Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/72 E. 2021/492 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : …2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2019
NUMARASI : …Esas …
Karar …
DAVA TARİHİ : 19/11/2012

BİRLEŞEN …1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …
….
DAVA TARİHİ : 23/05/2012
KARAR TARİHİ : 05/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2021

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … ve … Esas ile birleşen 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyalarında, …’deki davalılar adına olan hisselerin iptali ile davacı … adına tescili bunun mümkün olmaması halinde hissenin dava tarihine yakın rayiç bedelinin tespiti ve tahsili, birleşen 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında …’de davalı … adına kayıtlı hisselerin iptali ile davacı … adına tescili mümkün olmaması halinde rayiç bedelinin tespiti ve tahsili birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında …’deki davalılar …, … ve … adına tescil edilen hisselerin davacı … adına olduğunun tespiti ve pay defterine tescili birleşen 9 Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında …’de davalı … adına kayıtlı hisselerin inançlı temlik sözleşmesi ile davacı …’a devredildiğinden hisselerin davacı adına tescili istemlerine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, birleşen davaların ise reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … vekili, davalı birleşen dosya davacısı … vekili, birleşen dava davacısı … vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda duruşma açılmak suretiyle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
ASIL DAVADA DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ve Tic. A.Ş.’nin %75 hissesinin müteveffa …’a, diğer hissedarların ise kardeşleri olan … ile …, oğlu … ve annesi …’ye ait olduğu, davacı müteveffanın yoğun çalışan bir insan olması nedeni ile şirketteki işleri kardeşleri olan … ve …’ye bıraktığını, 07/06/2010 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına katılan …’ın daha önceden yapmış olduğu araştırmalarda …’un kendi hisselerini ve oğlu olan …’un hisselerini şirket kayıtlarında … ve … adına gösterildiğini, bu hususa Hükümet Komiserinin dikkat etmesi için Ankara İl Sanayi ve Ticaret Müdürlüğüne başvuruda bulunduğunu, hazirun çetvelinde … adına yer verilmediği için Olağanüstü Genel Kurulda temsil edilmediğini, … adına kayıtlı hisselerin … ve … adına kaydedildiğinin anlaşıldığından, …’ın 07/06/2010 tarihinde Ankara Tİcaret Sicil Müdürlüğüne bu hususlar ilgili olarak başvuruda bulunduğunu, buna rağmen Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan kararların bu şekilde Ticaret Siciline tescil edildiğini, …’un hisselerinin TTK’nın 416 ve 417. maddelerinde ön görülen şekilde devir ve temlik olmadığını, devre ilişkin davacı …’un imzasının bulunmadığını, bunun Genel Kurul kayıtlarında da hüküm altına alındığını, davacı …’a ait olmakla birlikte davalılara intikal etmiş gibi gösterilen %75 hissesinin davacı adına aidiyetinin tespit edilmesine, davalılar adına gösterilen kayıtların terkini davacı adına şirket pay defterine işlenmesini, payların iade edilmesinin mümkün olmaması halinde dava tarihindeki rayiç bedellerinin tespiti ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’un iddiasının TBK’nın 126. ve TCK’nın ilgili mevzuatı uyarınca zaman aşımına uğradığını, davacının iddia ettiği Olağanüstü Genel Kuruldan sonra yapılan 6 adet Genel Kurula katılmadığını, davanın makul süre içinde açılmadığını, davacının %75 hissedarı olduğunu iddia etmesine rağmen yapılan 6 adet Genel Kurula katılmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, müvekkili olan davalı …’nin şirketin kurucusu olduğunu, kuruluş sözleşmesinde %55 (2000 payın 1100′ ü) oranında hisse sahibi olduğu, hiç bir zaman …’a temlik yapmadığı, temlik edilmiş ise de temliğin yazılı şekilde yapılmasının şart olduğunu, davacının davasını ispat etmesi gerektiğini, …’nin …’a hiç bir zaman hisse devri sözleşmesi yapmadığı, devir sözleşmesi imzalamadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik kararlarına göre devir ve temlikin olması gerektiğini, …’un bütün yetki olarak