Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/754 E. 2021/1563 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :11/01/2021
NUMARASI ……
DAVA TARİHİ : 19/07/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı yanca süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2015/3736 Esas sayılı dosyası ile dava dışı alacaklı … … A.Ş. tarafından, müvekkili ile davalılar hakkında müşterek müteselsil kefil sıfatıyla icra takibi yapıldığını, yapılan icra takibi sonucunda borcun ağırlıklı kısmının müvekkili tarafından, azar azarda diğer bir kısım davalılar tarafından ödenerek dosyanın infaz ediliğini, Ankara 7. İcra Müdürlüğünün dosyasına yapılan ödemenin 225.481,36 TL olup 7 müşterek ve müteselsil kefilin payların 32.211,62 TL olduğunu, icra dosyasına müvekkili tarafından 191.532,38 TL, … tarafından 3.626,05 TL, … … tarafından 1407,50 TL, … … tarafından 28.915,43 TL TL ödeme yapıldığını, diğer borçluların ise ödeme yapmadığını, müvekkilinin yapmış olduğu ödeme çerçevesinde her bir borçludan payı oranında talep hakkının bulunduğunu, ödeme yapan diğer borçluların ödediği miktarlar mahsup edildiğinde, müvekkilinin…’dan 28.585,57 TL, … …’dan 30.804,12 TL, … … 3.296,19 TL, … … … Ltd Şti’den 32.211,62 TL, … İnş. Ltd Şti’den 32.211,62 TL … … 32.211,62 TL alacaklı olduğunu, alacağının tahsili için Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2018/14956 E. sayılı dosyasında icra takibinde bulunduğu borçlulardan… tarafından borca itiraz edilmediğini, diğer borçluların ise takibe itiraz ettiğini, arabuluculuk yoluna müracaat edilmesine rağmen sonuç alınamadığını iddia ederek davalıların itirazının iptali ile takibin devamına alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı tarafından kefalet sorumluluğu kapsamında davalı asıl borçlu … … Ltd. Şti ve davalılar müteselsil kefiller davalılar … İnş. Ltd. Şti., … …, … … ve … … ile dava dışı… hakkında dava dışı banka tarafından Ankara 7. İcra Müdürlüğü tarafından 2015/3736 Esas sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibinde yapmış olduğu ödemeler kapsamında ve talebiyle bağlı kalınarak, takip tarihi itibariyle her bir davalı bakımından ödeme emrinde belirtildiği miktarlarda alacaklı olduğu, yaptığı ödemeleri kefalet sorumluluğu kapsamında gerçekleştirdiğinden asıl borçlu ve davalılardan ödemedikleri miktarlar uyarınca rücuen talep edebileceği, dolayısıyla davalılar … … Ltd. Şti., … İnş. Ltd. Şti ve … …’nun 32.211,62’er TL, davalı … …’nun 30.804,12 TL ve … …’nun 3.296,19 TL davacıya borcu bulunduğu bilirkişi raporu ile sübuta erdiği gerekçeleriyle davanın kabulü ile davalıların Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2018/14956 Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazların ayrı ayrı iptali ile takibin aynı koşullarda devamına, davalılar takibe haksız olarak itiraz ettiklerinden her biri yönünden takibe devam edilen alacakları dikkate alınarak %20 oranında olmak üzere; davalı … … ve Tic.Ltd.Şti’den 6.442,32 TL, … İnşaat Ticaret ve … Ltd.Şti’den 6.442,32 TL, … …’dan 6.442,32 TL, …’ndan 6.160,82 TL, … … 659,23 TL icra inkar tazminatının alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar tüzel kişiler ve kendi adına … … istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava dışı banka ile imzalanan kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, davacının bankaya kredinin teminatı olarak verilen kambiyo senedinde imzası bulunmakta ise de icra takibinin kambiyo senedine dayalı olarak değil genel kredi kapsamında asıl borçlu lehine düzenlenen teminat mektubuna dayalı olarak başlatıldığını, bankaca gönderilen ihtarname üzerine ödeme yaptığını, davacının icra dosyasına sorumlu olmadığı halde yaptığı ödemeleri