Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/801 E. 2023/571 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/801 Esas 2023/571 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/801
KARAR NO : 2023/571

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2021
NUMARASI : 2019/454 Esas 2021/323 Karar
DAVACI : … – (T.C. …)
VEKİLİ
DAVALI : … …
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2023

Taraflar arasındaki alacağa ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 31/08/2018 tarihinde … yükleme rampasına yük alma amacıyla yanaşması esnasında aracından koku ve duman geldiğini, aracın sağ ön sigorta tablosunun tutulması sebebiyle yanmaya başladığını, aracın ekranının karardığını, alev alan ön panjurun su dökülerek söndürüldüğünü, müvekkili tarafından aracında oluşan maddi zarara ilişkin Eskişehir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/53 D.İş sayılı dosyası kapsamında delil tespiti yaptırıldığını, düzenlenen bilirkişi raporunda toplam 122.778,58 TL hasar onarım bedelinin olacağının tespit edildiğini, müvekkiline ait aracın davalı … tarafından sigortalanmış olduğunu, aracın yanması riskinin gerçekleşmesi sonucu uğranılan maddi zararların da teminat kapsamında olduğunu, bu nedenle davalı … şirketine başvurulduğunu, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığını, bunun üzerine arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşmaya varılamadığını belirterek, davacının … Marka aracında meydana gelen yangın nedeniyle ortaya çıkan zarara ilişkin olarak şimdilik 10.000 TL’nin zararın meydana geldiği ve davalıya ihbar edildiği 31/08/2018 tarihinden itibaren uygulanacak ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aracının Genişletilmiş kasko ile sigortalandığını, meydana gelen hasarın sigorta koruması kapsamı dışında kaldığını, hasar sebebinin alevli yangın değil, aracın kablo/elektrik tesisatının kavrulması sonucunda hasar gerçekleştiğini, kavrulma rizikosunun sigorta kapsamında olmadığını, bu konuda örnek Yargıtay ilamlarının bulunduğunu, meydana gelen hasarın sigorta kapsamında kabulü halinde ödenecek tazminattan sigortalının kusuru oranında indirim yapılması gerektiğini, delil tespiti kapsamında yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini, faizin en erken 15/10/2018 tarihinden itibaren başlatılabileceğini belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının talebinin 31/08/2018 tarihinde aracında meydana gelen yangın nedeniyle ortaya çıkan zararına ilişkin olduğu hasara sebep olan olayın yangın olduğu,aracın yanması sırasında zararın artmaması için davacının müdahalede bulunduğu, bu sebeple tazminat yönünden bir indirim yapılmasının gerekmediği belirtilerek davacının davasının kabulü ile, 36.717,58 TL maddi tazminatın 15/10/2018 tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; meydana gelen hasar sigorta koruması kapsamı dışında olduğunu, davacının maliki olduğu … plakalı 2016 … marka … model çekici müvekkili şirket nezdinde 29.08.2018 düzenleme tarihli … no’lu Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi “Genişletilmiş Kasko” ile sigortalandığını, sigortalı aracın yandığı iddiası üzerine gerekli incelemelerin yapıldığını, ancak meydana gelen rizikonun sigorta kapsamı dışında kaldığını, yanma olayının gerçekleşmediği sonucuna varıldığını ve bu yüzden davacının taleplerinin reddedildiğini, bilirkişi raporlarına karşı, somut olayda gerçekleşen hasarın sebebi, alevli yangın değil, kavrulma olduğunu, hasarı doğuran olay davacının kusurlu hareketleri neticesinde, aracın kablo/ elektrik tesisatının kavrulması sonucunda gerçekleştiğini, yine sigorlalı tarafından müvekkiline gönderilen olayın oluş şeklini anlatan