Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/883 E. 2023/428 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/883 Esas 2023/428 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/883
KARAR NO : 2023/428

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2021
NUMARASI : 2017/738 Esas 2021/50 Karar
DAVACI : … – T.C.:…- …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – T.C.:… – …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/11/2017
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 18.11.2013 tarihinde ….Ltd Şti’nin ortaklığının giderilmesi ve tasfiyesine ilişkin protokol imzalandığını, müvekkilinin protokolün tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenleyen 3/B-a maddesindeki hisse devri yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalının ise ödemekle yükümlü olduğu 1.800.000,00 TL’nin ilk 4 taksitini ödemek dışında yükümlülüğünü yerine getirmediğini, Ankara 44. Noterliğinin 16.04.2015 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile temerrüte düştüğünü, ihtilafın halli için hakem Av. …’e hakemlik görevini yerine getirmesi için Ankara 35. Noterliğinin 03.11.2016 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, bu ihtarnameye rağmen hakem …’in protokolün 6. maddesine göre 3 aylık süre içerisinde herhangi bir işlem yapmadığını, müvekkili tarafından Ankara 35. Noterliğinin 03.11.2016 tarihli ve… yevmiye nolu ihtarname ile davalıya, hakem …’in halen avukatı olması nedeniyle bu hukuka aykırılık giderilmesi için muvafakat edilmesi, aksi halde adli yargı yoluna başvurulacağının bildirildiğini, davalının bu ihtarnameye cevap vermediğini, tahkim şartının geçersiz hale geldiğini, davalı borçlu hakkında Ankara 7. İcra Dairesinin 2017/12501 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davaya konu uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiğini, tahkim ilk itirazında bulunduklarını, davacının hakeme başvuru şartını yerine getirmediğini, hakem tayin edilen …’in davacının vekili olmasının hakemliğine engel olmadığını, müvekkilinin, davacının davalı şirketteki tüm hisselerini Ankara 44. Noterliğinin 18.11.2013 tarihli ve … yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi kapsamında devraldığını, hisse devir bedeli olarak kararlaştırılan 125.000,00 TL’nin müvekkili tarafından davacıya nakden ve tamamen ödendiğini, 18.11.2013 tarihli adi yazılı protokole dayanılarak hak talep edilmesini kabul etmediklerini, müvekkilinin hem noter senedinin hem de protokolün gereğini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, 18.11.2013 tarihli protokolün 13.A.a maddesinde, toplam devir bedelinin 1.800.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, protokolün 3.A.d maddesi gereği, …’de bulunan taşınmazın konut kredisi bedeli olan 147.348,00 TL bedelin toplam bedelden mahsup edildiğini, kalan 1.652.651,00 TL’lik ödemenin 720.000,00 TL ve 215.652,00 TL şeklinde iki taksit halinde ödeneceğini, 720.000,00 TL’lik ilk taksitin 15.12.2014 tarihinden itibaren 12 eşit taksitte, 212.652,00 TL’lik ikinci taksitin 15.12.2015 tarihinden itibaren 5 eşit taksitte ödeneceğini, müvekkilinin kararlaştırılan taksit tarihleri ve bedellere göre 29 adet senet düzenleyerek davacıya teslim edeceğini, müvekkilinin bu senetleri düzenleyerek davacıya teslim ettiğini, davacının da dava dilekçesinde ilk 4 taksitin ödendiğini ikrar ettiğini, müvekkilinin ilk 5 senedi banka kanalıyla davacıya ödediğini, diğer senetlerin de ödendiğini, davacının ödenmediğini iddia ettiği kambiyo senetlerini sunmasının zorunlu olduğunu, zira borcun kambiyo senedine bağlandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 18.11.2013 tarihli protokolde, hisse devir bedeli karşılığı olmak üzere davacıya 1.800.000,00 TL ödeneceği, konut kredisi bedeli mahsup edildikten sonra kalan 1.652.651,00 TL için 29 adet senet düzenlenerek verileceğinin kararlaştırıldığı, icra takibinin ödenmeyen taksitler/senetler nedeniyle kaynaklanan borç için başlatıldığı, ilk 4 senet bedeli 240.000,00 TL’nin davacının banka hesabına, 5 ve 6 nolu senetlerin davacı tarafından ciro edilerek …’e verildiği ve … tarafından tahsil için bankaya ibraz edildiği, kural olarak ödeme yükümlüsünün bu hususu kanıtlaması gerekmesine rağmen davaya dayanak protokolde ödemelerin 29 adet senet ile taksitler halinde yapılacağının kararlaştırıldığı ve davalı tarafından ilk 6 adet senedin teslim edildiğinin yazılı belge ile kanıtlandığı, protokolde 29 adet senet ile ödeme yapılacağının kararlaştırılmış olması ve 6 adet senedin teslim edildiğinin kanıtlanması karşısında, senetlerin tamamının teslim alınmadığının iddia edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ispat yükünün davacıda bulunduğu, davacı tarafın ödenmediğini iddia ettiği senetleri ibraz etmesi gerektiği, ancak ibraz edemediği ve alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Borcun ödediğini iddia eden kişinin sadece ödeme def’inde bulunabileceğini, başka savunmaya gerek duymayacağını, ancak yargılama sırasında davalının önce tahkim şartının yerine getirilmemesini iddia ettiğini, ardından 18/11/2013 tarihli protokolün geçersiz olduğunu savunduğunu, en sonunda ise cevap ve ek dilekçelerinde bono bedellerinin de ödendiğini savunmak suretiyle çelişkiye düştüğünü, davalının bağlayıcı beyanına göre senetlerin 29 adet eşit taksite bölünmüş olduğunu ve sözde yırtılmış halde daha sonra mahkemeye dosyasına sunulmuş olan fotokopilerden de anlaşılacağı üzere senetlerin eşit taksite bölünmüş olmadığı hususunun mahkemece dikkate alınmadığını, taraflar arasındaki 18/11/2013 tarihli Protokolü reddeden davalının daha sonra geçersiz olduğunu söylediği protokole göre ve vadesinden önce ödeme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı tarafın savunmasının aksine ilk beş değil ilk dört senedin banka aracılığıyla ödendiğini, 5.taksitin bile ödenmediği dosya kapsamıyla sabit iken davalının bütün bonoların teslim edilmiş sayılacağına dair karinenin hukuki bir dayanağının bulunmadığını, dava konusu 1.800.000,00 TL’lik toplam borcun içinde 147.348,00 TL’lik konut kredisinin de ödenmediğini, taksit vadesi bile gelmemiş borçların toplu biçimde ve vadesinden önce ödendiğinin kabulü anlamına gelecek şekilde bonoların teslim edilmiş sayılacağı gibi bir karineye bağlı olarak borçluyu ispat ve ödeme yükünden kurtarmanın hukuka ve hakkaniyete uygun düşmeyeceğini, protokole göre son taksit tarihinin 15/04/2016 tarihi olduğunu, borçlunun temerrütüne esas Ankara 44. Noterliğinden 16/04/2015 tarihinde çekilen ihtarnameye karşın bu tarihten önce davalının bütün borcunu hiçbir belgeye veya banka kaydına dayalı olmaksızın ödediğini kabul anlamına gelen ve hukuki dayanaktan yoksun karineye dayalı olarak verilmiş olan kararın kabulünün mümkün olamayacağını, bilirkişi incelemesi yapıldığını, bilirkişi incelemesine göre davalının ödeme yaptığına ilişkin bilgi belgenin bulunmadığının belirtildiğini, davalı tarafından dosyaya sunulan bonolardan 7.sıradan 29.sıraya kadar olan 23 adet bononun müvekkiline teslim edilmediğini, ilk bono dışındaki 25 adet bononun müvekkiline ödenmediğini, müvekkiline 25 adet bononun teslim edildiğine dair müvekkilinin imzasını içeren belge sunmadığını, 18/11/2013 tarihli protokolde