Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/827 E. 2023/377 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/827 Esas 2023/377 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/827
KARAR NO : 2023/377

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2021
NUMARASI : 2017/851 Esas 2021/41 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1- … – T.C.:…- …
VEKİLİ :
DAVA : Ortaklıktan Çıkarılma
DAVA TARİHİ : 14/12/2017
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2023

Taraflar arasındaki ortaklıktan çıkarılma istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı … hakkında açılan davanın ise reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin müdürü …’in davacı şirkette 34/100, davalı …’ün şirkette 33/100 ve diğer davalı …’ın ise 33/100 şirkette hissesi bulunduğunu, müvekkili şirketin 100.000,00 TL sermaye ile faaliyete geçtiğini, şirketin faaliyete geçmesinden bu yana ortak … dışında davalı ortaklar şirketin faaliyetleri için hiçbir çalışma ve maddi katkıda bulunmadıklarını, şirketin dava ve icra işlemleri ile karşı karşıya kaldığını, şirketin aktif varlığı olmadığından işbu dava ve icra borçları dışında şirket muhasebecisi ve şirketin vekili olarak taraflarına da ödeme yapılamadığını, müvekkili şirket kayıt ve defteri incelenerek davalı ortakların çıkma pay veya borçlarının hesaplanarak ödeme şeklinin TTK uyarınca belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya karşı cevap verilmediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; yargılamanın devamı sırasında davacı vekilinin 07/11/2020 tarihli dilekçesi ile davalılardan … hakkındaki davasından vazgeçtiğini bildirdiği anlaşıldığından davalı … hakkında açılan davada, davacının davasını geri aldığı anlaşılmakla, HMK’nun 123. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına,
Davalı … hakkında açılan davada ise; talebin davalı vekilince kabul edilmediği, 6102 sayılı TTK’nın 640.maddesi uyarınca ortağın şirketten çıkarılmasına ilişkin davalarda öncelikle şirket genel kurulunda bu yönde karar alınması şartıyla aktif dava ehliyeti davacı şirkete ait olup, dosya kapsamında yapılan incelemede şirket genel kurulunda bu yönde alınan herhangi bir karar bulunmadığı, TTK’nın 621.maddesine göre bir ortağın şirketten haklı sebeple çıkarılması için mahkemeye başvurabilmesi amacıyla genel kurulda temsil edilen oyların en az 2/3’ünün de oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması ve bu konuda genel kurulunda bir karar alınmasının gerekli olduğu, bu yönde davacı şirketin genel kurulunda bir karar alınmadığı, öte yandan aksi düşünülse dahi TTK’nın 640/3 maddesi gereğince haklı sebeple ortağın şirket ortaklığından çıkartılabilmesi için haklı sebebin varlığının ispatının arandığı, Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 2018/3979 esas 2019/5410 karar sayılı ilamında buna ilişkin şartların açıklandığı gibi rekabet yasağı ihlalinin dahi haklı sebep olarak kabul edilmediği, ağır ihlal arandığı, dosya kapsamında davacı tarafından ileri sürülen sebeplerin hiçbirinin haklı sebep olarak kabulünün mümkün görülmediği, bilirkişi tarafından yapılan incelemelerde davacı şirketin öz kaynaklarının artı değerde olduğunun tespit edildiği, bu nedenle ispatlanamayan ve yasal şartları bulunmayan davanın bu davalı yönünden reddi gerektiğinden davalı … hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Bilirkişi raporlarında da davalıların şirketin yönetim işletilmesine katkıda bulunmadıkları gibi çağrıları da cevapsız bıraktıklarını, davalıların şirkete sermaye koymadıklarını, hisseleri oranın da sermaye borçlarını ödemediklerini ve şirket ortaklığından çıkarılma taleplerinin uygun olacağı tespit edilmesine rağmen ilk derece mahkemesince usul ve yasaya aykırı karar verildiğini,
İlk derece mahkemesi kararında genel kurul kararı olmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, gerekçe de TTK’nun 621.maddesindeki karar için gerekli oy sayısına atıf yapıldığını, genel kurul kararının mevcut olduğunu, genel kurul çağrısının yapıldığını, davalılar genel kurula katılmadıkları için dava konusunda karar alınamadığını,
