Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/870 E. 2021/1262 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …

ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2021
NUMARASI ….
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/12/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takiplerine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının icra takibine itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 15.000,00 TL gayri nakdi alacağın depo edilmesinin talep edildiği, depo talebinin teminat mektubundan kaynaklandığı, dava tarihinden sonra teminat mektubunun iade edildiği, davanın konusuz kaldığı, dava tarihi itibariyle davalının davacı bankaya borcu bulunduğu, davacının teminat mektubu bedelinin depo edilmesini talep etmekte ve davada haklı olduğu, gayri nakit alacak talepleri hakkında icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gayri nakit alacak talebinin likit bir alacak olduğunu, dava tarihi itibarıyla talep edilebilir nitelikte bulunduğunu, davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin kanuna aykırı olduğunu, mahkemece arabuluculuk ücretinin taraflarına yüklendiğini, zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılarak dava açılmasına davalının sebep olduğunu, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalı üzerinde bırakıldığı gibi arabuluculuk ücretinin de davalı üzerinde bırakılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan gayri nakdi alacağın depo edilmesi için başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;

Ankara 17. İcra Müdürlüğünün….sayılı icra takip dosyası, bireysel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı, teminat mektubu sureti, Ankara 20. İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyası, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 16/09/2020 tarihli bilirkişi raporu dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün…..sayılı icra takip dosyası ile, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine toplam 35.896,44 TL nakit alacağın tahsili, 15.000,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edilemediği, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlayacak olan 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 12/02/2019 tarihinde takibe konu borca itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının, itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 14/06/2019 tarihinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Dava konusu Ankara 20. İcra Müdürlüğünün ….. sayılı icra takip dosyası ile, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine toplam 10.998,59 TL nakit alacağın tahsili, 15.000,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi istemi ile tahsilde tekerrür olmamak üzere ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 22/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 27/03/2019 tarihinde takibe konu borca itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının, itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 14/06/2019 tarihinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Dava konusu icra takip dosyaları ile depo edilmesi talep edilen 15.000,00 TL bedelli teminat mektubunun, dava tarihinden sonra 31/10/2019 tarihinde davacı bankaya iade edildiğine ilişkin banka dekontu dosyada yer almaktadır.
Yargılama aşamasında 10/11/2020 tarihli celsede nakit alacakların dosyadan tefrikine karar verilerek yargılamaya gayri nakit alacak yönünden devam edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı nakit ve gayri nakit alacağı bulunduğunu, davalının icra takiplerine itirazının haksız olduğunu iddia etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda teminat mektubunun dava tarihinden sonra iade edilmesi nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Taraflar arasında icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun ödenmediği iddiası ile davacı banka tarafından davalı aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla iki ayrı icra takibi başlatıldığı, davalının yasal süre içerisinde icra takiplerine konu borca itiraz ettiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı kapsamında uyuşmazlık, dava tarihinden sonra iade edilen teminat mektubu nedeniyle konusuz kalan davada arabuluculuk ücretinin taraflardan hangisinin üzerinde bırakılması gerektiği, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, mahkemece yapılan yargılama sonunda konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilerek dava tarihi itibarıyla haklılık durumu tespit edilmiştir. Yapılan tespite göre dava tarihi itibarıyla davacı bankanın icra takiplerine konu teminat mektubundan kaynaklanan gayri nakdi alacağı bulunmakta olup, davalı yan işbu davada haksızdır. Mahkemece bu kabul çerçevesinde yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş ise de, dava tarihinden önce davacı yanın zorunlu arabulucuya başvurması nedeniyle oluşan arabuluculuk ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına hükmedilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi, “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümden anlaşılacağı üzere zorunlu arabuluculuğa başvuru üzerine yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda arabulucuya ödenecek arabuluculuk ücreti Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanmakta olup, bu ücret yargılama giderlerinden sayılmıştır.
Arabuluculuk sona erme tutanağından, tarafların katıldığı sürecin iki saatten az sürdüğü ve ücretin Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece konusuz kalan davadaki haklılık durumu belirlenip, yargılama aşamasında yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalı üzerinde bırakıldığı halde arabuluculuk ücretinin yargılama giderlerinden sayıldığı, davada haksız çıkan davalı taraftan tahsili gerektiği gözetilmeden arabuluculuk ücretinin davacı üzerinde bırakılmasında isabet görülmemiştir.
Öte yandan işbu dava konusu icra takip dosyaları ile teminat mektup bedelinin depo edilmesi talep edilmiştir. Bir başka anlatımla takipte talep edilen alacak gayri nakit alacaktır. Gayri nakit alacağa ilişkin ise İİK’nun 67. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilemeyecektir. Bu durumda mahkemece davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle, mahkemece konusuz kalan esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönündeki kararında arabuluculuk ücretinin davacıya yüklenmesi yönünden isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının arabuluculuk ücreti yönünden kaldırılmasına konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2021 tarih….Karar sayılı kararının arabuluculuk ücreti yönünden KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Konusuz kalan davanın esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 802,54 TL’den mahsubu ile bakiye 743,24 TL harcı talep halinde davacıya iadesine,
4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 94,70 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 844,70 TL yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendini vekille temsil ettiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 80,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 242,60 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 04/11/2021
….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.