Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/818 E. 2021/670 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2021

NUMARASI …
TALEP : İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2021

Taraflar arasındaki şirket müdürünün azli istemiyle açılan dava kapsamında ihtiyati tedbir isteminin ara kararda yazılı nedenlerden dolayı reddine yönelik olarak verilen karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre dolacağından davacıya tedbiren istihkak iddiasında bulunabilmesi konusunda şirketi temsile yetkilendirilmesine, tedbiren şirket adına hukuki işlemler bakımından bir vekil atayabilecek yetkinin verilmesine, mahkemece ilk talep konusunda aksi kanaatte ise tedbiren ivedilikle istihkak itirazını yapacak kayyımın atanmasına, tedbiren mevcut müdürün geçici olarak temsil yetkisinin kaldırılmasına, yargılama neticesinde de davalının şirket müdürlüğünden azline ve davacının şirket müdürü olmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen sicil özetinin tetkikinde davacının ortağı olduğu … Limited Şirketi’nin temsil yetkisinin davalıya verilmiş olduğu görülmekle temsil boşluğundan söz edilemeyeceği öte yandan dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların taraf delilleri toplanmak suretiyle yapılacak yargılama ile değerlendirilebileceğinden mevcut dosya kapsamına göre yasada aranan yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada yerine getirilmediği anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin bu nedenle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Ankara 23. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasının dayanağı olan kambiyo senedinin davalı şirket müdürünün tamamıyla şahsi borcu için lehtarına verilen bir senet olduğunu, şirket tüzel kişiliği ile herhangi bir bağlantısı bulunmadığını, şirket müdürünün şahsi borç nedeniyle şirketi borçlandırdığını, bu nedenle yaklaşık ispat aramaya gerek bulunmadığını,
Takip dosyasında borçlu olarak …’un yer aldığını, ancak ödeme emrinin takip talebine bağlı olmadan usule aykırı olarak kefil olan şirkete de re’sen ödeme emrinin gönderilmesi işlemine şirket müdürünün itiraz etmesi gerektiğini, ayrıca kefil olan şirketin isminin üzerinde çift imza da bulunmadığını, bu nedenle şirket müdürünün şahsi borcu için verilen senetten ötürü keyfi işlem yapmak suretiyle şirket sermayesinin boşaltılmasına göz yumma durumu söz konusu olacağından talepleri doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğun ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, limited şirket müdürünün azli istemiyle açılan dava kapsamında dava sonuçlanıncaya kadar şirkete kayyım tayinine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
… Limited Şirketi’nin ticaret sicil özetine göre 02/08/2016 tarihli genel kurul toplantısında …’un 25 yıl süreyle şirketi her türlü temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
HMK’nun 389/1.maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/3.maddesinde tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Gerek 6102 Sayılı TTK ve gerekse özel yasalarda limited şirkete temsil kayyımı, atanmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte 6102 Sayılı TTK’nın 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanununun, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçası” olduğuna ilişkin hükmü karşısında konu ile ilgili 4721 Sayılı TMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Türk Medeni Kanunun 426. maddesinde düzenlenen temsil kayyımlığı müessesesi, gerçek kişiler esas alınarak getirilmiş bir kurum olmakla birlikte tüzel kişiler içinde temsil kayyımı atanabileceği gerek öğretide (Türk Medeni Hukukunda Kayyımlık-Mustafa Alper Gümüş-Sh. 103) ve gerekse yargı kararlarında (Yargıtay 11.H.D. 1988 tarih…. sayı vb.) kabul görmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 403/2. maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı, kayyım atamasının yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olmayacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 630/(2) ve (3). maddelerinde de; her ortağın, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı yanca dava dışı … Limited Şirketi’nin diğer ortağı ve müdürü olan …’un haklı sebeple şirket müdürlüğünden azledilmesi ile tedbiren davacının şirketi temsille yetkilendirilmesi veya kayyım atanmasına yönelik olarak ihtiyati tedbir talep edilmiş, mahkemece de dava dışı şirketin temsil yetkisinin davalıya verildiği, dava dışı şirkette temsil borcunun söz konusu olmadığı, davacı yanın iddialarının yaklaşık olarak ispatlanamadığı gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olmakla ilk derece mahkemesinin davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin reddi gerekçesi gözetildiğinde ara karar usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.26/05/2021