diğer davalı … ile birlikte hareket ettiğini, … …AŞ’nin bir aile şirketi olduğunu, tarafların kardeş ve akraba olduklarını, diğer davalı …’ın eşinin mali müşavir olduğunu şirketle ilgili iş ve işlemlerin güvene dayalı olarak ablası ve eniştesine bıraktığını, şirketin kurulduğu 1991 yılından 07/06/2010 tarihli Genel Kurula kadar …’ın yönetim kurulu üyesi olduğunu, …’ın açmış olduğu davalar ve Savcılık makamlarına yapmış olduğu başvurularda şirket paylarıyla ilgili olarak belirtmiş olduğu hisselerde …’un hissesinin olduğuna dair herhangi bir beyanının olmadığını, 07/06/2010 tarihinde yapılan Genel Kurulun iptali için Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinde Genel Kurulun İptali davası açtığını, …’ın 07/06/2010 tarihli Genel Kurulun yapılmaması için her türlü engelleme girişiminde bulunduğu, açılan davalar ve yapılan engellemelerin …’ın müteveffa …’la birlikte yaptığının açık olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın … yönünden kabulünü talep ettiklerini, şirketin kurulduğu tarihte …’un kamu görevlisi olması nedeni ile şirket ortağı olup olamayacağı hususunun tartışmalı olması nedeni ile kurucu ortak olmadığını, şirket kurulduktan sonra anonim şirketlerde ortak olunmasında bir engel bulunmaması nedeni ile kendisine şirket hisselerinin devri yapılarak şirket ortağı etme yoluna gittiklerini, şirket pay defterinin incelenmesinde görüleceği gibi … ve … A.Ş. kurulduktan sonra 20/08/1991 tarihinde diğer davalı … tarafından davacı …’a 65.500.000,00 TL’lik hisse devri yaptığı, bu devre yönelik olarak pay defterinde satışı yapan …’nin imzasının bulunduğunu, bunun dışında kendisinin …’a 5.300.000,00 TL’lik hisse satışı yaptığını, …’nin de …’a 10.100.000,00 TL’lik hisse satışı yaptığı, …’in de …’a 20.100.000,00 TL’lik hisse satışı yaparak pay defterinde davacının şirkete giriş tarihinin 20/08/1991 olarak yazıldığını, yapılan tüm bu hisse devirleri sonrasında davacı …’un 102.000.000,00 TL tutarında 1020 hisseye sahip olduğu pay defterinde …’un imzasının bulunduğu, pay devrinden sonra …’un asıl hissedar diğer davalı … ile kendisinin düşük oranlı hissedar olduklarını, diğer davalı …’nin beyanlarının bu nedenle doğru olmadığını, kendi açılarından açılan davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Birleşen Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında;
DAVA
Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; davacının sahibi olduğu …’ndeki hisselerinin dava dışı diğer üçüncü kişiler adına gösterilmesinin hukuken mümkün olmadığını, dava dışı kişilere intikal etmiş olan %75 hissenin davacı adına aidiyetinin tespit edilerek diğer kişiler adına görülen kayıtların terkini ile davacı adına davalı şirket pay defterine işlenmesini, haksız devir işlemlerinin TTK’nın 332. maddesine göre hükümsüz sayılmasına, mümkün olmaması halinde rayiç bedelinin dava tarihine en yakın olacak şekilde tespit edilerek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı … … A.Ş.’nin cevap dilekçesi vermediği, ancak aşamalardaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası dosyasında;
DAVA
Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … ve … A.Ş.’ nin %75 hissedarı olduğu şirketin 07/06/2010 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kuruluna vekili aracılığı ile katılmak istemesine rağmen hazirun cetvelinde isminin olmaması nedeni ile … ve … A.Ş.’nde ortaklığının bulunmaması gerekçe gösterilerek toplantıya alınmadıklarını, bunun üzerine yapmış oldukları araştırmada pay defterinde davacıya ait %75 hissenin 13/05/2004 tarihinde diğer ortaklara devredilmiş olarak gösterildiğinin tespit edildiğini, şirketteki %75 hissesinin hiç kimseye devretmediklerini, şirket ortağı olarak gözüken …, …, … ve … ve … A.