Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/745 E. 2021/781 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2020
NUMARASI : ….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/02/2019
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/06/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın 24 adet bono nedeniyle davalı borçludan alacaklı olduğunu, bonoların vade tarihleri geçmiş olmasına rağmen şimdiye kadar davalı borçlu tarafından ödenmediğini belirterek bono tutarı olan toplam 23.900,00 TL bono bedelinin, vade tarihlerinden tahsillerine kadar işleyecek olan temerrüt faizi, toplam bono tutarının %0,3 oranında komisyonu ve protesto masrafı ile birlikte davalı borçludan tahsil edilip müvekkili bankaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Dava dilekçesi davalıya tebliğe çıkarılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı bankaca dava dışı şirket tarafından taraflarına verilen senetten kaynaklı alacak istemine ilişkin işbu davanın açıldığı, dava ve delil dilekçesine ekli belgelere göre uyuşmazlığın davalı ile dava dışı şirket arasında imzalanan devre mülk sözleşmesinden kaynaklandığının anlaşıldığı, buna göre davalının bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu, tüketici yasasında bonoya ilişkin geçerlilik koşullarının özel yetkili tüketici mahkemesince değerlendirilmesi gerekeceği, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin de tüketici işlemi olduğunun kabulü gerektiği, açılan davada tüketici mahkemesi görevli olduğu gerekçeleriyle mahkemenin görevsizliğine, HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TTK’nun 4. ve 5.maddeleri gereğince işbu davanın ticari dava ve işlerden kaynaklanıyor olması, müvekkili bankanın her türlü iş ve işlemlerinin ticari iş niteliğinde olması nedeniyle ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli yetkili hamil olduğunu, keşideci borçlu ile lehtar arasında defilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacı bankaca dava dışı Nom Mühendislik şirketi tarafından genel kredi sözleşmesi kapsamında verilen senetlerden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı,
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu,
6102 Sayılı TTK’nın Ticari Davaların Görüleceği Mahkemeler başlıklı 5/1 maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Somut uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir ( Emsal mahiyette; Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 07/03/2018 tarih ve …. karar içtihatı).
Somut olayda, davacı bankaca dava şartı kapsamında arabulucuğa başvurulduğu, anlaşma sağlanamadığına ilişkin son tutanağın düzenlendiğinden bahisle alacak istemine yönelik olarak işbu dava açılmıştır. İlk derece mahkemesinin gerekçesinde belirtildiği üzere aynı mahiyette Dairemize gelen dava dosyaları da gözetildiğinde davacı banka ile davalı gerçek kişi arasındaki ilişkinin dava dışı ….. ile davalı arasında imzalanan tüketici işlemi kapsamındaki devre mülk satış vadi sözleşmesi olduğu, davaya konu senetlerinde ardışık olarak
bu kapsamda dava dışı şirkete verildiği ve tüketici senedi mahiyetinde olduğu gibi davalının da ticari ve mesleki amaçla hareket etmediğinden tüketici konumunda olduğu anlaşıldığından dava tarihi itibariyle bu tür davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/(1)-c. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.10/06/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.