yazıdan da araçta bir kavrulmanın gerçekleştiğinin açık olduğunu, bilindiği ve dosya kapsamında da görüldüğü üzere ise, işbu davadaki sigortanın konusunu belirleyen Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.1. maddesinin I. fıkrasının (d) bendinde, “Aracın yanması” rizikosu sigorta kapsamında yer almakla birlikte, yanmadan farklı nitelikte bir rizika olan kavrulma rizikosu kaska sigortasında birincil riziko sınırlandırması olarak düzenlenmediğini, dolayısıyla genel şartlar uyarınca, somut olayda gerçekleşen kavrulma durumu sigorta kapsamı dışında olduğunu, araçtaki teknik bir arızadan ve davacının eylemlerinden dolayı, alevli bir şekilde olmaksızın yanma hali, bunun sebebinin de davacının kusurlu hareketleri olduğunu, davacının ve tanıkların da olayı anlatış şekillerinden bu hususun net olduğunu, dolayısıyla, ilk derece mahkemesi tarafından, emsal kararlar ışığında davanın reddine karar yerilmesi gerekirken davanın kabul edilmesi hukuka aykırı olduğunu, kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından, tarafılarınca bilirkişi kök ve ek raporundaki tespitlere aykırı bir delil sunulmadığı belirtilmekteyse de dosya kapsamında görülebileceği üzere rapora karşı delil niteliğinde emsal kararlar, raporlar, dosyaya gelen müzekkere cevapları sunulduğunu, dolayısıyla, hatalı ve eksik gerekçe ile hüküm kurulmuş olduğu için de ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiğini, tazminattan kusur oranında indirim yapılmadığını, bilindiği üzere, TTK m.1448’de “Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda, zararın önlenmesi, azaltılması, artmasına engel olunması veya sigortacının üçüncü kişilere olan rücu haklarının korunabilmesi için, imkânlar ölçüsünde önlemler almakla yükümlü olduğunu, sigorta ettiren, sigortacının bu konudaki talimatlarına olabildiğince uymak zorunda olduğunu, birden çok sigortacının varlığı ve bunların birbirlerine aykırı talimatlar vermeleri hâlinde, sigorta ettiren, bu talimatlardan zararın azaltılması ve rücu haklarının korunması bakımından en uygun olanını dikkate aldığını, bu madde uyarınca, sigorta ettiren, rizikoyu engellemek için önlemler almakla yükümlü olduğu gibi bu noktada yükümlülüğüne aykırı davrandığı surette sigorta tazminatından indirim yapılması gerektiğini, araca sonradan takılmış havalı korna bağlantıları, uygunsuz şekilde (elektrik korna kablosu kesilerek) takıldığını, havalı korna bağlantısının kabin içerisine tesisatı kesilerek şalteri ve kablosu araç içinden alındığını, araç sahibi havalı kornayı dışarıda kendi taklırdığını fakat ilave takılan şalterin ve kabloların araç üzerinden neden söküldüğünü bilmediğini beyan ettiğini, araç üzerinde sonradan yapılan üst yapı talimatlarına uygun olmayan alıcılara sigorta koruma devresi yapılmadığı tespit edildiğini, yangının araca sonradan eklenen bu değişiklikler sonucu diş etken kaynaklı olarak ortaya çıktığı teknik açıdan kuşkusuzdur…” şeklinde belirtildiğini, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, kararın icrasının geri bırakılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalı araçta oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamından; dava konusu aracın davacı … nezdinde olayın meydana geldiği 31/08/2018 tarihinde 29/08/2018 başlangıç ve 29/08/2019 bitiş tarihli genişletilmiş kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunduğu, davacı … şirketinden alınan ekspertiz raporuna göre araçta kavrulma şeklinde bir hasar olduğu,frili alevli yangın olmadığı davacı adına kayıtlı … plakalı, 2016 model, … çekici aracın hasarının 84.531.75 TL parça bedeli 4.207.50 TL işçilik olmak üzere KDV dahil 104.712,07 TL olduğu hasarın teminat kapsamında olmadığı belirtilmiştir.
