Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/734 E. 2023/325 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/734 Esas 2023/325 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/734
KARAR NO : 2023/325

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2020
NUMARASI : 2018/378 esas 2020/586 karar
TEMLİK EDEN DAVACI :
VEKİLİ
TEMLİK ALAN DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/05/2018
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı borçlu … A.Ş., arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, davalı şirketin sözleşmenin müşterek borçlu müteselsil kefili olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine Üsküdar 6. Noterliğinin 13.03.2016 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2017/11792 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkili şirketin kefil olup, depo kararından sorumlu bulunmadığını, çek yaprağı bedeli olarak toplam 15.485,00 TL depo edilmesi talebinin müvekkili açısından geçerli olmadığını, icra takibinin asıl borçlu açısından iflas erteleme sürecinde verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle kesinleşmediğinden kefil olan müvekkili açısından da kesinleşmediğini, müvekkili şirketin kefaletinin sona erdiğine dair alacaklı bankadan verilen yazı bulunduğunu, faiz miktarı, faiz oranı ve başlangıç tarihine itiraz ettiklerini, … A.Ş.’yi birleştirme ile devir alan müvekkili …A.Ş.’nin konkordato talep ettiğini, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1306 Esas sayılı dosyasında 08.11.2018 tarihinde 3 aylık geçici mühlet verildiğini, takip işlemlerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulduğunu dolayısıyla müvekkili şirket hakkında icra takip işlemleri yapılamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; takip talebinde yer alan nakit ve harici garanti tutarlarından kaynaklanan gayrinakit kredilerin davalının kefaletinin bulunmadığı sözleşmelere istinaden kullandırıldığı, dava dışı asıl borçlu şirket ile davacı banka arasında imzalanan kredi sözleşmelerinde gayrinakit alacakların depo talebinden sözleşme kefilinin sorumlu olacağına dair açık hüküm bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine, davacı haksız ve kötü niyetli olarak değerlendirilmediğinden davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Karara dayanak gösterilen 02/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda davalının 30/04/2004 tarihli eski para ile 3.100.000.000,00 TL, 06/05/2004 tarihli eski para ile 10.000.000.000,00 TL, genel kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunun tespit edildiğini, ayrıca 13/04/2004 tarihli genel kredi sözleşmesinde de 40.000.000.000,00 ETL kefaletinin bulunduğunu, düzenlenen bilirkişi raporunda takip alacağının davalının imzasının bulunmadığı sözleşmelere neden dayandırıldığının izah edilmediğini, ayrıca raporun 5.sayfasında sözleşme sayfalarının eksik olduğu, depo talebine ilişkin hükümlerin bulunup bulunmadığı hususlarının incelenmediğinin belirtildiğini, mahkemece tüm sözleşmelerin eksiksiz bir şekilde dosyaya kazandırılması gerektiğini, eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğunu,
Kat ihtarının davalıya tebliğ edildiğini, 8 günlük süre içerisinde noter aracılığıyla itiraz edilmediğinden söz konusu borcun kesinleştiğini, davalı yanın … Şubesine verilen yazıyı gerekçe göstererek borçtan sorumlu olmadığını iddia ettiğini, oysa dava dışı şirketin bankanın … Şubesinin müşterisi olup, … Şubesi veya banka genel merkezince davalı tarafın borçtan sorumlu olmadığına veya borcu bulunmadığına dair verilmiş bir yazı da ikrarının mevcut olmadığını,
Bilirkişi raporunda davalı tarafın kefalet limitinin 13.100.000,00 TL olarak tespit edildiğini, müvekkili bankanın davalı taraftan 583.128,09 TL alacaklı olduğunu, söz konusu miktarın kefalet limiti içerisinde kaldığını,
25/03/2008 tarihli genel kredi sözleşmesinin 16.maddesinde gayri nakdi riskten kefilin sorumlu olduğuna dair düzenleme bulunduğunu, ayrıca gayri nakdi riskin nakde dönüştüğünü, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini ve ayrıca davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının gerekçe yönünden usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkili şirketin davacı banka nezdinde kefaletini sonlandıran tek taraflı irade beyanının söz konusu olduğunu, bu yazının banka tarafından inkar edilmediğini, davanın kabul edilen bu belgeye dayanılarak reddi gerekirken hüküm fıkrasında bu gerekçeye yer verilmemesinin hatalı olduğunu, ayrıca yapılan takibin kötü niyetli olmasına rağmen kötü niyet tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini ve ayrıca davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
