Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/792 E. 2023/331 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/792 Esas 2023/331 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/792
KARAR NO : 2023/331

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE :
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2021
NUMARASI : 2020/582 Esas 2021/244 Karar
DAVACI : … (TCKN: …) – …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 04/11/2020
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin kuruluşundan itibaren pay sahibi olan müvekkilinin pay sahipliğinin kendisine bahşetmiş olduğu hakları kullanmadığını, özellikle müteveffa babasının davalı şirketin grup şirketlerinde uzun yıllar hizmet etmesinden kaynaklı güven ortamında birçok işlemin müvekkili tarafından sorgulanmadığını, ancak müvekkilinin payı için 5.000,00 TL gibi komik bir rakamın teklif edilmesi, diğer yandan davacının babasının da katkısının büyük olduğu patent ile ilgili sorulan sorulara samimi olmayan cevaplar verilmesi üzerine müvekkilinin şirket yönetimi ve hesap verilebilirlik konusundaki endişelerini artırdığını, davacının, davalı şirketin 2019 yılı genel kurul toplantısına vekili aracılılığıyla katıldığını, gündemin 2. maddesi ile yönetim kurulunca hazırlanan faaliyet raporu ile 2019 yılı hesap dönemine ilişkin finansal tabloların okunması, müzakeresi ve finansal tabloların tasdiki maddesinde davacının vekili marifetiyle TTK’nun 437. maddesi uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkı çerçevesinde yönetim kuruluna soru sorduğunu, yönetim kurulunca soruların cevaplandırılması yerine bu soruların cevaplarının finansal tablolarda mevcut olduğu ifade edilerek, hiçbir soruya cevap verilmediğini ve davacının bilgi edinme hakkının elinden alındığını, pay sahibi olan davacının genel kurulda sorulan soruların cevaplarını içerdiği iddia edilen finansal tabloların sorulan sorularla ilgili en ufak bir açıklama içermediğini, yönetim kurulunun bilgi verme konusundaki isteksizliği ve hesap verilebilirlik konusundaki şeffaflıktan uzak yaklaşımı üzerine yönetim kurulunun ibrası konulu 3. madde ile yönetim kurulu üyelerinin TTK’nun 395. ve 396. maddelerinde yazılı işlemleri yapabilme hususunda gerekli iznin oylanması konulu 5. gündem maddesine davacının muhalif kaldığını, diğer bir anlatımla, bilgi vermeme ile alınan kararlar arasında illiyet bağının bulunmasından dolayı güven unsurunu yitiren davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin ibrasında ve TTK’nun 395. ve 396. maddelerinde yazılı işlemleri yapabilme hususuna ilişkin gündem maddelerine muhalif kalındığını, yönetim kurulunun müvekkilinin sorduğu soruları dikkate almayarak, davacının bilgi alma, inceleme ve denetim haklarının elinden alındığını, bu nedenle genel kurulun 2, 3 ve 5.maddelerinde alınan kararların mutlak butlanla malul olduğunu beyan ederek, davalı şirketin 20.08.2020 tarihli olağan genel kurulunda alınan 2, 3 ve 5 nolu kararların butlan ile malul olduğunun tespiti ve devamında iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, Türk Ticaret Kanununda butlan sebeplerinin TTK 447., iptal sebeplerinin ise TTK 445. maddesinde yer aldığını, anılı genel kurulda butlan ve iptal sebeplerinin bulunmadığını, zira davacının dilekçesinde ileri sürdüğü tüm hususların ortağın bilgi alma hakkına ilişkin iddialar olup, pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını sınırlandıran herhangi bir genel kurul kararı olmadığını bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının TTK’nun 437. maddesi uyarınca kullandığı bilgi edinme hakkı yönetim kurulu tarafından doyurucu bir şekilde karşılanmadığı, bilgi alma hakkı kapsamında verilen bilginin özenli ve gerçeğe uygun, hesap verme ilkelerine uygun olmadığı iddiasında ise TTK’nun 437/5 maddesi uyarınca dava açması gerektiği, sırf yönetim kurulunun doyurucu şekilde sorulan sorulara cevap verilmemesi sebebinin genel kurulda alınan 2,3 ve 5.maddeler için iptal veya butlan sebebi olarak kabul edilemeyeceği, nitekim TTK’nun 447.maddesi kapsamında davacı pay sahibinin genel kurula katılma, asgari oy ve kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikte haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, bilgi alma, inceleme ve denetleme hakkını kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandırılan veyahut şirketin temel yapısını bozan, sermayenin