taksit ödemelerinden bahsedildiğini, maddenin sonunda taksit tarihleri ve bedellerine göre 29 adat senedi düzenleyerek devreden …’e teslim edecektir şeklinde ki düzenlemede teslimin ne zaman yapılacağı, vade tarihi belirlenmesi dışında ayrıca ne zaman teslim edileceğinin belirtilmediği gibi taksit tarihlerine göre ibaresiyle teslim vadelerini taksit tarihleri yaklaştıkça teslim edileceği şeklinde protokolün bu maddesinin düzenlendiğini, kesin bir teslim tarihinin belirlenmemesinin özel sebebinin ise dava dışı …’in davacının kardeşi, davalının da protokol tarihinde nişanlısı ve sonradan eşi olması sebebiyle taksit ödemelerinin bonoya bağlanacak olmasından tarafların mutabık kalması olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince müvekkilince yapılan yargılama giderlerinin hükümde dikkate alınmadığını, dosya kapsamına göre ve Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/566 Esas sayılı dosyası da dikkate alındığında davacının takip yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğundan %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu yönde karar verilmediğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini ve ayrıca davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; Limited Şirket Devir Sözleşmesi nedeniyle bakiye alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
18/11/2013 tarihli Protokol ve Hisse Devri Sözleşmesi’nin incelenmesinde;
Taraflar arasında 18.11.2013 tarihinde imzalanan “… …. Şti.’nin “Ortaklığın giderilmesi ve Tasfiye Protokolü”nün 2.Maddesinde “…şirket ortaklarının, şirket ortaklığından kaynaklanan hakların
tespiti ve ortaklığın tasfiyesi… ” olduğu,
Protokolün tarafların hak ve yükümlülükleri başlıklı 3.maddesinde; “…iş bu
protokole konu hisse devrinin aşağıda yazılı yükümlülüklerin ortaklardan … tarafından yerine getirilmesi mukabilinde, ortak … %50 oranındaki şirket paylarını …’e devredeceğinin kabul ve taahhüt edilmesi tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini oluşturur…”,
Protokolün 3. Maddesinin A bendi olan “Devir Alan …’in Hak ve Yükümlülükleri” başlıklı maddesinin;
a. Bendinde; “…Şirketin aktif ve pasifi ile birlikte …’e ait olması için diğer ortak …’e aşağıda ödeme planına bağlanmış toplam 1.800.000,00 TL’lik hisse devir bedelinin ödeneceği kabul ve taahhüt edilmiştir. Ancak aşağıda (d) bendinde kararlaştırılan toplam 147.348,00 TL’lik konut kredisi … tarafından ödeneceğinden bu bedel mahsup edilerek 1.652.651,00 TL’lik ödeme ile devir bedeli tamamlanacaktır. Bu ödeme aşağıdaki şekilde ve vadelerde ödenecektir. Devir bedelinin 720.000,00 TL’lik kısmı ilk taksidi 15.12.2013 tarihi olmak üzere 12 eşit taksitte ödenecektir. Devir bedelinin 720.000,00 TL ‘lik kısmı ilktaksidi 15.12.2014 olmak üzere 12 eşit taksitte ödenecektir. Devir bedelinin son yıl bakiyesini oluşturan 212.652,00 TL’lik ödeme ilk taksiti 15.12.2015 tarihi olmak üzere 5 eşit taksitte ödenerek, devir bedeli tamamlanacaktır. Devir alan … kararlaştırılan taksit tarihleri ve bedellerine göre 29 adet senedi düzenleyerek devreden …’e teslim edecektir…”
b. Bendinde; “…Şirket adına kayıtlı … plakalı aracın devir ve teslimi
…’in belirlediği tarihte kendisi veya tespit ettiği üçüncü kişiye verilecektir. …plakalı araç şirket uhdesinde kalacaktır… ”
c. Bendinde; “… Şirket ortaklık sermayesi ile iştirak edilen …. A.Ş.’ndeki toplam 564 pay devir bedeline konu
olmaksızın …. Şti.’ne ait olup, hisse devir alan sıfatıyla … anılan hisseleri borç ödemesi tamamlanıncaya kadar teminat maksadıyla muhafaza edeceğini, üçüncü kişilere devir ve temlik etmeyeceğini kabul ve taahhüt etmiştir..”