Ş.’nin hasım gösterilerek bunlar adına tescil edilen payların kendi müvekkili adına tescilin sağlanması için davalar açıldığını, tüm davaların Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında birleştiğini, davalılar adına görünen hisse devirlerinin terkin edilerek müvekkili adına şirket pay defterinin işlenmesinde, bunun mümkün olmaması halinde dava tarihine yakın rayiç değerinin tespit edilerek bedelinin tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin şirketin kurucu ortağı olduğunu, davacının şirkete hiç bir zaman hissedar olmadığını, şirketin kuruluş aşamasında şirketi büyütmek amacı ile şeklen davacının ortakmış gibi gösterildiğini, davacı adına pay defterine işlenen 1020 adet hissenin hisse devir senedi ile kardeşi …’ye devredildiğini, …’nin bu nedenle şirketin %85 hissedarı olduğunu, …’un birbirini takip eden ve yapılan 6 adet Genel Kurul Toplantısı nedeni ile dava açmadığını, tüm genel kurullarda alınan kararların Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiğini, şirketteki hisse devrinin ve pay devrinin kardeşlerin ortak olması nedeni ile belgesiz yapıldığını, tek istisnanın davacının …’ye devrettiği hisselerin resmi şekilde yapmış olduğunu, davacının şirketle hiçbir ilgisinin olmadığını, hiç bir sermaye artışına katılmadığını, sermaye arttırımlarında arttırılan pay bedellerini ödemediğini, bu nedenle açılan davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı …’ın davaya karşı cevap dilekçesi vermediği, ancak yargılamanın diğer aşamalarında ki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dava dosyasında;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’a ait hisselerin dava dışı … ve … A.Ş.’nin pay defterine davalı … adına gösterilmesinin hukuka uygun olmadığını, davacı …’a ait olan 250 payın davalı adına intikal etmiş gibi gösterildiğini, bu 250 payın davacı adına aidiyetinin tespiti ile sermaye artışları da dikkate alınarak bu yola gerçekleşen artışlarda hesaplanarak, bu paylara ilişkin davalı adına görünen kaydın terkini ile davacı adına şirket pay defterine işlenmesine haksız pay devrinin TTK’nın 332. maddesine göre hükümsüz sayılmasına, payların iadesinin mümkün olmaması halinde dava tarihindeki rayiç bedellerinin faizi ile birlikte davalıdan tahsile karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasının TBK’nın 126 ve TCK’na göre zaman aşımına uğradığını, şirket ortakları arasında açılan davalarda 5 yıllık zaman aşımı süresinin geçerli olduğunu, davacının hissedarı olduğunu iddia ettiği … ve … A.Ş.’nin 2001, 2002 ve 2003 yılı Genel Kurullarının toplu olarak 2004 yılı Haziran ayında yapıldığı genel kurulla sermaye arttırımına gidilerek genel kurul kararının tescil ve tüm hissedarlara ait hisse oranları ile pay cetvelinin Ticaret Sicili Gazetesinin 2 Haziran 2004 yılında ilan edildiğini, buna göre 6062 sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen pay cetveline göre davacı …’un hissedar olmadığını, hissedarların …, …, …, … ve … olduğunu bu işlemin 2004, 2005, 2006 ve 2007 yılında yapılan toplantılarda da tekrarlandığını, … ve … A.Ş.’nin 2007 yılında yapmış olduğu sermaye artışı ile tüm hissedarlara ilişkin hisse oran ve pay cetvelinin Ticaret Sicili Gazetesinde 22 Haziran 2007 yılında ilan edildiğini, …’un bu ilanda da hissedar olarak gösterilmediğini, TTK’nın 38 ve TBK’nın 126. maddesi gereğince davacının iddialarının zaman aşımına uğradığını, %75 hissedar olduğunu iddia eden davacının 6 Genel Kurul yapıldıktan sonra huzurdaki davayı açmasının iyi niyetle bağdaşmadığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin temlik işlemlerine ilişkin yerleşik içtihatları dikkate alındığında davanın reddedilmesinin gerektiğini, davacının hissedarlığını ispat etmesi gerektiğini, Davalı …’a 2001 yılında hisse devri yapıldığını ileri sürdüğü için talebinin zaman aşımına uğradığını, tüm bu hususlar dikkate alınarak davanın reddedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas… Karar sayılı dosyasında;
DAVA
Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan …’ un yaklaşık 10 yıldır yurt dışında yaşadığını, dava dışı … ve … A.Ş.’nde hisse anlaşmazlığının basına yansıması nedeni ile olaydan haberdar olduğunu, kendine ait hisselerin …’ye devredilmiş gibi gösterildiği bilgisine ulaştığını, Ankara Ticaret Sicili Memurluğu nezdinde 82884 sicil numarası ile kayıtlı bulunan …’nde 25.000 adet hissenin 625 adetine sahip olduğunu, yapılan tüm genel kurullarında hazirun cetvellerinde isminin bulunduğunu, hisselerinin 13/05/2004 tarihinde …’ye devredildiğini öğrendiğini, … adına tescil edilen hisselerin tefriki ile adına tescil edilmesini dava ve talep etmiştir.
