğinden önce) tarafından hasımsız olarak açılan konkordato talebine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda davacının konkordato projesinin tasdiki talebinin kabulüne, konkordato tasdik projesi kapsamında kalan tüm borçlarını 27/09/2020 tarihinden itibaren başlamak üzere 48 ayda eşit taksitler halinde revize projede gösterilen şekilde alacaklılar arasında eşitliği bozmayacak şekilde aşağıda belirtilen miktarda ödenmesine, diğer alacakların yanı sıra davacının 565.322,88 TL alacağının 48 ay taksitle ödenmesinin yer aldığı ödeme tablosuna göre konkordatoya dahil 19.890.755,70 TL’nin alacaklılar tarafından kabul edilen konkordato ödeme teklifi kapsamında konkordatonun tasdikinden itibaren 6 ay ödemesiz, 48 ay taksitle eşit tutarlarda ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı ile davalı arasında 11/06/2018 tarihli, 1.500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı tarafından kredi hesabı kat edilerek davalı ve dava dışı diğer borçlulara 27/03/2019 tarihli hesap kat ihtarnamesi gönderilerek toplam 653.035,76 TL nakit alacağın 24 saat içinde ödenmesi, 23.380,00 TL gayri nakit alacağın 24 saat içinde depo edilmesi talep edilmiştir. Anılan hesap kat ihtarnamesi davalıya 04/04/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Dava dışı …’ın taşınmazı üzerinde davalı şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davacı banka lehine 26/06/2014 tarihinde 200.000,00 TL limitli ikinci derecede üst sınır ipoteği tesis edildiği görülmüştür.
Davacı tarafından davalı şirket konkordato komiserler kuruluna 20/05/2019 tarihinde alacak bildirimi yapılmış, yapılan bildirimde 17/05/2019 tarihi itibarıyla davalı şirketten 741.390,81 TL nakit, 20.180,00 TL gayri nakit risk alacağı bulunduğu, 200.000,00 TL limitli ipotek tesis edildiği, KGF kefalet teminatları bulunduğu belirtilerek kredi alacaklarının kaydının yapılması talep edilmiştir.
Davalı şirket alacaklılarına dair 30/01/2020 tarihli değerlendirme formunda alacaklı bankanın 741.390,81 TL nakit, 20.180,00 TL gayri nakit risk alacağı bildirdiği, borçlu şirket tarafından davacı bankaya ana para borcunun 565.322,88 TL olduğunun beyan edildiği, belirtilen rakamların 28/12/2018 tarihli bilançoyla uyumsuz olduğu, bilançoda alacağın 709.940,09 TL olarak yer aldığı belirtildikten sonra kabul edilen alacak miktarı 565.322,88 TL olarak belirtilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan ve banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda, kesin mühlet karar tarihi olan 27/03/2019 tarihi itibarıyla davacının davalıdan tamamı asıl alacaktan oluşmak üzere 648.809,67 TL nakit, 17.565,00 TL gayri nakit olmak üzere toplam 666.374,67 TL alacaklı olduğu, mahkemece kabul edilen 565.322,88 TL dışında kesin mühlet tarihi itibarıyla davacının davalıdan 101.051,79 TL alacağı bulunduğu, kesin mühlet karar tarihinden itibaren faiz işletilmediği tespit edilmiştir.
