Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/873 E. 2023/172 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/873 Esas 2023/172 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/873
KARAR NO : 2023/172

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/03/2021
NUMARASI : 2018/676 Esas 2021/130 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/10/2018
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı takip borçlularından … A.Ş. arasında 13.04.2017 tarihli ve 6.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, diğer davalı takip borçluları …’ın müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşmeye istinaden … kefaletiyle kullandırılan krediden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine kredi müşterisi ile kefillerine ihtarname gönderildiğini, ihtarnameden olumlu sonuç alınamadığını, borçlular hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2018/21552 esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, haksız yere borca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu, takip tarihinden sonra 17.05.2018 tarihinde 7893545 no iu krediye ilişkin olarak 3.369.690,39TL tutarında ödeme yapıldığını, buna karşın müvekkili banka ile … arasında yapılan anlaşma kapsamında Hazine alacağına dönüşen alacağın müvekkili bankaca Hazine adına tahsili bakımından icra takibine devam edilmesi gerekliğini beyan ederek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere takip borçluları aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; … … Kredisine ilişkin ödeme planında yıllık akdi faiz oranının % 14,10 olduğu; hesap özetinde yıllık temerrüt faizi oranının % 48,00 olduğu belirtilmiştir. Hesaplama dönemi, en son (8) taksit ödemesinin yapıldığı 26.12.2017 tarihinde başlayıp takip tarihinde (01.03.2018) sona erdiği,
Kredi Yıllık Azami Faiz Oranları Bildirim Formunda; hesaplama döneminde (26.12.2017 – 01.03.2016) geçerli ticari krediler en yüksek cari akdi faiz oranının 09/06/2017 tarihinden itibaren yıllık % 32,00 olarak uygulandığı belirtilmiştir. Sözleşmenin 1-10’uncu maddesi gereğince yıllık temerrüt faizi oranı, ticari krediler cari en yüksek yıllık akdi faiz oranının % 50,00 fazlasıdır. Buna göre yıllık temerrüt faizi orant % 48,00’e tekabül etmektedir. Bankanın takip tarihinden önce işlettiği ve icra takibinde uygulanmasını talep ettiği yıllık temerrüt faizi oranı (% 48,00) sözleşmeye uygun olduğu,
Kredi Yıllık Azami Faiz Oranlan Bildirim Formunda; hesaplama döneminde (26.12 2017 – 01.03.2018) geçerli ticari krediler en yüksek cari akdi faiz oranının 09.06.2017 tarihinden itibaren yıllık % 32,00 olarak uygulandığı belirtilmiştir. Sözleşmenin l-10’uncu maddesi gereğince yıllık temerrüt faizi oranı, ticari krediler can en yüksek yıllık akdi faiz oranının % 50 fazlasıdır. Buna göre yıllık temerrüt faizi oranı % 48’e tekabül ettiği,
Bankanın takip talebinden anlaşıldığı üzere nakdi çek kredisi bakımından yıllık % 24,24 oranında temerrüt faizi uygulanmasını talep etmiştir. Nakdi çek kredisi bakımından, uygulanması talep edilen ve daha düşük düzeyde bulunan faiz oranının (% 24,24) temerrüt faizi olarak esas alınması gerektiği,
Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişi …’in 10/06/2020 tarihli raporuna göre; asıl borçlu … … A.Ş. hakkında nakdi çek kredisi bakımından, davacı takip alacaklısı bankanın davalı takip borçlusu kredi müşterisi şirketten 4.800.00TL asıl alacak, 67,87TL işlemiş faiz ve 3,39 TL BSMV olmak üzere toplam 4.871,26TL tutarında alacaklı olduğu, fazladan talep edilmiş bir alacağın söz konusu olmadığı, hesaplanan ve talep edilen 4.800,00TL tutarındaki asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 24,24 ve davacı bankanın dönemlere göre değişken çek kredisi gecikme faizi oranları üzerinden temerrüt faizi işletilebileceği ve temerrüt faizinin % 5,00’i oranında BSMV tahakkuk ettirilebileceği, taksitli ticari kredi bakamından, davacı takip alacaklısı bankanın davalı takip borçlusu kredi müşterisi şirketten 3.664.214,55TL asıl alacak, 103.099,68TL işlemiş faiz ve 5.154,98TL BSMV olmak üzere toplam 3.772.469,21TL tutarında müteselsilen alacaklı olduğu, hesaplanan 3.664.214,55TL tutarındaki asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 48,00 ve davacı bankanın dönemlere göre değişken kredi gecikme faizi oranları üzerinden temerrüt faizi işletilebileceği ve temerrüt faizinin % 5,00’i oranında BSMV tahakkuk ettirilebileceği, Müteselsil Kefiller Bakımından; müteselsil kefillerin yalnızca taksitli ticari kredi (davacı bankanın isimlendirmesiyle “spot kredi”) bakımından sorumlu tutulabileceği, anılan krediden dolayı davacı takip alacaklısı bankanın davalı takip borçlusu müteselsil kefillerden 3,664.214,55TL asıl alacak, 103.099,68TL işlemiş faiz ve 5.154,98TL BSMV olmak üzere toplam 3.772.469,21TL tutarında müteselsilen alacaklı olduğu, hesaplanan 3.664.214,55TL tutarındaki asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 48,00 ve davacı bankanın dönemlere göre değişken kredi gecikme faizi oranlan üzerinden temerrüt faizi işletilebileceği ve temerrüt faizinin % 5,00’i oranında BSMV tahakkuk ettirilebileceği kabul edilerek davacının davalılar … ve … ve … Anonim Şirketi hakkında açtığı itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, müteselsil kefil davalı …’ın Sözleşme Öncesi Bilgilendirme Formunu teslim alıp imzaladığı yönünde herhangi bir kayda rastlanmadığından davalı … hakkında açılan davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılar … ve … şirketi temsile yetkili olduğu hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamasına rağmen Genel Kredi Sözleşmesi Sözleşme Öncesi Bilgilendirme Formu’nda kefil …’ın imzasının bulunmadığı gerekçesinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, zira Genel Kredi Sözleşmesi Sözleşme Öncesi Bilgilendirme Formu adı üstünde bilgilendirme formudur ve sözleşme şartlarını içeren