Daha sonra davacı vekilinin vermiş olduğu dilekçe ile … aleyhine açmış oldukları davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, açılan davanın reddini talep ettiklerini, daha sonra feragata karşı vermiş oldukları yazılı beyanları ile 30/05/2018 tarihindeki duruşmada alınan ve zapta geçen beyanlarında feragata karşı bir diyeceklerinin olmadığını, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını, teminatın iade edilmesine muvafakat ettiklerini beyan etmiştir.
Birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyasında;
DAVA
Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ankara Ticaret Sicili Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı bulunan … ve Tic. A.Ş.’nin kurucu ortağı ve %85 oranında pay sahibi olduğunu, tüm sermaye artışlarının müvekkili tarafından yapıldığını, şirket kayıtları ile sabit olduğunu, paylarını şirket defter ve belgelerini tutan kız kardeşi … tarafından kendisi ve oğlu … ve … adına kaydedildiğini, 17/07/1992 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı kapsamında tutulan hazirun cetvelinde de görüleceği üzere …’un paylarının tamamını devretmesi nedeni ile şirket hissedarlığının kalmadığını, müvekkilinin %85 …’nin %6, …’ın %5, …’in %3 ve …’in % 1 payının olduğunu, bu tutanaktan sonra yapılan tüm pay artışlarının müvekkili tarafından yapıldığını, …’nin şirket ortaklığından ayrılırken paylarını müvekkiline devrettiğini, ancak bu hisselerin …’ın oğlu olan … adına kaydedildiğini, …’ın şirkette hiçbir hissesinin bulunmadığını, tüm bu hususlar dikkate alınarak …’nin paylarının %85’inin müvekkili …’ye ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dava dosyasında
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ile 02/03/2010 tarihli İnançlı Temlik Sözleşmesi imzaladıklarını, amaçlarının …’nin genel kurula daha güçlü çıkmasını sağlamak olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından sonra 18 ay içerisinde geri devredilmek şartı ile 90 adet hissenin devredildiğini, pay devrinin inançlı ve muvazaalı olarak yapılmasına rağmen paylarının kendisine geri iade edilmediğini, …’ye yapılan pay devrinin inançlı temlik konusu olduğundan … adına yapılan pay devrinin terkini ile davacıya iadesinin sağlanmasını dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket pay defterine pay devrinin usulüne uygun olarak yapıldığını, davalı şirketin herhangi bir kusur ve ihmalinin olmadığını, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline devredilen payların …’dan devir ve temlik alınan paylar olduğunu, …’un bunlara ilişkin Sincan Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açtığını, davacı aleyhine açılan bu davanın davacının kaybetmesi halinde …’un sahibi olmamış olduğu hisseleri devretmiş olmasının mümkün olamayacağını, devir sözleşmesinin 02/03/2010 tarihinden itibaren 18 ay boyunca geçerli olan bir sözleşme olduğunu, bunun amacının ise payı devreden …’un paylarını devralması halinde geri alma iadesini göstermesi gereken zaman aralığı olduğunu, 18 aylık süre içerisinde hisselerin devralınması için bir talebin bulunmadığını, muvazaa ilişkisinin bulunmadığını, hisselerin bedeli ödenerek alındığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; ana dosya ile birleşen ve 30/05/2018 tarih … Esas … Karar sayılı karar ile daha önce haklarında hüküm kurulan; … Esas … Karar sayılı, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı ve Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas… Karar sayılı dosyalarında verilen kararlar hakkında taraflarca istinaf yoluna başvurulmadığı ve birleşen bu dosyalar hakkında verilen kararların kesinleşmiş olması nedeniyle bu dosyalar hakkında yeniden bir hüküm kurulmadığı,