d. Bendinde aynen; “…. adresinde kayıtlı konutun 147.348 TL lik toplam konut kredisi devreden
nam ve hesabına olmak üzere … tarafından ödenecektir. Bu tutar, toplam devir bedelinden düşülerek devir bedeli senetleri düzenlenmiştir. …, kredi taksitlerinin bitmesini müteakip taşınmazın mülkiyetini … veya belirleyeceği üçüncü kişiye devir ve tescil ettireceğini kabul ve taahhüt eder. Konut devir taahhüdün yerine gelmemesi durumunda konutun devir tarihindeki bedeli kadar borçlu olduğunu … kabul ve taahhüt eder… ”
Protokolün 3. Maddesinin B bendi olan “Devir Eden …’in Hak ve Yükümlülükleri” — başlıklı – maddesinde; — “…Yukarıda — devralanın — kararlaştırılan yükümlülüklerine konu iş bu protokolün imzalanması ile, … protokole konu …, Şti.’ndeki 450 payını noterde düzenlenecek hisse devir sözleşmesi ile …’e aktaracağını kabul ve taahhüt eder… ”
5. Maddesinde “…taraflar arasında 18.06.2013 tarihinde imzalanmış olan protokol, iş bu protokol ile hükümsüz hale gelecektir…”,
6. maddesinde “… İhtilafların Halli; taraflar iş bu protokolden kaynaklanacak
ihtilafların çözümü için HMK hükümleri uyarınca, gayrimenkulün aynine ilişkin hususlar hariç Av. …’i hakem olarak tayin etmişlerdir. Tahkim şartı niteliğindeki bu kararlaştırma uyarınca taraflar arasındaki ihtilafı hakem Av. …’in 3 ay içinde Türk
Maddi Hukuku Kurallarına göre çözeceğini, hakemin vereceği karara taraflarca uyulacağı da
kabul ve taahhüt edilmiştir… ”,
7. maddesinde; “…. Şti. adına kullanılan kredilerin teminatı için bankalar lehine …’e ait taşınmazlar üzerine verilmiş ipotekler ve şahsi kefaletler ile …’in şahsi kefaletleri kredilerin ödenmesi sonrasında ortadan
kaldırılacaktır…” şeklinde düzenlendiği,
Ankara 44. Noterliği tarafından 18 Kasım 2013 tarıh ve … yevmiye numarası “Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi (Ortak İçi)’nin incelenmesinde; … ile …. Ltd. Şirketi arasında imzalandığı, 500 adet hissesini 125.000.00 TL bedel karşılığında devir ve temlik ettiği, devir bedelini devir alandan nakden ve tamamen aldığını,
Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2017/12501 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklısının …, borçlusunun … olup, 19.06.2017 tarihinde, 1.554.280,00 TL asıl alacak, 343.884,45 TL işlemiş faiz olmaz üzere toplam 1.898.164,45 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mali müşavir bilirkişiden alınan raporda özetle; taraflar arasında imzalanan 18.11.2013 tarihli protokolde tarafların hisse devrine ilişkin yükümlülüklerinin belirlendiği, davacının şirkette bulunan 500 paya karşılık gelen hissesinin Ankara 44. Noterliğinin 18 Kasım 2013 tarihli ve … yevmiye nolu “Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi” ile davalı …’e devir etmiş olması nedeniyle yükümlülüğünü yerine getirdiği, protokolde davalının yükümlülüğünün ise, hisse devri olarak kararlaştırılan 1.800.000,00 TLlik tutarın 147.348,00 TL’lik kısmını konut kredisi, geri kalan 1.652.651,00 TL’yi de 29 adet senet vermek suretiyle 15.12.2013 tarihinden başlamak üzere ödenmesi olduğu, davalı vekili tarafından dava dosyasına sunulan dekontların incelenmesinde, 245.000,00 TL’lik tutarın protokole ilişkin olarak davacı yana yapılmış ödeme toplamı olduğu, toplam 233.000,00 TL’ye ilişkin ödeme dekontlarının açıklama kısmında, “…nolu senete ilişkin yapılan ödeme…” şeklinde açıklama bulunmaması ve taraflar arasında Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/491 Esas sayılı dosyası üzerinden yine hisse devrine ilişkin bir dava bulunması nedeniyle, bu ödemelerin dava konusu protokole ilişkin yapılıp yapılamadığının net olarak tespit edilemediği, dava dosyasında protokolde belirtilen senetlerden sadece üçüne ait fotokopi bulunduğu, diğer senetlere ilişkin ise herhangi bir fotokopi bulunmadığı, belirtilen hususların açıklığa kavuşturulmasından sonra alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne kadar alacaklı olduğunun tespit edilebileceği,