Davacı yan taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında davalıdan alacaklı olduğunu, davalının konkordato tasdik kararında alacağının eksik olarak yer aldığını iddia etmiş, davalı yan ise konkordato tasdik kararında yer alan borç dışında davacıya başka bir borcun bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, kredinin ödenmediği iddiasıyla davacının kredi hesabını kat ettiği, davalının konkordato tasdik kararında 565.322,88 TL alacağının yer aldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının genel kredi sözleşmesi kapsamında konkordato tasdik kararında yer alan alacak dışında davalıdan başka bir alacağı bulunup bulunmadığı, çekişmeli alacak var ise miktarı, davacının çekişmeli alacağı var ise bu alacağına faiz işletilip işletilemeyeceği, faiz işletilebilecek ise hangi tarihe kadar faiz işletilebileceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, açılan dava, çekişmeli alacaklar hakkında dava başlıklı İİK’nun 308/b maddesi kapsamında alacağı itiraza uğramış olan davacı alacaklı tarafından açılan dava niteliğindedir. Davacı yan, dava dilekçesinde konkordato tasdik kararında yer alan alacak dışında başka alacağı bulunduğunu ileri sürerek işbu alacak davasını açmıştır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle hazırlanmış, raporda davalı şirketin 27/03/2019 kesin mühlet karar tarihine kadar faiz işletilmiş ise de, anılan tarihten sonra faiz işletilmemiştir. Anılan raporda işlemiş faiz hesabında uygulanan faiz oranı, tespit edilen asıl alacak miktarları banka kayıtlarıyla tespit edilmiştir.
Burada tartışılması gereken husus, hakkında konkordato tasdik kararı verilen davalı şirketten alacaklı olan davacı bankanın asıl alacağını kesin mühlet karar tarihine kadar mı yoksa geçici mühlet karar tarihine kadar mı faiz işletileceğidir.
15/03/2018 tarih ve 30361 sayılı Resmi Gazetede, 28/02/2018 kabul tarihli 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile birlikte İİK’nun 287. maddesinde yapılan değişiklik ile geçici mühlet imkanı getirilmiştir. Nitekim davalı şirket hakkında da Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/940 Esas sayılı dosyasında 28/12/2018 tarihinde geçici mühlet kararı verilmiştir.
İİK’nun 288. maddesinde belirtildiği üzere geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğurur. Bu durumda kesin mühletin sonuçlarının düzenlendiği İİK’nun 294 vd. maddelerinin geçici mühlet için de uygulanması gerekir. Buna göre, İİK’nun 294/3. maddesi uyarınca konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühletten itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi duracağından geçici mühletten itibaren de rehinle temin edilmemiş her türlü alacak için faiz işlemesi duracaktır.
Hal böyle olunca, mahkemece İİK’nun 288. maddesinde yer alan geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağına ilişkin düzenlemenin ancak amacı, niteliği ve kapsamı ile örtüştüğü ölçüde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, bu bağlamda geçici mühlet süresi içerisinde rehinle temin edilmemiş alacak için dahi faiz işleyeceğinin kabulü İİK’nun 288. maddesine aykırılık teşkil edeceğinden mahkemenin bu kabulü usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda kesin mühlet tarihine kadar faiz hesabı yapılmış ise de, geçici mühlet tarihine kadar faiz hesabı yapılması gerektiği, geçici mühlet tarihi olan 28/12/2018 tarihinden itibaren davacı alacağına faiz işletilemeyeceği, yapılacak hesaplamanın teknik incelemeyi gerektirmediği, basit nitelikte hesaplamayı içerdiğinden istinaf aşamasında yeniden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmeyerek bu hesaplama, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporundaki asıl alacak miktarları ve tespit edilen risk tarihleri de gözetilmek suretiyle Dairemizce yapılmıştır. Buna göre;
