Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/752 E. 2021/1110 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2020
NUMARASI :….
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/11/2010

BİRLEŞEN ANKARA 9. ATM…..
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/11/2010

KARAR TARİHİ : 06/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2021

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin asıl ve birleşen davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı asıl ve birleşen dosya davalılar vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketin denetçisi olduğunu, azlık pay sahiplerinin hakkında sorumluluk davası açılması yönünde oy kullandıklarını, bir neden bildirmeden sorumluluk davası açılmasını istediklerini belirterek denetçinin sorumluluğunun tespit edilmesi halinde zararın tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 27/06/2010 tarihli genel kurulunda şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılması yönündeki oylamada sorumluluk davası açılması talebi reddedilmiş olmakla birlikte, şirketin yüzde ondan fazla hissedarının şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılması yönünde oy kullanmış olmaları nedeniyle açılan sorumluluk davası olduğunu belirterek şirket yöneticilerinin sorumluluğunun tespit edilmesi hâlinde sorumlu oldukları şirket zararının yöneticilerden sorumlulukları oranında tahsiline ve şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 09/05/2009 tarihli olağan genel kurulunda üç yıl süre ile şirket denetçisi seçildiğini, görevini yerine getirdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sorumluluk davası açılması yönünde talepte bulunan hissedarların hisselerini rehnetmelerinin gerektiğini, yöneticilerin ibrasına ilişkin genel kurul kararının sorumluluk davası açılması yönünde talepte bulunan ortaklarca iptal davasına konu edildiğini, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi incelemesi ile … … ile ortak alınan arsanın yap işlet devret sistemi ile bu şirkete bırakılması sonucu doğan gelir kaybıyla … depo inşaatlarının kredi ile bitirilmesi sonucu oluşan finansman zararının tazmini hususunda şirketin basiretli tacir gibi davrandığı, kara geçecek yatırım yaptığının saptandığı, raporun dosyaya ve olaya uygun görülerek hükme esas alındığı, davacının şirkete ait araçların işletme amacı dışında şahsi işlerde kullanıldığına, şirket üyelerinin şahsi giderlerini şirket giderleri olarak karşılamasına ilişkin somut delil sunmadığı, zarar ve miktarının yasal delillerle ispatlanamadığı, asıl davada …’in denetçi olduğu, birleşen davada ölü …, …….. yönetici olduklarının çekişmesiz olduğu, şirketin uğradığı zarardan denetçi ve yöneticilerin kusurları nedeniyle sorumlu bulundukları, meydana gelen zarar dolaylı olup, tazminatın şirkete ödenmesine ilişkin talebin yerinde olduğu, alınan bilirkişi raporu ile zarar miktarının tespit edildiği, asıl ve birleşen davanın ıslah edildiği, birleşen davada yöneticiler hakkındaki ıslaha ilişkin talebin zaman aşımına uğradığı, asıl davada ıslaha karşı zaman aşımı def’inin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne,…… ait gayrimenkullerin…… rayiç değerin altında kiraya verilmesi ve daha sonra kiraya verilmeyerek boş bırakılması, yoluyla şirketin zarara uğratılması davası nedeniyle 50.000 TL zararın 02/11/2010 dava tarihinden itibaren; ıslahla artırılan 13.116,66 TL zararın ise (11/10/2019) ıslah tarihinden itibaren, yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile ….. verilmesine, … AŞ’ye ait … … depolarının … … AŞ’ye bedelsiz kullandırılmasından doğan kazanç kaybı hususundaki davası nedeniyle 30.000 TL zararın 02/11/2010 dava tarihinden itibaren; ıslahla artırılan 41.760,00 TL zararın ise (11/10/2019) ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile … ve Ticaret AŞ’ye verilmesine, diğer talepler yönünden ise sübut bulmadığından reddine, birleşen davada asıl dava yönünden tekerrüre esas olmamak üzere davanın kısmen kabulü ile, … AŞ’ye ait gayrimenkullerin … … AŞ’ye rayiç değerin altında kiraya verilmesi ve daha sonra kiraya verilmeyerek boş bırakılması, yoluyla şirketin zarara uğratılması davası nedeniyle 50.000 TL zararın 02/11/2010 dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı … ve Ticaret AŞ’ye verilmesine, ıslahla artırılan 13.116,66 TL zarara ilişkin davanın ise zamanaşımı nedeniyle reddine, … AŞ’ye ait … … depolarının … … AŞ’ye bedelsiz kullandırılmasından doğan kazanç kaybı hususundaki davası nedeniyle 30.000 TL zararın 02/11/2010 dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı … ve Ticaret AŞ’ye verilmesine, ıslahla artırılan 41.760,00 TL zarara ilişkin davanın ise zaman aşımı nedeniyle reddine, diğer taleplerin ise sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; rayiç kira bedelinin hesaplama yöntemini kabul etmediğini, hesaplamanın 2007 yılı baz alınarak yapılması gerektiğini, kira sözleşmelerinin Usd üzerinden akdedildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından yapılan tespitin varsayımdan ibaret yapıldığını, kiraya veren şirketin tüm menfaatlerinin korunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dosya davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; rayiç kira bedelinin hesaplama yöntemini kabul etmediklerini, hesaplamanın 2007 yılı baz alınarak yapılması gerektiğini, kira sözleşmelerinin Usd üzerinden akdedildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından yapılan tespitin varsayımdan ibaret yapıldığını, kiraya veren şirketin tüm menfaatlerinin korunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; anonim şirket denetçisinin zarara neden olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin, birleşen dava anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin şirketin zararına neden olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/11/2012 tarih ….. Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı kayyımı ve bir kısım müdahiller vekilinin temyiz yoluna başvurması üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02/12/2014 tarih ve …. Karar sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verilmiştir. Birleşen dosyada ise Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/02/2011 tarih ……Karar sayılı yetkisizlik kararına karşı davacı vekilinin temyiz yoluna başvurması üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02/12/2012 tarih ve…… Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, anılan mahkemenin ….. Esas sırasına kaydı yapıldığı, yargılama sırasında asliye ticaret mahkemelerinin tek hakimli olarak çalışmaları ve takiben yeniden heyet olarak görev yapmaları sırasında dosyanın Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesine devredilerek……Esas sırasını aldığı, 06/10/2015 tarihli karar ile dosyanın aynı mahkemenin…… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
Anılan bozma kararı üzerine Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda 15/12/2020 tarih …… Karar sayılı karar ile asıl ve birleşen davanın, tahsilde tekerrür olmamak üzere kısmen kabulüne karar verildiği dosya içeriğiyle sabittir.
HMK’nun 373/4. maddesi “Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.” hükmünü içermektedir.
Anılan hüküm karşısında Yargıtay bozma ilamına uyularak verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulabileceğinden temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay’a gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE
2-HMK’nın 352. maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 06/10/2021

……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.