müvekkilinden isteyemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava dışı banka ile imzalanan kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, davacının bankaya kredinin teminatı olarak verilen kambiyo senedinde imzası bulunmakta ise de icra takibinin kambiyo senedine dayalı olarak değil genel kredi kapsamında asıl borçlu lehine düzenlenen teminat mektubuna dayalı olarak başlatıldığını, bankaca gönderilen ihtarname üzerine ödeme yaptığını, davacının icra dosyasına sorumlu olmadığı halde yaptığı ödemeleri müvekkilinden isteyemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava dışı banka ile imzalanan kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, davacının bankaya kredinin teminatı olarak verilen kambiyo senedinde imzası bulunmakta ise de icra takibinin kambiyo senedine dayalı olarak değil genel kredi kapsamında asıl borçlu lehine düzenlenen teminat mektubuna dayalı olarak başlatıldığını, bankaca gönderilen ihtarname üzerine ödeme yaptığını, davacının icra dosyasına sorumlu olmadığı halde yaptığı ödemeleri müvekkilinden isteyemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; dava dışı banka tarafından davacı ile davalılara karşı başlatılan icra takibi nedeniyle ödenen paranın davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davalı … … … Nakliye İnş. Taah. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin rücuen ödemeye konu kredi sözleşmesine ilişkin … … belgeleri, Ankara 7. İcra Dairesinin 2015/3736 Esas sayılı dosyasında yapılan ödemelere ilişkin tahsilat makbuzları, dava dışı … … ile davalı … … … Nakl. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ile ekindeki belgeler ile hesap kat ihtarnamesi vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2015/3736 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının dava dışı T. … … A.Ş, borçlularının davacı …, davalılar ve dava dışı… olduğu, alacaklı tarafından 17/02/2015 tarihinde başlatılan icra takibi ile taraflar arasındaki Kredi / Teminat Mektubundan kaynaklanan banka alacağına istinaden 80.000,00 TL asıl alacak, 2.240,00 TL işlemiş temerüt faizi, 112,00 TL BSMV’si toplamı 82.352,07 TL talep edildiği, davacının icra dosyasına toplam 191.532,38 TL ödeme yaptığı görülmüştür.
Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2018/14956 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının davacı …, borçlularının dava dışı… ile davalılar olduğu, alacaklı tarafından 13/12/2018 tarihinde başlatılan icra takibi ile davacının Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2015/3736 sayılı dosyasında diğer borçlular adına yapılan ödemelerin rücuen tahsili için başlatılan icra takibi ile 28.585,57 TL dava dışı… hissene, 30.804,12 TL davalı … … hissesine, 3.296,19 TL davalı … hissesine, 32.211,62 TL davalı … … hissesine, 32.211,62 TL davalı … … … Ltd. Şti. Hissesine, 32.211,62 TL davalı … İnş. Ltd. Şti. Hissesine düşen alacak toplamı 159.320,74 TL talep edildiği, ödeme emrinin 17/12/2018 tarihinde borçlu davalılara tebliği üzerine, 24/12/2018 tarihinde borçluların ayrı ayrı süresinde borca itirazları üzerine takibin durduğu işbu davanın İİK’nın 67.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