*Bilirkişi raporu ile tespit edilen alacak kalemlerinin risk tespit tarihleri ile risk miktarları şu şekildedir;
Risk Miktarı Risk Tespit Tarihi
-280 7V024064 No’lu Taksitli Ticari Kredi : 30.703,76 TL 27/03/2019
-290 81024065 No’lu Taksitli Ticari Kredi : 51.746,25 TL 27/03/2019
-290 81024066 No’lu Taksitli Ticari Kredi : 469.586,55 TL 27/03/2019
-24619361 No’lu Esnek Ticari Hesap Kredisi : 50.000,00 TL 24/12/2018
-4553 59** *“** 8457 No’lu Ticari Kredi Kartı : 14.201,77 TL 25/03/2019
-4553 59* **** 0156 No’lu Ticari Kredi Kartı : 2.304,00 TL 14/03/2019
-225196635060 No’lu Borçlu Cari Hesap Kredisi : 13.263,32 TL 27/03/2019
-224861326455 No’lu Borçlu Cari Hesap Kredisi : 9.888,81 TL 27/03/2019
-4103684 ve 4103685 No’lu Çek Kredileri : 4.060,00 TL 06/03/2019

*28/12/2018 geçici mühlet karar tarihi itibarıyla nakit kredilerden kaynaklanan alacak miktarı yukarıda tabloda yer alan risk tespit tarihleri gözetilerek geçici mühlet karar tarihinden önce risk tespit tarihi olan alacak kalemleri yönünden 28/12/2018 geçici mühlet karar tarihine kadar faiz işletilmek, geçici mühlet karar tarihinden sonra risk tespit tarihi olan alacak kalemleri yönünden ise faiz işletilmemek suretiyle alacak miktarı aşağıdaki şekilde hesaplanmıştır:
-24619361 No’lu Esnek Ticari Hesap Kredisi : 50.093,19 TL (kredi risk tespit tarihi 24/12/2018 itibarıyla tespit edilen 50.000,00 TL alacağa geçici mühlet karar tarihi olan 28/12/2018 tarihine kadar banka kayıtlarında tespit edilen %21,60 oranında akdi faiz işletilerek BSMV oranı ilave edilmek suretiyle geçici mühlet karar tarihi itibarıyla alacak miktarı hesaplanmıştır. Buna göre 50.000,00 TL x %21,60 / 365 x 3 gün = 88,76 TL işlemiş akdi faiz, 88,76 TL x %5 = 4,43 TL BSMV hesaplanmış olup, geçici mühlet tarihi itibarıyla anılan kalem yönünden toplam asıl alacak miktarı 50.000,00 TL + 88,76 TL işlemiş akdi faiz + 4,43 TL BSMV = 50.093,19 TL’dir. )

-280 7V024064 No’lu Taksitli Ticari Kredi : 30.703,76 TL (risk tespit tarihi geçici mühlet tarihinden sonra olup, faiz hesabı yapılmamıştır.)
-290 81024065 No’lu Taksitli Ticari Kredi : 51.746,25 TL (risk tespit tarihi geçici mühlet tarihinden sonra olup, faiz hesabı yapılmamıştır.)
-290 81024066 No’lu Taksitli Ticari Kredi : 469.586,55 TL (risk tespit tarihi geçici mühlet tarihinden sonra olup, faiz hesabı yapılmamıştır.)
-4553 59** *“** 8457 No’lu Ticari Kredi Kartı : 14.201,77 TL (risk tespit tarihi geçici mühlet tarihinden sonra olup, faiz hesabı yapılmamıştır.)
-4553 59* **** 0156 No’lu Ticari Kredi Kartı : 2.304,00 TL (risk tespit tarihi geçici mühlet tarihinden sonra olup, faiz hesabı yapılmamıştır.)
-225196635060 No’lu Borçlu Cari Hesap Kredisi : 13.263,32 TL (risk tespit tarihi geçici mühlet tarihinden sonra olup, faiz hesabı yapılmamıştır.)
-224861326455 No’lu Borçlu Cari Hesap Kredisi : 9.888,81 TL (risk tespit tarihi geçici mühlet tarihinden sonra olup, faiz hesabı yapılmamıştır.)
-4103684 ve 4103685 No’lu Çek Kredileri : 4.060,00 TL (risk tespit tarihi geçici mühlet tarihinden sonra olup, faiz hesabı yapılmamıştır.) olmak üzere davacının davalıdan toplam 645.847,65 TL asıl alacağı bulunmaktadır.