… A.Ş. … Şubesince 02/09/2010 tarihinde düzenlendiği belirtilen ve … ve Ticaret AŞ’ne hitaben verilen “Firmamıza ait bankamız nezdinde nakit ve gayrinakit limit ve riskiniz bulunmamaktadır.” denildiği,
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 01.07.2013 tarihli ve … sayılı nüshası incelendiğinde;15.05.2013 tarihli karar ile davalı … ve Ticaret AŞ’nin hisselerinin tamamının …A.Ş.’ye birleşme yolu ile devredilmesine karar verildiği, birleşme nedeniyle sicil kaydının terkin ve tescilinin ilan edildiği,
Üsküdar 6. Noterliğinin 13.03.2016 tarihli ve … yevmiye numaralı kat ihtarnamesinin incelenmesinde; ihtar edenin …Bankası, muhatabının … A.Ş., … ve Ticaret A.Ş. ve … olup, 384.812,75 TL nakdi borç ile dış işlemlerden kaynaklanan muhabir masrafı 133.063 TL toplamı 517.875,75 TL’nin 24 saat içinde ödenmesi, Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben verilmiş olan 23.07.2011 tarih 9606 nolu teminat mektubu bedeli 7.359 TL’nin, … (CEZAYİR)’e hitaben verilmiş olan 20.03.2007 tarih 83312 nolu teminat mektubu bedeli 35.000 USD’nin,… (CEZAYİR)’e hitaben verilmiş olan 09.07.2007 tarih 83544
nolu teminat mektubu bedeli 20.000 USD’nin, … (CEZAYİR)’e hitaben verilmiş olan 09.07.2007 tarih 83545 nolu teminat mektubu bedeli 30.000 USD’nin, … (CEZAYİR)’e hitaben verilmiş olan 19.04.2011 tarih 83464 nolu teminat mektubu bedeli 580.000 USD’nin, … (CEZAYİR)’e hitaben verilmiş olan 19.04.2011 tarih 83464 nolu teminat mektubu bedeli 459.287,64 USD’nin toplamından oluşan 1.089.287,64 USD’nin mer’i çek yapraklarından kaynaklı 15.485 TL’nin 24 saat içinde depo edilmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin dava dışı asıl borçlu şirkete, şirketin devretmiş olması nedeniyle tebliğ edilemediği, davalı şirkete ise 15.03.2017 tarihinde tebliğ edildiği,
Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2017/11792 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklısının …Bankası, borçlularının … ve Ticaret A.Ş. ve … olup, 09.06.2017 tarihinde toplam 583.128,09 TL nakit alacağın tahsili ile çeşitli miktarlarda garanti bedelleri için depo talebi yönünden takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişiden alınan rapor ve ek raporda özetle; davalı şirketin, dava dışı ……AŞ ile davacı … Şubesi arasında imzalanan 30.04.2004 tarihli ile 06.05.2004 tarihli genel kredi sözleşmelerinde müteselsil kefalet imzalarının bulunduğu, dava dışı asıl borçlu şirket ile akdedilen diğer kredi sözleşmelerinde davalının kefalet imzalarının bulunmadığı, takip talebinde talep edilen 20/03/2017 tarihinde 35.000 USD tutarlı olarak kullandırılan harici dış garanti mektubunun 03/03/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında, 07/05/2007 tarihinde 835.000 USD tutarlı kullandırılan harici dış garanti mektubunun yine 03/03/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında, 09/07/2007 tarihinde 20.000 USD olarak kullandırılan harici dış garanti mektubunun yine 04/07/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında, 09/07/2007 tarihinde 30.000 USD tutarlı kullandırılan harici dış garanti mektubunun yine 04/07/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında, 22/06/2007 tarihinde 147.200 USD tutarlı kullandırılan harici dış garanti mektubunun yine 03/03/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında, 22/06/2007 tarihinde 437.200 USD tutarlı kullandırılan harici dış garanti mektubunun yine 03/03/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığını, takip talebinde yer alan nakit ve harici garanti tutarlarından kaynaklanan gayrinakit kredilerin davalının kefaletinin bulunmadığı sözleşmelere istinaden kullandırıldığı, dava dışı asıl borçlu şirket ile davacı banka arasında akdedilen kredi sözleşmelerinde, gayrinakit alacakların depo talebinden sözleşme kefilinin sorumlu olacağına dair açık bir hüküm bulunmadığının belirlendiği, davalı tarafından dava dosyasına sunulmuş bulunan davacı … AŞ … Şubesi tarafından imzalanmış olup, davalı şirkete hitaben yazılmış olan 02.09.2010 tarihli yazıda, “Firmamıza ait bankamız nezdinde nakit ve gayrinakit limit ve riskiniz bulunmamaktadır.” şeklinde beyanda bulunulduğu, davalının kefaleti bulunmayan sözleşmelere istinaden kullandırılmış olan takibe konu nakit ve gayrinakit kredi borçlarından sorumlu olup olmayacağı, sözleşmede açık bir hüküm bulunmadığı için gayrinakit kredi riski depo talebinden davalı kefilin sorumlu tutulup tutulamayacağı, davalı tarafından dosyaya sunulan 02.09.2010 tarihli davacı banka beyanının ibra niteliği taşıyıp taşımayacağı hususlarının hukuki boyutuyla taktir ve değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile dava dışı borçlu … A.