Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/842 E. 2021/1593 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ :ANKARA 14.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/03/2021
NUMARASI …
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2021

Taraflar arasındaki cezai şart alacağı istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/788 esas sayılı dosyasıyla davalının müvekkili aleyhine 23/02/2014 tanzim tarihi olarak belirtilen ve 03/03/2014 imza tarihi atılan sözleşmeye dayanak … Bayiini müvekkiline devredeceği vaadiyle sözleşme uyarınca ….. verdiği 30.000 TL ‘lik teminat mektubunun nakte çevrilmemesinin ve çevrilmesi halinde bedelin davalıya ödeneceğinin müvekkili tarafından taahhüt edildiği iddiasıyla dava açıldığını, sözleşmenin 8. Maddesine göre vazgeçen taraftan 1,2,3,4,5 maddelerini yerine getirerek diğer tarafa 40.000 TL ödeyecektir şartı konulduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 03/03/2014 tarihi olduğunu, davalı …’ın … ile olan kira sözleşmeni feshettiği tarihin 18/06/2014, teminat mektubunun nakde çevrildiği tarihin ise 05/02/52015 olduğunu, bu nedenle müvekkilinin hiç bir kusurunun bulunmadığını, davalının söz konusu neticelere kendi iradesi ile sebebiyet verdiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile dava konusu … bayisinin işletmesinin müvekkiline devredilmiş olmasına rağmen davalı tarafından müvekkilinin hiçbir rızası olmaksızın sanki sözleşme ile işletme devri yapılmamış gibi dükkanın yeri arkada kaldığı ve zarar ettiği gerekçesi ile 18/06/2014 tarihli dilekçesi ile sözleşmenin feshini talep ettiğini ve dükkanın boşaltıldığını, sözleşmeden vazgeçen tarafın davalı olduğunu, bu nedenle sözleşmeden vazgeçen tarafından davalı olduğunu, sözleşmede üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmeyecek müvekkilinin mağdur ettiğini ileri sürerek mahkeme dosyasının Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/788 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, 40.000 TL cezai şartın 18/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde davalı cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılarak beyanda da bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; davacı ile davalı arasında imzalanan adi sözleşme (….. yönetmeliğinin 15. Maddesindeki, bayiliğin devri ve ortak alma yasağını ihlal etmekte olup, tarafların protokoldeki cezai şart maddesine dayanan talepleri yönünden ise, adi sözleşme- protokol TBK’nın 182/2. maddesine göre asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse ifası istenemeyeceğinden şekil şartlarını ihtiva etmediğinden geçersiz olan protokole istinaden cezai şart talep edilemeyeceği ( Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2019/1321 Esas, 2019/8002 Kararı) gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ankara BAM’nin 2019/1409 Esas sayılı kararında “davalı vekili … ….. Yönetmeliği’nin 15/2-c maddesi gereği davacı bayinin…….onayı olmadan bayiliği bir başkasına devredemeyeceğine dair hüküm karşısında taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia etmiş ise de taraflarca bayiliğin devrine ilişkin dava konusu sözleşmenin tarafları arasında ifa edildikten sonra geçersizliğinin ileri sürülmesinin TMK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık, hakkın kötüye kullanımı teşkil edeceğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebine itibar edilmediği” belirtilerek sözleşmenin geçerli olduğuna karar verildiğini, işbu davanın da aynı sözleşmeden kaynaklandığını, mahkemece sözleşmenin geçersiz olduğu, cezai şart istenemeyeceği kabul edilerek davanın reddine karar verildiğini, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere sözleşmeden vazgeçen tarafın davalı olduğunu, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/788 Esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporu ile davacı …’ın kendi iradesi ile 18.06.2014 tarihinde sözleşmenin feshini …’a bildirmiş olduğundan esasen bu sözleşmeden vazgeçen tarafın davalı olduğu ve 8. Madde gereği davacının cezai şart talep edemeyeceğinin belirtildiğini, oysa sözleşmenin 5. Maddesinde … yönetimine verilen 30.000,00 TL teminat mektubunun 23.07.2014 tarihine kadar devreden …’a tekrar iade edileceğine dair düzenleme bulunduğunu, ancak davalının …’la olan kira sözleşmesini feshettiği tarihin 18.06.2014 olduğunu, teminat mektubunun sözleşmenin anılan maddesi gereği devredileceği 23.07.2014 tarihinden önce sözleşmenin feshedildiğini, davalı …’ın adli yardımdan yararlanması sebebiyle müvekkili lehine bir karar çıkması halinde dahi tahsil kabiliyetinin zorlaşacağını ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; … bayiliği işletme devri sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshi sebebiyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı ile davalı arasındaki … bayiiliği işletme devrine ilişkin sözleşmenin geçerli ve davalı tarafından feshinin haklı olup olmadığı, davacının işbu sözleşmeye dayalı olarak cezai şart talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Dosya kapsamından; davalı ile dava dışı … arasında 03/06/2013 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli … ‘de bulunan K-3 nolu dükkanın … bayii olarak işletilmek üzere aylık kira bedeli 2.000,00 TL KDV dahil 2.360,00TL olmak üzere … kira sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında davalı tarafından 23/05/2013 tarihli ve 30.000,00 TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubunun verildiği, davalı tarafından davacı adına 06/06/2014 tarihli vekaletname verilerek … bayililiğini işletmek konusunda yetki verildiği, davalının zarar ettiğini ileri sürerek dava dışı … AŞ ile olan kira sözleşmesini 18/06/2014 tarihinde feshettiğini bildiren dilekçesi üzerine aynı tarihte kira sözleşmesinin fesholunarak dava dışı … AŞ tarafından dükkanın boş ve eksiksiz devir ve teslim alındığı, davalı tarafından dava dışı …’a verilen 30.000,00 TL bedelli teminat mektubunun 05/02/2015 tarihinde nakde çevrildiği, anlaşılmıştır.