Konkordato tasdik projesinde yer alan 565.322,88 TL davacı alacağı yapılan hesaplama ile tespit edilen 645.847,65 TL alacaktan mahsup edildiğinde davacının 80.524,77 TL alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, alacak kalemleri yönünden kesin mühlet tarihine kadar faiz işletilmek suretiyle alacak hesabı yapan bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak Dairemizce yapılan yukarıdaki hesaplama esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, davacının Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/03/2020 tarih ve 2018/940 Esas 2020/196 Karar sayılı dosyasında kabul edilen 565.322,88 TL dışında 80.524,77 TL banka alacağının olduğunun tespiti ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/03/2020 tarih ve 2018/940 Esas 2020/196 Karar sayılı dosyasında tasdik edilen proje kapsamında ilk taksit 27/09/2020 tarihinden başlamak üzere 48 ayda eşit taksitler halinde davalı tarafından davacı bankaya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde, hesap kat tarihi ile kesin mühlet karar tarihi aynı tarih olup, 27/03/2019’dur. Noter makbuzu da kesin mühlet karar tarihinden sonra, 02/04/2019 tarihli olarak düzenlenmiştir. Bu durumda kesin mühlet karar tarihinden sonra doğan alacak niteliğinde olan noter makbuzundan kaynaklanan alacağın davacının konkordato tasdik kararı verilen davalı şirketten olan alacağının hesaplanmasında hesaba dahil edilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Kredi hesabının kat edilmesi üzerine davalıya gönderilen hesap kat ihtarnamesinde gayri nakit alacağın bulunduğu belirtilmiş, davacı tarafından davalı şirket konkordato komiserler kuruluna davalı şirketten gayri nakit risk alacağı bulunduğunu bildirmiş, işbu davada da nakit alacağının yanı sıra tasdik edilen konkordato nedeniyle kaydedilmeyen gayri nakit alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Yargılama aşamasında banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda alınan bilirkişi raporunda gayri nakdi riskin 19/01/2021 tarihi itibarıyla tespit edildiği, geriye dönük olarak ve kesin mühlet karar tarihi itibarıyla gayri nakdi riskin tespitinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Bu durumda mahkemece alınan bilirkişi raporuyla geriye dönük olarak ve kesin mühlet karar tarihi itibarıyla gayri nakdi riskin tespitinin mümkün olmadığının tespit edildiği, davacı bankanın banka kayıtlarıyla anılan tarih itibarıyla alacağının varlığını usulüne uygun delillerle ispatladığının kabul edilemeyeceği, davacının gayri nakit alacak talep edemeyeceği gözetilerek gayri nakit alacak yönünden açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Kaldı ki, davacı tarafından dava dilekçesinde gayri nakit alacak yönünden de tahsil talep edilmiş ise de, gayri nakit alacağın tahsili değil ancak davacı tarafından depo edilmesi talep edilebileceği hususunun burada belirtilmesi gerekmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ana para borç bakiyeleri banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu tespit edildiği gibi, faiz oranları da banka kayıtları üzerinde yapılan incelemeyle tespit edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında isabet görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine, davanın kısmen kabulüne, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2021 tarih ve 2020/371 Esas 2021/134 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davacının Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/03/2020 tarih ve 2018/940 Esas 2020/196 Karar sayılı dosyasında kabul edilen 565.322,88 TL dışında 80.524,77 TL banka alacağı bulunduğunun tespiti ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/03/2020 tarih ve 2018/940 Esas 2020/196 Karar sayılı dosyasında tasdik edilen proje kapsamında ilk taksit 27/09/2020 tarihinden başlamak üzere 48 ayda eşit taksitler halinde davalı tarafından davacı bankaya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gereken 5.500,64 karar ve ilam harcından peşin alınan 3.361,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.139,22 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 3.361,42 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı ve 7,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.423,62 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir edilen 12.883,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen nakdi alacak yönünden hesap ve takdir olunan hesaplanan 15.286,91 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen gayri nakdi alacak yönünden hesap ve takdir olunan hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından sarf edilen 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 48,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.048,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 428,94 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Arabuluculuk Kanununun 18/A(13). maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve reddi oranı gözetilerek hesaplanan 540,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 780,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Bakiye gider avansının HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,

D)1-Davalı tarafından istinaf karar harcı olarak yatırılan 1.425,74 TL nispi istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yargılama gideri olarak yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında posta gideri olarak yapılan 48,50 TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranı gözetilerek 28,66 TL’sinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 17/05/2023

Başkan Üye – Üye Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.