Ş. arasında 01/07/2003, 30/04/2004, 06/05/2004, 03/03/2007, 04/07/2007, 18/04/2007, 21/11/2007, 10/12/2007 ve 25/02/2008 tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davalı şirketin ise 01/07/2003, 30/04/2004 ve 06/05/2004 tarihli genel kredi sözleşmelerinde toplam 13.100.000,00 TL limitle müteselsil kefaletinin bulunduğu, dava dışı şirkete davacı bankaca harici dış garanti mektupları kullandırıldığı, bankacı bilirkişinin dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli raporunda belirttiği üzere 20/03/2017 tarihinde 35.000 USD tutarlı olarak kullandırılan harici dış garanti mektubunun 03/03/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında, 07/05/2007 tarihinde 835.000 USD tutarlı kullandırılan harici dış garanti mektubunun yine 03/03/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında, 22/06/2007 tarihinde 437.200 USD tutarlı kullandırılan harici dış garanti mektubunun yine 03/03/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı, 22/06/2007 tarihinde 147.200 USD tutarlı kullandırılan harici dış garanti mektubunun yine 03/03/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında, 09/07/2007 tarihinde 20.000 USD olarak kullandırılan harici dış garanti mektubunun yine 04/07/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında, 09/07/2007 tarihinde 30.000 USD tutarlı kullandırılan harici dış garanti mektubunun yine 04/07/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı, davalı şirketin toplam 13.100.000,00 TL miktarlı 01/07/2003, 30/04/2004 ve 06/05/2004 tarihli genel kredi sözleşmelerinde kefalet imzası bulunmakta olup, dava ve takibe konu harici dış garanti mektuplarının davalının imzası ve kefaleti bulunmayan genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırıldığı, ayrıca dava dışı asıl borçlu şirket ile davacı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinde gayri nakit alacakların depo edilmesine yönelik kefilin sorumluluğuna ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı anlaşıldığından açıla davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, davacı vekilince dava ve takibe konu genel kredi sözleşmelerinin eksiksiz örneklerinin celp edildikten sonra davalının gayri nakit alacak yönünden depo yönünden sorumluluğu bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiğine yönelik istinaf başvurusuna gelince; dava ve takibe konu genel kredi sözleşmelerinin davacı bankanın uhdesinde bulunduğu, takip yapılırken ve akabinde dava açılırken sözleşme örneklerinin eksiksiz bir şekilde davacı yanca elinde bulunan örneklerinin dosyaya kazandırılması gerektiği halde davacı banka tarafından sözleşme örneklerinin dosyaya sunulmadığı gibi istinaf başvurusu esnasında da söz konusu sözleşme örneklerinin eklenmediği gibi davaya konu kredilerin de davalının imzası bulunmayan sözleşmeler kapsamında kullanılmadığından sözleşme asıllarının bulunmaması sonuca da etkisi bulunmadığı anlaşıldığından davacı yanın buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Diğer yandan, davalı yanca kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği iddia edilmiş ise de, kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra kötü niyetli olarak başlatılması gerekir. Bir başka anlatımla alacaklının alacaklı olmadığını bilerek borçlular aleyhine icra takibi başlatması gerekir. Somut olayda ise, davacının davalı aleyhine icra takibi başlatmakta haksız ise de, kötü niyetli olduğuna ilişkin davalı tarafça herhangi bir iddia ve delil sunulmadığından ve takip ve davaya konu birden fazla genel kredi sözleşmesine dayanıldığından kötü niyet tazminatının reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı yanın buna yönelik istinaf başvurusu yerinde değildir.
Ayrıca, davalı yanca 02/09/2010 tarihli belge kapsamında da davanın reddi talep edilmiş ise de, söz konusu belgenin aslının dosyaya sunulmadığı gibi belgenin … A.Ş. … Şubesince düzenlendiği, dava dışı asıl borçlu şirketin ise … A.Ş. … Şubesi müşterisi olduğu gibi davacı yanca söz konusu belge içeriği de kabul edilmediğinden bu belgeye istinaden davanın reddi gerektiğine yönelik davalı yanın istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı/lı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/03/2023

Başkan- Üye Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.