ve genel hususlarda bilgi veren bir formu olduğunu, bu formda kefillerin tek tek imzasının alınması gibi bir husus bulunmadığını, sadece kredi kullanan yani davalının imzasının ve bilgisinin olması yeterli olduğunu, başka bir hususa gerek bulunmadığını, nitekim diğer kefil olan …’ın bu formda imzasının mevcut olmadığından bahisle herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğini, ancak …’ın imzasının bulunmadığından bahisle kefaleti yok sayıldığını, bu durumun tamamen hukkuka aykırı olduğunu, … sermayesi maliye bakanlığı hazinesine ait bir kurum olduğunu ve bu kurum adına kefillere takip yapmak ve devam ettirmenin müvekkili bankanın sorumluluğunda olduğunu, kefil …’ın kefaletinin iptali hazinenin zararına sebebiyet verdiğini, bu kredinin davalılardan tahsil edilmesi halinde tahsil edilen rakam hazinenin zararına istinaden Hazine Bakanlığına gönderileceğini, sadece ön bilgilendirme içeren bir formda kefilin imzasının olmadığına dayanarak yerel mahkeme tarafından karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, kefil …’ın genel kredi sözleşmesi, KGF kredisi ve ödeme planlarına imzası mevcut iken bunların değerlendirmeye alınmamasını anlamak mümkün olmadığını, dosyada davalılar lehine yapılan vekalet ücreti hesaplaması yanlış olduğunu ve bu yanlışın düzeltilmesi gerektiğini, vekalet ücreti asgari tarife üzerinden ve maktu olarak hesaplanması gerekirken nispi olarak hesaplanmasının hiçbir mantığının bulunmadığını müteselsil kefillerin tüm borçtan sorumlu olduğunu, bilirkişiler ve mahkeme tarafından yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, tüm hesaplamaların kontrol edilerek aleyhlerine olan ve kabul edilmeyen kısım yönünden de bozmanın verilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının bozulmasını, hazine zararına sebebiyet verilmemesi adına dava dilekçelerindeki alacak rakamları üzerinden davalarının kabulünü, duruşma ve tehiri icra taleplerinin kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı … Şubesi ile … A.Ş. arasında 13.04.2017 tarihli ve 5.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedilmiştir. Davalılar …, sözleşmeyi mütessisil kefil sıfatıyla imzalamışlardır. Müteselsil kefillerin kefalet limiti ayrı ayrı 6.250.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
Davacı takip alacaklısı banka, takip konusu yaptığı alacağını “… … Kredisi” adı altında kullandırılan nakdi ticari kredi ile çek kredilerine (nakdi ve gayrinakdi) dayandırmıstır.
Davacı bankaca 14.04.2017 tarihinde davalı takip borçlusu şirkete “nakit kredi kullandırımı” açıklamasıyla 4.000.000.00 TL tutarında ve 14.04.2022 vadeli kredi kullandırılmıştır. Kredinin ilk 8 taksiti ödenmiş, 16.04.2018 tarihinde 3.616.759,86 TL tutarındaki anapara risk bakiyesi üzerinden sorunlu kredi hesabı açılmıştır.Davacı banka, nakdi çek kredisi kapsamında yalnızca 3 adet çekin asgari sorumluluk meblağı ödemesinden kaynaklanan 4.800,00 TL’yi ve takip tarihi (01.03.2018) itibarıyla 100.800,00 TL tutarındaki gayrinakdi alacak bakımından depo talebinde bulunmuştur.
Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün 2018/21552 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … Bankası A.Ş., borçlularının …, … ve … ve … Anonim Şirketi olup, toplam 3.896.057,52 TL alacak üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yargılamanın açıklığı ilkesini kabul edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 294. ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına duyulan güven sarsılmış olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK’nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılacaktır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/05/2019 tarih ve 2018/2385 Esas 2019/3954 Karar sayılı emsal içtihatı).
Diğer yandan, HMK’nın 26.maddesinde taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiş olup 26.maddede hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, ancak duruma göre talep sonucunun daha azına karar verilebileceği, HMK’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/2.maddesinde ise, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve terdide tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Düzenleme ile birlikte somut olaya gelince; davacı banka ile davalı takip borçlularından … A.Ş. arasında 13.04.2017 tarihli ve 6.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, diğer davalı takip borçluları …’ın müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları, sözleşmeye istinaden … kefaletiyle kullandırılan krediden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine kredi müşterisi ile kefillere ihtarname gönderildiği ve borçlular hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2018/21552 esas sayılı dosyası ile gayri nakdi alacak da dahil toplam 3.896.057,52 TL alacak üzerinden takip başlatıldığı ve borçlular tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki itirazın iptali davası açılmış olup,ilk derece mahkemesince davanın davalı Bekir yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacı yanca icra takibinde gayrinakdi alacak da talep edildiği halde bu talep yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinden bu talep yönünden Dairemizce denetim yapılması mümkün değildir.Bu husus HMK’nın 297. maddesine aykırı olup, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi kapsamında taleplerinin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş halinin dışındadır.
Hal böyle olunca, 6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi gereğince davacı vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kamu düzeni gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2021 tarih ve 2018/676 Esas 2021/130 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalı tarafından yatırılan toplam 59,30 TL istinaf maktu karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/02/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.