Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/702 E. 2022/174 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2021
NUMARASI :…….
DAVA : Alacak (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2021
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, kredi müşterisinin kredinin ödeme aracı olarak davalının keşide ettiği 2 adet bonoyu ciro ederek müvekkiline verdiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesabının kat edildiğini, takip işlemlerine başlandığını, dava dışı asıl borçlu tarafından müvekkiline verilen bonoların süresinde protesto edildiğini, Kanunda belirtilen süre içerisinde takip yoluna başvurulmadığından söz konusu bonoların kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, yetkili hamil müvekkili tarafından TTK’nun 749. maddesi gereğince işbu bonolar ile ilgili olarak kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkının kaybedildiğini, sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalıdan bono bedellerinin tahsili gerektiğini belirterek 88.000.00 TL’nin protesto tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket yetkilileri tarafından dava konusu bonoların keşide edilmediğini, bonolar üzerine basılan kaşenin de sahte olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı bankanın dava dışı şirket tarafından kullanılan kredi borcu nedeniyle davalı şirketin keşide ettiği iki adet bononun verildiği, süresinde takip yoluna başvurulmadığından bonoların kambiyo senedi vasfını kaybettiği, TTK’nun 732. maddesine dayalı olarak bono bedellerinin tahsili amacıyla işbu davanın açıldığı, davalı tarafından söz konusu bonolar üzerindeki imzaların şirket yetkilisine ait olmadığının savunulduğu, alınan uzmanlık raporu ile dava konusu bonolarda davalı şirkete atfen atılan imzaların bonoların tanzim tarihi itibari ile şirketi temsile yetkili olduğu anlaşılan …’a ait olmadığının anlaşıldığı, bonolar nedeniyle davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl borçlu tarafından sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, kredi hesabının kat edildiğini, takip işlemlerinin yapıldığını, kredi sözleşmesi uyarınca kredi ödeme aracı olarak verilen bonolar nedeniyle TTK’nun 732. Maddesi uyarınca işbu davanın açıldığını, imza incelemesinin yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması gerektiğini, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza, yazının tersim, seyir ve baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde karşılaştırılması, sonuçta imza ve yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının dayanakları gösterilmiş denetime elverişli bir şekilde ortaya çıkan adli tıp kurumu başkanlığından alınacak raporlara göre karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan raporun bu kriterlere uygun olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi ödeme aracı olarak verilen bonolardan kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Yargılama aşamasında jandarma kriminal laboratuvarından alınan 08/12/2020 tarihli uzmanlık raporu, …. … … Müdürlüğü yazı cevabı, dava konusu bono suretleri, davalı şirket … … Gazetesi ilanları, Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/787 Esas sayılı dosyasının derdest olduğuna ilişkin yazı cevapları dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu bonoların davalı … … … Ltd. Şti. tarafından dava dışı … … … Ltd. Şti. lehine keşide edildiği, 04/03/2013 tanzim tarihli 20/07/2013 vade tarihli ihdas nedeni malen olan bononun 45.200,00 TL bedelli, 01/03/2013 tanzim tarihli 20/06/2013 vade tarihli ihdas nedeni malen olan bononun 42.800,00 TL bedelli olduğu, bonoların lehtar tarafından ciro edildiği, davacı bankanın yetkili hamil olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Ankara … … Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta, davalı şirketin 24/04/2012 tarihli kararına göre 10 yıl süre ile …’un şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu, 07/01/2015 tarihli karara göre 10 yıl süre ile … ve … davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu belirtilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan uzmanlık raporunda dava konusu iki adet bonodaki imzaların … eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, kredi borcunun ödenmesi için kendisine ciro edilen iki adet bono nedeniyle alacaklı olduğu, davalı keşidecinin TTK’nun 723.maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre bonodan kaynaklanan alacaktan sorumlu bulunduğunu iddia etmiş, davalı yan ise bonolardaki keşideci imzasının yetkilisine ait olmadığını, şirket kaşesinin sahte olduğunu savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda uzmanlık raporu hükme esas alınmak suretiyle bonolardaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığı, davalının bonolardan sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu iki adet bonodaki keşideci imzasının, bonoların tanzim tarihlerindeki şirket yetkilisi eli ürün olup olmadığı hususundan kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde, dava konusu bonoların tanzim tarihi olan 04/03/2013 ve 01/03/2013 tarihlerinde davalı keşidecinin yetkili temsilcisinin … olduğu dosya içerisinde yer alan belgelerle sabittir. Yargılama aşamasında alınan uzmanlık raporu ile de iki adet bonodaki imzaların …’a ait olmadığı tespit edilmiştir. Raporda mukayeseye esas alınan belgeler, bonoların tanzim tarihinden önceki tarihleri içerir …’un imzalarının yer aldığı belge asılları ile anılan yetkilinin mahkeme huzurunda alınan istikdap imza örnekleridir. Usulüne uygun mukayese belgeler esas alınmak suretiyle düzenlenen uzmanlık raporu ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir.
Hal böyle olunca, mahkeme ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli uzmanlık raporu esas alınarak genel kredi sözleşmesinin ödeme aracı olarak davacı bankaya verilen bonolardaki davalı keşideci imzasının, bonoların tanzim tarihindeki davalı şirket yetkilisi eli ürünü olmadığı, davalı keşidecinin imzası yetkilisine ait olmayan bonolar nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı banka harçtan muaf olduğundan davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 17/02/2022

……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.