Mahkemenin 2019/207 (eski esası …) Esas sayılı dosyası için; dosya içeriğine uygun, tüm delillerin değerlendirilerek ve şirket kayıt ve belgelerinin üzerinde inceleme yapılarak alınan bilirkişi heyetinin kök ve ek raporunu hükme esas alarak pay devirlerinin yapılmasından çok sonra davaların açıldığı, özellikle asıl dava ile bir kısım davalarda davacı olan …’un 6 adet Olağan Genel Kurul yapıldıktan sonra her Genel Kurulda alınan kararlar Ticaret Sicilinde tescil edildiği, bu genel kurul kararına itiraz etmeyerek zaman aşımı süresini de geçirdikten sonra dava açmasının hakkın açıkça kötüye kullanımı niteliğinde olduğu Türk Medeni Kanununun 2. maddesi gereğince “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz” hükmü gereğince…. 07/06/2010 tarihinde hazirun cetvelinde davalılara intikal etmiş gösterilen %75 hissesinin kendi adına tesciline ilişkin talebinin 1991 yılında şirket hissedarlarını gösteren hisse pay cetvelinde isminin bulunmamasının ve peşi sıra yapılan 6 Genel Kurul Hazirun cetvelinde hissedar olarak isminin bulunmaması daha sonra yapılan 07/06/2010 tarihli Olağanüstü Genel Kurulda isminin bulunmaması nedeni ile bu davaları açtığı, birden çok genel kurul toplantısının yapılmış olması nedeni ile davacı …’un bu tür davranış içinde bulunarak dava açmadığı dikkate alınarak, genel kurul toplantılarında alınan kararların hukuki menfaatini ihlal etmediği kabul etmiş sayılacağı, 6 tane Genel Kurul Toplantısından sonra açılan davalarda TMK’nın 2.maddesine göre hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu dikkate alınarak 2019/207 (eski numarası …) asıl davada davanın kanıtlanamadığı ancak, davalı …’ın davayı kabul ettiği dikkate alınarak davacısı …, davalıları … ve … olan davada davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davalı … aleyhine açılan davanın reddine, davalı … aleyhine açılan davanın; davalı …’ ın davanın kabulüne ilişkin 02/11/2010 havale tarihli dilekçesi dikkate alınarak …’ deki 4.000 adet paya tekabül eden hissesinin iptal edilerek … mirasçıları adına miras payları oranında tesciline,
Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası için; bilirkişi heyetlerinden alınan rapor ve ek raporlar birbirine uyumlu olup, alınan raporlarda; taraflar arasında imzalanan 02.03.2010 tarihli devir sözleşmesinin geçerli olduğu, davalının devraldığı hisseleri aynı bedelle süre şartı olan 18 ayın sonrasında devretmesi gerektiği, davacının da bunun karşılığında 4.500,00 TL ödemesi gerektiği yönünde görüş belirtildiği, bu görüşün uygun bulunduğunu, başka bir anlatımla davacı …’un haklı olduğu, … ve Tic.A.Ş.’de maliki olduğu 90 adet payının inançlı temlik sözleşmesi ile davalı …’ye devrettiği, ancak hali hazırda …’nin 1 payının bulunduğu anlaşılmakla, …’nin …’nde sahibi olduğu 1 adet hisse payının iptal edilerek davacı … adına tesciline, 89 adet hisse payı için tazminat davası açması hususunda muhtariyetine,
Birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası için; dosya içeriğine uygun, tüm delillerin değerlendirilerek ve şirket kayıt ve belgelerinin üzerinde inceleme yapılarak alınan bilirkişi heyetinin kök ve ek raporunu hükme esas alarak; TMK’nın 2.maddesi uyarınca “hakkın kötüye kullanılması yasağı” gereğince 17.07.1992 tarihli Genel Kurul sonrası gerçekleştirilen devir işlemlerine davacı …’nin itiraz etmediği 2013 yılına kadar … ve Tic.A.Ş.’de 18/09/1992, 21/05/1993, 22/02/1995, 13/12/1995, 15/06/1998, 22/06/2001, 14/05/2004, 15/06/2007 ve 07/06/2010 tarihi olmak üzere toplamda 9 adet genel kurul toplantısı yapıldığı ve toplantıların tümüne davacı …’nin bizzat katılarak pay oranlarının belirtildiği, hazirun cetvellerini herhangi bir itirazı olmaksızın imzaladığı, bahse konu dönemde şirkette yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı hususları dikkate alındığında, her ne kadar dosya kapsamında 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 163. maddesinde belirtilen şekilde akdedilmiş adi yazılı pay devri anlaşmasına rastlanılmışsa da, en azından bahse konu devirlerden pay sahibi …’nin haberdar olduğunun ve bu devirlere icazet verdiğinin kabulünün gerektiği, aynı zamanda davacının pay devri gerçekleştirmediği yönündeki itirazının TMK’nın 2.maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağı ile çatıştığı da gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası yönünden davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinin tarafların iradesine aykırı bir şekilde yorumlandığını, sözleşme hükmünün açık olduğunu, sözleşmeye göre tarafların devre konu payların 18 ay sonra iadesi şeklinde bir iradesi olmadığını, aksine azami 18 ay içinde iadesinin talep edilebileceğini, sözleşmenin 18 aylık süre sonunda geçersiz olacağının düzenlendiğinin görüldüğünü, bu nedenle hisse devir anlaşmasının 3 ve 4.maddelerinin açık olmasına rağmen ve davacı …’un 18 aylık süre içinde herhangi bir şekilde hisselerinin iadesine yönelik bir talebi de bulunmadığından davanın reddi yerine kabulü kararının hatalı olduğunu, kararın bu yönü ile kaldırılması gerektiğini, ayrıca davanın bir an için kabulüne yönelik doğru kabul edilse dahi 89 paya yönelik olarak açılan dava yönünden davanın reddi yerine tazminat davası açmakta muhtariyetine şeklinde kurulan kararın da hatalı olduğunu,