04/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dışı T. … … ile davalı … … … … Ltd. Şti. arasında 14/07/2012 tarihinde 750.000,00 TL tutarlı sözleşmede, davalılar … …, … …, … …, … İnş. Ltd. Şti., ve dava dışı…’ın müteselsil kefil olduklarını, davacının sözleşmede kefaletinin bulunmaması ile birlikte banka tarafından gönderilen bila tanzim ve ödeme tarihli 750.000,00 TL tutarlı senette … … … Ltd. Şti.nin borçlu ve davacının da diğer davalılar ile birlikte avalist olarak imzasının bulunduğunu, dava dışı banka tarafından gönderilen 27/08/2013 tarih 04024 yevmiye numaralı ihtarnamede davacının asıl borçlu ile akdedilen sözleşmede müteselsil kefil olarak sorumlu tutulduğu ve davacının bunun aksine bir beyanda bulunmadığı dikkate alındığında davacının dava dışı banka ile davalı asıl borçlu arasında akdedilen başka bir sözleşme ile müteselsilen kefil olduğunun anlaşıldığını, ihtarname ile dava dışı bankanın … Genel Müdürlüğüne muhatap olarak, davalı asıl borçlu … … Ltd. Şti. Lehine verilen 80.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun depo edilmesi talep edilmesine rağmen depo edilmemesi üzerine söz konusu teminat mektubunun ihtar sonrasında nakde dönüşmesi dolayısıyla dava dışı bankanın davalılar, davacı ve dava dışı… hakkında Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2015/3736 Esas sayılı dosyasından 80.000,00 TL asıl alacak, 2.240,07 TL işlemiş faiz ve 112,00 TL BSMV toplamı 82.352,07 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibine geçildiğini, icra sürecinde davacı tarafından 191.532,38 TL, dava dışı… tarafından 3.628,05 TL, davalı … … tarafından 1.407,50 TL, davalı … … tarafından 28.915,43 TL olmak üzere toplam dosya borcuna yapılan ödemenin 225.482,36 TL olduğunu, ancak davacının yapılan ödeme tutarının 225.481,36 TL olduğunu bildirmesi nedeniyle bu tutarın dikkate alındığını, davalılardan … … … Ltd. Şti. Asıl borçlu olduğu için, davacı kendi payına isabet eden kısım için de asıl borçluya rücu etme hakkına sahip olmasına rağmen, davacı taraf yapılan toplam ödemeyi borçlu sayısı olan 7’ye bölerek asıl borçlu da dahil her borçlu için 32.211,62 TL üzerinden icra takibi başlattığını, davacı taraf talebi ile bağlı olduğundan, davalılar … … Ltd. Şti., … İnş. Ltd. Şti ve … …’ndan 32.211,62’er TL, davalı … …’ndan 30.804,12 TL ve … …’ndan 3.296,19 TL talep edebileceğini, zira davacının Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2015/3736 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu ödemelerin toplamının 191.532,38 TL olduğunu, davacı ile dava dışı banka arasındaki borç ilişkisinin, asıl borçlu … … Ltd. Şti.nin kredilerine kefaletinden kaynakladığı ve gönderilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden davacı hakkındaki takibin kesinleştiğini, dava dışı banka tarafından icra takip sürecinde davacının maaşının haczi için müzekkere gönderildiğini, yine gayrimenkullerinin haczi ile satışının talep edildiğini, davacı tarafından yapılan tüm ödemelerin davalı asıl borçlu … … Ltd. Şti.nin borcuna kefaleten yapıldığını bildirmiştir.
Dava dışı … … ile davalı asıl borçlu … … Ltd. Şti arasında 14/07/2012 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalılar … İnş. Ltd. Şti., … …, … … ve … … ile dava dışı…’ın sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıkları, davacının sözleşmede herhangi bir sıfatla imzasının bulunmadığı, borcun ödenmemesi üzerine bankaca hesabın kat edilerek davacı ve davalılar hakkında Ankara 7. İcra Müdürlüğü tarafından 2015/3736 Esas sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibinde davacının toplam 191.532,38 TL ödeme yaptığı ve ödediği miktarın genel kredi sözleşmesinin asıl borçlusu ve müteselsil kefillerinden rücuen tahsili amacıyla dava konusu oluşturan Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2018/14956 Esas sayılı icra takibini başlattığı dosya içeriğiyle sabittir.
Davacının, kefilin asıl borçlu ve diğer kefillere rücu hakkına dayanarak alacak talebinde bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 596/1.maddesinde “Kefil alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde onun haklarına halef olur. Kefil, bu hakları asıl borç muaccel olunca kullanabilir”, hükmü düzenlenmiştir.