Şirkete olan sermaye borçlarını yerine getirmeyen ortakların genel kurullara katılmayarak karar alınmasına mani olmalarının, şirketin işleyişine, faaliyetini gerçekleştirmesine engel olmalarının ortaklıktan çıkarılma sebeplerinden olduğunu,
Davalılar şirkete dair bir çalışma, katkıda bulunmadıkları gibi sermaye borçlarını da yerine getirmediklerini, şirketin kuruluşundan itibaren çalışma ve maddi sermayeyi şirkete şirket müdürü de olan ortak tarafından yerine getirildiğini, tüm borç ve ödemeleri şirket müdürünün karşıladığını, bu durumun bilirkişi raporlarında tespit edildiğini, davalıların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğinden şirketi ve şirket müdürü ortağı zarara uğrattıklarını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirket ortaklarının haklı sebeplere istinaden TTK’nun 640/3 maddesi uyarınca şirket ortaklığından çıkarılması istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Mali müşavir bilirkişiden alınan rapor ve ek raporda özetle; dava dosyasına sunulmuş belgeler ve davacı şirkete ait Karar Defteri, Kurumlar Vergisi Beyannameleri, Ticari Defterlerinin incelenmesi sonucunda, şirket ortakları arasında şirketin yönetimi ve geleceğine ilişkin her hangi bir mutabakatın ve ortak görüşün bulunmadığını, şirketin yönetimi ve geleceği ile ilgili alınmış her hangi bir Ortaklar Kurulu Kararının mevcut olmadığını, şirket müdürü faaliyetlerinin denetlenmediğini, şirket ticari faaliyetleri nedeniyle elde ettiği nakit varlıkların yetersiz olması nedeniyle şirket nakit ihtiyacının şirket ortaklarınca karşılanmadığı ve bu tür ihtiyaçların sadece şirket müdürlüğünü yapan ortak tarafından şirketin ihtiyaç duyduğu nakit eksikliğinin karşılandığı gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, şirket yönetimine katılmayan şirket ortaklarının ortaklıktan çıkarılması ile ilgili talebinin hakkaniyete uygun olacağını, davalıların şirket ortaklığından çıkmasının uygun bulunması durumunda, ortaklıktan çıkarılması talep edilen … ve …’ün ayrı ayrı talep edebilecekleri tutarın 26.340,84 TL olacağı belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın çıkarılma başlıklı 640/3.maddesinde, şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâlinin saklı olduğu, aynı yasanın genel kurulunun yetkileri başlıklı 616/(1)-h.maddesinde bir ortağın şirketten çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulması hususunun genel kurulun devredilmez yetkileri arasında sayıldığını, yine aynı yasanın önemli kararlar başlıklı 621/(1)-h.madesinde ise bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması için de genel kurul kararıyla temsil edilen oyların en az 2/3’ünün ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabileceği düzenlenmiştir.
Düzenleme ile birlikte somut olaya gelince, haklı sebeple ortağın ortaklıktan çıkarma için limited şirket tarafından mahkemeye başvurulmadan önce limited şirket genel kurulunda TTK’nun 621/1-h maddesi uyarınca ve nitelikli çoğunluk tarafından bu kapsamda bir kararın alınması dava şartıdır. İşbu davada dava şartı olan nitelikli çoğunluk tarafından alınan ortaklıktan çıkarmaya ilişkin genel kurul kararı bulunmadığı tüm dosya kapsamıyla sabit olduğundan açılan davanın bu nedenle reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/06/2020 tarih ve 2019/3224 Esas 2020/2963 Karar sayılı ilamı).
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının hem dava şartı hem de esasa ilişkin gerekçe içermesinin çelişkili olması nedeniyle gerekçe yönünden kaldırılmasına ve davalı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı … hakkında açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2021 tarih ve 2017/851 Esas 2021/41 Karar kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince gerekçe yönünden KALDIRILMASINA,

B)1-Davalı … hakkında açılan davada, davacının davasını geri aldığı anlaşılmakla, HMK 123. Madde uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davalı … hakkında açılan davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 148,50 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödemesine,
8-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru gideri ve 40,00 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 202,10 TL istinaf giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/03/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.