korunması hükümlerin aykırı olan ve nihayetinde emredici hükümlere aykırı karar alınmadığı gibi, TTK’nun 445 maddesi kapsamında 2, 3 ve 5.maddelerde alınan kararların kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olmadığı kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Pay sahibinin bilgi alma talebine ilişkin kayıtların finansal tablolarda ve faaliyet raporlarında yer alsa bile yeterli derecede aydınlatılmasına ve haklarını bilinçli bir şekilde kullanabilmesine imkan verebilecek şekilde değil ise bilgi alma talebini olumlu karşılanması gerektiğini, genel kurulda da bu yönde sorulan sorulara ufak bir açıklama dahi getirilmediğini, müphem hususların açıklanmadığını, bilgi verilmemesi nedeniyle genel kurulda alınan kararlar arasında illiyet bağının bulunmasından ötürü güven unsurunu yitiren davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin ibrasında ve TTK’nun 395 ve 396.maddelerinde yazılı işlemlere yönelik gündem maddelerine muhalefetin tutanağa geçirildiğini, bu nedenle açılan davanın kabulü yerine yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; anonim şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
20/08/2020 tarihli 2019 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında
Gündemin 2. maddesinde; yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu ile şirketin 2019 yılına ait finansal tabloları,
Gündemin 3. maddesinde; yönetim kurulu üyelerinin ibrasının görüşüldüğü, yönetim kurul üyelerinin paylardan doğan oy haklarını kullanmadığı, yapılan oylama sonucunda 7.717.500 oy sahibi 4 paydaşın olumlu, 5.000 adet oy sahibi İpek Görgün vekilinin olumsuz oy kullandığı, muhalefet şerhini tutanağa geçirdiği,
Gündemin 5. Maddesinde; yönetim kurulu üyelerinin TTK’nun 395 ve 396.maddelerine yazılı işlemleri yapabilmeleri hususunda gerekli izinlerin verilmesinin görüşüldüğü, yönetim kurul üyelerinin paylardan doğan oy haklarını kullanmadığı, yapılan oylama sonucunda 7.717.500 oy sahibi 4 paydaşın olumlu, 5.000 adet oy sahibi … vekilinin olumsuz oy kullandığı, muhalefet şerhini tutanağa geçirdiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun “Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı” başlıklı 437/5.maddesinde; bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibinin, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabileceği, başvurunun basit yargılama usulüne göre inceleneceği, mahkeme kararının, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebileceği, mahkeme kararı kesin olacağı, düzenlenmiştir.
Düzenleme ile birlikte ilk derece mahkemesinin gerekçesi de birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı şirketin 20/08/2020 tarihli 2019 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında TTK’nun 437.maddesi uyarınca yönetim kurulunun faaliyet raporu ile şirketin 2019 yılına ait finansal tablolarının okunduğu, gündemin 2.maddesinde, söz olarak TTK’nun 437.maddesi uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkı çerçevesinde sorular yönelttiği, davacının yöneltilen sorulara doyurucu bir şekilde cevap verilmediği veya verilen bilginin bilgi alma hakkı kapsamında özenli, gerçeğe uygun ve hesap verme ilkelerine uygun olmadığı düşüncesinde ise TTK’nun 437/5.maddesi gereğince dava açması gerektiği, yönetim kurulunun bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında sorulan sorulara doyurucu şekilde cevap verilmemesi sebebinin davaya konu genel kurulda görüşülen gündemin 2, 3 ve 5.maddelerinin butlanı sebebi olmasının mümkün olmadığı gibi, 6102 Sayılı TTK’nun 447.maddesi kapsamında davacı pay sahibinin genel kurula katılma, asgari oy ve kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikte haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, bilgi alma, inceleme ve denetleme hakkını kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandırılan veyahut şirketin temel yapısını bozan, sermayenin korunması hükümlerin aykırı olan ve nihayetinde emredici hükümlere aykırı bir karar da alınmadığı, bu hale göre davaya konu gündemin 2, 3 ve 5.maddelerinde alınan kararların kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına da aykırı olmadığı gibi oy çokluğuyla alındığı ve iptali gerektirecek bir durumda bulunmadığından açılan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/03/2023

Başkan- … Üye – … Üye – Zabıt Katibi -…
… … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.