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas … Karar sayılı kararında; asıl davada … hisselerinin … mirasçılarına verilmesine dair kararın bozularak asıl davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiğini, asıl davadaki 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında müvekkilinin bir nev’i özel paylı şirket ortağı olduğunu, diğer davalı … hakkında verilen hükümden etkileneceğini, bu nedenle istinaf haklarının mevcut olduğunu, bu davanın hiçbir hukuki temeli bulunmadığını, davada …’ın kabul beyanının hukuki önemi bulunmadığını, sırf kabul beyanına dayalı olarak anonim şirket paylarının mahkeme kararı ile devredilemeyeceğini,
Dava ile birleşen ve … tarafından müvekkili aleyhine açılan …. Esas (Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı) sayılı davasında mahkemece karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini, ancak müvekkili lehine bir vekalet ücretine takdir edilmediğini, kararın bu yönü ile bozulması gerektiğini,
Birleşen ve davacısı oldukları Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında ise kabul edilen pay dışındaki satılan payları hakkında satın alanlara karşı iade davası açmakta muhtariyetleri belirgin olduğu halde bu hakları gösterilecekse ilgililer hakkında dava açmakta muhtariyetine ibaresi ile gösterilmesi gerekirken sadece davalıya karşı tazminat davası açma hakkı şeklinde gösterilmesinin hatalı olduğundan birleşen davadaki hükümdeki hatalı ibarenin düzeltilerek onanması gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının davalı … Tic. A.Ş.’nin vekili tarafından istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete davada husumet yöneltilemeyeceğini, dava dosyasında aynı mahiyette açılan ve birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyaları haricindeki diğer dosyalarda davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiğini, ancak bu dava dosyası yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu,
Ayrıca, hisse devir sözleşmesinin normal bir hisse devir sözleşmesi olduğunu, davacının devir bedelini aldığını, 90 adet … ve Tic. A.Ş.’ne ait hisseyi …’ye devrettiğini, davacının hisse devir sözleşmesi kapsamında 18 aylık süre içinde hisselerin iadesi yönünde talebi bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talebi doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
… vekili birleşen davada davacı … vekili tarafından verilen istinaf başvurusuna karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
… ve Tic. A.Ş. vekili birleşen davada davacı … vekili tarafından verilen istinaf başvurusuna karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava ve birleşen davalar;
Asıl ve birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … ve … Esas ile birleşen Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyalarında, …’deki davalılar adına olan hisselerin iptali ile davacı … adına tescili bunun mümkün olmaması halinde hissenin dava tarihine yakın rayiç bedelinin tespiti ve tahsili, birleşen Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında … A.Ş.’nde davalı … adına kayıtlı hisselerin iptali ile davacı … adına tescili mümkün olmaması halinde rayiç bedelinin tespiti ve tahsili, birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında … A.Ş.’deki davalılar …, … ve … adına tescil edilen hisselerin davacı … adına olduğunun tespiti ve pay defterine tescili, birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında … A.Ş.’de davalı … adına kayıtlı hisselerin inançlı temlik sözleşmesi ile davacı …’a devredildiğinden hisselerin davacı adına tescili istemlerine ilişkindir.