Dosyada görevsiz Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından alınan hukukçu bilirkişi Musa Uslu tarafından düzenlenen 07/04/2016 tarihli kök ve 17/12/2016 tarihli raporda; taraflar arasında imzalanan sözleşme ile … bayi işleticiliğinin davalıya devredildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 3. Maddesi gereği davalının sözleşmenin imzalandığı tarihten önceki dönem … borçlarını üstlenmeyi kabul ettiği, taşınmazın …’a teslim edilerek davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin sona erdiği 18/06/2014 tarihine kadar tahakkuk eden borçlardan da davalının sorumlu olduğu, sözleşmenin 1. Maddesi gereği nakde çevrilen teminat mektubu sebebiyle davalının sorumluluğunun bulunduğu, davacının talebi ile bağlı kalınarak teminat mektubunun nakde çevrilmiş olması sebebiyle 7.000,00 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekeceğine, … Müdürlüğü tarafından Haziran 2014 ayı da dahil olmak üzere 377,74 TL … internet hattı, 125,28 TL telefon hattı borcu, noktadan noktaya hattına ilişkin olarak 244,23 TL olmak üzere toplam 1.002,75 TL den davalının sorumluluğunun bulunduğu, davacının talebinin ise 500,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
İlk derece mahkemesince yargılama sırasında …. ile nitelikli hesaplama uzmanı … uzmanı tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan 01/04/2019 tarihli raporda; davacının davalı ile … de bulunan 743 nolu … Bayiliği devrine ilişkin bir ön anlaşma yapılmış olup devir hakkı doğduğunda resmi devir yapılmasının kararlaştırıldığı, yanlar arasındaki sözleşme gereğince davalının 23/02/2014 tarihinden önceki birikmiş telefon, internet, kira bedellerinin ödeyeceği 23/02/2014 tarihi sonrasında ödemeye devam etmesinin kararlaştırıldığı, …’ın bu kira sözleşmesinin 18/06/2014 tarihinde feshettiği fesih tarihine kadar telefon, internet toplam hesabının 1.001,75 TL olduğu, ayrıca kira bedellerinin davalının sorumlu olmasına rağmen ödenmemesi üzerine 30.000,00 TL miktarlı teminatın nakte çevrildiği, davalı yanın tüm borçları ödeyerek 30.000,00 TL’lik bonoyu teslim aldığı bildirilmesine rağmen ödeme belgelerini ve senet teslim tutanağına rastlanmadığı, teminatın nakte çevrilmesinden davalının sorumlu olduğu, davacı tarafça 40.000,00 TL’lik cezai şartın davalıdan tahsili istenilmiş ise de sözleşme sona erdiğinden bu cezai şart isteğinin yerinde olmayacağı belirtilmiştir.
İstinafa başvuran davacı vekili tarafından Dairemizce verilen 11.02.2021 tarihli ve 2019/1409 Esas ve 2021/192 Karar sayılı kararında taraflar arasındaki … bayiliğinin devrine ilişkin sözleşmenin geçerli olduğunun kabul edildiğini, dolayısıyla bı sözleşmede düzenlenen cezai şartın kabulü gerektiğini iddia etmiş ise de Dairemizin söz konusu kararında davacının iddiasının aksine bayiliğin devrine ilişkin sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilmemiş, taraflarca bayiliğin devrine ilişkin dava konusu sözleşmenin tarafları arasında ifa edildikten sonra geçersizliğinin ileri sürülmesinin TMK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık, hakkın kötüye kullanımı teşkil edeceği benimsenmiştir. Şu halde sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmeyerek teminat mektubunun nakde çevrilmesine ve sözleşmenin feshine davacı yol açmış olduğundan, davalının sözleşmeyi feshinin haklı olması sebebiyle davacı cezai şart talebinde bulunamayacağı gibi …. … Bayiliği Yönetmeliği’nin 15. Maddesinin 2. Fıkrasının c bendi gereği TJK’nın onayı alınmadan taraflar arasındaki … bayiliğinin devrine ilişkin sözleşme geçerli olmadığı olmadığından geçersiz bir sözleşmeye dayalı olarak işbu sözleşmedeki fer’i niteliğindeki cezai şart alacağı da talep edilmeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunda yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre duruşma açılmasına gerek görülmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1. Maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362//1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.23/12/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.