İtiraz üzerine mali müşavir bilirkişiden alınan ek raporda özetle; ilk 4 adet toplam bedeli 240.000,00 TL olan senetlere ve bu senetlerin ödendiğine ilişkin taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, davalı vekilinin itiraz dilekçesi ekinde senetlerin fotokopisinin sunulduğu, bu senet fotokopilerinin incelenmesinde, davalı yan tarafından davacı adına protokol tarihi olan 18.11.2013 tarihinde toplam bedeli 1.412.500,00 TL olan senet düzenlenmiş olduğu, senetlerde … Şti’nin kefil olarak imza ve kaşesinin bulunduğu, bu senetlerden 15.04.2014 ödeme tarihli 5 nolu 60.000,00 TL’lik ve 15.05.2014 ödeme tarihli 6 nolu 60.000,00 TL’lik senetlerin …’e ciro edildiğinin görüldüğü, davalı vekili tarafından fotokopisi sunulan 25 adet senedin davalı yan tarafından davacı adına düzenlenip düzenlenmediğinin mahkemenin takdirinde olduğu, mahkemece senetlerin davacı adına düzenlendiği kanaati hasıl olur ise, senetlerin düzenleyen davalının elinde bulunması nedeniyle senet bedellerinin ödenip ödenmediği hususunun mahkemenin taktirinde bulunduğu belirtilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 18/11/2013 tarihli protokolün 6.maddesinde, tahkim şartına yönelik düzenleme yapıldığı, ilk derece mahkemesince HMK’nun 426/1 ve 427.maddeleri uyarınca dava tarihi itibariyle bir yıllık sürenin geçmesi ve sözleşmedeki tahkim şartının geçersiz hale geldiği, ayrıca bu aşamada tahkim şartının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu gerekçeleriyle tahkim şartının itirazının reddine karar verilmiş olması ve taraflarca istinaf aşamasında tahkime şartına yönelik herhangi bir istinaf başvurusu da bulunmadığından dosyanın esasının incelemesine geçilmiştir.
Somut olaya gelince; taraflar arasında 18.11.2013 tarihli protokol imzalandığı, protorolde hisse devir bedeli karşılığı olarak davacıya 1.800.000,00 TL ödeneceği, konut kredisi bedeli mahsup edildikten sonra kalan 1.652.651,00 TL için 29 adet senet düzenlenerek verileceğinin kararlaştırıldığı, dava ve takibe konu icra takibinin dayanağının ödenmeyen taksitler/senetler nedeniyle kaynaklanan borç için başlatıldığı, ilk 4 senet bedeli 240.000,00 TL’nin davacının banka hesabına ödendiği, 5 ve 6 no’lu senetlerin ise davacı tarafından ciro edilerek dava dışı …’e verildiği ve dava dışı … tarafından tahsil için bankaya ibraz edildiği, kural olarak ödeme yükümlüsünün ödeme hususunun kanıtlamakla yükümlülüğü bulunduğu, ancak dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere davaya dayanak protokolde ödemelerin 29 adet senet ile taksitler halinde yapılacağının kararlaştırıldığı ve davalı tarafından ilk 6 adet senedin teslim edildiğinin yazılı belge ile kanıtlandığı, 18/11/2013 tarihli protokolde 29 adet senet ile ödeme yapılacağının kararlaştırılmış olması ve 6 adet senedin teslim edildiğinin davalı tarafından kanıtlanması karşısında, senetlerin tamamının teslim alınmadığının davacı yanca iddia edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi ispat yükünün davacıda bulunduğu, bu hale göre davacı yanın ödenmediğini iddia ettiği senetleri ibraz etmesi gerektiği halde ibraz edemediği ve alacaklı olduğunu da kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine yönelik verilen ilk derece mahkemesi kararı dosya kapsamında kamu düzenine de aykırılık bulunmadığından usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra kötü niyetli olarak başlatılması gerekir. Bir başka anlatımla alacaklının alacaklı olmadığını bilerek borçlular aleyhine icra takibi başlatması gerekir. Somut olayda ise, davacının davalı aleyhine icra takibi başlatmakta haksız ise de, kötü niyetli olduğuna ilişkin davalı tarafça herhangi bir iddia ve delil sunulmadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davalı yanın kötü niyet tazminat talebi bulunmasına rağmen bu talep hakkında mahkemece olumlu olumsuz karar verilmediğinden kararın bu yönüyle kaldırılması gerekmiştir.
Diğer yandan, davalı yanca dosya kapsamına göre yatırmış olduğu avans giderinin bir kısmının kullanılmış olmasına rağmen kullanılan kısım yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olmakla davalı vekilinin buna yönelik istinaf başvurusu gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2021 tarih ve 2017/738 Esas 2021/50 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat isteminin REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 17.052,40 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 16.872,5‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan tebligat ve posta masrafı 110,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 87.199,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödemesine,
7-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/03/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.