Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/815 E. 2022/311 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/815 Esas 2022/311 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/815
KARAR NO : 2022/311

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2019
NUMARASI : 2015/114 Esas 2019/23 Karar
ASIL DAVADA:

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA TARİHİ : 02/02/2015
BİRLEŞEN ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2015/72 ESAS SAYILI DOSYASINDA:
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (BANKACILIK İŞLEMLERİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 02/03/2015
BİRLEŞEN DOSYA
KARAR TARİHİ : 04/03/2015
KARAR TARİHİ : 17/01/2019
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemlerine ilişkin asıl ve birleşen davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükme karşı asıl ve birleşen davada davacı vekilince birleşen davada davalı şirket vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Asıl ve birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … İnş. Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. -… Müh. San. Ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı’nın asıl borçlu, davalı …’nun müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmelerine istinaden anılan iş ortaklığına müvekkili bankanın … Şubesi tarafından trio kart hesabı, çek karnesi hesap kredileri ile muhtelif başka hesap kredilerinin açılıp kullandırıldığını, nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının ödenmemesi üzerine kredilerin kat edilerek davalı borçlulara Ankara 18. Noterliği’nin 03.12.2013 tarihli hesap kat ve borcu ödeme ihtarnamesinin borçluların bankaya bildirmiş oldukları en son adreslerine gönderilen ihtarnamelerin tebliğ olunamayıp 14.02.2014 tarihinde iade edildiğini ileri sürerek nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, itiraz olunan nakit alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini, birleşen dava dosyasında dava dosyasının daha önce açılan Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/114 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ olunduğu halde davalılar cevap dilekçesi sunmamışlar, duruşmalara katılarak beyanda da bulunmamışlardır.
BİRLEŞEN DAVA
CEVAP
Birleşen dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu icra takip dosyasında gönderilen ödeme emrinin hatalı olduğunu, zira eki ihtarname konusu kişilerin farklı kişiler olduğunu ve bu dava ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkiline herhangi bir hesap kat ihtarının tebliğ edilmediğini, nakdi alacağın asıl davanın davalısı olan …’na verilen kredi kartı borcundan kaynaklandığını, müvekkili şirketin imzası bulunan takip dosyasına sunulan genel kredi sözleşmesinin iş ortaklığının kullanacağı krediler için olduğunu, kredi kartını kapsamadığını, borçlu …’nun kullandığı kredi kartına müvekkilinin kefaletinin bulunmadığını, müvekkilinin bu sebeple takip konusu nakdi kredi alacağından dolayı sorumlu olmadığını, davacının takip konusu gayri nakdi kredi alacağı için hiçbir delil sunmadığını, verilen çeklerin tamamına yakınının bankaya iade edildiğinin tespit edildiğini, ekli çek statüleri listeleme raporuna, Isparta 2. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3367 Esas sayılı dosya çeki ile ilgili belgeye ve ödenen çeklerin dekontlarına göre; çeklerin büyük çoğunluğunun bankaya iade edildiği ya da banka kanalıyla ödendiğinin anlaşıldığını, davanın ya da icra takibinin müddeabihini oluşturmayan gayri nakdi depo talebinin nakit toplamı olarak gösterilmesinin hatalı olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, temerrüt faizi talebinin fahiş olduğunu, savunarak davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davada iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre; davacı Banka ile davalı asıl borçlu … İnş. Turz. ve Tic. Ltd. Şti.-… Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti. ortaklığı arasında 24.06.2009 tarihli ve 250.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı, asıl ve birleşen dosya davalılarının söz konusu sözleşmede 250.000,00-TL limit dahilinde müteselsil kefaletlerinin bulunduğu, davacı banka tarafından davalılara gönderilen 03.12.2013 tarihli ihtarnamede 7.869,78-TL nakit alacağın 24 saat içerisinde ödenmesi, ayrıca 73 adet çek karşılığı toplam 76.285,00-TL’nin 24 saat içerisinde depo edilmesinin talep edildiği, ihtarnamenin … Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne 10.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı … yönünden 05.12.2013 tarihinde temerrüdün oluştuğu, ihtarnamede davalı … Turz. İnş. Ltd. Şti’ye yer verilmediğinden takip tarihi itibarıyla temerrüdün gerçekleştiği, davacı banka tarafından dosyaya sunulan 70.000,00-TL limitli … … Kart hesap ekstresi bilgilerine göre, kredi kartının adres bölümünde … İnş. Turz. ve Tic. Ltd. Şti.-… Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti., … ibarelerinin bulunduğu, kredi kartının 16.07/16.08/16.09/16.10/16.11.2013 dönemli hesap ekstresin borçlarının ödenmediği, en son gönderilen 16.12.2013 tarihli hesap kesimi, 26.12.2013 son ödeme tarihli kredi kartının borcunun 7.535.62-TL olduğu, söz konusu kredi kartının adi ortaklık adına açıldığı, söz konusu kredi kartından kaynaklı yapılan harcamalardan adi ortaklığa dahil davalı şirketlerin ve sözleşme kefillerinin sorumlu olduğu, asıl dava davalıları … Ltd.Şti ile …’nun davacı banka tarafından asıl borçlu adına kullandırılan kredilerden 250.000,00-TL limit dahilinde kefaleten sorumlu oldukları, taraflar arasında akdedilen sözleşmede kredi limitinin bir kısmının veya tamamının kredi kartı kredisi olarak kullandırılabileceği yönünde düzenleme yapıldığı, davalıların ihtirazı kayıt koymaksızın sözleşmeye imza attıkları, dolayısıyla sözleşme kapsamında kullandırılan kredi kartı borçlarından davalıların sorumlu oldukları, davalılardan … Ltd. Şti.’nin temerrüdünün 10.12.2013 tarihinde, …’nun ise 05.12.2013 tarihinde oluştuğu gerekçesiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibinde belirtilen şartlar geçerli olmak üzere davalı … Mühendislik San. Ltd. Şti.’nin sorumluluğunun 7.869,78-TL asıl alacak, 410,57 TL faiz, 20,52-TL BSMV ve 486,06-TL noter masrafı olmak üzere toplam 8.786,95 TL, davalı …’un sorumluluğunun ise 7.869,78-TL asıl alacak, 415,43 TL faiz, 20,77-TL BSMV ve 486,06-TL noter masrafı olmak üzere toplam 8.792,05 TL olduğu, sözleşmede davalı kefillerin iade edilmeyen çeklerden kaynaklı garanti tutarlarından dolayı sorumlu olduklarına dair bir hüküm bulunmadığından davalı kefil … yönünden depo talebinin reddine, diğer davalı … Ltd. Şti. asıl borçlu şirketin adi ortağı konumunda olduğundan asıl borçlu … Ltd. Şti ile birlikte depo talebine konu edilen çek tutarlarından sorumlu olduğu, davacının takip tarihi itbarıyla depo talebine konu edebileceği 85 adet çekin bir kısmının bankaya iade edilmesi, ödeme yapılması ve iptal edilmesi sebebiyle 2018 yılı için geçerli tutar dikkate alınarak depo talebine konu 5 çek yönünden 8.000,00 TL çek riskinin bankaca açılacak vadesiz bir hesaba depo edilmesine, depo kararı yönünden borçlulardan davalılar … Müh. San. Tic. Ltd. Şti. ve … İnş. Turz. Tic. Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğuna, iade ve iptal sebebiyle kalan çek bedelinin depo edilmesine ilişkin talep konusuz kaldığı anlaşılmakla bu konuda karar vermeye yer olmadığına, birleşen dava davalısı … İnş. Turz. Tic. Ltd. Şti’nin asıl borçluya kullandırılan kredilerden 250.000,00-TL limit dahilinde kefaleten sorumlu olduğu, davalının temerrüdünün takip tarihi itibarıyla oluştuğu, tahsilde tekerrür edilmemek kaydıyla davalı … İnş. Turz. Tic. Ltd. Şti.’nin sorumluluğunun 7.869,78-TL asıl alacak, 339,14 TL faiz, 16,96-TL BSMV ve 486,06-TL noter masrafı olmak üzere toplam 8.711,08 TL olduğu, bu davalı yönünden takip tarihinden itibaren akdi faiz olan yüzde 24,24 oranı uygulanmak suretiyle takibin devamına, bilirkişi raporuyla tespit edilen alacak kalemleri gereğince davacının davalılara icra takibi yapmakta haklı olduğu anlaşıldığından asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, asıl alacak miktarı itibarıyla davalıların icra inkar tazmatından sorumlu olduğuna, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; genel kredi sözleşmesinde belirtildiği üzere hesap katı ile temerrüdün oluştuğunu, temerrüt tarihinin farklı dikkate alınması nedeniyle hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi ile faizin gider vergisinin eksik ve yanlış hesaplandığını, hüküm altına alınan alacak kalemleri eksik hesaplandığından icra inkar tazminatının, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin eksik hesaplandığını, temerrüt faizi oranının genel kredi sözleşmesinin 11/b maddesinde belirlendiğini, asıl dava dosyasında talepleri gibi temerrüt faizi oranı %30,24 olarak hesaplandığı halde birleşen dava dosyasında temerrüt faizine %24,24 olarak hükmedilmesinin hatalı olduğunu, asıl davada davalı kefilin depo talebinden sorumlu olmayacağına dair hükmün doğru olmadığını, sözleşmenin 13.2.c maddelerinin kefilin kefaletinin çek yapraklarını da kapsadığının görüleceğini, gayri nakit alacak tutarının da rapor tarihi itibarıyla değil takip tarihi itibarıyla hesaplanması gerektiğini, takip tarihi itibarıyla da alacağın varlığının kanıtlandığını ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle asıl ve birleşen davada davaların kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; depo talebine konu çeklerin basım tarihleri üzerinden 5 yılın geçtiğini, çeklerin büyük bir kısmının teslim tarihinin 2011 olduğunu, Çek Kanunu’nun 3. Maddesinin 9. Maddesi gereği davacı bankanın çeklere yönelik olarak riskinin kalmadığını, kredi kartı borcunun asıl davanın davalısı olan …’nun kişisel kullanımından kaynaklandığını, müvekkiline gönderilen hesap katı hatalı olduğu gibi müvekkilinin temerrüde de düşürülmediğini, müvekkili aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatının haksız olduğunu, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davada kısmen kabule göre müvekkili şirket lehine 2725,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece 82,07 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, oysa birleşen davada da depo talebi bulunduğunu, ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle birleşen davada verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Asıl ve birleşen dava, genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının tahsili için asıl borçlu ile müteselsil kefile karşı başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemiz kararı ile dosya kapsamında asıl ve birleşen davanın davacısı tarafından verilen istinaf başvuru dilekçesinin asıl davada davalı ……Ltd. Şti.’ye ve davalı …’na tebliğ edilmediği, ayrıca davacı banka tarafından asıl ve birleşen davada verilen hükümler istinaf edildiği halde istinaf başvuru ve karar harcının tek yatırıldığı belirtilerek davacı vekiline birleşen dava yönünden istinaf başvuru ve istinaf maktu karar harcını tamamlamak üzere HMK’nın 344. Maddesi gereği işlem yapılarak davacı bankaya muhtıra çıkarılması ayrıca, asıl ve birleşen davada davacı banka tarafından verilen istinaf başvuru dilekçesinin asıl davada davalı ……Ltd. Şti.’ye ve davalı …’na HMK’nın 347/1 maddesi gereği tebliği sağlanarak istinafa katılma yolu ile başvurma süresi olan HMK’nın 345. Maddesindeki yasal iki hafta istinaf süresinin beklenilmesi, bu süre zarfında katılma yolu ile istinafa başvurulması halinde verilen dilekçenin aynı Yasa’nın 348. Maddesine göre davacıya tebliğ edilmesi gerektiği bildirilerek gereğinin yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Ne var ki Dairemiz geri çevirme kararından sonra asıl davada davalı ……Ltd. Şti.’ye davacı banka vekilinin istinaf başvuru dilekçesi, anılan davalı şirketin adresine yapılan tebligata ilişkin tebligat parçasında “muhatabın işe gittiğini beyan eden aynı konutta daimi ikamet eden ehil yetkili “..imzasına tebliğ edildiği” ibaresinin yazıldığı görülmektedir. Tebligat Kanunu’nun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun’un 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Yönetmeliği’nin 21. maddesinde de; tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde, tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, anılan davalı şirkete çıkarılan tebligatın şirket yetkililerinin adreste bulunmama nedeni araştırılmadan daimi çalışana tebliğ edildiği, bunun yanı sıra tebliği alan kişilerin şirketin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş kişiler olup olmadığının yukarıda anılan yönetmelik hükmünde ifade olunan şekilde araştırılmadığı, bu kapsamda anılan davalı şirkete yapılan tebligatın hukuki geçerliliğinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan birleşen davada hükmü istinaf eden davacı bankaya HMK’nın 346. Maddesinde belirtilen usul izlenerek istinaf başvuru ve maktu karar harcı da tamamlatılmamıştır.
Bu itibarla Dairemiz kararı gereğinin ivedilikle yerine getirilmesi konusunda gereken titizliğin ve önemin gösterilerek gereksiz yere istinaf incelemesinin uzamasına mahal verilmemesi için 7201 Sayıl Tebligat Kanunu’nun yukarıda yer verilen 12. ve 13. maddeleri ile Tüzüğün 17. ve 18. maddelerindeki usule göre davacı banka vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin, anılan davalı şirkete tebliğinin sağlanması, istinafa katılma yolu ile başvurma süresi olan HMK’nın 345. Maddesindeki yasal iki hafta istinaf süresinin beklenilmesi, bu süre zarfında katılma yolu ile istinafa başvurulması halinde verilen dilekçenin aynı Yasa’nın 348. Maddesine göre davacıya tebliğ edilmesi, birleşen davada istinaf başvuru ve istinaf maktu karar harcını tamamlamak üzere HMK’nın 344. Maddesinde düzenlenen usul gereği davacı bankaya muhtıra çıkarılarak sonucuna göre işlem yapıldıktan sonra istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine tekrar geri çevrilmesine karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen davada hükmü temyiz eden davacı banka tarafından birleşen davada istinaf başvuru harcının ve istinaf maktu karar harcını tamamlaması için HMK’nın 346. maddesi gereği işlem yapılmak üzere,
2-7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun yukarıda yer verilen 12. ve 13. maddeleri ile Tüzüğün 17. ve 18. maddelerindeki usule göre asıl ve birleşen davada davacı banka tarafından verilen istinaf başvuru dilekçesinin asıl davada davalı ……Ltd. Şti.’ye HMK’nın 347/1 maddesi gereği tebliği sağlanarak istinafa katılma yolu ile başvurma süresi olan HMK’nın 345.maddesindeki yasal iki hafta istinaf süresinin beklenilmesi, bu süre zarfında katılma yolu ile istinafa başvurulması halinde verilen dilekçenin aynı Yasa’nın 348. Maddesine göre davacıya tebliğ edilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda HMK’nın 352. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/03/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.