Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/909 E. 2021/905 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2020
NUMARASI :…
DAVA : Menfi Tespit (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2018

KARAR TARİHİ : 30/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2021

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı asıl borçlu ile davalı arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde kefil olduğunu, borç ödenerek sözleşmenin sona erdiğini, davalı tarafından ise kredi alacağının tahsili için 8 ayrı icra takibi başlatıldığını, icra takibine dayanak sözleşmelerde müvekkilinin imzasının bulunmadığını belirterek müvekkilinin icra takipleri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkilinden tahsil edilen 1.000,00 TL’nin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kredi sözleşmesindeki kefaletin sözleşme kapsamında kullandırılan kredilere ilişkin doğmuş ve doğacak riskleri kapsadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tarafların 06/02/2020 tarihli duruşmada davayı takip etmedikleri, dosyanın işlemden kaldırıldığı, yasal 3 aylık sürede yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyanın 07/02/2020 tarihli yenileme dilekçeleri üzerine yenilendiğini, yeni duruşma gününün 21/05/2020 tarihine verildiğini, anılan tarihte duruşmanın Covid-19 tedbirleri kapsamında ertelendiğini, duruşma tarihinin 24/09/2020 olarak belirlendiğini, mahkemece duruşma günü beklenmeksizin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili maddi hata dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun süresi içerisinde yapılmaması nedeniyle esasa ilişkin incelemenin yapılmaması gerektiğini, HMK’nun 346.maddesi gözetilerek istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, istinaf dilekçesine ilişkin istinaf başvuru ve karar harcı ile istinaf giderinin dosyaya yatırılmadığını, bu nedenle HMK’nun 344. maddesi uyarınca başvurunun yapılmamış sayılması gerektiğini belirterek maddi hata dilekçeleri doğrultusunda istinaf dilekçesinin reddine, başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı yan davalının genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren yasal süre içerisinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazları üzerine, Dairemizin 11/02/2021 tarih …. Karar sayılı kararıyla mahkemece dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten sonra yasal süre içerisinde yenilendiği, yenileme tarihinden sonra dosyanın işlemden kaldırılmadığı, yapılan duruşma kapsamında atılı duruşma günü beklenerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken işlemden kaldırıldıktan sonra yenilenen davada davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.
Anılan karara karşı davalı vekili maddi hata dilekçesi ibraz etmiştir.
Dairemiz kararı üzerine dosya ilk derece mahkemesinin ….esas sırasına kaydedilmek suretiyle yargılamaya yeniden başlanılmış olup, 29/04/2021 tarihli celsede davalı vekilinin maddi hata yönünden istinaf dairesine yapacağı başvuru sonucunun beklenilmesine karar verilerek duruşmanın 23/09/2021 gününe bırakılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin maddi hataya yönelik talebinin davacı vekiline tebliği üzerine davacı vekili eşinin rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi görmekte iken eşine refakat ettiği, 13/10/2020 tarihinde kaldırıldığı hastanede 15/10/2020 tarihinde vefat ettiğini, bu süreç içerisinde UETTS adresine tebliğ edilen kararı açamadığını, başvuruyu 18/10/2020 tarihinde yaptığını belirterek 15/10/2020 ölüm tarihini içerir ölüm belgesini dilekçesi ekine eklemiştir.
Hukukumuzda kanun yolları ile tavzih ve tashih dışında hükmün değiştirilmesini mümkün kılan düzenleme bulunmamaktadır. Yargıtay kararlarında “maddi yanılgı kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.” denilmek suretiyle tanımlanmıştır. Ancak maddi hata denetimi adı altında, hükmü esas yönünden değiştirecek şekilde kanun yolu denetimi yapılmasının yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Salt doğru karar vermek adına usul kuralları dışına çıkılması mümkün değildir. Yapılan yargılama ve/veya kanun yolu denetimi sonucu verilen, kesinleşen ve hatta infaz edilen bir kararın sonradan değiştirilmesi de hatalı karar verilmesi kadar adalete olan güveni sarsacaktır. Şekli anlamda kesin olan hükmün maddi hata niteliğinde olmayan hususlar yüzünden tekrar kanun yolu denetimine tabi tutulması ve değiştirilmesi usul kurallarına aykırıdır (Emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/11/2018 tarih ve…. Karar sayılı ilamı).
Bu durumda davacı vekilinin maddi hata dilekçesine yönelik verdiği cevap dilekçesi, ölüm belgesi, kararda açık maddi hata bulunmadığı gözetilerek davalı vekilinin maddi hata dilekçesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin maddi hataya dayalı Dairemizin 11/02/2021 tarihli kararının kaldırılması isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin Dairemizin 11/02/2021 tarihli ve …. Karar sayılı kararının kaldırılması isteminin REDDİNE,
2-Davalı tarafından maddi hata dilekçesi nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 30/06/2021

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.