…-… A.Ş. tarafından dosyaya sunulan teknik inceleme raporuna göre, araçta yapılan inceleme sonucu yangın hasarına neden olabilecek bir bulguya rastlanmadığını, sigortalık kısmında bağlantı kablolarında kısa devre sürtme vs. bağlantı sorunu mevcut olmadığını, araca sonradan montajı yapılan havalı korna şalterinin ve tesisatının araç üzerinden söküldüğünü, araç sahibinin havalı kornayı dışarıda kendi taktırdığını ve çalıştığını beyan etmesine rağmen ilave takılan şalterlerin ve kabloların niçin araç üzerinden söküldüğünü bilmediğini beyan ettiğini, araç üzerine sonradan yapılan değişiklerin üst yapı talimatlarına uygun olmadan yapıldığını ilave edilen alıcılara herhangi bir sigorta koruma devresi yapılmadığının görüldüğünü, hasarın araca sonradan yapılan bu değişiklikler sonucu dış etken kaynaklı olduğunu belirtmiştir.
Eskişehir 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/53 D.İş dosyasında alınan bilirkişi raporunda özetle, tespite konu araç ruhsat bilgilerine göre … plakalı olduğunu, 15.01.2018 tarihinde ilk tescili yapılan, …-… marka, … plaka ile alınarak 17.08.2019 tarihine kadar geçerli olduğu, genişletilmiş kasko sigortası poliçesinin 29.08.2019 tarihine kadar geçerli olduğu, araç muayene raporunun … plaka ile yapılarak 17.08.2019 tarihine kadar geçerli olduğu ve araç yol göstergesinin kilometre kadranı araç muayene raporunda 829 km olduğu belirtildiğini, elektrik tesisat kabloları, kumanda kutusu hasar görüp yanıp eridiğinden tespit anında tespit anında ekran göstergesi çalışmadığından araç yol göstergesinin kilometre kadranında herhangi bir rakam tespit edilemediğini, tespit konusu aracın 31.08.2018 tarihinde, araç sağ ön sigorta tablosunun olduğu bölümden tutuştu şikayeti ile çekici ile … yetkili servisine geldiği, iş emri açıldığı, açılan iş emrinde araç kilometresinin 1350 km olduğu, elektrik kablosu tesisatının eridiği, elektrik tesisatının, kumanda kutusunun soketlerinin işlev yapamaz durumda hasar gördüğünün tespit edildiği, elektrik tesisat kabloları, kumanda kutusu kilometre kadranında herhangi bir rakam tespit edilemediğini, aracın geçmiş servis kayıtlarında 03.01.2018 tarihinde yıllık bakımının yapıldığı, motor, şanzuman, diferansiyel yağlarının ve yağ filtresi ile hava filtresinin değiştirildiğinin tespit edildiği, tespit ve değerlendirmelerinden dolayı tespit konusu … plakalı aracın, hasar onarım bedelinin 122.778,85 TL olduğu belirtmiştir.
Yargılama sırasında bir makina mühendisi bir Elektrik mühendisi bir sigorta uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 28.09.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, dava konusu … plakalı çekicinin 31.08.2018 tarihinde saat 11,30 sıralarında yükleme yerine rampaya yanaşırken ön sağ taraftan çıtırtı ve sonrasında duman geldiği, aracın ekranı kararak, sağ ön göğüs(türpida kısmında bulunan kablo bağlantı kutusunun içersindeki kablo demetlerinde kavrulmaların olduğu, bu kavrulma sonucu oluşan ısının kablo kaplamalarını ve kablo kutusunu erittiği ve aracın sam kumanda kutusu ve kablolarında hasar oluştuğu bu nedenle araçta meydana gelen olayın bir elektrik yangını olduğu , yangınların alevli veya alevsiz olarak oluşabileceği,dava konusu olay nedeni ile … plakalı çekicide, İskontolar tenzil edildikten sonra KDV dahil toplam104.712.32 TL hasar meydana geldiği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin 09.01.2020 tarihli dilekçe ekinde dosyaya sunduğu faturalar incelendiğinde …Ltd.Şti.tarafından düzenlenen 09.10.2019 tarihli fatura ile dava konusu araçta oluşan hasar nedeniyle 35.417,58 TL tutarında fatura düzenlendiği yine … Kooperatifi tarafından düzenlenen 01.10.2019 tarihli 1.300,00 TL bedelli çekici ücretine ilişkin fatura olduğu görülmüştür.