Dairemizce ilk derece mahkemesi kararının istinafı üzerine, asıl dava yönünden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl dava yönünden dava dışı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 344/(1).maddesi gereğince yapılmamış sayılmasına, Birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında davacı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar dosyasında davalı … vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı dosyasında davalı … vekilinin ve davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2019 tarih ve …Esas …
Karar sayılı kararının birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı kararı yönünden kaldırılmasına, davalı …’nin davalı …Ş.’nde sahibi bulunduğu 1 adet hissenin iptali ile davacı … adına tesciline, 89 adet hisse yönünden açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş, söz konusu kararın temyiz edilmesi üzerine;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/12/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı bozma ilamında;
“…1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, asıl dava ve asıl dava ile birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası yönünden asıl davada davalı … ve birleşen davada davacı … vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından asıl dava ve birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında verilen kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, 02.03.2010 tarihli sözleşme ile devredilen hisselerin sözleşmede kararlaştırılmış olmasına rağmen geri verilmediği iddiasıyla açılan hisselerin davacı adına pay defterine kaydı istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davacının sözleşme uyarınca hisseleri geri alma hakkının bulunduğu kanaatiyle 1 hisse için davanın kabulüne, 89 hisse için payların devredilmiş olması nedeniyle husumetten reddine karar verilmiştir. Ancak, sözleşmenin 2. maddesinde, sözleşmenin konusunun … A.Ş.‘deki …a ait 90 adet payın …’ye tüm aktif ve pasifiyle devredilmesine ilişkin esaslar olduğu, anılan sözleşmenin ‘’Sair Hususlar’’ Başlıklı 3. maddesinin 3. bendinde, devralanın devir bedelini sözleşmenin imzalanmasını takip eden 3 gün içinde devredene ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, 3.4. maddesinde, devralanın hisseleri 3. kişiye devretmek istemesi durumunda devredenin ön alım hakkı bulunduğu ve ayrıca her halde devralanın sözleşmenin imzalanmasını takip eden en geç 18 ay içinde hisseleri sözleşmede belirtilen bedelle geri devredeceği, 3.5. mddesinde ise, hisselerin sözleşmenin imzalanmasını müteakip devralana ait olacağı ve hisseleri dilediği gibi tasarrufta bulunabileceği kararlaştırılmıştır. Bu durum karşısında, sözleşme bütünü itibariyle yorumlandığında, 3.4. maddesine göre devralanın 18 ay içerisinde hisseleri 3. kişiye devretmesi halinde devredenin ön alım hakkının ve yine 18 ay içerisinde devredenin aynı bedelle payları geri alma hakkının bulunduğu anlaşılmaktadır. Zira, sözleşmenin 2. sayfasında ‘’İşbu sözleşme imzalandığı tarihte yürürlüğe girecek olup, hisse devir bedelinin tamamen ve nakden ödenmesi tarihinden itibaren 18 ay süresince geçerli olacaktır.’’ hükmü düzenlenmiş olup, anılan hüküm uyarınca sözleşmede belirtilen bu 18 ayın sonunda artık davacının ön alım ya da geri alım hakkı bulunmamaktadır. Bu itibarla, mahkemece hukuki olan bu konuda bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre, birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı davada davacı … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir….” gerekçesiyle bozularak dosya Dairemize gönderilmiş olup, Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Uyulmasına karar verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma ilamında da belirtildiği üzere Dairemizce asıl dava yönünden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl dava yönünden dava dışı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 344/(1).maddesi gereğince yapılmamış sayılmasına, Birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında davacı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik verilen karar onanmış olmakla bu dosyalar hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dava dosyası ile birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı dosyasına gelince;