Yine Türk Borçlar Kanunu’nun 587/2.maddesinde, “Borçluyla birlikte veya kendi aralarında müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her biri, borcun tamamından sorumlu olur. Ancak, bir kefil, kendisiyle birlikte daha önce veya aynı zamanda müteselsilen yükümlü bulunan ve Türkiye’de takip edilebilen bütün kefillere karşı takibe girişilmiş olmadıkça, kendi payından fazlasını ödemekten kaçınabilir. Bir kefil, bu hakkı, diğer kefillerin kendi paylarını ödemiş veya ayni güvence sağlamış olmaları durumunda da kullanabilir. Aksine anlaşmalar saklı kalmak kaydıyla, borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir. Bu hak, borçluya rücudan önce de kullanılabilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Somut olayda ise, her ne kadar dava dışı bankaca davacıya müteselsil kefil sıfatıyla hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmiş ve davacı hakkında yine müteselsil kefil sıfatıyla icra takibi başlatılmış ise de, rücuya esas icra takibinin dayanağını teşkil ettiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmayan 14/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacının kefalet imzası bulunmadığından TBK’nın 587/2 ve 596/1 maddelerine dayanarak genel kredi sözleşmesinin diğer kefilleri olan davalılar … …, … …, … … ve … İnş. Tic. ve … Ltd. Şti.’nden bankaya ödediği miktarı rücuen talep etmeye hakkı bulunmamaktadır.
Davacının, dava dışı banka lehine genel kredi sözleşmesinin teminatını oluşturmak üzere düzenlenen ve sözleşmenin ekinde yer alan bila tarihli belgede asıl borçlu şirket ve genel kredi sözleşmesinin müteselsil kefilleri olan diğer davalılar ile birlikte “müşterek borçlu, müteselsil kefil” başlığı altında isim ve imzası yer almakta ise de, söz konusu belgede tanzim tarihi bulunmadığından belge kambiyo senedi vasfında değildir. Hal böyle olunca, davacının söz konusu belge nedeniyle kefalet/aval sorumluluğu da bulunmadığı gibi aval olarak kabul edilse dahi hukukumuzda avalin ödediği miktarı diğer avallerden isteyebileceğine dair bir düzenleme bulunmadığından davacının bu sebebe dayalı olarakta davalılar … …, … …, … … ve … İnş. Tic. ve … Ltd. Şti.’nden bankaya ödediği miktarı rücuen talep etmeye hakkı bulunmamaktadır.
Davalı … … ve Ticaret Limited Şirketi yönünden yapılan değerlendirmede ise; davalı şirketin rücuya esas icra takibinin dayanağı olan genel kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olduğu, davacının dava dışı banka tarafından yapılan icra takibinde davalı … … ve Ticaret Limited Şirketi’nin borcunu ödeyerek anılan şirketi borçtan kurtardığı anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 77.maddesinde “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının mal varlığında veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.
Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş yada sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı yasanın 78/1.maddesinde ise “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerini getirdiğini ispat ederse ispatlayabilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Buna göre, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (818 sayılı BK)’nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (Benzer hüküm 6098 sayılı TBK)’nun m. 77 vd.yer almıştır.) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilecektir. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse, yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddede belirtilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunan da bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle davacı hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir. Zira, bir hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Taraflar arasında malvarlıklarının değişimi bir sözleşmeye dayanır ise sebepsiz zenginleşmeden söz edilemez. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 27/09/2017 tarih 2016/2272 Esas 2017/12759 Karar sayılı; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 26/05/2015 tarih 2015/7303 Esas 2015/11856 Karar sayılı emsal ilamları)
Somut olayda ise her ne kadar davacı, rücuya esas alacağın kaynağını oluşturan icra takibinin dayanağı olan dava dışı banka ile davalı … …. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil veya başkaca herhangi bir sıfatla yer almaması ve de sözleşme ekinde düzenlenen belgenin kambiyo vasfında olmaması nedeniyle bu belgeden kaynaklı olarak da sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle davalı asıl borçlu … … … Nak. İnş. Taah. ve Tic. Ltd. Şti.’nin kredi borcunu ödeme yükümlülüğünde değil ise de, GKS ekinde bila tarihli (kambiyo vasfında olmayan) belgede “müşterek borçlu- müteselsil kefil” başlığı altında yer alan kısımda isim ve imzasının yer almakta olması, dava dışı bankaca borçlulara gönderilen 27/08/2013 tarihli hesap kat ihtarnamesinde davacının müteselsil kefil sıfatıyla borçtan sorumlu olduğu açıklanarak borcun ödenmesi yönünde ihtarname çıkarılmış olması, yine bu ihtarnamenin de dayanak olarak gösterildiği icra takibinde “müşterek borçlu- müteselsil kefil” olarak belirtilmiş olması ve davacının davalı şirkete bağışlamada bulunma iradesinin ve/ veya davalı şirket adına ifada bulunmasını gerektirecek başkaca bir hukuki sebebin varlığının iddia ve ispat edilmediği hususları bir arada değerlendirildiğinde davacının davalı şirket adına dava dışı bankaya ödeme yapmasının geçerli bir nedene dayanmadığı, davacının söz konusu ödemeleri hataen (kendisini borçlu sanarak) yaptığı, böylelikle davacının malvarlığında azalma, davalı şirketin malvarlığında ise sebepsiz olarak zenginleşme meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı, davalı şirketin kredi borçları nedeniyle dava dışı bankaya yaptığı dava konusu ödemeyi TBK’nın 77 ve 78.maddelerine dayanarak davalı şirketten talep etmekte haklı olduğundan mahkemece davalı … … … Nak. İnş. Taah. ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle davalı … …. Şti.’nin istinaf başvurusunun esastan reddine, diğer davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı … …. Şti.’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … …. Şti’nden alınması gerekli olan 8.930,52 TL harçtan peşin alınan 2.232,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.697,89‬ TL harcın davalı … …. Şti’nden alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … …. Şti. tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davalılar … İnşaat Ticaret Ve … Limited Şirketi, … …, … … ve … …’nun istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/01/2021 tarih ve 2019/353 Esas 2021/13 Karar sayılı kararının davalılar … İnşaat Ticaret Ve … Limited Şirketi, … …, … … ve … … yönünden HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
C)1-Davalılar … İnşaat Ticaret Ve … Limited Şirketi, … …, … … ve … … hakkında açılan davanın REDDİNE,
2-Davalı … …. Şti hakkında açılan davanın kabulü ile davalı … …. Şti’nin Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 2018/14956 Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın hissesine düşen 32.211,62 TL yönünden iptali ile takibin aynı koşullarda devamına,
3-Davalı … …. Şti. takibe haksız olarak itiraz ettiğinden hükmolunan alacak miktarı olan 32.211,62 TL’nin %20 oranında hesaplanan 6.442,32 TL icra inkar tazminatının davalı … … ve Tic.Ltd.Şti’nden alınarak davacıya ödenmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.200,38 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.436,03 TL peşin harcın ve 796,60 TL tamamlama harcının düşümü ile fazla alınan 32,25 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ile 2.232,63 TL harcın toplamı olan 2.277,03 TL’nin davalı … …. Şti.’nden alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olması nedeniyle, suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.400,00 TL zorunlu alabuluculuk ücretinin davalı … …. Şti.’nden alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilip takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı … …. Şti.’nden alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama aşamasında yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, 93,60 TL tebligat ve müzekkere gideri (437,80 TL tebligat giderinden – diğer davalılar yönünden yapılan 344,20 TL yargılama giderinin mahsubu ile) olmak üzere toplam 893,60 TL’nin davalı … …. Şti.’nden tahsili ile davacıya verilmesine, davalılar … İnşaat Ticaret ve … Ltd.Şti, … …, … … ve … … yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nun 333 ve GAT’nin 5. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde yatırana iadesine,
D)1-Davalı … … tarafından istinaf karar harcı olarak alınan 550,09 TL harcın talep halinde davalı … …’na iadesine,
2-Davalı … … tarafından istinaf karar harcı olarak alınan 526,06 TL harcın talep halinde davalı … …’na iadesine,
3-Davalılar … İnşaat Ticaret Ve … Limited Şirketi ile … … tarafından istinaf karar harcı olarak alınan 2.232,63 TL harcın talep halinde anılan davalılara iadesine,
4-Davanın reddine karar verildiğinden istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 24,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 186,10 TL’nin davacıdan alınarak davalı … …’na verilmesine,
5-Davanın reddine karar verildiğinden istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalı … …’na verilmesine,
6-Davanın reddine karar verildiğinden istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalılar … İnşaat Ticaret Ve … Limited Şirketi ve … …’na verilmesine,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 16/12/2021
….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.