Davacı vekili 01.10.2020 tarihli dilekçesi ile davasını 36.717,58 TL olarak ıslah etmiştir.
Kasko sigortasının kapsamı, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.1 maddesinde etraflıca düzenlenmiş, A.1.c.maddesinde aracın yanması ayrı bir bent halinde ve yanmanın nedenine ilişkin bir koşul ön görülmeden 1.bentteki koşullardan bağımsız olarak teminat kapsamında olduğu düzenlenmiştir. Teminat dışında kalan zararlar da A.5.maddesinde sayılmıştır. Genel şartların A.5.8.maddesinde sigorta kapsamına giren bir olaydan doğmadıkça ve böyle bir olayla sonlanmadıkça, taşıtın mekanik, elektrik ve elektronik donanımında meydana gelen her türlü arızaların, kırılmaların ve lastiklerde meydana gelen zararların teminat dışı olduğu açıklanmıştır. Ancak, bu durum zararın meydana geldiği mekanik, elektrik ve elektronik aksamı ile sınırlı olup, bu zararların kendisi teminat dışı tutulmuştur. Yangının bu aksamdan kaynaklandığı düşünülse dahi bu aksamın neden olduğu hasar, teminat içinde kalan yangın olayı ile sonuçlanmış ise rizikonun teminat içerisinde kaldığının kabulü gerekir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 25/11/2014 tarih ve 2013/10390 esas 2017/16848 karar sayılı ilamı). Ayrıca, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununda kapsam dışı bırakılmış risklerin açıkça belirtilmiş olması gerektiği, belirtilmemiş olan risklerin teminat kapsamında sayılacağı, bu nedenle ister dış kaynaklı ister iç kaynaklı olsun aksi ve ayrıntıları (istisnaları) poliçede özellikle kararlaştırılmadıkça, sigortalı bilgilendirilmedikçe sigorta şirketinin hasardan sorumlu olduğu kabul edilmiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19/12/2016 tarih ve 2016/7352 esas 2016/11655 karar sayılı ilamı).
Somut olayda, “aracın yanması” halinin sigorta teminat kapsamında bulunduğu açıkça poliçede yazılı olmakla,aracın sağ ön göğüs(torpido) kısmında bulunan kablo bağlantı kutusunun içersindeki kablo demetlerinde kavrulmaların olduğu, bu kavrulma sonucu oluşan ısının kablo kaplamalarını ve kablo kutusunu erittiği ve aracın sam kumanda kutusu ve kablolarında hasar oluştuğu ve yangın üzerine meydana gelen hasar nedeniyle davalı … şirketinin sorumlu olduğu, poliçede bu hususun teminat kapsamı dışında kaldığına ilişkin herhangi bir açıklamanın da yer almadığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesinin 1. fıkrası gereği sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan gerçek zararı gidermekle yükümlüdür. Kasko sigortası niteliği itibari ile mal/zarar sigortaları türünden olan karma bir sigorta sözleşme olup,zarar sigortası olduğundan sebepsiz zenginleşme yasağı kuralı gereğince sigortacı ancak geçerli bir sigorta sözleşmesinin kurulması sonucu oluşan gerçek zarar miktarından poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumludur.Gerçek zarar miktarının belirlenmesinde poliçede yer alan genel ve özel şartlardaki hükümlerin dikkate alınır.Dava konusu araçta oluşan gerçek zararın belirlenmesi noktasında gerek ekspertiz raporu gerekse ilk derece mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda araçta oluşan hasar miktarının 104.712,32 TL olduğunun tespit edildiği bu nedenle davalı … şirketinin sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan gerçek zararı gidermekle yükümlü olduğu,davacının olaydan sonra aracı tamir ettirdiği ve somut uyuşmazlıkta ödediği tamir bedelini talep ettiği anlaşılmakla sigortanın zenginleşme aracı olmayacağı da dikkate alınarak ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 2.508,17 TL harçtan peşin alınan 628,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.880,17‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.13/04/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.