Uyulmasına karar verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında da belirtildiği üzere; eldeki davada 02.03.2010 tarihli sözleşme ile devredilen hisselerin sözleşmede kararlaştırılmış olmasına rağmen geri verilmediği iddiasıyla açılan hisselerin davacı adına pay defterine kaydı istemine ilişkindir. 02/03/2010 tarihli sözleşmenin 2. maddesinde, sözleşmenin konusunun … A.Ş.’deki …’a ait 90 adet payın …’ye tüm aktif ve pasifiyle devredilmesine ilişkin esasların düzenlendiği, anılan sözleşmenin “Sair Hususlar” Başlıklı 3.maddesinin 3.bendinde ise, devralanın devir bedelini sözleşmenin imzalanmasını takip eden 3 gün içinde devredene ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, 3.4. maddesinde, devralanın hisseleri 3. kişiye devretmek istemesi durumunda devredenin ön alım hakkı bulunduğu ve ayrıca her halde devralanın sözleşmenin imzalanmasını takip eden en geç 18 ay içinde hisseleri sözleşmede belirtilen bedelle geri devredeceği, 3.5. mddesinde ise, hisselerin sözleşmenin imzalanmasını müteakip devralana ait olacağı ve hisseleri dilediği gibi tasarrufta bulunabileceği, yine sözleşmenin 2. sayfasında “İşbu sözleşme imzalandığı tarihte yürürlüğe girecek olup, hisse devir bedelinin tamamen ve nakden ödenmesi tarihinden itibaren 18 ay süresince geçerli olacaktır.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hale göre sözleşme bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sözleşmenin 2.sayfasındaki düzenleme ile sözleşmenin 3.4.maddesine göre sözleşmede belirtilen 18 ayın sonunda davacının ön alım ya da geri alım hakkı kalmayacağından ve dosya kapsamına göre de 18 aylık süre dava tarihi itibariyle dolmuş olduğundan artık davacının ön alım ya da geri alım hakkı bulunmadığından açılan davanın reddi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle asıl dava ve birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyaları yönünden tarafların temyiz başvurusu üzerine söz konusu kararların Yargıtay 11. Hukuk Dairesince onanması üzerine bu davalar yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar dosyasında davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında davalı … vekilinin ve davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2019 tarih ve …Esas …
Karar sayılı kararının birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı yönünden kaldırılmasına, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Asıl dava ve birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyaları yönünden tarafların temyiz başvurusu üzerine söz konusu kararların Yargıtay 11. Hukuk Dairesince onanması üzerine bu davalar yönünden HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
B)1-Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar dosyasında davacı … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı …’dan alınması gerekli olan 108,80 TL harçtan peşin alınan 88,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 20,40 TL harcın …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
C)1-Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında davalı … vekilinin ve davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2019 tarih ve …Esas … Karar sayılı kararının birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı yönünden KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 38,15 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davalı … ve davalı …Ş. Kendilerini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı … tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
D)1-Davalı … tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı …’ye iadesine,
2-Davalı …Ş. tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı …Ş.’ne iadesine,

3-Davalı … tarafından yapılan istinaf başvurma harcı olarak yatırılan 148,60 TL harcın davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
4-Davalı …Ş. tarafından yapılan istinaf başvurma harcı olarak yatırılan 121,30 TL harç ile istinaf aşamasında yapılan posta gideri 48,70 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 170,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …Ş.’ye verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında birden fazla duruşma açıldığından yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00’şer TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …Ş.’ne ve davalı …’ye verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/04/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.