Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/875 E. 2021/794 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2021 (Ara Karar)
NUMARASI ….
TALEP : İhtiyati tedbir
TALEP TARİHİ : 15/03/2021

KARAR TARİHİ : 16/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/06/2021

Taraflar arasındaki ihtiyati tedbire ilişkin talebin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada alınan bilirkişi raporu ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi Başkanlığınca alınan ek raporla somut olarak tespit edilen eylem ve işlemleri nedeniyle şirket müdürü …’nun şirket müdürlüğünden azli talepli olarak dava açıldığını, müvekkili ile davalının şirketi münferiden temsile yetkili şirket müdürleri olduklarını, davalının şirket müdürlüğünden doğan yetkilerle kendi yararına, şirket zararına olacak şekilde davranışlarda bulunduğunu, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen tedbir kararıyla şirket müdürlerinin her türlü işleminin kayyum onayına tabi tutulduğunu, bu şekilde usulsüz işlemlerin önlendiğini, ancak Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen kararın bozulduğunu, mahkemece verilen tedbir kararı sayesinde şirketin mevduat hesaplarında ciddi bir birikim oluştuğunu, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince ret kararının kesinleşmesi ile kayyımın görevinin sona ereceğini, bu şekilde davalının kendisi ve sahibi olduğu şirketler lehine işlem yapma tehdidinin yeniden ortaya çıkacağını belirterek şirket müdürü davalı …’nun şirket müdürlüğünden doğan hak ve yetkilerinin tedbiren kaldırılmasına, bu talebin kabul görmemesi halinde yargılama sonuna kadar şirket müdürü …’nun işlemlerinin tedbiren kayyum onayına tabi tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, ihtiyati tedbir talep edenin davada davalının müdürlük görevinden azlinin istendiği, karşı taraf davalı hakkında talep edilen hususta ihtiyati tedbire karar verebilmek için TTK’nun 630/2.maddesinde yazılı haklı sebeplerin varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi gerektiği, sunulan delil ve belgelere göre iddianın yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile karşı taraf davalının davalı şirketin %50’şer hisseli ortağı olduklarını, her iki şirket ortağının şirketin münferiden temsile yetkili müdür sıfatı bulunduğunu, davalının şirket müdürlüğünden doğan yetkilerini kullanarak şirkete ait paraları şahsi hesaplarına geçirdiğini, şirketin yurt dışından ithal ettiği malları şirket müdürlüğünden doğan yetkilerini kullanarak maliyetinin altında fiyatlarla kendisine ait firmalara sattığını, sonrasında aynı malları davalı şirkete yüksek fiyattan satarak şirketi zarara uğrattığını, şirketin malzeme teminine engel olarak ihale sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerini yerine getirilmesine engel olduğunu, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi kararının kesinleşmesi ile birlikte davalının şirket müdürlüğünden doğan yetkilerini kayyım denetimi olmaksızın yeniden kötüye kullanacağını, davalının şirketi zarara uğrattığının alınan bilirkişi kök ve ek raporu ile tespit edildiğini, raporların mevcut yargılamada kuvvetli delil niteliğinde olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; HMK’nun 389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin….Karar sayılı kararı sureti, anılan dosyada mali müşavir, hukukçu, ekonomist bilirkişi heyetinden alınan 08/09/2016 tarihli bilirkişi raporu, Dairemizce istinaf yargılaması sırasında alınan 03/04/2018 tarihli bilirkişi ek raporu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma ilamı, birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı dosya sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili karşı taraf davalı şirket müdürünün müdürlük yetkilerinin kaldırılması, talep uygun görülmediği takdirde davalı şirket müdürünün işlemlerinin kayyım onayına tabi tutulması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiştir. Mahkemece yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine hükmedilmiştir.
Gerek 6102 Sayılı TTK ve gerekse özel yasalarda limited şirkete temsil kayyımı, atanmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte 6102 Sayılı TTK’nın 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanununun, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçası” olduğuna ilişkin hükmü karşısında konu ile ilgili 4721 Sayılı TMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
TMK’nun 426. maddesinde temsil kayyımlığı, 427. maddesinde ise yönetim kayyımlığı düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 426. maddesinde düzenlenen temsil kayyımlığı müessesesi, gerçek kişiler esas alınarak getirilmiş bir kurum olmakla birlikte tüzel kişiler içinde temsil kayyımı atanabileceği gerek öğretide (Türk Medeni Hukukunda Kayyımlık-Mustafa Alper Gümüş-Sh. 103) ve gerekse yargı kararlarında (Yargıtay 11.H.D. 1988 tarih 65-3848 sayı vb.) kabul görmektedir.
Bir şirketin yasal temsilcisinin görevini yerine getirmesine bir engel bulunduğu taktirde kendisine o iş için temsil kayyımı atanabileceği gibi, şirketin zorunlu organlarından olan yönetim kurulunun mevcut olmaması halinde de TTK’nun 530. maddesi gereğince bu durumun feshe sebep olabileceği de gözetilerek bir yönetim kayyımı atanabilir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 630/(2) ve (3). maddelerinde de; her ortağın, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunacağı belirtilmiştir. Anılan maddelerde müdürün yetkisinin sınırlandırılabileceği belirtilmiş olup, maddedeki sınırlandırmanın amacı müdürün yetkisi dahilinde yaptığı işlerin kayyım onayına tabi tutulması değildir. Böyle bir yorum, TMK’da düzenlenen kayyımlık müessesesi ile bağdaşmadığı gibi TTK’nın 629/1. maddesinin atfıyla limited şirketlerede uygulanması mümkün olan TTK’nın 371/3. maddesi gereğince, ancak temsil yetkisinin sadece merkezin veya bir şubenin özgülendirilmesine veya birlikte kullanılmasına ilişkin sınırlandırılmalar geçerli olup, TTK’nın 630/2 ve 3. fıkralarında belirtilen sınırlandırmada ancak kanunda belirtilen bu hallere ilişkin olarak yapılabilir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28/01/2021 tarih …. Karar sayılı ilamı).
Bu durumda, mahkemece şirket müdürü görevde olup yönetim boşluğu bulunmadığı, açılan davada verilecek karar ile ulaşılacak sonuca ihtiyati tedbir kararı ile ulaşılamayacağı, müdürün yetkisinin sınırlandırılmasının amacının müdürün yetkisi dahilinde yaptığı işlerin kayyım onayına tabi tutulması olmadığı gözetilerek davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında gerekçe yönünden isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/03/2021 tarih …. Esas sayılı ara kararının gerekçe yönünden KALDIRILMASINA,
3-İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE,
B)1-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde ihtiyati tedbir talep eden davacıya iadesine,
2-İlk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırıldığı gözetilerek ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi. 16/06/2021

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.