Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/841 E. 2021/660 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020
NUMARASI :….
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/09/2019
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/05/2021

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine, davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, takip dosyasında usulsüz tebligat yapılarak takibin kesinleştiğini, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğunu, takibin iptali gerektiğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip dayanağı senedin teminat senedi olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, senette aval veren konumunda olan davacının TTK’nun 702/2. madde hükmü gereğince diğer borçlu ile birlikte müteselsil sorumluluğunun bulunduğu, dava konusu senette şekli eksiklik bulunmadığı, keşideci ile lehtar arasındaki temel borç ilişkisinin davada değerlendirilemeyeceği, bononun teminat niteliği hakkında davacının yazılı bir kanıt sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takip dayanağı senedin teminat senedi olması nedeniyle takibin iptalinin gerektiğini, kefaletin geçerlilik koşullarının oluşmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı yan davalı bankanın teminat senedine dayanarak takip yaptığını iddia etmiş, davalı yan ise senedin teminat senedi olmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının takip dayanağı senedin teminat senedi olduğunu yazılı delil ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İşbu dava 1.000,00 TL harca esas değer gösterilmek suretiyle anılan miktar üzerinden harç yatırılarak açılmış ise de dava dilekçesindeki talep davacının senede dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle açılmıştır.
5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinde, “Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri beş yüz bin Türk Lirasının üzerinde olan dava ve işlere bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülüp sonuçlandırılacağı” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Somut olayda, dava dilekçesinde harca esas değer 1.000,00 TL olarak gösterilip bu bedel üzerinden harç yatırılmış ise de, dava dilekçesinin içeriğinden davacının teminat senedine dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği görülmüştür. Bu durumda dava değeri dava konusu olan takipte talep edilen toplam alacak miktarı kadardır.
Dava konusu Ankara 2. İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyasında davalı alacaklı banka tarafından davacı ve diğer borçlulardan talep edilen toplam alacak miktarı 783.604,94 TL olup, somut uyuşmazlıkta dava değeri 500.000,00 TL’nin üzerindedir. Bu durumda heyet tarafından 492 sayılı Harçlar Kanunun 16, 30 ve 32 maddeleri ile HMK 150. maddesi gözetilmek suretiyle eksik harcın ikmali için davacıya uygun bir süre verilmesi ve akabindeki işlemlerin de heyetçe yürütülüp karara bağlanması gerekir.
Hal böyle olunca, dava değerinin 500.000,00 TL’nin üzerinde olduğu, davanın asliye ticaret mahkemesinde bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülüp sonuçlandırılacak işler kapsamında kaldığı, davanın heyetçe görülmesi gerektiği gözetilerek dosyanın heyete tevdi gerekirken tek hakim tarafından değerlendirilme yapılarak karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine ilişkin verilen kararın mahkemenin teşekkülü yönünden kanuna aykırı olduğu gözetilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, heyetçe değerlendirilerek yeniden karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2020 tarih ve… Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden heyetçe görülmesi için dosyanın Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Davacının yatırmış olduğu 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/05/2021

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.